Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Atilla Birkiye 80'lerden 90'a edebiyatla ilişkisini anlattı 'Deneme'yi seviyorum' NUR BULUM 80'lerden 90'a / Atilla Birkiye / Cem Yayınevi, İst. 1990/240 s. /12.000 TL. / CKKKodNo: 022.499 doğumlu olan Atilla Birki80'lerden 90'a ye 1955 Fen Fakültesi'nde okudu ve İ.Ü daha sonra aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi. Master eğitimi gördii Ilk yazısı 1978'de yayımlandı, çeşitli yayınevi ve ansiklopedilerde çalıştı. Yazko Edebiyat, Varlık dergilerinin yazı kurullarında, Yazko Felsefe'nin yayın sekreterliğinde, Birim ve Kavram Yayınları'nın Kim, kimin silahıyla öldürüldü Önümüzdeki günlerde Ayrıntı Yayınevi tarafından yayımlanacak olan "Sanayi Sonrası Ütopyalar" isimli çalışmasında Boris Frankel, "gelecckteki toplum nasıl olacak?" sorusuna cevap anyor. Türk okurunun da tanıdığı Bahro, Gorz gibi düşünürlerin modern ütopyalarının olabilirliğini tartışırken refah devletlerinin demokratiklig'i ve askerisınai komplekslerinin yapısı hakkında önemli tezler ileri sürüyor. Ve dünya politik dengesinin "DoğuBatı" çelişkisinden "KuzeyGüney" çelişkisine kaydığına işaret ederek savaş ve silahlanma hakkında şu çarpıu saptamayı yapıyor: "Fransa ve öteki Avrupa devletleri üçüncü dünya ülkelerine silah satışından büyük kazanç sağlamaktadırlar. 1970'lerin sonunda, üçüncü dünya borçlarının yüzde 30 kadarını askeri ithalat oluşturuyordu. ' 1945 dcn bu yana ortaya çıkan 125 ya da daha fazla çatışmadan yüzde 95'i üçüncü dünya ülkelerinde meydana gelmişveyaklaşık 11 milyon insan, büyük ölçüdebirinci dünya ve ikinci dünya ülkelerinde üretilmiş silahların kullanıldığı bu çatışmalarda ölmüştür.2 Üçüncü dünyanın askerileşmesi, süper devletler ve müttefiklerince kızıştırdan dünya çapındaki silahlanma yarışına sıkı sıkıya bağlıdır. Yalnızca İ984'de hükümetler askeri ve askerlikle ilgili malzemelere 800 milyar ABD dolan gibi inanılmaz bir para harcamışlardır!' Her ne kadar 2030 kadar üçüncü dünya ülkesi,( özellikle Israil, Hindistan, Brezilya, Tayvan, Arjantin, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Güney Kore'den oluşan yedisi) 4 , üçüncü dünyanın bütününde yerel olarak üretilen silahların büyük çoğunluğunu üretmişlerse de iş silah satışına gelince, üçüncü dünya silah üreticileri dünya toplam silah satışının yalnızca yüzde 4'ünü gerçekleşttrmişlerdir.' 1 Bak M Brzoska, "The Military Related Exicrnal Debt of Third World Countrıcs" (Üçüncü Dünya Ülkclerinin Askerlikle îlişkili Dıj Borçları), Journal of Pcacc Rcsearch, 20 (3), 1983 2. Bak. M. D. Wolpin, "Compaıative Perspectives on Militarizatitm, Repression and Social Welfare" (Askerilejme, Baskı ve Sosyal Refah Üzerine Karçılasjtırmalı Görüş Açıları), Journal of Peace Research, 20 (2), 1983. 3. Üçüncü dünyadaki silah üretim düzeylcriyle ilgili gcni} bir veri derlemesi için, bak.,M. Brzoska veT.Ohlson(cditörler),AnnsProduction the Third World( Üçüncü Dünyada Silah Üretimi) 4. Bak. Brzoska veOhlson (editörler), Arm» Production in the Third World, s. 10; S. G. Neuman, "Imernatıonal Stratification and Third World Military Industries" (Uluslararası Tabakalajma ve Üçüncü Dünya Askeri Sanayileri), International Organization, 38 (1), 1984, s. 16997. 5Ibid.s.l69. Sanayi Sonnsi Ütopyalar/Boris Fraıtkel, çev. KamüDurand, Ayrtntı Yayınevi, 288say/a. editörlüğünde, Günümüzde Kitaplar (4 sayı) ve Kavram (5 sayı) dergileri yöneticiliğinde bulundu. Edebiyatın çeşitli sorunlarına ve kültür sorunlarına ilişkin makaleİer yazdı, kitap tanıtımları yaptı. Deneme türünde özgün yazılara yöneldi. 4 ciltlik Türk ve Dünya Edebiyatçıları adlı ansiklopedik sözlüğün "Türk Edebiyatı" bölümünü hazırladı. Daha çok Yazko Edebiyat, Varlık, Günümüzde Kitaplar, Gösteri, Kavram, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Ekı vb'ye yazan Atilla Birkiye, Türk PEN Kulüp üyesi olup 1989 yılında Türkiye Yazarlar Sendikası'nın genel sekreterliğine iki kez seçildi. Kitabın önsözünde "80'lerden 90'a bir yazı serüveni olmakla bcraber benim için elestirel denemeler toplamı" yazmışsııuz. Deneme sözcüğünü açarak, yazmaya nasıl basladığınızı anlatabilir misiniz? Denemeye duygusal bir bağım vardı. Sartre, Camus ve Andre Gide'in denemelerini okuduktan sonra onlara çok özendim ve bende deneme yazma isteği oluştu. İlk denemelerimin konusu 'dil'di. O dönemlerde kitap tanıtımı yapıyordum. Bunu okuryazarın görevi olarak düşünüyordum, hâlâ da düşünüyorum. Yazdıkca perspektifiniz açılıyor. Yazı alanında denemeyi üçe ayırdım. İlki elestirel denemeler. Bu, bilindiği gibi Fransızlann kullandığı bir tarz. Dunci olarak Meîih Cevdet Anday örneğiyle düşünsel boyutu olan denemeler var. Üçüncü olarak Andri Gide (Dünya Nimetleri), bizde Onat Kutlar örneğiyle yazdığım denemelere "Duygusal Denemeler" diyorum. Bu benim yapay bir sınıflandırmam. Kırrnızı Bir Karanfil adlı kitabımda bana göre duygusal denemeler vardı. Şiirin biçimlerinden düzyazıda yararlandım. Zaten edebiyat rürleri arasında bir alışveriş var. Denemenin genel olarak anlatı tarzından, şiirden etkilenmesi gerektiğini düşünüyorum. KiUp 2 bölümdcn olusuyor. tlk bölüm "Yajam Kültür Edebiyat" bashklı. Once bu kitabın ilk bölümünden konuşalım. Bu bölüm nasıl oluştu, ortak noktaları neydi? İlk bölüm, yani "Yaşam Kültür Edebiyat", 19841990 vıllannda yazılan yazıları içeriyor. Yaşam bölümünde daha çok yaşama dönük ve bir edebiyat ekseni içinde, o sırada okuduğum kitaplarla, günlük yaşam arasında kurulan bir bağ var. Örneğin Barış Bilinci ve Yaşama Hakkı o sırada güncel olan duşüncelerimdi. Kültür bölümünde Kitle Kültürü ve Televizyon, Kitap ve Değer, Kültür Şehri İstanbul gibi 11 yazı var... Evet, Kültür bölümü, 80 sonrasındaki kültürej sorunlara ait kısa değinmelerdi. Bunlar, tanık olduğumuz kültürel etkinlikler ve 80 sonrası kültürel çöküşü eleştiren yazılar. Ama tek başına bir kültür kavramı değil. Daha çok günlük yaşamdaki pratiklere ilişkin yazılardı. Edebiyat bölümünde Ne Anlatır Bir Şiir, Ahmet Celal'in Süregelen Yalnızhğı, Sevgisiz Dersler, Şeytanlar gibi 15 yazınız var. Burada farklı bir bağlamda düşünerek edebiyata göndermeler yapmışsınız. Bu bölümü biraz anlatır mısınız? Edebiyat bölümünde 8090 yıllannda gündeme gelen konu ve kitaplara ilişkin yazılar var. Kendi kafamda konuları deneme türüne ait yazılardı. Örneğin Latife Tekin'in üç kitabı hakkında yazdıklarım kuram yazıları değil, eleştiri niteliğindeydi. Aslında fazla eleştiri yazıları yazmıyorum. Bana genç eleştirmen deniliyordu. Gençe katılıyorum ama, elestirmenlik ayrı bir iş. İyi bir altyapı ve donanım gerektiriyor. Dikkat edilmesi gerek. Yine "Ne Anlatır Bir Şiir" adlı yazım da şiir üzerine bir deneme Bunu duygusal bağımdan kaynaklan AtJlla Birkiye (Fotojra): Uğur Günyuz) dığı için yazdım. Şiirin içindeki çeşitli anlamlarla bağlantı kuran, çözümlemeye çalışan bir deneme tarzı. Poetika yazarlığından özellikle kaçındım, şiir benim alanım aeğil. "Ahmet Celal'in Süregelen Yalnızhğı" örneğini de açarsak bu yazı Y.Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban romanıyla ilgili. Aydınhalk arası kopukluğun halen var olduğu farklı bir bağlamda düşünerek yazılan bir deneme. Edebiyat bölümönde yogun bir sekilde Sabaattîn Ali scvgisi dikkatimi çekti, yanılıyor muyum? Sabahattin Ali, çok beğendiğim ve Türk edebiyatında en iyi bildiğim bir yazar. Romanlarındaki aşk temalarını çok seviyorum. Beni duygusal olarak etkiliyor. Okuduğunuzda, hüzün sözcüğü geçmez, ama onu alttan alta duyumsarsımz. Onun edebiyatı çok iyi bildiğini sanıyorum. Kitabın 11. bölümü olan "Düşünceler Sözler Yazılar" 1984 yılında basılmıştı ve ilk kitabınızdı. Bu kitabı veniden 80'lerden 90'a adlı kitaba alıp onu birlikte düşünmenizin nedeni neydi? Bir yazarın ilk kitabının hep el altında olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü nereden yola çıkıp nereye geldiğinizi en iyi bu şekilde görebilirsiniz. Ayrıca 80'lerden 90'a son 10 yılda yazılanlar toplamıydı. Tarih sırası ve türsel benzerliği nedeniyle ikisini birlikte duşündüm. Yeni kitabınızdan söz edelim mi? Evet. "Bir Aşk Denemesi" adlı kitabım veni çıktı. Kendi iç sesimle bu kitaba duyarlı deneme dıyorum. Artık roman yazmak istiyorum, ama deneme de yazarak, Son Yemek adlı bitmiş bir romanım var. Yakında o da çıkacak. İronik bir eksen üzerine kurulu, kendimden yola çıkarak yersiz kuşkuyla alay ettiğim bir çalışma. D Yapıtlan: Yapısalcılığın Elejtirisine Doğru (derleme 1984), DUşünceler Sözler Yazılar (deneme 1984), SaptamalarBir Sonbahır Güncesi (günce 1985), Kırmızı Bir Karanfil (puiplv 1988), Bir Aşk Denemesi (deneme 1990) CUMHURİYET K İ T A P SAYI B1 S A Y F A 1 9