05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Eric ].Hobsbawm ın "Devrim Çağı"adlı kitabı yayımlandı y Kapitalist devrimin çehresi M. ALİ KIIIÇBAY Hobsbavvm dünya tarih kitaplığına çok sayıda değerli eser armağan etmiştir. Bunlann en önemlilerinden biri olan The Age of Revolution, Türkçe dc Devrim Çağı adıyla nihayct yayınlandı. Kitabın hacmi ve içeriğinin ağır olnıasından ötürü geciktiğini sandığım bu çeviri, Jülide Ergüder ve Alaeddin Şenel'in özenli çalıjmaları ve gerektiğinde koydukları notlarıyla gerçekten "kazanılmı$" bir eser oluyor (Olur olmaz her kitap için "Türkçeye kazandırıldı" sözünün artik suyunun ^ıktığını belirtmek isterim). Hobsbawm bu kitabında, önce Avrupa'ya, sonra da dünyaya bugünkü çehresini verecek olan sürecin dramatik bir dönemecini, "çifte devrim" adını verdiği Fransız siyasal devrimi ve İngiliz sanayi devrimi bağlamında inceliyor ve oluşumu altmış yıllık bir perspektif içinde ileri götürüyor. Bu eserin çok dikkaıli olarak okunmasının, kendi de bir dönemeçte olan Türkiyc'nin, düşünen insanları için son derece büyük bir önem taşıdığını düşünüyorum. Bir ke re, biz bir sürü kavranıı yerli yerine oturtmakta sıkıntı çeken bir toplum olduğumuz için, çoğu zaman gerçekler yerine, hayaller uğruna kavga cdiyoruz. Bu açıdan, bana görc asıl adı "kapitalist devrim" ulması gereVen, 18. yüzyıl sonunun bu iki çehreli, ama aynı yolu belirleyen "çifte devrim"inin, aslında tek bir oluşum olduğunun kavranması gerekir. Kapitalizmin, burjuvazinin, proletaryantn; yani yeni zamanların kurum ve sınıflarırun tarıhın derınlıklerıne doğru giden kökenleri vardır. Ancak bunlann bir sistem halinde buluşarak, kendilerini dünyaya yayılmacı bir sekilde dayatma sürecıne gırmelerı, 18. yü/.yılın sonunda yer alan ve kapiıalizmi bütünlüğü içinde inşa eden devrimlerle ivme kazanmıştır. Bu devrimlerin sınai yanının İngiltere'de, siyasal yanının Fransa'da gerçekleşmesi, bu iki toplum arasındaki, ckonomik ve toplumsal olarak, asılmaz engeller olduğu anlamına gelmemektedir. Tersine, aynı devrimin iki değişik ama ö? itibarıyla farklı olmayan çehresinin bu ülkelerde gerçckles,mis olması, onların birbirlerine yakınlığının kanıtıdır. Hiçbir toplum hazır olmadığı bir konuma ulaşmak için devrim yapamaz. Hazırlık ise, siyasct alanında olduğu kadar, ekonomi alanında da bclli bir yere gelmiş olmayı öngerektirir. Veya söyle söylemeliyim ki, vülgcr okul kıtapları düzeyinde, Ingiltere'ye nıal edilen sanayi devrimi kadar gene aynı vülgerlik içinde Fransa'ya ınal edilen siyasal devrim, Batı Avrupa'nın ortak malıdır ve bu uluslararası kimliğiyle de kapiıalizmin rakiplerini tamamen tasfiye ederek iktidara gcldiğini belirlemektedir. F.ğer Fransa'da bir sanayileşme olmasaydı, burjuvazi 1789'da iktidara gelemezdi. Ve eğer İngiltere'de burjuva sınıfı iktidara gelmemis olsaydı, sanayi devrimi olm.v/dı. Hobsbawm'ın kitabının dikkatli bir değerlendirilmesi, okuyucuyu tarihlerin paralel olduğu önyargısından uzaklastıracak ve gelişmiş kapitalist ülkelerin varlığının, azgelijmijliği zürunlu olarak gerektirdiği sonucuna ulasacaktır. Yani "onların" tarihinin, "bi/.im" tarihin gclccek programı olmadıgı görülecektir. Hobsbawm'ın bu kitapta benimsediği yöntem de okuyucunun tereddütlerini giderici yöndedir. Çünkii tarihçi olayları kesit olarak değil de süreç olarak anlama kaygırını taşımaktadır. İleri vc geri hareketlere izin veren ve ustalık gerektiren, ayrıca çok geniş bir bilgi birikimine sahip olmayı zorunlu kılan bu yöntem, Anales okulu tarafından geliştirilen, çağdas. tarih yöntemidir. Okuyucu bu sayede yalnızca "nasıl"ı değil, "neden"i de görme olanağına sahip olmaktadır. Ama, "neden"in gündeme gclmesi ise tarihçinin bakış açısını da devreye sokmaktadır ki, her tarih çağdas, tarih olduğu için, Hobsbawm da bu eserinde, aslında kafasındaki sorunları unıjmaktadır. D H A 9* B E R L E Teorik ve pratik açıdan erkek cinsiyetçiliği Devrim Çağı: 17891848 Eric J. Hobsbawm Çevirenler: Jülide Ergüder, Alaeddin Şenel / V Yayınlan 656 S./20.000 TL / Kod No: 125.099 Kıta Avrupa'sının urih bilimini olu^turmaya başljdığı Machıavellı ve Vicodan bu yana, bırçok parlak ve devir açıcı tarihçi yetiştirmis, olm.ısının karşısında, İngilizler ve Amerikalılar çalışkan öğrenciler olmanın ötesinc nadiren geçebilmektedirler. Bu konumun ünlü istisnalarından biri, Rus bir babadan ve Avusturyalı bir anneden, Iskenderiye'de doğan, 19 ya^ındayken de Ingıltere'ye göçüp, artık o ülkenin bir üyesi olan Eric J.Hobsbawm'dır. Yatak demokrasisi İngiltere'de evvelki hafta piyasaya çıkan iki kitap, "Yatak odasında demokrasi" konusunu gündeme getiriyor ve cinsel eşitliğin sadece işyerlerinde ve sokakta değil, yatak odalarında da sağlanması için tahliller ve öneriler sunuyor. İngiliz toplunıunun cinsel konulardaki kapalılığı göz önünde bulundurulursa, Heather Formaini'nin "Erkekler: Karanlık Kıta" ve Lynne Segal'ın "Yavas Çekim" başlıkh kitapları, hem teorik hem de pratik açıdan, erkeklerin cinsiyetçiliğini oldukça açık ve anlaşılır bir sekilde gözler önüne seriyor. Observer gazetesinden Joseph Bristovv, bir iki kitabı tanıtırken, Kate Miüet'in 1970'li yıllarda yayımlanan "Cinsel Politikalar" kitabına sık sık atılta bulunuyor. 70'li ve 80'li yıllarda feminizmin güç kazanmasıyla, özellikle kadın nakları, kadınerkek eşitliği ya da "kör" bir şckilde erkek düsmanlığı konularında çok çeşitli kitaplar yayımlandı. Ne var ki, kadınların ve bazı erkeklerin şikâyetçi olduğu maço'luk ya da erkek cinsiyetçiliği konusunda, son 20 yıl içinde kapsamlı bir çalışma yayımlanmadı. Lacan'ın ünlü "Fallik iktidar" teorisi salt psikanalitik düzlemde kaldı. Formaini'nin kitabı, işte bu erkek cinsiyetçiliğinin köken ve nedenlerini ara$ttrıyor. Erkekler neden fallik iktıdarın gönüllü birer kulu? Kadınlar ve çocuklar, bu iktidarın tezahürü olan şiddete neden mazur kalıyorlar? Araştırmacı bu ve benzeri sorulara yanıt arıyor kitabında. Lynne Scgal'ın kitabı ise erkek cinsiyetçiliğinin tarihçesi nitelicinde. Ancak yazarın görüsleri itibarıyla bu urihçe feminist bir gözlem ve tahlile dayanıyor. 1950'lerden bu yana erkeklerin ve bu arada erkek cinsiyetçiliğinin gelişjmini ele alan yazar, karıkoca ilişkileri, çocuk bakımı, alışveriş, birlikte eğlenme gibi toplumsal ve kişisel değer yargıîarından yola çıkıp erkek cinsiyetçiliğinin çeşitli dönemlerdeki tutum ve niteliklerini irdeliyor. Kuşkusuz, siyasal gelişmeler de erkek cinsiyetçiliğinin önemli faktörlerinden biri. Segal, bu arada Batı Avrupa'da gelişen eşcinsel harekete de kitabında geniş yer avırıyor ve eşcinsellerin "şefkat, sevgi ve yumusaklık" dolu yaşam ve yaklasımlarını sık sık övüyor. Segal'a göre "ideal erkek, eşcinsel erkek". Yazar, İngiltere'de eşcinselliğe yönclik saldırılan, siyah erkeklerin dana az saldırgan olduklannı ve pornografinin maçoluğu arttırdığını kaydetmeyi de ihmal etmiyor. Joseph Bristovv, SegaPin kitabını değerlendirirken, yazarın biraz fazla teorik kaldığını, kendi cinsel deneyimlerinden çok az somut örnek verdiğıni belirttikten sonra, "Ben Bayan Segal'in neden hâlâ heteroseksüel olduğunu anlayamıvorum" diyor. Bu da kitap eleştirmeni ile yazar arasındaki kişisel bir soruııun yansıması olsa gerek. Sonuç olarak, her iki kitapta belirtilen görüşler, siyasi alandaki iyi niyet ile cinsel isteklerin sürekli olarak çatışma halinde olduğunu .gösıerirken, erotik eşitliğin sağlanması ve cinsel zevklerın, demokratik bir şekilde yani ayrımcılık yapılmadan paylaşılması gerektiğini ortaya koyuyor.D Ragıp Duran Men: The Darker Continent / Heather Formaini / Heinenunn Yayınevi / 14.95 pourıds Slow Motion / Changing Masculinities, changing men / Lynne Segal / Virago Yayınevi / 6.99 pounds Hobsbawm kitabında, önce Avrupa'ya, sonra da dünyaya bugunkü çehresi ni verecek olan surecın dramatık bir dönemecinı, "çifte devrim" adını verdi01 Fransız siyasal devrımı ve Ingılız sanayı devrimi baglamında ınceliyor. S A Y F A 8 C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle