Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Sosyal medya ikinci evresinde. Amaç bağları güçlendirmek. Internete erişen her yüz kişiden 82’si sosyal medya sitelerinde zamanlarının %20’sini geçiriyor. Andy Warhol’un uzgörüsünün yeniden ifade edilmesinin zamanı geldi: “Herkes 15 dakikalığına sosyal medyayı yönlendirecek”! Kimyada bir öncü: Ali Rıza Bey Genç yaşındayken bir deney sırasında ölen Ali Rıza Bey, Osmanlı ülkesinde kimyanın gelişimine önemli katkılarda bulunmuştu. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com Sosyal Medya 2.0 Sosyal Medya, dijital kültürü oluşturan tüm bileşenleri “sosyalleştirerek” ilerlemeye devam ediyor. Artık Google gibi bir arama motorundan arama yapmanın adı “sosyal arama”, Facebook’ta oyun oynamanın adı “sosyal oyun” oldu. Bu ikinci evrede temel amaç kurulan “dijital, sosyal” bağların güçlendirilmesi. Şöyle ki: 2007’de ABD’de internet erişimi olanlar zamanlarının ancak %6’sını sosyal medya sitelerinde geçirirken, 2011’de bu oran %20’ye çıkmış durumda. En popüler sosyal medya siteleri beklendiği üzere Facebook, LinkedIn ve Twitter. Facebook’tan bile önce var olan MySpace ise düşüşte. Global anlamda değerlendirildiğinde ise toplam internet nüfusunu oluşturan yaklaşık bir buçuk milyar sanaldaşın %82’si, yani 1.2 milyarı, sosyal medya sitelerini kullanıyor. Sosyal medya sitelerine girmenin temel amacı ise, bireyin tanıdıklarıyla bağlantı içinde olma isteği. Öte yandan sosyal medya sitelerinde konuşulan popüler konular, yaşamdaki kritik konularla paralellik arzediyor. Usama Bin Laden öldürüldüğünde sosyal medya da bu haberi konuşuyor. Keza İngiltere’de kraliyet veliaht prensi evlenirken, sosyal medyada da ana konu kraliyet düğünü. Sosyal medyaya erişim hâlâ temel olarak bilgisayar üzerinden yapılıyor (%97). Ancak mobil akıllı cihazlarla erişim de listede %37 ile ikinci sırada. Tabletler bunları izliyor ve hâlâ marjinal. Sosyal medyanın bu büyük patlamasına paralel olarak, pek çok web sitesi, artık sosyal medya kullanıcı adı ve şifresini kendi sitesine giriş için de kullanacak şekilde teknolojik entegrasyonları yapıyor. Böylece mesela bir Facebook kullanıcısı, yeni bir kullanıcı profili yaratmadan bu sitelere de girebiliyor. Özellikle eticaret siteleri bu akımın öncüsü. Anaakım medyanın, en güçlü olduğu zamanlardaki “yönlendiricilik” rolü, sosyal medya siteleri aracılığıyla bireylere doğru kayma eğiliminde. Her ne kadar bu konuda eski dünyadan “yönlendiricilik rolünün her bireye eşit oranda dağılmadığı yönünde” eleştiriler gelse de her iki dünyanın da üzerinde mutabakata vardığı bir şey var ki artık bireyler yönlendiriyor. Kurumlar değil. Bu yönlendirme bugün ağırlıklı olarak eğlence, şov dünyası ya da teknoloji gibi alanların önde gelen isimleri sayesinde yaşanıyor. Ancak zaman içinde hiç tanınmamış bireylerin de bu yönlendirici rolü üstlendiklerini görüyor olacağız. O halde Andy Warhol’un “herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” şeklindeki endüstri toplumu uzgörüsünü sosyal medyaya uyarlayalım: “Herkes 15 dakikalığına sosyal medyayı yönlendirecek”. Sosyal medyada bireylerin özel hayatın mahremiyetine yaklaşımları da “yumuşama” gösteriyor. Doğumhane fotoğrafları internetten yayınlanan kuşağın üyeleri olarak dijital yerliler dijital ayakizlerinin takip edilmesi, saklanması ya da bunlardan anlamlı istatistikler ve bilgiler üretilmesi konularında pek bir kaygı duymuyorlar. Onların bilmek istediği şey, üyesi olacakları bir sosyal medya sitesinin hangi dijital izleri ne şekilde izleyip takip etmekte olduklarını açıkça beyan etmeleri. Bir başka deyişle dijital yerliler, özel hayatlarının dijital kısmının tanım gereği genele açık bir anlam ifade ettiğini kabul ediyorlar. Ancak hiçbir kamu kuruluşunun, kendileri adına bu süreci denetleyip, yönlendirmesini istemiyorlar. Bu işin bireylere bırakılmasını talep ediyorlar. Gelecek hafta sosyal medyayı pazarlama ve kurumsal açılardan ele alacağız. O haneler (karantinalar) müdürü smanlı ülkesinde 1880’li olarak Fransa’dan getirtilen yıllar hem siyaset ve sanat Eugen Mondragon, kimyager dünyasında, hem de bilim Faik Paşa ve Muallim Vasil alanında yeni ve parlak bir kuşağın Naum Bey’le birlikte Ali Rıza doğmaya başladığı bir dönemdi. Bu Bey de hazır bulunmuştu). yıllarda kendilerini yetiştirmiş ve Ali Rıza Bey, Darülfüyetiştirmekte olan bu insanlar asıl nun’da da kimya ve biyokimya eserlerini II. Meşrutiyet’te ve bir dersi veriyordu. Bir yandan da kısmı da daha sonra Cumhuriyet Etfal Hastanesi’nde kimyagerdöneminde verdi. Kimyacı Ali Rılik yapıyordu. Bu hastanede za (18671906) Bey de bu değerli yüksek ısılı bir deney yaptığı sıve yetenekli insanlardan biriydi. rada aniden vefat etmiştir. Ama O, II. Meşrutiyet’i göremedi. Ülkemizde stereokimyadan Ali Rıza Bey, 1888’de Tıbbiye ilk kez bahseden ve stereoMektebi’nden mezun olduktan bir kimya formüllerini kullanan süre sonra kimya eğitimi görmek Ali Rıza Bey (18671906) kişi Ali Rıza Bey’dir. Kendi döiçin Paris’e gitti. Burada, 19. yüznemindeki organik kimyanın yılın büyük kimyacılarından Armand Gautier’nin lauluslararası düzeyini yansıtan Kimyayı Uzvi adlı önemboratuvarında dört yıl süreyle çalıştı ve zekâsı, çalışli bir organik kimya kitabı vardır. Bu kitap, kimyasal formalarının niteliği ve davranışları ile hocasının takdimüllerin ve denklemlerin yazılışı açısından önemli yerini kazandı. İstanbul’a döndüğünde sivil ve askeri tıbnilikler getirmiştir. İlk kez bu kitapta organik bileşikbiyede inorganik kimya ve analitik kimya muallimliğine ler için açık formüller ve halkalı formüller verilmiş ve tayin oldu. Çok yönlü bir bilim insanı olarak Ali Rıza maddelerin adlandırılmasında yine ilk kez karbon Bey sadece eğitim faaliyeti ile uğraşmakla yetinmemiş, atomlarının numaralandırılmasına dayanan adlandırçeşitli konularda araştırmalar da yapmıştır. Bu bakımma sistemi kullanılmıştır. dan onu ülkemiz tarihindeki az sayıdaki öncü bilim inAli Rıza Bey’in bu çalışmaları, modern kimyanın ülsanları arasında sayabiliriz. kemizdeki gelişiminde önemli bir geçiş aşamasını oluşAli Rıza Bey, Afyonkarahisar maden suyunu ilk deturmaktadır. fa olarak tahlil etmiş ve bu suyun bilimsel ve hijyenik kurallara uygun biçimde şişelenmesini sağlamıştır. AyYararlanılan Kaynaklar: nı şekilde Kâğıthane sularının da uygun ve hijyenik biEmre Dölen; Osmanlılarda Kimyasal Semboller ve çimde toplanmasını ve dağıtılmasını gerçekleştirmiştir. Formüller (18341928), TMMOB Kimya Mühendisleri Ali Rıza Bey, ülkemizdeki ilk özel analiz laboratuvarıOdası İstanbul Şubesi yayını, İstanbul 1996. nın da kurucusudur. (Ülkemizdeki ilk bilimsel araştırTarık Artel; “Tanzimattan Cumhuriyete Kadar ma kurumu olan Bakteriyolojihane, aynı zamanda bakTürkiye’de Kimya Tedrisatının Geçirdiği Safhalara teriyoloji eğitimi de veriyordu. Yılda üçer aylık üç kurs Dair Notlar”, Tanzimat 1, Milli Eğitim Bakanlığı Yaşeklinde verilen eğitim ilk kez 19 Aralık 1894 tarihinde yınları, 1999 İstanbul (Birinci baskı 1940) içinde, s. 491Dr. Nicolle’ün verdiği dersle başlamıştı. Tıbbiyeden ye510). ni mezun 15 doktorun ve Bahriye Mektebi’nden gönNuran Yıldırım; İstanbul’un Sağlık Tarihi, İstanbul derilmiş iki askeri hekimin öğrenci olarak katıldığı bu Üniversitesi ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenilk derste, Dr. Nicolle’ün yardımcısı Lornie, Tebhirti Ajansı’nın ortak yayını, İstanbul 2010. Kristal LED Ekran Sony, ABD’nin Las Vegas kentinde düzenlenen 2012 Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES), 55 inç’lik (140 cm) full HD destekli, prototip model LED ekranını tanıttı. Ekran, sektörün ışık kaynağı olarak LED kullanan, kendinden ışıklı ilk ekranı olma özelliğini de taşıyor. Kristal LED Ekran,her bir KırmızıYeşilMavi (RGB) renk kodu için piksel sayısına eşit (Full HD için yaklaşık altı milyon LED) sayıda, ultra küçük LED ışığın, Sony’nin özel yöntemlerinden yararlanılarak bir araya getirildiği kendinden ışıklı bir ekran. RGB LED ışık kaynağının doğrudan ekranın önüne takılması, ışık kullanım etkinliğini önemli ölçüde iyileştiriyor. Bunun sonucunda ise, mevcut LCD ve plazma CBT 1296/ 12 20 Ocak 2012 ekranlara kıyasla, düşük enerji tüketimi, yüksek kontrasta sahip görüntüler (hem aydınlık hem de karanlık ortamlarda), daha geniş renk gamı, hızlı video görüntü tepki süresi ve daha geniş izleme açıları elde ediliyor. Ayrıca,ekranın yapısından ötürü, Kristal LED ekran aynı zamanda büyük ekranlar için de ideal bir çözüm sunuyor.