24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com Sağlık Cep telefonları konusu bilimin giderek daha çok gündemine oturmaya başladı. Bilim adamlarının konu ile ilgili yapacakları çalışma sonuçları sayıları yüz milyonları bulan kullanıcıyı ilgilendiriyor. Kronik bir hastalık olan obezitenin tedavisini ancak uzman hekim yönetir Prof. Dr. Volkan Yumuk, Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Vehbi Koç Vakfı Amerikan Has. Bir Cep Telefonu Hikâyesi: Gro Harlem Brutland’a Ne Oldu? Gerçekten de insanlığın en önemli buluşlarından olan ve gündelik yaşamımızda vazgeçilemez bir yere sahip cep telefonları sağlığımızı tehdit ediyor mu? Bu konudaki bilimsel araştırmalar sürerken bir yandan da etik ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Bilimsel çalışmaların yansız ve üretici firmaların baskısı olmadan yapılabilmesi gerektiği sürekli vurgulanıyor. Kimi çevreler, cep telefonu sektörünün bu konuda ciddi bir kulis faaliyeti içinde olduğunu, bilim adamlarına baskı yaptığını ve gerçek sonuçların tüketiciye ulaşmadan karartıldığını iddia ediyor. Bu iddialar da gerçek payı var mı bilemem. Ama bazı olaylar gerçekten de rahatsız edici boyutlara ulaşabiliyor. Norveçli doktor, Gro Harlem Bruntland, 2000’li yılların başlarında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) başkanlığı görevini yürütüyordu. Dr. Bruntland, 2003 yılı içinde DSÖ binasında cep telefonu kullanımını yasaklamıştı. İzleyen süreçte cep telefonları konusunda DSÖ’ nün daha aktif bir tutum izlemesi gerektiğini savunmaya başladı. Cep telefonlarına karşı tavır almaya başlamasından yaklaşık 5 ay sonra görevine son verildi. Dr. Bruntland, aslında öyle kolay harcanabilecek biri değildi. Norveç’te sosyal demokrat bir politikacı, diplomat ve hekim olarak çalışmıştı. İyi bir epidemiyolog, çevre konularına duyarlı, iyi tanınan bir siyaset ve bilim kadınıydı. Norveç’te başbakanlık bile yapmıştı. DSÖ başkanlığı yaparken sigara ile savaşta öylesine önemli başarılar elde etmişti ki, 2004 yılında The Financial Times onu Papa John Paul II, Mikhail Gorbaçov ve İngiltere Başbakan Thatcher’den sonra en önemli 4. Avrupalı seçmişti. O dönem Dr. Bruntland’in görevinden uzaklaştırılmasında cep telefonu sektörü ile yakın ilişkisi olduğu söylenen DSÖ başkan yardımcılarından Dr. Michael Repacholi’nin parmağı olduğu iddia edildi. Rapalochi, Bruntland’in istifasından 3 yıl sonra elektromanyetik dalgaların “zararsız” olduğu sonucuna varılan DSÖ destekli bir çalışmanın başkanlığını yaptı. İzleyen dönemde Dr. Michael Repacholi’nin telefon endüstrisinden rüşvet aldığı ortaya çıktı ve DSÖ’deki görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bununla da kalmadı, Dr. Repacholi aleyhine 2008’de kamu davası açıldı. Ona yöneltilen suçlama, DSÖ’nün cep telefonları ile ilgili olarak başlattığı ilk bilimsel çalışmanın başındayken yanlı davrandığı, rüşvet karşılığı görevini kötüye kullandığıydı. Cep telefonu konusundaki çalışmaları ile dünya çapında üne sahip Utah Üniversitesi’nden Prof. Gandhi, 2009 yılında Amerikan senatosuna bir sunum yaptı. Gandhi bu sunumda 5 yaşındaki çocukların zihinsel gelişimleri üzerinde cep telefonlarının olumsuz etkilerini anlattı. Bu sunumu takiben Dr. Gandhide cep telefonu üreten firmaların kara listesine girdi. Aslına bakarsanız, Dr. Gandhi’nin bazı saptamalarını görmemezlikten gelmek olanaksızdı. Dr. Gandhi diyordu ki; cep telefonu sektörünün finansal desteği ile yapılan bilimsel çalışmalarda cep telefonlarının insan kafatasından 1.5 cm uzakta tutulduğu varsayılarak araştırma yapılıyor. Oysa pratik kullanımda cep telefonları kafatasına genellikle 1 mm yakın, hatta yapışık kullanılmaktadır. Gandhi, her 1 mm uzaklaştıkça elektromanyetik dalgaların etkisinin %10 kadar azaldığını, dolayısıyla telefonların kafatasına 1.5 cm uzaklıkta tutulduğu çalışma sonuçlarının bilimsel değeri olmadığını iddia ediyordu. Blackberry ve Iphone telefonlarının kullanım kılavuzlarında Dr. Gandhi’yi doğrulayan uyarılara yer veriliyor. Bu kılavuzlara göre cihazları kullanırken iPhone telefonları 1.5 cm, Blackberry telefonları ise 2.5 cm ‘kulağımızdan uzak tutmamız’ gerekiyor. Bir yandan hiç hız kesmeden cep telefonu kullanmak, diğer taraftan cep telefonu kullanarak sağlıklarını ne kadar tehlikeye attıklarını bilmiyor olmak gerçekten de cep telefonu kullanıcılarının aklını iyice karıştırıyor. B ugünkü tıp obezitenin kronik bir hastalık olduğunu savunmaktadır. Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi en önemli yaklaşım obeziteden korunmaktır hiç kuşkusuz. Devlet, sivil toplum örgütleri, medya ve gıda endüstrisi el ele vererek insanlara sağlıklı yaşam tarzını kazandırmak için uğraş vermelidir. Obez olanlar ise zayıflama tedavisi için ilk olarak bu konuyla ilgili hekime başvurmalıdır. Obeziteyle ilgilenen hekimler genellikle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanları veya iç hastalıkları uzmanlarıdır. Hekim hastasını değerlendirir, gerekli tetkikleri ister ve tetkik sonuçlarına göre bir tedavi programı belirler. Beslenme eğitimi ve diyet düzenlenmesi için bir diyetisyene yönlendirir. Fiziksel aktivite konusunda genellikle hekimin kendisi temel önerileri verir. Bu konuda uzmanlaşmış kişiler olarak spor hekimleri ve fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları profesyonel yardımda bulunabilir. Obezitede başlıca sorun yanlış davranışlar olduğuna göre, bu davranışların değiştirilmesinde rol oynayacak bir başka profesyonel meslek grubu klinik psikologlardır. Hekim, gerek duyduğunda hastasını obezite tecrübesi olan bir psikoloğa yönlendirebilir. Bir psikiyatrın değerlendirmesi ve tedavisini gerektirecek bir problem varsa psikiyatri uzmanına yönlendirmek doğrudur. lan bir durum olmasa da Xenical kullanan hastalara gece yatmadan önce bir multivitamin preparatı başlamak uygun olur. Xenical kullanan hastalarda önemli karaciğer hasarı görüldüğü bildirilmiştir. (Toplam 32 olgu) Bu hastaların çoğunda ilaç öncesi de karaciğier problemleri Prof. Dr. Volkan Yumuk olduğu belirlenmiş ve ilaçla hastalık arasında bir neden sonuç ilişkisi kurulamamıştır. Hem Xenical hem de Alli prospektüslerine hastalarda bu konuda farkındalık yaratmak için bir uyarı yazısı eklenmiştir. YENİ İLAÇLAR Yeni antiobezite ilaçlarının geliştirilmesi üzerine yoğun bir çalışma bulunmaktadır. En az 350 ilaç geliştirilme safhasındadır. Çifte etkili ilaçlar (antidiyabetik ve antiobezite), kombinasyon tedavisi (farklı etki mekanizması olan iki ilacın bir arada kullanımı), ömür boyu alınabilecek emniyetli ilaçlar üzerinde çalışılagelen konulardır. Fenterminfenfluramin (FENFEN), deksfenfluramin (ISOMERIDE), rimonobant (ACOMPLIA) ve sibutramine (REDUCTIL) gibi ilaçlar istenmeyen yan etkileri nedeniyle kullanımdan kalktıktan sonra yeni ilaçların kullanımına izin veren kurullar ilaç denetimini daha da sıkılaştırmışlardır. Rimonobant’la aynı gruptan olan taranabant ve benzeri maddelerle yapılan çalışmalar sonlandırılmıştır. Lorcaserine isimli ilaç yakın zamanda Amerikan ilaç denetim kurulu (FDA) tarafından onay görmemiştir. Fentermintopiramat kombinasyonu (QNEXA), bupropionnaltrexone kombinasyonu (CONTRAVE) ilaçlar yine FDA tarafından onaylanmamıştır. Yaşam tarzı değişikliği, davranış değiştirme tedavisi, ve ilaç kullanımıyla zayıflamayan, beraberinde tip 2 diyabeti veya bir kalp ve damar hastalığı bulunan aşırı obezlerde cerrahi tedaviye başvurmak doğru olabilir. İLAÇ KULLANIMI Her kronik hastalıkta olduğu gibi obezitede de ilaç kullanımı söz konusudur. Bir asır önce obezitenin ilaç tedavisine başlanmış, tiroid hormonu, amfetamin ve digitalis preparatları gibi maddeler zayıflatma amacıyla hastalara verilmiştir. Bu maddelerin kullanımına ölümcül yan etkileri ve bağımlılık yapmaları nedeniyle son verilmiştir. Hastaların zayıflamak amacıyla yüksek dozda tiroid preparatı almaları doğru değildir, böyle bir tedaviyi hekimlerimizin de önermemesi gerekir. Yaşam tarzı değişikliğine yardımcı olarak kullanılan ilaçlar arasında bugün bir tek orlistat (XENICAL veya ALLI) adlı madde bulunmaktadır. Medyada “zayıflatma hapı” veya “zayıflatma iğnesi” diye sözü edilen maddeler, antiobezite ilacı değildirler. Hekimlerin bile bilmediği ama hekim olmayan herkesin sorumsuzca önerebildiği bu maddelerden uzak durmak gerekmektedir. Xenical’in yarı dozunda kullanıma sunulmuş olan formu Alli’nin de obezite tedavisinde yeri vardır. Orlistat bağırsaktan yağ emilimini azaltır. Bir gram yağın dokuz kilokalorilik enerji sağladığını düşünürseniz, yağ alımını ve emiliminin azaltıldığı bir tedavide günlük enerji alımının ne kadar azaltılabileceğini hesaplayabilirsiniz. Hasta diyetine uymayıp aşırı yağlı beslendiğinde ise yağlı dışkılama, alta kaçırma gibi istenmeyen bir yan etkiyle karşılaşabilir. O nedenle diyete uyup ilacı almak hastanın yararına olur. (Yan etki olmaz ve hasta zayıflar.) Xenical kullanan hastalarda görülebilecek bir diğer yan etki ise yağda emilen ADEK vitaminlerinin kan düzeylerinde hafif derecede azalmadır. Vitamin yetersizliğinin kan düzeyleri sık karşılaşı CERRAHİ TEDAVİ Günümüzde tedavide en başarılı ameliyat şekli “RouxenY gastik bypass” denen hem mide küçültücü hem de gıda emilimini bozan bir operasyondur. Operasyon kararı endokrinolog, cerrah, diyetisyen, klinik psikolog ve psikiyatrdan oluşan multidisipliner bir ekip tarafından alınır. Cerrahi girişim sonrası ilk yılda hasta anlamlı derecede ağırlık kaybeder. Operasyon sonrası dönemde hasta yaklaşık 30ml’lik bir mide hacmiyle beslenebilmek için bu konuda deneyimli bir diyetisyenden destek alacaktır. Gıda alımındaki yetersizilikler ve bağırsaktan besinlerin emilimindeki azalma sonucu bazı maddelerin kan düzeyinde azalma görülecektir. Demir, B12, folik asit ve D vitamini eksiklikleri sık görülmektedir. Bu konular nedeniyle bir endokrinoloğun hastaları izlemesi ve tedavi etmesi gerekmektedir. CBT 1238/17 10 Aralık 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle