02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türk çalışma yaşamımn gündemde olan bir konusu: Iş Güvencesi İsverene, isciye, sendikacıya 9 9 İş Güvencesi (İşçinin feshe karşı korunması) / Savaş Taşkent, İst. 1991 Belediye İşYayını. Prof. Dr. A. MURAT OEMİRCİOfilü* 6 E Ç M İ Ş İ N Öykünün şiire yaklaşması M e ı l ı e t : G E L E C E f i i Ülkcmi/ kalkınma dinamiği nin topluımal ve ekonomik alantla yarattığı değişimlerin sancılat$ GÜVTNCES1 nnı çekmektedir. O/cllikle son vıllarda Türkiye'de gözlenen sivasal ve ekonomik olıımsu/luklar işıe bu sancıların sonuçjarıdır. Çiinkü ö/elliklc serbest piyasa ekonomisine geçişte uygulanan model, ııygulama tar/ından olsa gerek, birtakım ac,nıazları beraberinde getirmiş veya kimi sorunları iyicesu üsıüneç,ıkarmıştır. Bu olumsuzluklardan en çok ctkilenen deTürk endiistri ilişkilersistemidir. Yıllardırdüşmeyen yüksek enflasyon, başıboş piyasa, rekabet kundakçılığı, spekülatil ongörülerle tam kapasitc ç,alışurılmayan işletmelerin yarattığı sorunlara, Körrez bunalımı sonııçları da eklenince Türk işçiişveren ilişkilerindc zor günlere girilmiş sosval barış ülkede yine ycnik düşmeyebaşlamıştır Savılaıı bu nedenler bir küşcye iıikrok toplumsal barışın bozulmasında yine ışçjler ve sendikaları ne den ve sorumlıı gosterilnıektedir Kabak işçjnin başına patlamr.ştır. Kkonomik darboga/dan çıkı^ıa yine iş(,i kullanılmaktadır. Bunun i<,indirki ekonomik açı tlan sıkıntıva düşen i^veren, kri/in a^ılm<ısında (,ö/.ü mii en kolay vol olan i^(,ı (,ıkarmak(.ı bulmakta, vııksek enflasyon gözardı edilerek loplusözleşmelerde lazla laleplerden şikâyet edilerek i^iler işten atılmaktadırlar. Yani olumsıız ekonomik geli^tneııin günah keçisi Turk işc,isidir. üysa çağda^ sosyalkapitalist içerikli ekonomik düzeni kabul eden ülkelerde yukarıdaki çarpık anlayışa ver voktur. Hele hele bu iılkelerde ekonomik darbo ğazdan «,ıkı^ta i^çiyi işten atarak kıırtulma model ola rak çokran terk edilmi^tır. Çiinkiı hıı iılkelerde "girişim" de, emeğe, en az sermaye kadar önem verilmekte, i^'inin haklarına saygı duyulmaktadır. Çağdaş iılkelerde i%(,i gel deyince gelen, git deyince gideıı kişı olmaktan (,ıkmı^ ona "iş güvencesi" sağlanmı^tır. Görülüyor ki bizde "iş güvencesi" bağlamında mevzuatmız öteki işçi hakları konusunda olduğu gibi olduk(;a geridir. îşte Savaş Taşkent, bu açmaza yayımladığı "İş Güvencesi" adlı yapnıyla parmak basmak ıstemiş, Türk çalışma yaşamında giindemde olan bu konuytı tiim boyulları ile ele alarak tartışmaya a^mıştır. Belediye İş Sendikası'nca basılan 110 sahilelik ıncelemesinde l'aşkent, dııru ve akıcı bir Türkc,e ile ki tabının ilk bölüınünde önce iş güvencesi kavramı üzerinde durmuş, böyle bir güvenceye neden geıek duyulduğunu tarihsel gelişme\e işaret edcrek anlatmıştır Yazar, kitabının 2. bölümünde örnekseme yapılabilmek ve olası yasal bir düzenlemeyi örnek oluşturmak için belirli kimi Avrupa ülkelerindeki iş güvencesine ilişkin düzenlenıelere de ververmiştir. Kitabın i. bölümünde Dr. Taş kent, yüriirlükte olan Türk hukuk mevzuaımı tartışmaya açmıjtır. Hukukumuzda işverenin keyfi fesihlerine karşı korunmanın ileride nasıl olacagı konusunda yazar, vapıtında karşılaştırmalı hukukla yetine rek, çözümler önermeyi ac^ık bırak mışsa da bu yapıtıvla Türk endüstri ilişkiler yaşamında güç bir konuyu tartışmava açma cesaretini göstermiştir. Îşte bu bağlamda bu yapıt ülkemiz de eııdustn ilişkilerınde iş güveneesi sorunlarının aşılmaMnda ışvereninden işçısine ve onların sendikalarına en azından yol gösterici işlevi ilekatkı sağlavacaktır n YtUız (hıınr\ıtcsı()ji,rctı»ı l !\ı'\ı ^ ' " Albayın Kızları / Katherine Maııstield / Çeviren: l uat / Adam Yayınları, tst. 1991 (3.basım) / 108 s. / 9.000 TL / CKK Kod No: 002. 435 MEÜN CEVDET «NDAV Ulkemızde Is Cuvencesı baglamında mevzuatımız, otekı ıscı hakları konusundd olduğu gıbı oldukca gerı durumda SavasTaskent yapıtında bu yaraya parmak basıyor Demokrasıyc ınanan, isverene ısdve ve sendikacıya yararlı bir yapıt S AYFA 4 .ıcme iulrtsi Belediye İş Scndikası Sclıınp.ı^.ı Sok.tk, N'o (>2 Aksara\ Isi Katherine Mausheld'in "Ölü Albayın Kızları" adı altında yavımlanan oyküleıini yıllar önce akumuştıım. (Hirinci Basım 1953, İkıncı Basım: 1983) Kitahım luı kw Adam Yayınevi nce yeni haskısının yupılması benim ı^'in sevindırici oldu; yeni haştan fakat ilk ke/ okuı gihı okudunı ve olumsiiz yazar olmanın anlamı ustünde ıızun u/.un duşundunı. Rugiin hiç bir kitapsever, yazımsewr, "Ben Çehov'u hilırim ' cliyerek o vazarı bir yana kaldırama/. Bıı tür yazarlar hizını sürekli hesinlerimizdır. Burada, ölümsüz olmanın gizi ü/.erinde duracak değiliıir, sadece elimdeki kitaha ilişkin olarak benee linemli iki niteliği stj/konusu etnıek istiyoıum Katherine Mausfield, modern öykücülüğün önderlerinden biri ülma nitemini nerçekten hak etmiş bir ya/ardır Ne demektir bu? Şiir üstünc ya/dığım yazılarda bir şiirin anlatılamayacağı konusunu sık sık a(,arım; bir şiir, anıldıgında ancak yeniden okunur, başka volu yuktur bunun. Öykü ıse anlatılabilir diye düşünüyoruz. Îşte modern nitemini hak eden öykü yazarları hu kanıyı yıktılar. Baııa burada, eskideıı yazılmış öykülerin de antak ö/giin biçenıi içinde değerlendirilebUeceği söylenebilir, söylenirse doğru olur bu. Hicbir güclü yazım yapıtını tek başına konu savuııaına/. Anıa vardır gcne de ve anlatılahilir. Modern öykıkülük ise, kendine şiiri örnek tutuyor gibi, şiirin »lanaklarını, kaygılannı, etki ^ucünü lxnınısivor sankı. Elimdeki kitaptan bir örnek vereyim. Garden Parti adındaki öyküden söz etmek istiyorum... Size o öyküyü anlatma giıişiminde btılunacağım, <,ok kısa olarak Evet, çok kısa olarak, (,'ünkü başka türlıı yapılama/. Bir zengin evinde bir garden parti verilecektir. Güzel gün buna (,ok elverişlidir ve evdekıler bundan öturü se\'inç içindedirler. Fakat o gün bu zengin evinin ajagısındaki gece kondıı mahallebinde bir kaza olur ve bir adam ölur. İşte bu kadar. Daha ta/lasını soyleyenıeytveğim Ama bu s>ize ne verdi? Ö\'künün yüceliginı, eşsi/.liğini duyurabildi ıni? Iliçsanmıyorum. Anlatmam bittikten sonra, yüzünıe bakacaksınız, "E.. sonra?" diyeceksiniz. Ben de size, "Okuyuıı öyle ise" yanıtını vereceğim. I ler hangi bir öyküyü ya da romanı (evet, ronıanı) okuduktan sonra bu yüntemi yineliyorum ve kendımce kimi sonuçlara varıyorum. "Ölü Albayın Kızlan'nı okııyun Şunu da eklenıek istiyorum; Menıet Fuat'ın cevirisi beni hayran bıraktı. Çeviri sanatının güçlüğü, dahası olanaksızlığı u/erinde sık sık durulur ya, böyle örnek çeviriler karşısında ise, bu konudaki olumsıız tuıum siliııiveıiyor Çeviri vardır. hep olaıaktır Çeviri Navııtuısıınıi gırışnıişken, Ludwig \X'ıttgensteın'ın bir sö/iınü alayım bura\a; "Siızgeliıni biz lngilizce ve aynı imleme sahip bir Almanca sözcüğün imlemini biliyorsaın, bu ikisinın aynı imleme sahip olduğunu bilmemem olanaksızdır; bunları birbirine çevirememem olanaksızdır," (Traectatus). l'cl CUMHUnlYET K İ T A P S AY I 6 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle