Katalog

dörtköşe Öğrenci affı ile Türkiye'nin durumu ir eğitim/öğrerim kurumunun temel Lşlevi ogrencilerırıe belli konularda belli bir bilgi, beceri ve yetenek seviyesi kazandırmaktır Bu da ancak o konunun yetkin insanlannca ölçülebilir. Ölçum hataları olursa da sınav tekrarı ile minimize edilir. İstenen sevıyeye gelemeyen öğrencılerın bu eksikliklerini tamamlamoları için aldıkları eğitimi tekrarlamaları ıstenir. Yine istenen sevıyeye gelemeyen öğrencilere bu işten vazgeçmeleri tavsiye edilir. Sonucu doğrudan gorulen beceriler soz konusu olduğunda bu süreç pek de güzel işler. Ornegın pilotluk eğitiminde basarısız olanların bir defalığına affedi lıp pilot yapılmasına ılışkın bir yasa teklif bile edilmez Fılanca tarihten once hcnışirclik okulundan mezun olaıüara doktorluk hakkı verilmesi de hiç gündeme gelfnez Ancak, yasayla ya da bakanlaı kurulu kararıyla elektrik teknısyenlerıne proje onaylama yetkisı verüır, sınıf geçme notu duşurulur, bilmem kaç derstcn kalanlara bir sınav hakkı daha verilir, notu ne olursa olsun tum öğrenciler bir defalıgına bir ust sınıfa geçirilir Piref. H. Ökkeş Kaybolmuş soru "Muhterem Ökkeş Hocam, Size bir soru suracaktım ama sorumu kaybettim, onu anyorum,.. Cüzdanımda paradan gayrı herbirşcy var. Bir adet kurumuş çiçek... Parçalanmış bir çınar yaprağı. Borç verip sonra unuttugum birının bana verdiği ve gidip bankaya yatırmayı ihmal edegeldiğim bir çek . Gazetenin yönünü bildirir pusula... Iki tane bir dolar . Para çekme makınalarından arta kalan kâğıt parçalan (timbilir kaç aydır birikmiş, koca bir tomar olmuşlar). . Ehliyet... Bankamatik kartı... Iki adet kredı kartı... Nufus kâğıdı... Fotokopı makınası kartı. Süpermarket ındirim kartı... IETT kartı (Yahu hâlâ bulamadım sorumu.) Cüzdanımın diğer gözüne bakıyorum sorumu bulmak için. Bir tomar kâğıt var orada da. En usttekınin uzerinde ofisimin telefon numarası yazılı. Hiç anımsamam o numarayı. Nasıl anımsayım ki, hiç telefon etmedim ki kendi kendime... Necmettın Hoca'nın kartı.,. Yok bu başka Necmettin Hoca, Minik bir karton parçasmda birınin telefon numarası ama adını yazmamışım; kim ola kı?... Sonra Prof, Hatıs Astro'nun kartı. Hatis Astro San Fransisco'ya taşınalı ner deyse dokuz ay oluyor; artık hukümsuz olan numarayı neden taşıyorum bıünmez... Tam yırmi dokuz kâğıt parçası. Peki sorum nerede' Buldum! Asıl sorumu sormadan önce bir başka soru sorayım: 7 Temmuz 1991, saat 19.34'te neredeydiniz ve ne yapıyordunuz, arumsıyor musunuz acaba? B 'hak' ısteyerı öğıenci mazluındui, Oğıencı haklaıı dernek daha kapsamlı öğrenim, daha iyi laboratuvarlar, daha çok uygulama olanagı degil, daha fazla sınav hakkı, daha duşuk notla geçme hakkı, okulun kaynaklannı yıllarca kullanabilme hakkı demek olur. Artık öğrenci ve ögretmen uzlaşmaz karşıt kamplardadır Bu durumda kopya çekerek sınıf geçmek meşru olduğu gibi kopya çekeni ele vermek işbirlıkçilik olur 'Hak' söz konusu olduğunda mahkemeler de hukümet de işin içine girer. Sınıfta kalan öğrenci mahkemeye gider. Kimi velüer çocugunu cezadan kurtarmak için, yani sınıf geçirmek için fedakârca rüşvet verirler, Kimi öğretmenler ögrenciler uzerınde saglayamadıkları otorıteyi kazanabilmek için not ve sınıfta bırakmayı süah olarak kullanırlar. Seçim zamanlan yeni öğrenci afları çıkar. çunku bu bir hızmettır. Verilen mesaja bakın Affetmekle ögrenciye, sınıfta kalmasının kendi çalışma(ma)larının doğal bir sonucu degıl. tamamen kendi dısındaki oluşumların sonucu oldugu mesajı da verümektedir Aynı öğ Affedilen nedir? Eğitım/öğretim, sonunda belli bir ödül (diploma) alabümek için doldurulması gereken bir çile midir ki konuyla ilgisi olmayanlar çıkıp bu çüe mıktannı azaltırlar7 Daha az çabayla daha fazla unvan almak nasıl bir hak anlayışıdır? Eğer ki öğrencinın tamamlaması gereken asamalardan birini ya da birkaçını affedıyorsak, bu aşamaları ceza ya da ödenmesı gereken bedel olarak görüyoruz demektır. Yanı egıtim, bir konuda belli bir bilgi ve beceri seviyesine gelebilmek için kurum yönlendirıciliğinde yapılan bir çalışma değıl, ders geçmek, sınıf geçmek. diploma almak için doldurulması gere ken çüelerdır Ne kadar çüe o kadar hak ediş renci yaşamının sonraki aşamalannda zarnamnda yetiştiremedıği proje için teslım tarıhı uzatma, zamarunda başvuru yapmadığı bir organızasyon için başvuru tarıhını uzatma, suç işlediğinde 'kader kurbanı1 oldugu için ceza affi, ışveren olup sıgorta prımlerıni yatırmadığmda sıgorta prim affı, esnaf olup vergisini yatırmadığmda vergi affı, üyesi oldugu spor takımı ligden duştuğunde lıgden duşmenın o yıl için kaldırılması gibi 'hak' taleplerinde bulunacakur. (Ve çoğu zaman da bu taleplerını elde edecektır). Ote yandan, uluslararası kabul görmuş bilim ınsanlarımızm, spor insanlanmızın. eğitimcilerimizin, sanatçılarımızın neden bu kadar az oldugu değişik platformlarda tartışüır durur, Veyis Sanoğuz Elektronık Mühendisi Öğrenci mazlum mu? Mantık bir kez ters işlemeye başladı mı arkası gelir. Artık Ceviz kıran karga Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakiıltesi'ni 1994 yılında bitirdim. CBT dergısınde saygıyla andığım değerli büim adarru Dr. Selçuk Alsan'ın "Hayvanlar ve Zekâ" başlıklı yazı dizisi oldukça ilgimi çekmis, hatta söz konusu yazı dizisine göndermiş olduğum ve hayvanlarda da zekânın bulunduğuna dair kendi gözlediğim 3 olay 31.12.1994 tarihli CBT'de yer almıştı. Anlattığım 3 olaydan birisi de kargalar ile ügiliydi. Bahçeli olan evimizde kendime ait olan köpeğimin yanı sıra, çevreden gelen birkaç adet kediyi de beslemekteydim. Ancak kediler için ayn bir yemek ve su kabı koymuştum. Fakat kedilerin su kaplannın içerisinde sürekli ekmek kınntılan bulmaktaydım ve buna bir anlam veremiyordum. Olayı merak ettiğim için bir gün kedilerin yemegini ve suyunu verdıkten sonra bir kenara çekılerek gözetlemeye başladım. Kediler yemeklerini yediler ve sulannı içerek oradan uzaklaştılar. Bir süre sonra bahçemizdeki ağaçlarda sürekli olarak gördüğüm bir çift karga yemek kabının başına geldi. Ancak yaz günü olması nedeniyle kısa sürede kunıyan ekmekler oldukça sertleşmişti, Kargalar için bu çok fazla sorun olmamıştı. Çünkü kargalar kuruyan ekmekleri kedilerin suyu içerısine aüyorlar, 510 sn sonra bekledikten sonra yumuşayan ekmekleri afıyetle midelerine ındıriyorlardı. Yazınızda bahsettiğiniz kargalarla ilgili rursızlık olaylan da bazı hayvanlann yaptığı gibi basit bir içgüdüsel olay olmayıp bence bir zekâ üriinü. Çünkü çalacakları gıda ya da bir başka nesnenin bulunduğu ortamı uzun süre gözetledikten sonra zekâlannı kullanarak belki de kendilerınce bir plan yapıyorlar. Zıra yukanda anlattıgım olaydan sonra taruk olduğum üa olay beni bu sonuca götürdü. Sözünü ettiğim üa karga, uzun süredir yurtdısında olan bahçe komşumuzun boş evinin balkonuna tünemekte ve tam karşılannda olan bizim evin mutfak balkonunu "gozetlemekteydiler". Tabü bunun bir "gözetleme" olduğunun o sıralar bız farkında değüdik. Ta ki mutfaktaki buzdolabımızın üzerindeki yumurtalar ve balkona kuruınası için buakuğımız cevizler (ceviz içi değıl, kabuklu ceviz) çalınana dek. Kargalar, ağızlanna aldıkları çevizlerle karşı balkonun çamaşır demirine konuyorlar ve yüzlerini balkondan tarafa dönerek (bahçenin yumuşak topraklı zeminine doğru değıl) balkonun beton zeminı uzerine cevızlerı atıyorlardı. Tahmin edileceği gibi birkaç denemeden sonra cevizin kabuğu kırıhyor ve akıllı dostlarımız cevizin ortaya çıkan içini büyük bir zevkle midelerine indiriyorlardı. Gözlemlerım benı bu zekı yaratıklann aynı zamanda eşlerine de çok sadık hayvanlar olduklan sonucuna götürdü. Bahsettiğim kargalardan bir tanesi bir gun oldukça kötü bir durumdaydı. Hasta oldugu bellıydı. Fakat sürekli olarak bizlerden uzak olduklan için herhangi bir muayene ve müdahalede bulunamıyordum. Birkaç gün sonra yan bahçede karganın öknüş olduğunu ve bunun da bir kedi taraundan yenmekte olduğunu gordüğümde çok üzülmüştüm. Ama üzüntüm bir anda görenlerin gözlerini yaşartan bir sahneyle şaşkınlığa donüştü. Çünku diğer karga yan taraftaki ağaçtan buyuk bir hujimla mdi ve kediyle .#' amansız bir mücadeleye gırdi. Oldukça ırüayım olan kedi bu mücadeleye daha fazla dayanamadı ve kaçmak zorunda kaldı. Yalnız kalan dostumuz birkaç gün daha bahçede nöbet tutup eşinden ümıdını iyıce kestıkten sonra oralardan uzaklaşti ve bir daha da geri dönmedi. Vet. Hekım Dr. Emrah Sur Selçuk Üni. Veteriner Fak. Ben ammsıyorurn, Elımdeki bu küçucuk sıhırlı kâğıt parçası bana o şansı tanıyor Bendeniz 7 Temrnuz 1991, saat 19.34'te, Beşiktaş'ta bir işlermedeymişim. B.TAS MERKEZ TUVALET B.TAS 5079690017 TEŞEKKUR EDERİZ TAR1H : 07.07.1991 FIŞNO: 015791 SAAT : 19.34 TUVALET%12*1 000 KDVM07 T O P * 1.000 NAKIT* 1.000 MFAD 90010416 Belgelediği üzre ortada ciddi bir alışve rıs olusmus. Bu çok cıddi alışveris sonrasında tıcaret hacminde gözle görülür bir faaliyet sergüenmiş. Vergilendirilmiş kutsal bir gorev icra edilmiş. Bir an düşünün, 8 mılyon Istanbul'lu bir tek gün, evet bir tek gün B.TAŞ MER KEZ TUVALETl'ni ziyaret etae. Ortaya çıkacak o müthış hacmi düşünün Korkunç bir gelir Sormak istediğim soru şu: Verdiğim bu vergi sizce nereye gitti?" Imza: Sadık Sıkıntı ürma uretecek, dığer fırmalar patent suresının bıtmesinı bekleyecekler. Umalım AIDS için yeni bir üaç bulundu. Bu ilacın farklı fiyatlarla pazara sunulması olanaklı olmayacak. Ilacı gelıştiren şirket tek bir fiyat belirleyecek ve bütün ülkeler ılacı bu fıyatı odeyerek alacak. Turk ilaç pazarı patent yasasıyla birlikte bir tekel hakkı oluşturarak tamamen çokuluslu şirketlerın elıne geçıyor. Yerlı sanayi ortadan kalkıyor, Turkıye en ıyi olasüıkla fason üretım yapan bir ülke haline gelecek, Bu konuyu Aids üacmdaki gelismelerle surdureceğiz. Cem Terzi * Doç.Dr. Dokuz Eylul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahı Anabilün Dalı 812/13