Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
hayatınızda tarilı siyaset demck, hatta gündelik siyaset. Her şey 1%5'teki ilk seçim konuşmalarıyla başladı. "Demokrasi, seni kutluyorum' özdeyişi altında konuşnıalar yapmıştım. Walt Whitman'dan aktanlmış bir düşünceydi. Bu düşünceleri taşıyan tek yazar ben değÜim. Birçok ya/ar, demokrasinin ya da cumhuriyetin ancak kendisine can verecek yeterince demokrat ve cumhuriyetçi varsayaşayabileceğinigörmüştür. Sözgeîimi, Wcimar Cıımhuriyeti'nin başarısızlığa uğramasının tek nedeni nazilcr ve komünistler değildir. Evet, naziler de, komünistler de reddettiler Weimar Cumhuriyeti'ni. Ama Weimar Cumhuriyeti, ondan yana çıkacak ve onu koruyacak yeterince cumhuriyetçi olmadığı için çöktii. Benim yapmaya çalıştığım da buydu. öncelikle bir yazar olarak değil, bir yıırttaş olarak. Siyaset ya da politika yapmak, edebiyatın meşru bir lıedefi midir? Hayır. KesinlikJe değildir. Bu yüzden, roman, öykü ve şiir yazma ile konuşma yapmayı bütünüyle ayırmışımdır birbirinden. Konuşma da, insanlara seslenmenin dolaysız bir biçimi olduğundan, bir edebiyat biçimidir. İncelemeler, dcnemeler ve polemik ya/.ıları da birer siyasal anlatım yolu olabilir. Ama edebiyat siyaset için bir araç değil midir? siz edebiyatı siyasal bir araç olarak kullanmadınız mı ? Hayır. Hn azından, kısa vadeli bir seçimi ya da uzun vadeli bir yasama dönenıini hedefleyerek kullanmadım. tnsan böyle bir şey yapamaz. Ben, hıç kuşkusuz, Avrupa Aydınlanması geleneğine dayandırıyorum kendimi. Aydınlanma gelencğine bağlıyım ve Aydınlanma'nın kalıcı bir etkisi olduğu inancındayım. İki Almanya'nın birleşmesinden iki yıl sonra, Almanya'nın edebiyatı ve yazarları yeni bir durumla karşı karşıya. Acaba yeni bir Grup 47, örneğin bir Grup 92 doğabilir mi? Doğarsa, görevlerineolmalı? Grup 47, Almanya'nın enkaz halinde olduğu bir dönemde doğdu. Yeniden inşaevresiydi, Adenauerdönemiydi, yazarlar döı t bir yana dağılmıştı. Bu olağanüstü durumda, HansWerner Richter, vazarlan yılda bir iki kez bir araya gctirdi. Alman dilı mahvolmus,tu, na/.i dönemi canına okumuşuı Almancanın. Grup 47nin oluştuğu dönem, insanın kendi kimliğini arayıp bulmas>ı dönemiyıli. Almanya'da bu döneıııdc bir şeyler ol.ı. ıksa, bence bu kesinliklc eskı Demokuıtik Alman Cıımhıırıyetrnin bulunduğu alandan gelecek. Yaralar orada, hasar orada f;örüyorum. Danzig Üçlenıesi'nin, en çok da l'enekeTrampet'in yazarı olarak tanındınız, üne eriştiniz. Yeni kitabınız Kurbağa Günceside(L)nkenrute) I)anzig'de geçiyor. Yoksa şimdi bir Danzig Dörtlemesi mi söz konusu ? Bu kitabımla o bölgeye geri döndüğüm çok doğrıı. Ama aynı zaınarula, ilk kez, Gdansk'ın ikinci planda kalmadığı, Danzig'in ağır basmadığı, günıimu/ Gdansk'ında geçen bir kitap ya/tlını. Bu da, hiç kuşkusuz, geçmişi, Almanlarla Polonyalılar arasındaki ilişkileri gündeme getiriyor. İkisi de 6Ü yaşında olan iki ana karakterin başlangıçta mezarlığa gitmeleri, Ermişler Yortusu'nda karşılaşıp mc/ar ziyaret etmeleri nedensiz değil. Tertemiz bir Alman mezarlığında Polotnalı kadının ailesinin mczarı önünde dururlar. Ama kadın aslında gününıüz Litvanyası'ndaki Vilnius kentinden goç etmiş bir ailedendir. Ve orada, mezarlıkta, oçok insancıl AlmanLitvanya mezarlık derneği fikrini geliştırirler. İnsan bu fikrin gerçekleşebilmesini de ister ama, I.itvanya işi yürümevince sonradan bir AlmanPolonya derneği çıkar ortaya. Kitapta bu fikrin başarısızlığa uğramasını ve gerçekleşemeyişinin gülünçlüğünü anlatıyorıım. Ama iki ana karakter arasındaki, Alman erkek ile Polonyalı kadın arasındaki ilişkı sürüyor, o bir başarısızlık değil. Kendl clzgllerlyle Cunter Crass ve kurbağası. mcydana geldi Derlenip toparlanma de yer açılmasım kastediyomm. Sözgegereksinmesinin daha büyük, daha an limi, göçler yolııyla tanıdığımız, yakınlaşılır olduğu yer orası. Sanırım, karşı laitığımız Türk kültürüne ya da Yugoshareketleri geliştirebilecek ve yeni bir lav kültürüne ya da şimdilerde yaygınyön bulabilecek giice hâlâ sahip insan laşmakta olduğıımuz Bengladeş kültürüne Başka bir deyi^le, kültürkavramıİarın bulunduğu yer de orası. Giiniimüzde ulusal edebiyattan söz nı, poliıikada da daha geniş bir anlamedilebilir mi? Aslında bir dünya edebi da tariımlamamız gerekiyor. Salt siyasal yatından söz etırek gerekmez mi? Ya ulus kavramını ya da ulus kavramınm dabutiirkav^ ™ ^ » . w ^ ^ m m m m m m ^ salt siyasal ramların bir yonımunu reddetmeliy anlamı kaldı Konuşma da, insanlara iz.Buyorum mı? seslenmenin dolaysız bir biçimi bugüne ka Bunlar sadar bizi hep vunulabilirve olduğundan, bir edebiyat başarısızlığa bir amaca biçimidir. götürdü. hizmet eden kavramlar. Bir Alİncelemeler, denemelerve Biz Almanlaman yazar polemik yazıları da birer rın ya^adığı olmak ilc biitiın o soAvrupalı yasiyasal anlatım yolu runlann ertazar olmak olabilir. sında uzun ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ arasında bir zaman bir scçim yapumut besledik: Kendimizi bir ulus ola mak zorunda kalsaydınız, hangisini scrak tanımlarken akılılılık edip Her çerdiniz? der'in Kıılturnatıon kavramına, bu Dil açısmdan bir Alman yazanyım kavramın geli^tirilmi^ bir biçimine gerı ben, belli bir kültiır dünyasının insanıdönebilirdik. Cîcli^t irilmiş derken, yım. Ama anlayışım, politik bakışım Kulturnation içinde başka kültürlere açısından kendimi bir Avrupalı olarak Kurbağa Güncesi, bir çeşit yurdadönüş ile ilgili bir kitap. Sizin için yıırt nasıl bir anlam taşıyor? Sanırım, içinde yaşadığımu yüzyılda, yurt her zaman insanın yitirdiği bir şey. Bu konuyu Heinrich Böll ile uzun uzadıya tartıştık. Ben, savaş sonucıında yitirdiğinı anayurttan, aynı /amanda politik bir bolgc olarak anayurttan söz ettim. Köln'de büyümüş olan Heinrich Böll dedediki: Ben deKöln'üyitirdim. Bugünün Köln'ii, hava akınlarından önceki Köln değil. Çok farldı birKöln. Çocukluğumuzu yaşadığımız bu çevrelerde on yıl önceki kırlık alanlara inşaatlar, binalaryapılmasıyla meydana gelen bu hızlı değişimler, sonunda insanda sürekli bir yurdunu yitirmişlik duygıısu ııyandırıyor. Bu kitaptan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz? Resim çiznıeyi.Yeni bir şey ya/nuyı. Buna vakil ayırnijiyı. Okumayı. Bclki gelecek yıl yolculuğa çıkmavı Am.ı turistik bir gezi tleğil, gerçek bir volculıığa Giiney Anıerika'yabirgozatayinı diyorunı, bugünku Nikaragııa'ya, Kıiba'ya. Bu yıl 65 yaşına basacaksın. Doğum gününüzde bir dileğiniz olacak mı J Miırekkebimhiçtükenmesin! • Çeviran: Celal Üster S A Y F A 11 C U M H U R İ Y E T KİTAP S A Y I 13 9