Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Uerpmann ıse 'Troia Tarih ve Arkeolojı Arasındakı Doğu Büınılen' ısımli konuşma sında sorunun aslmda eski çağ taııhı ve arkeoloji arasmdakj bır guç çatışması olduğurıu belirtıp, eski çağ tarihçılenrıin uzun donemdir hiçbiı surprız sonuç ortaya çıkarta maırıasına rağmen, ellerindeki gucu her şeye ragmen kaybetmek istememelerinin altını çizdı. Buyuk bır çıkışta olan arkeolojının ay nı zamanda yontemsel bir avantaja da sahıp olduğunu, yani arkeologların eski çağ tarıhçilerinın tersıne, manıpule edilmeyen buluntularla çalıştığmı, buııurı sonucu olarak da gerçeği hımayesmde tuttuğunu da belirttıkten sonra, Kolb'un Internel sayfasmda 'IYoia uzerine yayımladığı makaloyi oleştiıdi. Fleştirisinde Kolb'un yazısındakı savunma hendeklerinin su akıtma kanalları olabileceği konusundaki goruşünün, Tro la'da gerçekleştırılen arkoozoolojik, urkeobotanik ve topogıufya çalışrnalanna göre imkânsız olduğunu ıkna edici bir tarzda vurguladı Kolb'uıı yme aynı yazısında iddia etüği Troia'da Son Tunç Çağı'nda sadece 1000 kişılik bir nüfusun yaşadığı iddasını ise. sadece herıdeği açmak için harcanan insan gücünün 1 milyon çalışma saatine denk duş tüğü, boylece bu hendeğin bin kişilik bir yerleşme organizasyonu tarafından açümasının imkânsız ol dugu görüşü ile geçersiz küdı. M O. 2 Binin Ikınci Yarısında Troia ve Batı Anadolu, Arkeolojık Buluntular ve Tarihsel Kaynaklar' isimli konuşmasında once Hitit metinlerinde geçen Batı Anadolu'daki kentleredeğinip (Lukka Lykıa, MıllawandaMıletos, ApasaEphesos, LarpaLesbos. VVilusallios) son yülardakı Tıoıa, Milet, Efes ve dığer arkeolojik kazılardan çikan buluntuların Son Tunç Çağı'nda Batı Anadolu'dakı şehırler ve Hititler arasındakı tıcaret ilişküerini ol dukça açık bir şekilde ortaya koyduktan sonra, yine arkeolojik verilere dayanaıak 11yada'daki Son Tunç Çağı öğelerini gosterdı, Niemeier, konuşmasının sonunda Korfmann'nın yeni dönem kazı sonuçlannın çok onenılı olduğunu, Troıa'ya yeni bir boyut kazandırdığını söyleyerek, Tıoia'yı Son 'lunç Çağı ticaretmde çok onemlı bir yer olarak tanımladı. hiçbir zuman yuzde yuz bır kesınlikle ko nuşmadıklarını, ele aldıkları konularda çok büyuk olasılıkların sozkonusu oldugunu ve VVılusaTroıa konusunda başka bır alternatifin de kalmadığuu belirtti Prof Dr Gustav Adolf Lehman (Gotungen) ise 'Homeros, Tunç Çağı Saray Merkezleri ve Güçleri (M Ö 13/ 12. Yuzyıl) Troia Efsanesuıin Tarihsel Arka Planı) isimli konuşmasında Mısır metinlerinde Kadeş Savaşı ile verileri sıraladı. II. Ramses ve Hitit kıalı Muvvattallı arasında M.Ö. 1286'larda olduğu tahmin edilen savaşda, Hıtüerın müttefıklerı arasında Dardanaya (Dardanoi) 'nın I lititleri savaş arabalanyla destekleyecekleri ile ılgıli yazılı metinler oldugunu, Troia'nm ana kenti olarak tahmin edilen Dardanaya1 nın belkı de Troia ile aynı yer olabileeceğini dile getirerek, şımdiye kadar üzerinde durulmayan çok onemli bir konuya değindi. belirtti. llyada'dakı tarıhsel ozun aıtık uzmanlar arasmda neredeyse kesin olarak kabul edildiğinı söyleyen Latacz, Troia kazı sonuçlarını eleştirenlen son on yıllık sonuçları izlememekle suçladı Son konuşmacı olan Prof. Dr Wolfgang Kullmann (Freıburg) ise 'Son Tunç Çağında Homeros ve Tıoıa' ısımli konuşma sında 30 yü oncekı gorüşlerinı tekrarlayarak llyada'da Son Tunç Çağı'na ait oğelerin olmadığını iddia etti. Bunu üzerine soz alan Latacz, Myken vc sonrakı donemde olduğu kabul edilen, sozel geleneğe' değinerekKullmann'nın iddialarını imkânsız oldugunu belirtti. Niemeier de arkeolojik argumarıla rıyla Latacz'ın görüşlerini destekledı. Ogleden sonraki tartışma bölümünde konuşmacılar kısaca görüşlerini beliı tıkten sonra dınleyicilere soz verıldı, Wilusa=Troia llıtıtolojı alonındakı en onemli isimlerden oldrı Prof. Dr Frank Starke (Tubmgerı) 'Wilusa(W)Ilıos / Troıa Özdeşlığıne Karşı Yapılan Eleşürüer' ısımli konuşmasında, Wi lusa'lVoıa özdeşliğmin neıdeyse Hititologlarm % 99'u tarafmdan kabul edildiğinı, o ne denle rie bu konu üzerinde durmayacağını, ama yapılan eleştırlere cevap vereceğıni Ana eleştiriler Serrıpozyumun üdncı gunundc ise ılk konuşmacı olarak soz alan Prof. Dr. lYank Kolb (Tubıngen) 'Ticaret Motropolu Ticaret Şehri1 Troia'nm M.Ö. 2. Bındekı Ukonomik Durumu ve lşlevi U?,erıne Düşünceler' isimli konuşmasında Yakm Doğu ve Doğu Akdeniz'deki 2. Bin ticaret sistemine değindi, Ozellikle Ugarit'den ornekler verelek Troia'nm bu sıstemde yer almadığını ve buradaki buluntularla karşılaştırılabılecek buluntuların Tro ıa'da bulunmadığmı belııttı. Daha sonra gosterdığı ticaret yolları dağılım haritalarıyla 2. Binde Karadeniz'in ticaret yollarının ve Troia'nm konumun o kadar önemü olmadığını ve o donemde sadece bölgesel bır etkisi olan tarım karakterli bır kale yeıleşrnesi oldugunu iddia etti. Troıa aşağı şehırı ile ilgili buluntuları da sadece, kale dışındakı çok zayıf bir aşagı yerleşmeye işaret ederı buluntular olarak yorumladı. Kolb'un konuşmasma cevaben soz alan Niemeier ıse gosterilen haritaların eski oldugunu, Buclıholz'un son yayınlarmda Karadenız ile yapılan tıcarete değindigini beliritti, Salonda olan Prof. Buchloz, Niemeler'ın söylediklerinı oniiyladı. Kolb'e cevaben soz alan, Tunç Çağı ticaret sıstemı konusunaki en onemli uzmanlardan olan Prof. A. Sherrat (Londra) yaptığı kısa konuşmada gosterdığı dağılım harıtasıyla Kolb'un iddialaıının geçersiz oldugunu kanıtladr Yine aynı konuda soz alan Prof Höckmann'da Karadenız'de tıcarete işaret eden arkeolojik buluntulara değindi. Bu ikna edici açıklarrıarla sonunda soz alan Kolb, Son 'lYınç Çağı ticaret sisteminde Karadeniz'in yer aldığıru kısmen kabul ettığıni belırtterek eski ıddıalarını tekrarladı. Dinleyiciler söz alıyor Dirüeyicileı arasında bıüunan Prof. Dr. A. MüllerKarpe soz alarak genel bir değerlendirme yaptı ve Korfmann'nın bazı yorumlarına katılmamakla bırlıkte KollVun iddialarının ıflas ettığını belirtti Daha sonra ıse Dr. Donald Easton aynı anlama gelecek bir genel değerlendirme yaptı Sempozyumun belki de etık anlarrıda en önemü anı arkeolojı ve eski çağ bilimleri bolumlerının de bağlı olduğu Kultur Bilimleri Cnstitısu Dekanı Klaus Antoni'nın Kolb'e uzmanlık değil ama, bılimsel etık anlamında çok onemli bır soru (rıca) sormasıydı. Antoru konuşmasmda once Kolb'un • hiç yakışık olmayan suçlamalar başlattığı tartışrnaya değınıp, artık kendismın bu jLönemli firsatı değerlendirip herkesin onün de Korfmann'dan özür dilemesı gerektığıru, bunun iyi bir nezaket orrıeğı olacağmı belir ti. Dekanın bu ısteğı seyırciler tarafmdan uzun süre alkışlandı, Bu arada tartışmaları yoneten Prof. Wieland sözu alarak Kolb'un daha once yazılı olarak bunu yaptığmı, eğer Kolb'un bu konuda bir söyleyeceğı vaısa kendisine söz vereceğinı beürttı. Kolb söz almadı Son olarak iki tarafa da genel bir değerlendirme yapmak için soz verıldı. Korfmann daha once söylediklerine tekrarlayarak, Kolb'un suçlamalarının karalayıcı ve yanlış olduğuna, 1988den berı farkh bılım dallarından oluşan uluslarası bir ekiple büımsel çalışmalar yaptıklarmı ve bundan sonra da Troia kervanın yoluna devam edeceğını belııttı. Uzun süre alkışlanan bu konuşmadan sonra soz alan Kolb ıse ıs ' rarla daha once soyledıklerını tekrar edip, Troıa ekıbini ve Korfmaım'ı kamuoyunu yanümakla suçlayıp, 'lYoıada kazı yapmanm artık bir anlamı kalmadığmı soyleyınce, konuşmasuıı ıslık ve yuhalamalarla bitirmek zorunda kaldı. ^ Bu taıtışmaiar sırasında göze çarpan en onemli sonuç ise prehistor yacılar arasmda Troia kazı sonuçlarının buyük bir çoğunlukla dıkkate alındığı, yani prelustoı yacılar arasında çok onemli bır sorunun olmadıgıydı. Diğer dıkkatı çeken olgu ise bırçok fark1™ lı kent' ve 'ticaret' yorumunun yapıldığı, bu alanda teorık anlamda aşılması geıeken sorunlar olduğuydu, Basma Yenı Troia Savaşı olarak yansıyan bu tarüşmanın sonunda, sonuç olarak şunu soyleyebüırız Bu kez savası Troıalılar kazandı!! .* Riistem Aslan Kolb sahnede Bu ılk konuşmalar sonrasndaki tarüşma bölümünde soz alan Kolb'un daha önceki eleştir üerinı yenılerken, Korfmann'ı tekrar bılimsel olmamak ve kamuoyunu yanıltmakla suçlaması, dınleyicilerın tepki gösteı mesirıe neden oldu. Sonıasındu soz alan Prof. Latacz (Basel)'ın akademık etiğe aykan bu tur 'hakaret edıci retonğı' tanadıgı konuşması büyuk aüaş aldı. Daha sonra ıse Hauptmann'ın Ho meros bir tanhci değüdır1 sözlerıne de değınen Latacz, za ten hiçbir modern Horneros araştırmacısının bunun tersini ıddia etmediğiııi, onemli olanın llyada'dakı tarıhsel arka plan olduğu belirtti. Soz alan Ernst Pernicka ıse (1 leidel beıg) bakır ve kalay madenlerinin dağılımı üzerinde durarak, Troia'nm 'lünç Çağı'ndaki jeopolıtık onemını ve buna bağlı olarak tıcaretdeki oneminı on plana çıkarttı. Otuıumun sonrakı ılk korıuşmacısı Prof, Dr. Dieter Hertel ' Troıa VI bir Saray (Şehri) Kale ve Aşağı Yerleşmedeki Arkeolojik Buluntular' isimli konuşmasında arkeolojik detaylara gırıp buluntuların sistematik olarak tanımlonmadığı'nı ıspatlamaya çalışdıysa da zayıl argumanlan' ile (örneğin; 'aşagı yerleşmede bulunan kaplann sayısı bir eliıı parrnaklarını geçmeyecck kadaı, yanı 15 ya da 20 tane) dinleyicılerın gulum semesine neden oldu soyledi, Bu konunun yeni dönem Tıoıa kazılarından çok daha once başladığını da belirten Starke, Niemeier'ın de konuşmasında eleştirdiğı Hertel'ın 2001 yılında yayınladığı kıtabmdakı (Troia Arkeolojı, Tarih, Mitoloji) büyuk hatalara değındı ve Hertel'ın latabına konu ettığı Hitıt metninin diasını gosterıp 'Sayın Hertel lutfen bu metındekı o onemli satırı gösterır misiniz ? 1 diye sorduğunda Hertel, Hititçe bılmedığını soyledi, VVılusa, Troia ozdeşliğıni kabul etmeyen iddiaları ayrıntılı bir" şekilde ele alan Starke bu iddiala rın çok zayıf oldugunu tekrar vurguladı. Daha sonraki konuşmada ıse Dr Su Homeros üzerine Ttoıa kazılarını yakın ızleyen, yaşayan en onemli Homer araştırmacılarmdan bin olaıak kabul edilen Prof. Dr Joachim Latacz (Basel) ise Yenı Troia Araştırmalarının Homeros Filolojısi Açısmdan Anlamı konulu konuşmasmda 250 yıllık araştırma tarıhıne degmdıkten sonra, son kazıların Homeros fılolojısıni harekete geçudiğini ve aslında Troia kazüarının yenı sonuçlannm uzmanlar açı sından beklenenleri ortaya çıkardığını da sanne HeinholdKrahmer (Salzbuıg) VVılusa (W)Ilıos ve Taruısa:Troia Batı Ana dolunun Tarıhsel Çoğrafyası Üzerine' isimli konuşmasında David Hawkins ve Frank Starke'nın lokalizasyonlannın tarn olarak kesinlik kazanmadığını ıddia etti. Bunun üzerine Hititolojınin en onemli ismi olan Prof. Havvkins (Londra) soz olarak Hititologların Hitit'lerle ilişki Mılet kazlarını yöneten, Atina'daki Alman Arkeoloji Enstitısunun yenı dırekföru Prof. Dr, Wolfdietrich Niemeier (Atirıa), 781/11