17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bu acı, utanç, boyun Yıldınm Keskin'in yeni öykü Kitabı yıllar sonra yayımlandı.. Yıldırım Keskin,olma, başkaldırma ve eğmişlik, teslim Yoldan Gecen Adam MUZAFFERBUYRUKÇU ltmışjı yılların yetenekli yazarları arasında Yıldınm Keskin ile Özcan Ergüder de vardı. Özcan Ergüder, öykülerini (Maskeli Balo) kitabıııda topladı ama kendisindeıı başka hiç kimsenin açıklayamayacağı nedenler yüzünden edebiyattan uzaklaştı. Oysa, 'Maskeli Balo'daki bazı öyküler, ilerde etkileri çoğalacak, yaygınlaşacak ycnilik tohumları taşıyordu.Yıldınm Keskin, adını duyuraıı çeviriler, eleştiıiler, öyküler ve (Bir Gecenin Beyliği) romanının arkasından diplomatlığa soyundu, Dışişleri Bakanlığına girdi, oyunlar yazdı, yazdığı oyunlar sahnelendi ama bııgiine kadar öykü, roman dallarıyla ilgili herbangi bir iirün vermedi. İşte şimdi, Bilgi Yayınevinin yayımladığı (Yoldan Geçen Adam)la yıllar süren boşluğu kapatmaya yönelik bir adım attı, bir bakıma tekrar edebiyata döndü. Bu, sevindirici, mutlu bir dönüş bence. Sürdiirmcsini dilerim. Sekiz öyküden oluşan (Yoldan Geçen Adamhn ilk öyküsü yaşamın içinde bulunan sıradanlıkla olağanüstüydü; ağır aksak akışlarla çok hızlı devinimleri ve olay yaratan davranışları içerir. Herkesin ilk kez gördüğü ama maskeli oluşundan ötürü kimliğini, yaşamını merak ettikleri adamın varlığından yansıyan anlık bir etkiyle durağan düzenleri sarsılır. Adamın peşine takılırlar, sakladığı gerçeği öğrenmek amacıyla izlemeye koyulurlar. Bu değişim bildik bir değişimdir ve soluk aldığımız her yerde raslanır. Sözgelimi bir nesne, bir sorun, bir canlının büründüğii yadırgatıcı görünüm, ortamlaıın ve koşulların güdiimündeki yaşantımızı olumlu ve olumsuz yanlarıyla kuşatır, hiç tanımadığımız dııygıılarla, düşüncelerle donatır. Yıldırım Keskin, maskeli adamın belirişiyle tavırlardaki düsünce ayrılıklarını ortaya koyarken gizli anlamların kapılarını açar ve öykünün ınerkezinde bir ilgi odağı yaratır. A Göriintü yapıtımdadır) Öfkeden çıldıracaktım. Sosyalist bir rejimde böyle şoven, faşizan, ırkçı, yani insanlık dışı iğrenç şeyler bulunamazdı, bukınmamalıydı, bulunursa o rejimin sosyalist yapısından kuşkulanmak gerekirdi. Ama ne yazık ki yöneticiler, sosyalizmle çelişen böyle bir uygulamayı gururla, zafef çığlıkları atarak sergiliyorlardı. Ve bu dram, insan haklarına saygılı olduklarını dünyaya ilân eden, insan haklarına aykırı davranan memleketle zulüm kokan yaşanmışlığı yalın, sanats>ız bir anlatım ölçüsüyle canlandırtrken oyun yazmaktan gelen bir rahatlıkla, sorıılu yanıtlı konuşma'tekniğini dokunun her hücresine yedirmiştir. Sanat, estetik yönünden zayıf ama sorun ve evrensel bir mesaj iletmesi yönünden çok güçlü olan bu belgesel ağırlıklı yapıt, Bulgaristanda işlenen 'insanlık suçu'nu evrene duyurması için dünyanın bütün öykü antolojilerinde yer alması ereğiyle çaba harcanmalı. Değerli yazar Yıldırım Keskin'in bu çok geniş çok kapsamlı ve varlıkları titretip yaşamdan kopartmaya eğilimli konuyu bir tek öyküyle kapatmamasını, bir dizi öyküyle, roman ya da oyunlarla edebi YddırımKeskin,BügiYayınevinin yayımladığı'Yoldan Geçen Adam"la yıllar süren boşluğu kapatmaya yönelik bir adım attı, bir bakıma tekrar edebiyata döndü. Yoldan Geçen Adam sekiz öyküden oluşuyor. re eleştiriler, kınamalar yağdıran uygar ülkelerin gözleri önünde yaşanıyordu ve o 'uygar Ülkeler'in kılı kıpırdamıyordu. İşkenceciler, direnenleri dövüyor, sürgüne yolluyor, hapsediyor, hatta öldürüyordu. Kaçmayı başaranlar dağlarda, crrmanlarda kıırtuluş çareleri arıyorlardı. Dediklerine göre, üç bin pomak katledilmişti, binlerte kişi sakarlanmıştt, yüzlerce kişi canına kıymışrı. üykücü, gazeteci Salih Baklacıyefin baldı/ı, adını değiştirme baskıları karşısında kendini asmıştı. Ortalık karnıakarışıktı... Yürek sızlatan olaylarçıg gibi büyüyor, milyonlarca insan uınutsuzluğun pençesinde kıvranıyordu. (Yoldan Geçen Adamldaki ikinci öykü 'Ben Kimim?' bu facianın özünii kurcalayan yetkin bir örnek. öyküden birkaçsatır. "Bana yabancı bir biitünde eriyemem / Sonra ıstenilen ne ki... Önemli bir şey değil. Ali Mahmudov'un yerine İvan Yasev. / bu, bir ağacı kökünden çıkarmak gibi. / Ağaç başka yerde de büyür. / Hayır, ölür. / Yeni bir yaşam vermeye çalışıyoruz ağaca; yeni bir ortamda. / lnsanların verdiği her şeyi gene insanlar alabilir. / Geçmişi alamazlar..." Yddırını Keskin, öykünün yaşandığı mekânı açıklamıyor ama kulakları sağır eden, beyin kâsele^ rini ters çeviren yankılar uyandırdığı, Türklerin, Pomakların kitleler halinde göçe zorlandığı için oranın Bulgaristanolduğupekâlâ anlaşılıyor. Deneyimli yazar yatımıza kazandırmasını ve ölümsüz kılmasını isterdim. Şundan isterdim. Bazı çağlar, bazı dönemler her yazara hizmet etmez, her yazarın 'büyük'Iüğü kazanmasına olanak hazırlamaz, oysa Yıldırım Keskin, böyle bir olanağın tam ortasında geçirmiştir yıllarını. İnsan kimliğinin yok edilmesi işleminin anlatılmaz boyutlara eriştiği o yıllarda, yaşamları cehennemle özdeşleşen binlerce kişiyle ilişki kurnıuş, konuşmuş, binlerce kişinin acıklı öyküsünü dinlemiş, koeaman yapıtların alt tarafını döşeyecek malzemeyi biriktirmişrir. Yıldınm Keskin, üçiincü öykü (Yıldızlar ve tnsanlar)da Nice'de kümele nen yabancı ve yerli (Fransa'ya göre yerli) öğrencilerin taze, coşkulu, duygu yoğunluklu, dostlarla ve arkadaşlıklarla pekiştirilmiş ilişkilerini irdelenıektedir. Gelenekleri, kültürleri ayrı ama bireysel ve toplumsal eylemlerde kaynaşan ve bütünleşen delikanlıların içlerindeki patlamaları cjsiz bir gözlenı, saptanıa ve değerlendirme yöntemiyle canlandıran Yıldırım Keskin, onların kişisel sorunlarla biılikte dünya sorun larına eğilmeleıini de gündeme getirir. (Kutsal Canavar)da, her gece sahneye çıkmaktan, alkı^Ianmakıan, övülmek ten, bu yaşamın tekrarından, tek düzeliğinden bıkan ve tedirginliğini her saniye hissettiği ruhsal bir boşluğun derinliklerinde çırpınan ama yenilmeyen, "AlışkanlıkJarmdan kıırtulmak, biran kendisinin olmak, kendine bajkaldırmak isteyen" bir aktristin, ürettiği çelişkiler arasında bocalanıasını, varlığındaki olumlu ya da dü^man ögelerle köşe kapmaca oynamasmı ortaya koyan Yıldırım Keskin, 'benliğin' karmakarışık yapısını hayran olunacak bir yaklaşımla gözlerönüne seriyor veokuru öyküyle özdeşleştiriyor. Aynı beceriyi (Mankenler'de, Safa Bey'de, Yaşamın Karanlık Sularındalda gösteriyor. Hele (Yaşamın Karanlık Sulannda) final hariç acele etmiş orda Yıldınm Keskin, sıkdmış, yaşanıdan beklediği bir şeyin hayal kınklığına uğramış gibi kı tabın en güzel öyküsü. (Yoldan Geçen Adam)daki öyküler, yaşamın çeşitli hallerinden sızdırılmış, sanat ve edebiyat kanıyla bambaşka bir yaşama kavus,turulmu^ ürünlerdir. • Yoldan Geçen Adam /Yıldınm Keskin I Bılgt Yaymevt/m2/lX,s. Yıldırım Keskin, Sofya'da Büyükelçiyken ben Filibe'nin Kunken köyündeydim (1974). Konukluğumun ilk gecesiydi. Korkunç bir gürültüyle uyandım. Sordum 'ne oluyor?' diye. Tanklı, toplu askeri bir birlik baskın yapmış, daha önce adlarını, adreslerini saptadıkları müslüman Pomak'ların kimliklerini değiştirmeye başlamıştı. Ali, Hatice yazılı nüruz cüzdanlarını yırtıyor, Kiril ya da Ruşka adlarını benimsetmeye çalışıyorlardı. (Bu konuyla ilgili 30.8.1976 tarihli günlüğüm Anında C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 143 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle