Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rak görüldüğünü sık sık tekrarhyor. Ancak birçok feministin aksine 'erkeklik' fle 'erkek egemenliği'ni bir tutmayi reddediyor. Orneğin, radikal feministlerin görüşlerine karşı çokarken onların kullandığı dili tersine çevirerek 'erkek şiddetinin devlet elinde olduğu' tanımının karşısına 'devlet şiddetinin erkeklerin elinde olduğu' yolundaki sosyalistfeminist tanımıyla çıkıyor. Kitabın öneminin popüler feminist ortodoksilere bu şekilde meydan okuyuşundan geldiğini düşünüyorum. Segal mantıklı bir biçimde, ancak heyecanını yitirmeden son 20 ydın barış .ekoloji ve pornografi karşıtı kampanyalarındaoldukçaetkiliolan feminist Iiteratürünü (özellikle Kuzey Amerika kaynaklı olanları) irdeliyor. Birçok feministi kadınların barış elçisi, şiddet karşıtı, müşfik, iktidardan tiksinen, saldırganlık göstermeyecek kadar masum cins olduğuna ikna eden Shere Hite'a, Mary Daly'yeveAndrea Dworkin'ekarişı çıkıyor. Segal birçok kanıta dayanarak erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddetin oranının toplumdan topluma değiştiğini, erkek şiddeti üzerine yapılan rahatsız edici birçok ir^eleme doğrultusunda bu oranın ABD'de son derece yüksek olduğunu ve bütün toplum ve dönemlerde her türden genel şiddet düzeyi ile doğrudan ilişkisi olduğunu gösteriyor. Erkek şiddetinin nedenleri, karmaşık bir biçimde, sınıf, etnik köken, ırk ve yaş grubu ile ilgili eşitsizlikelerle kesişiyor. Feministlerin bütün erkekleri 'potansiyel tecavüzcüler' olarak görmeleri hem kolaycdık hem de suçun ve suçlunun özgünlüğünü, kadınların da (depresyon, kendilerine duydukları öfke ve hareketsizliğin getirdiği yükler altında ezilerek) saldırgan olma, şiddet uygulama, taciz etme, öldürme ve pornografi tüketicisi olma potansiyeline sahip olduklarını inkar etmek demek. Birçok feminist Segal'in şiddet ve pornografi ile ilgili görüşlerini itici bulabilir, ancak îngiltere'de tşçi Partili kadın Parlamento üyeleri ve sansür karşıtı feministler iktidardaki aile taraftarı, homofobik ahlakçı sağ ile aynı vagonda pornoya karşı savaş aç mışken bu şaşırtıcı değil. Lynne Segal'in bir önceki kitabı: "Gelecekl^adınmı?"kadınlıkbiçimleri'nin doğası ve işlevi hakkında son yıllarda yazılmış etkileyici bir çalışmaydi; Thatcherizm'in politik açıdan bu en sıkıntılı zamanlarında, sosyalistfeminist tahayyülün belleklerden silinmekte olan bir anı veya boş bir hayal gibi göründüğü 1987yılındayazılanbukitaba Segal kadınların 1 %0'lardan beri şaşırtıcı bir ilerleme gösterdiği ve toplumsal cinsiyet kimliklerinin geri dönülmez biçimde parçalanmaya başladığı yollu iyimserliğini savunuyordu. Ağır Çekim'de ise bu bariz iyimserlik erkeklerin bireysel tutum ve davranıslarındaki elerlemelere ve aynı zamanda toplumsal cinsiyet konumlan ve olasılıklan ile ilgili devlet düzenlemelerine ve tanımlannadayandınhyor. Segal, pratikte erkeklik biçimlerinin çok geniş bir yelpazeye yayüdığında ısrar ederken ve erkekliğin yapısında çelişkisihi n'olduğunu ileri sürerken feministlerin kadınlar ve erkekler için yeni bir gündem belirlerken oldukça önemli başarılar kaydettiğini hatırlatiyor. Kuramsal açıdan sağlam bir temele dayanan ve politik açıdan büyük önem taşıyan bu kitap, cinsler arasındaki benzer noktaları irdeleyip gün ışığına çıkarıyor (bunu yaparken toplumsal cinsiyet tanımlarıyla ilgili bunalımlara, karışıklıkielara ve çelişkilere dayanması ironik) ve böylesine heterojen bir biçimde düzenlenmiş yürürlükteki kadınlık' ve 'erkeklik' biçimlerinde artık radikal değişiklik potansiyelinin olduğuna işaretediyor. • Ağır Çekim / Değişen Erkekliklcr Değişen Erkekler / Lynne Segal I Çev Volkan Ersoy I Ayrtntı Yaytnları 1442 s. / 50.000 TL. BENZATAY Nikolay Vasilyeviç Gogol (Mirgorod 1809 Moskova 1852) Ukrayna'nın küçük toprak sahibi bir ailesindendir. on altı yaşmdayken edebiyat meraklısı olan babasını yitirir Babasının ölümünden sonra, yaşamı boyunca etkisinden kurtulamadığı anasını, yurduna yararlı olmak için başkentte oturmala rının gerekli olduğuna inandırarak Petersburg'a yerleşmeye razı eder. Yurduna hizmetle yükümlü olduğu inancı yaşamı boyunca sürecektir. Bu inanç O'na şunları söyletir: "Rusya, ne istiyorsun benden? Nedir o akıl sır ermez bağ ki bizi durmaksızın birbirimize kenetler." Bu yurtseverlik duygusuna karşın, önce küçük bir memurluk, sonra bir kız okulunda tarih öğretmenliği bulabilir. Bu görevi bulduğu yıl, 1832 yılında 33 yaşındayken "Dikanta Geceleri"ni yazar. Çocukluk anılanndan yararlanarak gerçekçi ve şairce bir dille betimlediği bu ilk yapıtıyla adını duyurur. 1834'de, ikinci yapıtını, "Mirgorod öyküleri" adıyla yayımlar. Ardından, yazdığı çeşitli metinleri içeren "Arabeski"yi yayımlar. Bu metinlerin en önemlisi "Bir Delinin Günlüğü" adıyla bildiğimiz "Günlüktür". Bu yapıtında, ölçüsüz gumrdan kurtulmak için çıldırmaktan başka uınarı kalmayan bir insanı anlatır. Gogol'ün yaşamında önemli bir olay ise, "Müfettiş" adlı Rus kırtasiyeciliğini yeren komedinin 1836 yılında oynanması olur. Sansürün yenilmesinden sonra oynanabilen bu oyunu "kraldan çok kralcılar" yererler. Bu duruma Gogol çok üzülür. Derin birbunakmagirer. Oysa, oyunu, özgürlükçüler çok beğenirler. Dahası, Çar I. Nikola, bakanlarına, "Gidip oyunu izleyin de ders alın" demiştir. Ama bunlar, Gogol'ü avutamamıştır. Yurdunu terkederek, Almanya, ttalya, Viyana gezilerine çıkar. Viyana'da sayrılanıp Roma'ya gider... Bu yolculukları süresince, üniversitedeyken tanıştığı Puşkin'in kendisine konusunu verdiği "ölüCanlar" üzerindeçalışır. "Müfettiş" oyıınundan sonra, Gogol'ün yaşamındaki ikinci olay, 1841 yı 140 yıl önce trajik bir biçimde ölmüştü. " Ölü Canlap" ile ölümsüzleşen Gogol Nlkolay vasllvevıc Cogol lında tamamladığı "palto" adlı yapıtının gördüğü ilgi olur. Yenilikçi Rus öyküsünün ilk örneği "Palto"dur. Gogol, özellikle bu öyküsüyle Tolstoy, Dostoyevski, Çehov üzerinde etkili olmuştur. Turgenyef, "Biz hepimiz Gogol'ün 'PaJto'sundan çıktık" der. Karşıtı büyük yazar Dostoyevski de durumu doğrulayarak aynı sözü yineler..,. "Palto"nun konusu nedir? Palto, Gogol'ün "Gözyaşlarıyla gülmek" diye tanunladığı yaşamı anlatan en iyi öykülerinden biridir. Yazar bu öyküsünde Çarlık Rusyası'nın ilkelliğini ele alır. Bütün bunlar bir yana, Gogol'ün yaşamındaki en önemli olay, Puşkin'in verdiği konudan, diinya yazınının olağanüst(i yapıtlarından birini çıkarmasıdır. "Ölü Canlar"ı yazmasıdır. "ölü Canlar", ü'nu ölümsüzlüğe eriştirir. Ölmüş, ama nüfus kütüklerinde sağ görünen köleleri alıp satan bir dolandırıcının öyküsüdür bu romanda anlatılan. Çok canlı olan yapıt, Rus halkını gülmece havası içinde anlatmaktadır. On dokuzuncu yüzyıl başlarındaki Rus köy ve kasabalarındaki görünümü gerçekçi bir görüşle betimler. Gogol, bu doruk yapıtını önce Çar'ın sansüründen geçiremez. Erinci kalmaz. Sinirli biri olur. Arkadaşları, Gogol'den, kimi değişiklikler yapmasını önerirler. Gogol önerileri kabul edip değişiklikleri yaptıktan sonra yapıt yayımlanabilir. "ölü Canlar" yayımlanır yayımlanmaz çeşitli kesimlerden tepkiler alır. Gazeteci Bulgarin'e göre Gogol soytandır. Coşumcular (romantikler), O'nu yazınsal mesleğine ihanet etmekler suçlarlar. "Taras Bulba" gibi bir yapıtı yazmış yazarın, bu denli iğrenç gerçekçiliğe düşmesini bağışlayamazlar. Eleştirmen Belinski ise, Gogol'ün yansıttığı aşırı yurtseverlikten ürküyor. "ölü Canlar"ın ikinci bölümünün hazırlanmakta olduğunu öğrenice, "Sanırım hiç görülmemiş soydan yaratıklar çıkacak karşımıza" der. Sonra Gogol'e ağır bir mektup yazar. Bu mektup yazarı çoksinirlendirir, kederlendirir. Beşyıldır üzerinde çalıştığı ikinci bölümü yakar. Bundan sonra bunalımlı, bungun günleri yaşar Gogol'ün. dine sarılır. Kudüs'e hacca gider. Orada da aradığını bulamaz. Erinçsizliği arttıkça artar. 1852'de parasız kalıp kont Aleksi Kontantinoviç Tolstoy'un (18171875) evine sığınır. Sürekli oruç tutmaya başlar. Bu yüzden yatağa düşer. Oruçtan caydırmak isterler. O yememekte direnir. bir süre sonra can çekişmeye başlar. son sözü şu olur: "Bir merdiven! Çabuk bir merdiven getirin!" J î U M H U f l l Y E T K İ T A P S A Y I 13 9 S A Y F A S