03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Önce siipde sevdi kavgayı GÜLSÜMMYÜZ "NEVARSAYİTİRDİĞİM... BÜTÜN BULDUKLARIM ŞİİRDi: "Önce şiirdc sevdim kavgayı özgürlüğükelimekelimeşiirde. Mısra mısra sevdim yaşamayı, Öfkeyi de sevinci de... Senin ışıklı günlerin, Benim iyimser dostlarım Hepsihepsişiirde. Ne varsa yitirdiğim... Bütün bulduklarım şiirde. Kafiyeden önce gelen Sevgilerimiz mi sade, Sürgündevar I f.ıpis de Ünlü yazarımız Rtfat Ilgaz yazın dünyasına şiirle girmişti. 1 Rıfat Ilgaz, yazın dünyasına şiirle girmiş ilk kez. Uzun süre dergilerde yayımlamiş ilk gcnçlik duyarlığı içindeyazdığı şiirlerini. Ancak bu şiirler, ilk kitabı Yarenlik'te yer almamıştır. Kendisi o şiirleri "Gözünün kapalı olduğu dönemlerde yazdığı ürünler" olarak niteliyor. * onun yaşamında çok önemli bir yer tutuyor. Tıpkiytllarönce A. Kadir'eadadığı bu şiirdc belirttiği gibi. Rıfat Ilgaz, yazın dünyasına şiirle girmiş ilk kez. Uzun süre dergilerde yayımlamiş ilk gençlik duyarlığı içinde yazdığı şiirlerini. Ancak bu şiirler, ilk kitabı Yarenlik'te yer almamıştır. Kendisi o şiirleri "Gözünün kapalı olduğu dönemlerde yazdığı ürünler" olarak niteliyor. Rıfaz Ilgaz, Yarenlik'te topladığı, 4O'lı yılların toplumcu duyarlığı içinde yazdığı şiirlerle, şiir dünyasına hızlı ve etkili bir giriş yapıyor. Kitap pek çok olumlu tepkiler alıyor. Şiirleri üzerine Asım Akşar, Sabahattin Ali, Oktay Akbal, Avadis Aliksanyan, Hüsamettin Bozok, Behice Boran, Özdemir Asaf, Hulusi Dosdoğru, Abdülbaki Gölpınarlı, Kenan Harun, Esat Adil Müstecablıoğlu, Muzaffer Şerif Başoğlu, Kemal Salih SeJ, Yusuf Ahıskalı, ömer Bedrettin Uşaklı, Refi Cevat Ulunay, Fahir Onger ve birçok kişi yazılar yazıyor ve onun şiirini övgüyle karşılıyor. Abdülbaki Gölpınarlı yazısında "O, bir saltanatın şiirini terennüm etmiyor (dile getirmiyor), halkın derdini dert ediniyor." sözleriyle çok öhemli bir gerçeğe dikkat çekiyor. Rıfat Ilgaz gerçekten de, Yarenlik'te ve onu izleyen kitaplarındaki şiirlerinde halkın derdini en açık, dürüst, zorlamasız ve yapmacıksız bir söyleyişle dışa vurmuştur. Savaş sonrası güçlük leri içinde yaşayan halkın derdini dile getirirken son derece içten, özentisiz ve yapmacıksızdır. Çünkü o, halktan kopuk bir kişi değildir. Aynı sıkıntıları, sorunları yaşayan dar gelirli bir öğretmendir. Ustelik bunu dışa vurmaktan da çekinmenıektedir. Olayların ardındaki gerçeklcri görmeye çalışarak, biraz da örtülü bir mizahçı gözüyle bakarolaylara, yaşamlara. Sınılındakiçouıkların yaşamları, meyhanccinin kazanç vergisi, garson Nuri'nin nüfustaki işi, iş kazasında kolu kopan Aliş, tramvay biletçisi Rıza, eski gömleğini R ıfat llgaz'ın şair yönii genç kuşaklarca pek tazla bilinmiyor nedense. Adı, Hababam Sınıfı ile birliktc anılıyor, yazarlık yetisi romancı, mizah öyküleri yazarlığıyla sıniflnndırılıyor nerdcyse. Oysa şiir Kapalıçarşı'da satmaya gelen medresede yatan Hayri, bir kapıcı ailesine dördüncü çocuk olarak doğan bebe. ğin beslenmesi, okul çıkışı komşıılara parayla su taşıyan Remzi, askere davul zurnasız uğurlanan yoksul delikanlı, asker dönüşü iş arayan delikanlı, köyden ailesinden koparılarak kente getirilen, evin hamamına Fatma girip Bahtiyar çıkan besleme kız, taşralı memurlar, Cibali'de tütünde çalışan kızlar, küçük kasaba insanları, Karadeniz'in çileli sarıyazmalı kadınları, eli değnek tııtar tutmaz çoban olan çocuklar, bit pazarından soyunup bit pazarından giyinen Topkapılı Tatar Ali, Kanlı Pazar'da babası üldürülen Elif çocuk ve daha kimler derdidir Rıfat llgaz'ın Duyarlığını hep oıılann yaşamlaıına yöneltmiş, şiirlerini onlar için yazmıştır. Bunu yaparken zorlanmamış, yapmacığa, özentiye kaçmamıştır. Çünku kendisi de halktan biridir. Aynı sıkıntıları onlarla birlikte çeker, sevınçleri birlikte yaşar. "Hepimize geçmiş olsun,/ atlattık bu kışı da burnumuz ka namadan./ Sıkıntımız kalmadı soğuktan yana./ Odıına, bıından sonra/ çamaşırdan çamaşıra iş düşecek,/ Kömüre misafirden misafire...", "Korkusuz gezebilsem sokaklarını/ bu mahalle hoşuma gitmeyecek değil.../ Bakkal köşe başındadır/ iki aydır kaleın sürülmedi/ Muallim Rılat Bey'in hesabına. Rıfat Hgaz, yalnız çevresinde gördüğü, yakından tanıdığı insanların şiirini yazmaz. Halkın her sorunu, sevinci, üzüntüsü onun da derdidir. Tosya Depremi şiiri bu anlayışın ürünüdür. Ocak Katırı Alagöz, bir katırı anlatır gibi görünmekle birlikte, alttan alta yeraltında yaşayan madencinin gerçeğini göz önüne sermektedir. Karşı çıkar ozan bu karanlık yaşama: "Yeter bu ocak ağzı aydınlığı,/ AlacakaranIık!/ Bir menzile bin kez/ Ulaşıp ulaşıp dönmek.../ Yeter ışısın ortalık/ Ne bir avuç arpa/ Ne bir tutam ot..." Hastalığı nedeniyle çeşitli aralarla yattığı Sanatoryum'da bu dönemdeki gözlem ve yaşanmışlıklarına ilişkin şiirler yazat. Bu şiirler yine de ölümü çağrıştırmaz insana. Çünkü yazgıya karşı çıkış, yaşama karşı bir direnç vardır dizelerinde. Ancak hemen her şiirinde görülen o mizah, o acı alay bu şiirlerinde de görülür. Oğluna yazdığı bir şiirde de yaşadığımız bir başka çelişkiyi ele almıştır. "Senbüyükşehirlerinçocuğusun,/Kıyıda köşede büyümedin bizim gibi./ .../ Ama bakıyorum, rahat değil çocukluğun,/ Arabalar yolunu kesiyor,/ tele takılıyor uçurtman./ Akarsuların, tepelerin yok./ Var mı tarlan, yer çilekleri toplayacak,/ böğürtlenlerini otlara dizecek," dizeleriyle büyük kent insaC U M HURIY E T K İ T A P SAYI 1 5 8 S A YF A 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle