Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİMSEL TOPLANTILAR ILGINC SORULAR Büyük patlama'nın gurultusu hesap edilebîlir mi? SORU: Big Bang büyük olasılıkla bır gurultuye neden oldu. Bu gurultunün desibel cinsinden değerinı hesaplamamız mümkun mü ? YANIT 1: Kulaklarımız sadece atmosferde veya başka bir gaz kutlesının ıçındekı seslerı algılayabılır Uzay mukemmele yakın bır vakum ortamı olduğu ıçın bızım algıladığımız turden seslerın uzayda yayılmaları mumkun değıldır Radyo teleskoplar 2 7 K radyasyonu algılayabılmektedırler, bu da bır anlamda Bıg Bang'ı "duyabılıyorlar" demektir YANIT 2: Bıg Bang, alışılmış anlamda bır sese neden olmamıştır Olayın Bıg Bang olarak adlandırılması ınsanların bunu bombaya benzer blr patlama gıbı hayal etmelerıne neden olmuştur Aslında bu adın venlmesının nedenı, çok anı bır genışlemeyı belırtmektır Bıg Bang'ın neden olduğu şeyler hakkında neredeyse hıçbır şey bilmıyoruz Bızım evrenımızden önce de başka evrenler var mıydı ? Eğer var ıdıyseler Bıg Bang'den sonra bunlar ne oldu? Bunlan bnmıyoruz Ses dalgalan basınc dalgalandır, yanı belırlı bır ortamın ıçinde, ortamın sıkışıp 5. Farmasötik Bilimleri Kongresi öti Erdem Büyükbıngöl (*) Uluslararası 5 Farmasötik Bılımler Sempozyumu, 24 Hazıran 1997 Salı gunu, Bach'ın "1 Vıyolonsel Suıtı" ve Azerbaycanlı bestecı Fıkret Amirov'un Nâzım Hikmeı ıçın besteledıgı "Poem" ı ıle açıldı Uzun ve yoğun yazışma ve hazırlık donemınden sonra, vıyolonsel sanatçısı Melih Kara'nın verdığı bu açılış konserı, tum katlanılan yorgunluklara değecek guzellıkteydı ve bılım ıle sanatın bır araya geldığındekı pırıltıyı yansıtıyordu Sempozyumun en önemlı ozellıklerınden bırısı, elektronık poster seksıyonunun Turkıye'de ılk kez sunulmasıydı Uluslararası 5 Farmasötik Bılımler Sempozyumu, 6O'ı yabancı olmak uzere 360 kadar bılım ınasınının katılımıyla gerçekleşti. ABD'den katılan Profesör Leroy B. Tovvnsend, AIDS'ın tedavısınde kullanılan yenı bıleşıklerın hangı kllnık aşamalarda olduğunun ve AIDS'e yol açan HIV vırusunun oluşturduğu mutantlara karşı oluşturulan onlemlerın ve tedavıdekı ılaç kombınasyonları uzerınde yapılan değışıklıklerın neler olabıleceğı hakkında bıldırı sundular Sempozyumda ortaya konulan bir dığer nokta da bitkisel kökenli ilaçların hıçbır zaman yadsınamayacağı gerçeğıydı Gerek kanser tedavısınde ve gerekse bırçok hastalıkta kullanılan bitkisel kokenll Ilaçlardakı gelışmelerın başında Almanya'dan sempozyuma katılan Profesör H VVagner'ın sunduğu Bitkisel Immunostimülantlar yer almaktaydı Çeşıtlı bıtkılerden elde edılen polısakkarıtlerın ve lektınlerın yapılan ortaya konularak ımmun sıstemı guçlendıncı olarak kullanılmaya başlandığı hastalıklardakı etkılen tartışıldı Bu arada denızlerde yaşayan bır organızmadan (Budula nerıtına) elde edılen makrolıtık yaptdakı bryostatınlerın, ınsan bağışıklık sıstemının guçlendırılmesındekı ve kanser, AIDS gıbı hastalıklarda kullanılmasının önemı, vurgulandı sulın benzerı davranış gösteren endojen bıleşıklerın ızolasyonlarının yapıldı ğını ve dıabetık hastalıklarda ınsulıne karşı rezıstans oluşmasında bu endojen bıleşıklerının rollerını açıkladı Canlıfarda yaşamı yönlendıren molekullerının tanımlamasını yapan ve bu molekuller arasındakı ılışkılen açıklamaya çalışarak bıze hayatın gızemını bır ölçude sunan bıyokımya bılım dalında bıldırı sunan ABD'den Profesör Dayıd Gıbson, Lıpogenezisin Kontrolü adlı bıldırısınde, beslenmeaçlık sıklusu sırasında kalorık homeostazın sağlanmasına etkı eden faktorlerın genel tanımlamalarını ve ışlevlerını oncellkle ele alarak vucuttakı yağ asıtlerı ve kolesterol dengesının farklılaşmasına yol açan nedenlerın mekanızmalarına değındı Genlerın kontrolu altında cereyan eden metabolık değişıklıklenn mekanızmalannın ırdelendığı bu bıidırıde, aşırı kılo alınmasına yol açabılecek genetık bozuklukların bıyokımyasal kontrollen ele alındı Merkezı sınır sıstemı bozukluklarında (örneğın Alzheımer) etkın rol oynadığı anlaşılan ve son yıllarda ortaya konulan hıstamınH3 reseptörlen hakkında oldukça ayrıntılı bılgıler veren Hollandalı profesör Henk Timmerman, bu reseptörlerı hedefleyen yenı ılaçlann, önumuzdekı yıllarda merkezı sınır sistemıne yönelık olarak etkı göstererek, oluşan, örneğın şızofrenı gıbı bozuklukları gıdermede yenı bır dönem açacağını bıldırdı. Eczacılık Eğitimi Sempozyumda ılk sunu, ABD'den Profesör Daniel Nona'nın, Amerıka'dakı Eczacılık Eğıtımt ve Akredıdasyonu adlı bıldırısıydı Yirmıbırıncı yuzyıla gırerken eczacılık eğıtımındekı değışıklıkler ve bunun gerek Amenka ve gerekse dunyaya yansıması şeklınde ele alınan konu, oldukça ayrıntılı bır blçimde tartışıldı Bu bıidırıde, rasyonel ılaç kullanımında eczacının rolünun gıderek arttıgı ve klınik eczacılık kavramları ıle endustrlyel eczacılık kavramlarının daha da belırgınleştiğı bır 21 Yuzyıl eczacıhğı tartışıldı Sempozyumun bır dığer önemlı sunusu, Belçıka'dan katılan Profesör Jean Mlchel Kauffmannın Bıyosensörler adlı bıldırısıydı Son yılların yenı gelıştırılen teknolojılen ıçensınde yer alan ve bıyolojık ortamların (örneğın ınsan dokularının) taranmasında, analız edılmesınde rol oynayan bıyosensörier.fızıksel aktarımcıların (transducer), örneöın, elektrotlar, optık fıberler, pıezoelektrık elementler, termıstorlar, ıle bı yolojik materyallerın, orneğın, enzımler, antıkorlar, peptıdler, DNA, bakterıler, dokular ve hucre memranlarından elde edılen lıpıdlerın kombınasyonu ıle elde edılen sıstemler olduğu, bunların her dokuya özgu değışık bıyosensör teknolojı uyguranabıTeceğı tartışıldı Immunosensörlenn, antıjenantıkor reaksıyonlarının ızlenmesınde son derece yararlı olduğu ve ınsan bağışıklık sıstemının monıtore edılmesınde kullanılmasının, gerek amelıyatlardan sonra (ozellıkle organ nakıllerınden sonra) ve gerekse çeşıtlı hastalıklarda (ozellıkle ımmun sıstemı ilgılendıren kanser, vırutık hastalıklar, romatoıd artırıd, vb) antıjen/antıkor oranlarının belırlenmesıne ve dolayısıyla da bu hastalıkların rasyonel tedavılerıne yardımcı olduklan, vurgulandı llaçların dozaj formlarının ayarlanmasında teknolojık gelışmeler de sempozyumun konuları arasındaydı ozellıkle tum dünyada olduğu glbı ulkemızde de ılaç ureten fırmalann unıversıtelerle yaptıklan ışbırlığınde, çeşıtlı ılaç formlarının (tablet, kapsul, suspansıyon) gelıştırılmesındekı yenı yöntemler ve unıversıtenın endustnye katkısının ele alınmasıyla sempozyumun bır dığer boyutu da ortaya konuldu. Çin Halk llaçlan ozellıkle Japonlann bitkisel kökenli ılaçlarda ayrıntılı çalışmalar yaptıklan gözlendı Dr. Okuyama'nın Japon ve Çin Halk llaçlannı sunduflıı bıldlride v v Türk bilimciler Ilaç araştormacılannın uluslararası toptantısından ilginç konu başlıklan ve Japonya'da kalp ve beyın hastalıklanndan oluşan ölumlerın azaldığı, buna karşın, kanserden ölumlerın her yıl arttığı vurgulanarak çevresel faktorlerın ozellıkle kanser ve dıabetık komplıkasyonlardakı rolu ortaya konuldu Japon ve Çin kökenli bitkisel ilaçların ozellıkle kanser ve dıabetık komplıkasyonlara karşı kullanılmasında buyuk araştırmaların yapıldığını belırten Okuyama, bu bıtkılerı ve elde edılen araştırma sonuçlarını, Mısır ve Türklye'dekı bu konuda yapılan çalışmalarla karşılaştırdı Esrar ve marıhuana da yer alan kannabınoıd bıleşıklerının bazı özellıklerını ve Kannabinoid Reseptörlerı ıçın endojen kökenli bır lıgand olan anandamıd bıleşığının beyın mıkrozomlarından elde edılmesı başlayan ve bu bıleşığın enzımatık hıdrolızle araşıdonık asıde dönuşmesıni ınceleyen araştırmasında Japon bılım ınsanı Natsuo Ueda, sıçanların beynınin membran fraksıyonunda kannabınoıdspesıfık reseptörlerın bulunduğuna dıkkatı çektı Kannabınoıd reseptörunun periferal tıpııçın CDNA'nın ınsan promıyelotık lösemı hucrelerının kolonlanmasıyla da elde edıldıgını açıklayan Ueda, endojen bır bıleşık olan anandamıdın ve bu bıleşığı hıdrolız eden anadamıd hıdrolaz enzımının organlardakı dağılımını ve metabohzmasıyla kannabınoıd bıleşıklerının bu enzım sıstemı ıle olan etkıleşmesını açıkladı Vanadyum Elementinin Diabetik Hastalıklardaki Rolünü ılk kez ortaya koyan Kanada'dan John H McNeıll vanadyumun terapotık kullanılmasının boyutlarını tartıştı Dıabetle ılgılı olarak Insulin Rezistansının Mekanizmasındakı Yenı Boyutların ortaya konulduğu bıldırısınde ABD'den Profesör J Larner, ın Bıldırl sunan Pfızer'den Dr. H. Erdal Akalın, bır dunya problemı olan genışlemesı yoluyla ılerlerler Bunların uzayda ıleıieyebıldıklennı varsaysak bile, uzayın Bıg Bang ıle oluştuöunu duşunecek olursak, bu sesın gıdecek bır yennın olmadığı sonucuna varabılınz Geçenlerde, Johns Hopkıns Unıversıtesı'nden Alexander Szalay, Bıg Bang'den hemen sonra ortaya çıkmış olan sesleıie ılgılı çalışmalar yapılabıleceğını önerdı Evrenın bu ılk donemınde ortam, ıçinde akustık dalgalann yayılabıleceöı yoğunluktaydı Bıg Bang'den yaklaşîk 300 000 yıl sonra sıcaklık yeten kadar duştü ve elektron ve protonlar atomları oluşturabıldıler Bu dönemde evrende radyasyon yayılımı mumkun olmaya başladı ve şu anda da gozleyebıldığımız meşhur 2 7 K kozmık radyasyon oluştu Bu donemde akustık dalga yayılımı mumkun olamamaya başladı ve daha once oluşmuş olabılecek akustık dalgalar da yoğunluk farklılaşmaları olarak donup kaldılar Şımdı gozledığımız galaksıler ve boş bolgeler belkı de bu akustık dalgların sonucunda ortaya çıkan yoğunluk farklılaşmalarının sonuçlarıdır Eğer bu kuram doğruysa 2 7 kozmık radyasyondakı çok kuçuk çalkalanmalar evrenın ılk donemıne aıt dınamıkle ılgılı çok orıemlı fıkırler verebılır Bitkisel kökenli ilaçlar Sempozyum, hem ılaca yonelık olarak tıp alanındakı gelışmelerle, hem de hastaya yönelık olarak ılaç uygula masındakı teknolojık değışımlerle orantısal olarak bılımsel sunu sıstemının bır arada bulunması açısından oldukça başarılı bır duzenleme ıçerısındeydı AIDS konusu, ayrıntılı bır şekılde sempozyum suresınce ele alındı ve ABD'den katılan Serpil Kışlalıoğlu Kozmetıklenn Kullanımında Eczacının Rolunu belırterek, kozmetıklerın kullanımında, kontrolünde ve halk sağlığına yönelık olarak ortaya çıkan cılt reaksıyonlarına göre alınacak kararlarda eczacının önemının gıderek arttığını ve Turkiye'de de benzer çalışmaların yapılması gereklılığını vurguladılar Koral Embil ıse, yıne ılaç uygulamasındakı yenı teknolojık bır gelışme olan Mikrosponj Sisteminden ve uygulamalarından söz ettı Amerıkalı profesör Mahın D Maınes, Memelilerdeki Gaz Monoksıd Hücre Sinyalinin Moleküler Dinamiğlndekı Heme Oksijenaz Sisteminden soz ederken, normal ve patolojık kışılerde hucre sınyal sıstemı olan karbonmonoksıt (CO) ve nıtrik oksıt (NO) gazlarının çeşıtlı organlardakı hucresel mesajlann tanımlanmasındakı rollerını, anlattı özlellıkle nıtrik oksıdın son yıllarda yenı keşfedılen ve bılım dunyasını etkıleyen bır hucre sınyal sıstemı olması, NO jeneratorlerının (nıtrik oksıt sentaz, NOS) önemını ve bu sıstemı etkıleyen ilaçların gundeme gelmesını sağladı Dolasıyla Prof Maınes, hucreler arası mesajlann ıletılmesınde (normal ve patolojık dokularda), bu sıstemı etkıleyen ilaçların kullanılmasıyla, gelecekte bu ıletışımı kesebılen ya da yenıden başlamasını sağlayacak tedavı şekıllerının gelıştırılebıleceğını vurguladı Böylelıkle, hastalıklı bır dokunun yayılması onlenebıleceğı gı bı, hucrelerarası ıletışım kesıklığınden kaynaklanan patolojık durumların da ortadan kaldırılabıleceğınden söz ettı (')Prof Dr, Ankara Unıversıtesı, Ec zacılık Fakultesı Tandoğan 06100, Ankara Eposta erdem@pharmacy ankara edu tr Antibiyotik Rezistansını Belçıka'dan Dr. Lieve Naesens, 542 10