Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Beyaz Sayfaların Gurbetteki Hasreti Enis Batur "Perişey"deki şiirlerinde "Peri"nin yüzündeki şeyi yakalamaya çalışıyor."Şey"'in ne olduğuysa, Batur'un 'Pencereler'ini batırdığı "Yüzler'de, 'Otoportre' lerde gizli. GOlTEKİNEMRE nis Batur'dan ne zaman bir şey okusam, aklıma, Otuz Kuş Birden Olmak'taki (1986) su satırlar geliyor hemen: "...kendimi süreğen bir gurbet şiiri yazan kişiyle kesintili bir hasret şiiri yazan kişi arasında salınıyor bulma..." demiyor mu Enis Batur, bence tüm yazdıklarının özünü ele veriyor böylece: Onda "Her sey ikiye bölünüyor". Kendini, her yerde, "hem göçmen", "hem de evi"nde hissetmesi de bundandır. Aynadan çıkmayan bir yüzde gizlidir sanki: hem sırlı, hem de sırsız bir yaşamın aynasına yazar şiirlerini bu nedenle: "Kendi şiirini yanında getir"ir. Perişey'le birlikte okudum Söz'lük'ü. Böylece Enis Batur'un şiirine oldukça yaklaştığımı sezinledim. Söz'lük'teki söyleşilerde enis Batur, hem kendi şiiri ni, hem de dünyasını okurlarına açıyor biraz daha yanımıza geliyor, okudukları mızdaki Enis Batur'u yaka layıp yakalayamadığımızı anlamak ister gibi bakıyor bizlere: Gözü üstümüzde biryazar/şairo. İlk yazdığı şiirlerden, yazı lardan başlayarak Enis Batur, anlaşılmaz, daha doğrıısu kolay anlaşılmaz, bir şair olarak tanındı. Avrupa yazınının uçtaki şair ve yazarlarıyla bağlantı kuruldu onun E n ı s B a t u r yazdıklarıyla. Enis Batur, Batı'nın önemli düşünür, denemeci, şair ve yazarlarını bıkmadan okurlanna tanıtmaya çalıştı. Onun denemelerinden ve yazılanndan tanıdık pek çpk önemli sanatçıyı. Enis Batur, hem yazılarında, hem de şiirlerinde giderek yalınlaştı, daha da anlaşılır oldu. Şiirı üstüne şunları söylüyor: "Benim şiirim, genel çizgilerinde soyutlanmaya dönük bir şiirdir. Uzun süre dış ülkelerde yaşadım, pek çpk yeri gezdim gördüm ama şiirlerime dolaylı yoldan girdi bu göçebelik. Buna karşılık yabancı kültürlere çok kesin çizgilerle göndermeler yapıyorum." Bu göçebelik Enis Batur'u, öyle sanıyorum ki, oktay Rıfat şiiriyle buluşmaya götürdü. Gri Divan'da (1990) ve Koma Provalan'nda (1990) yer alan şiirlerinde ve Perişey'de Oktay Rıfat şiirinin tadını almak ve havasını solumak, gurbetliği yurt edinen beni, çok sevindirdi. Enis Batur'un yazdığı şiirleri daha bir kendime yakınbulmam da, onun şiirlerinin yaslandığı gizli gurbetten ileri geliyor. Enis Batur, Perişey'deki şiirlerinde "Peri"nin yüzundeki "şey"i yakalamaya çalışıyor gibi geldi bana. Şey'in ne olduğuysa, Enis Batur'un Pencereler'ini batırdığı Yüzler'de, Otoportre'lerde gizli: Yiizler'e yansıyan ve Yüzler'den yansıyanla yola çıkıyor Enis Batur ve kendine varmaya çalışıyor. "Dağınık Duman Arasından", "Yandan Yansılı", "Mum işığında", "Ağır Kış" koşullarında, "Bozbulanık İfadeli Bulanık" ve ne yazık ki, "Yanmış" resimler çektirir şiirlerinde. Hem yüzünü anlatır, hem de yüziinü gizler; Hat'ta resmini çektiği kendisi midir? Anlatan da, okuyan da, yorumlayan da, deneyen de, gizlenen de, açılan da, örtünen de, gezen de, göçcn de, mektup yazan da, mektup bekleyen de, çağıran da, çağrdan da ve Beyaz Sayfa'lara sığmayan da hep o dur. "Okunsun istedim" diye anlatıyor bize: "altın tabakalara çivi yazdım ve öğrendim gözün görebileceği en küçük işarctleri elin yazabile/ceği en küçük işaretlerle verip derin gümdiim onları." dediği şiirlerini. "Okunmasını istedi"klerini de, bakın Enis Batur nerelere yazıyor: "suyayazdımdingin, duru, kıpı/sız yüze oya yazdım ve çekilip (kimsegörmeden) baktım. / Sonra küçük bir taş ve küçükten büyüğe halkalar açıldı, açıl/dılar. Suyayazdım, silinsin." "Kumar" olan "hayat"m kumıına yazar Enis Batur; kıyamadığı, yüzüne yansıyan kendi suyuna da yazdı mı? "tmzaları"nı attı mı, "dört ucundan tutuştur"duğu kâğıtlara? Kimyacı mı, simyacı mı? Parmak izlerinin labirentine sığınan mı? "Sabır ve nasır"mı ortaya koydukları? Ars Poetica şiiri, Enis Batur şiirinin bir çözümlemesidir. O, kendini, her şeye karşın, şiirin ateşinden geçmeyeadamıştırbirkez. Eleştiriler, yolunu tıkamalar, sataşmalar durduramaz onu: "Ateşin içine / soktuğum el, göziimü ayırmadığım saat, / insanlarla çarpıştığım seyrek günler/ ses ile kelimenin birbiriyle / dikleştiklcri yere kilitledi beni" diyen Enis Batur, şiiri de şöyle tanımlıyor: "Düzen değil şiir, kargaşa değil. İki uç / arası zamanı çelen uçarı bir odak belki." Enis Batur'un istediği nedir peki? "Kömürden elmasa varimak için / çıktığım yolda elmastan yola çıktığımı / unutmadım: Yangınsa sonumda yazılan, / orada yazacağım an gelmeli de. Birer / kıvılcım olsun harflerim her kelimemi / yalım dili taşısın öyle bir ateş ki / içinden içime tutuşmuş bir karanlıktan / kana kana içsin herkes." Enis Batur'un şiirleriyle yolculuğa çıkacaklar, Söz'lük'ü yanlarına almayı unutmasınlar. "Sonsuz bir tünelde "Perişey'le birlikte olacaklara, uğurlar ola! Perişey / Enis Batur I Remzi Kitabevi I 167 s. Yeni Ağaçlar... ŞEHİR VE MIMARI Turgut Cansever Bu yıl üçüncü Ağa Han mimarlık ödülünü alan T. Cansever'in tasanm ve uygulamalannın temelinde yatan düşünce birikirnini, Türkçe'deki bu ilk kitabında bulacaksınız. E İSLAM ŞEHRI R. B. Serjeant Bu kitap, geçmişten günümüze İslâmiyetin şelıir hayatına kazandırdığı dinî, hukukî, idarî, iktisadî kurumları ve yeni eğitim anlayışını Fez, San'a, Halep gibi örnek şehirler eşliğinde ele alıyor. MODERNLİK Ahmet Demirhan Ne bir harekettir modernlik, ne de bir akım. Yine de öncelikle zamana ilişkin bir terimdir. Günümüze ait bir dönemi kendisinden kalkırak tanımlama çabasında olan bir bilinç durumudur. Modemlik, işte bu bilinç durumunu "öncesi" ve "sonrası" ile birlikte, kısa "anıa öz biçinıde irdeliyor. FOTOGRAF İhsan Derman Fotoğrafın hammaddesi ışıktan başlayan, kart baskısı aşamasına kadar fotoğrafın aşamalannı sade ve uygulanabilir bir dille anlatan kaynak anyorsanız, Foloğtufı mutlaka okumalısınız. Ağaç Yayıncılık Üd. Şti. Piyerloü Cad. Dizdariyc Medresesi Sok. N0.8/B D.6 34400 Çemberlitaş / İstanbul Telefon: 518 59 59 Fax: 518 59 58 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A YI 1 1 1 ' ' '• ' I S A Y F A 4