Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sinemada bir polemik ustası Godard Godard'ı Anlatıyor / Çeviren Aykut Derman / Metis Yayınları / 320 / Rcsimli, 22.000 TL. / CKK Kod No: 079.120 SUNGUÇAPAN Uçlarda gezinen tavrı, kuraldışı filmleriyle bir görüntü ermişi: Godard 1958'den bu yana yaptığı lilmleriyle sinemanın, sosyolojinin, politikanın, sanatın, teknolojinin, medyanın, iletişimin ıcığını cıcığını çıkararak ha bire birtakım ^eyler "keşfederek", salvo halinde atışa devam eden Godard, doktor babayla bankacı kızı anneden oluşan, protestan, burjuva bir orta sınıf ailenin çocuğıı olarak 3 Aralık 1930'da Paris'te diinyaya gözlerini açmış. lsviçre vle Fransa arasında gidip gelen, nor mal bir eğitim lıayatından sonra Quartier Latin'in sinema kulüpİLTİnde, etnoloji bölümüne yazıldığı Sor bonne'da ac,ık ettiği sinema tutkusunu, eleşlirmen Andre Ra?in'in kanatları altında Truffaut, Rivette, Rohmcr, Chabrol gibi geleceğin ünlü yönetmenleriylepaylaş,ıparkadaşjıklarkurmuş olan Godard, sadece Fransız sincmasımn değil savaş,sonrası dünya sinemasınm da (,ehresini değiştirecek olan Yeni Dalga hareketinin (.ekirdeğini ulu^tıırınu^ bu yakın arkadaşhklarla, 1958'den itibaren, hep bilindiği gibi sine manın geleneksel anlatım yollarını kurcalayıp yenilemeye yönelik tavnyla ve kapısı nı birtakım teknik gelişmelere karşı daima açık tutuşuyla yeni yetişen genç sinemacı kuşakları büyük ölcüde etkileyegeldi. Filmlerin artık nerdeyse daha çok video kasetlerine stoldanarak bakılıp "okunduğu" günümüzde, "polemik ve reklamsever" yönetmenimizin filmlerini her an bulabilmek el altında tutabilmek de merakhsı için miimkün artık. Yeni Dalga'yla birlikte ortaya çıktığı 1950'li yılların sonunda About de Souffle"la (Serseri Aşıklar) ba^layıp Aragon gibi edebiyat megastarlarınca benzersiz bir başyapıt olarak selamlanan "Pierrot le FoıT'ya (Çılgın Pierrot) kadarsüren, taşkın ve verimli ılk dönemiyle, 1965 sonrası "La Chinoise", "Weekend", Rolling Stones grubuyla çektiği "One Plııs One", "Vents d'Est", "British Sounds", "Pravda", "Vladimir et Codard, venl Dalga yla birlikte ortaya çıktığı 5011 vılların sonunda "Serserl A$ılrlar "la başlayan serüvenlnl başarılı bir sekllde surdurdu. Rosa" vc "Tout Va Bien" gibi C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 71 Sinemanın "Ortadan kaldırıcısı" mı, yedinci sanatın "yıkıcısı" mı, yoksa beyaz perdedeçağ atlatan hir ifadc ve anlatım ııslası mı, öncü ve dcvrimci bir deha mı? Tüm nitelemeler yan yana geldiğinde, meraklısının aklına hemcn Jcan Luc Godard adı düser. Sürekli "arayan", hcp uçlarda gezinen ayrıksı fikirlerryle, küpiine zarar veren keskin sirke tavnyla, kuraldişı filmleriyle, özellıkleri ve sivrilikleriylc nıodern bir sinema efsanesine, bir görüntü "ermişine" dönüşen İsviçre duğumlu Fransızyönetmenjean Luc Godard, artık akıpgeçcnyıllarla birlikte, o eski ateşli ve canlı havasını yitirmesiııe, süngüsünün düijnıesine karşın, ticari çarkın dişlilerinde öğütülmeyi lıâlâ kabullenmeyen, 61'iik delikanlı coşkusuyla üretimini sürdüren, günümüzün büyük yönetmenlerinden biri kuşkusuz. 30 yılı a^kın bir süreden beri, Yeni Dalga yıllarından bu vana sürekli çağdaş sinemayı "gütüren" yenilik getirici anlatım çabalarının yansıdığı filmleriyle çesjtli kuşaklan etkileyen en önemli üç beş yaratıcıdan biri saydığı mız Godard, ülkemizde ilk kcz hakkında yayınlanan, 320 sayfalık, derli toplıı, hacimli, özenli bir çeviri derleme kitapla sinemaseverlerimizin yeniden gündeminde şimdi. Geçen günlerde 40. yılını kutlayan ünlü sinema dergisi Cahiers du Cinema'nın yayınları arasında 1985te yayınlanan son baskısından Aykut Derman'ın çevirdiği, Metis Yayınları'nın sinema dizisinde basılan "Godard Godard'ı Anlatıyor" (Jean Luc Godard par Jean Luc Godard), sunulan formülleri elinin tersiyle itip kıırallarını kendi koyarak film çevirmesiyle, soruşturucu, araştırıcı yapısı ve yenilik pcşinde ko^uşturuşuyla sadece sinemaya değil son çeyrek yüzyılın sanat ve aydın yaşamına da dam gasını vıırmuş, geniş kitlelerin dünyaya bakışında ve değişiminde önemli katkıları olmuş bir yaratıcının kişjliğiyle saııatı hakkında ipuçları veren bir kitap. Jean Luc Codard iyice keskin, aşırı, gittikçe sertleşen, uçta militan deneysel filmleri tek başına ya da Dziga Vertov gru bu gibi topluluklarla gerçckleştirdiği "politik" evresinin ardından 1975'lerden itibaren ivicc sistemin dışına düsmeyi de paşa paşa sineye çekti tısta. "Comment Ça Va?", "Numcro Deux", "Ici et Ailleurs", "Six Fois Deux", vb. Iilmleri, giderek sıstem tarafından dışlanan yönetmenin ödün vermeyen inadının son örnekleriydi. Tecimsel sinema yerine videoyla çeşitli özgün, deneysel araştırmalara giriştiği militan dönemini kapatan Godard 1979'da "Saııve qui Peut (La Vie)" Ulnıiyle bu politik içerikli de nemeler ve arayışjar dönemini noktalamayı yeğledi sonunda. 1980 sonrasında, onca filmin ardından yeniden bıraktığı yere dönerek sistem içinde yer edinmeye kararlı "Jean amca". 1984 Sinema Günleri'nde gösterilen "Passion"la ticari sinemaçarkına girdi yeniden. Yeni Dalga'nın başlangıcında Truffaut, Rivette, Chabrol, vb. gibi arkadaşlarıyla "efsanelere" karşı savaş, açarak adını duyurup geçen 35 yıl süresince yaşayan bir efsane haline gelen, 1980 sonrasında yeniden doğan, "hayatı film" Jean Luc Godard, her halükârda "kışkırtan ya da heyecanlandıran, kızdıran ya da sevdiren" bir kişilik. Metis Yayınlan'nca özenle basılmış "Godard Godard'ı Anlatıyor" kitabında, "konuşmayı çok seven, kışkırtıcı, çoğu zaman döneminin çok öniine geçmiş bu ateşli sinema yaratıcısı"yla aralarında fomancı Le Clczio, Liberation'un bir dönemki tanınmış genel yayın yöneticisi SergeJuly, en ünlü Anglosakson film eleştirmeni sayabileceğimiz "lady" Pauline Kael ve Cahiers du Cinema yazarlannın da yer aldığı çe^itli kalem sahiplerinin değişik zamanlarda yaptığı uzunlu kısalı söyleşiler ve düşünceleriyle ahlâkına, şaşırtmacayı seven, tutkulu kişiliğıne şaşılacak ölçüde sadık kalmış yazar yönetmenin yazıları bekliyor meraklısını. " Yasaklanmış ne varsa içinden onu yapmak geldiğini" itiraf eden Godard hakkında "iki üç s,ey öğrenmek" isteyen bütün sinemaseverlere hararelle salık verebileceğimiz bir kitap "Godard Godard'ı Anlatıyor." U S A Y F A 7