24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAYVANLARIN DÜNYASI Hayvanlar arasında silahlanma yarışı Hayvan türleri arasındaki silahlanma yarışını, en iyi virüslerle onlara evsahipliği yapan canlılar arasında görüyoruz. . Selçuk Alsan* Yitik penisin ardındaki giz I ir zamanlar hemen hemen tum jkuş türlerinin erkeklerinde bir 'penis vardı. Şimdi ise, bunların yüzde üçü dışında, tümü artık bu organdan yoksun. Uzun bir süredir bu duruma nasıl gelindiği konusunda epey kafa yoran bilim adamları bu organa doğuştan sahip olmayan erkeklerin evrimsel bir ayrıcalık kazandıkları görüşünde bırleşiyorlar. Ancak ingiliz ve Kanadalı bilim adamları yepyeni bir görüş ortaya atarak bu organın salt dişilerin öyle yeğlemeleri nedenıyle yitirilmış olduğunu öne sürüyorlar. Kuşlar erkeğin dışkılıkları aracılığıyla tohumlarını eşine aktarmasıyla ürerler. Tohumların aktarılmasından sonra dişi bunları yumurtlamaya hazır olduğu döneme dek bekleteceği ufak tüplerde toplar. Yumurtalar ancak o zaman döllenir. Ama bu aşamada bile dişi döllenmiş yumurtaları istemezse atabilir. Spermler dişinin isteğıyle bedene alındığından, yumurtalara ulaşan spermler dişinin sıkı bir denetimi altındadır. Oxford Üniversitesi bilim adamlarından James Briskie ıle Ontario Queen Üniversitesi'nden Robert Montgomerie erkeklik organını yitiren kuş türleriyle yitirmeyen türler arasında bir kıyaslamaya giderek durumu aydınlatmaya çahştılar. K elebek, karınca ve eşekarısı arasındaki etkileşimler görüldüğü gibı çok karmaşıktır. Kuşkusuz bütün bunlar uzun bir beraberliğin ve ortak evrimın (koevolüsyon) sonucudur. Bır türdekı yenetık değişme, dığer türde de genetik bır degişmeye yol açmıştır. Bu bır çeşıt "silahlanma" yarışfdır; bunu en iyi virüslerle onlara evsahipliği yapan canlılar arasında görüyoruz. En gelışmış omurgalılarda (sürüngenler, kuşlar ve memelıler) asalaklığa karşı son derece golışmış bır bağışıklık (ımmünite) sistemi görüyoruz. (HLA) gruplarıyla bırlıkte B ve T lenfositleri, makrofajlar, sitotoksik hücreler, antıkorlar vb). Vücuda gıren bır "yabancı cisım" (vırus, bakterı vb.) önce T lenfositlerini seferber eder; T lenfositleri B lenfosıtlerının plazmosit halini alarak "antikorlar yapmasını sağlar; gıren antıjene uyar şekılde yapılmış antikorlar antıjene bağlanarak onu etkisiz kılar (sıvısal veya humoral bağışıklık). Makrofajlar, monositler ve nötrofiller, yabancı hücrelere saldırarak onları fagosite eder (içine alır yer); doğal katil (natural killer veya NK) lenfosıtler ve sitotoksik lenfosıtler duşman hucrelerin çeperinde delikler açarak onları öldürürler (hücresel veya sellüler bağışıklık). Bu savaş sırasında lenfosit ve makrofajlarca salgılanan interleukın (İL) denen maddeler düşmanın yenilmesini hızlandırır. Bazı virüsler (örneğın AIDS virüsü, grip virüsü) sık sık mutasyon yapıp antijen yapılarını değiştirerek vücut savunma sistemini aldatmak isterler; bu, savaştaki kamuflaja çok benzer. Eğer başarılı olurlarsa ev sahiplerini öldürürler (AIDS gibı). Olayı bıraz daha somutlaştıralım. Vücut savunma (bağışıklık) sistemi kapalı bir kapının arkasındadır. Bu kapının kılıdı antikor, anahtarı antijendir. Anahtar kilide, yani antıjen antikora uyarsa savunma sistemınin kapısı açılır ve kanımızdaki "ordu" bizi savunmaya başlar. Antijene uyan antikor yoksa, savunma kapısı kapalı kalır ve vücuda giren düşman savunma olmadığından evsahıbını öldürür (AIDS'de olduğu gibi). vunma (antikor) ile cevap vere cektir. Bu gerçekten bır silahlanma yarışıdır. "Alıce Harıkalar Dıyarında", Kırmızı Satranç K r a 11 ç e s ı (Batı'da Vezir'e Kralıçe denir) Alice'e şöyle der: "Benim evrenimde o Id uğ un yerde kalmak ıçın daBir Maculinea kelebeği ima çok hızlı koşmalısın; bir yere gitmek içinse ıkı kat hızlı koş malısın" (yürüyen bant üzerinde olduğu gibi). Bir diğer deyişle canlılar savunma çabalarını bir an durduramazlar ve zaman zaman arttırmak zorunda kalırlar. Bakterı ve vırüs durumlarında bu "silahlanma yarışı" direkt izlenebılır; çünku mutasyon yeterınce sıktır. Fakat verdiğımız örnekte olduğu gibi bınlerce yıl süren bır evrimı, daha dogrusu "ortak evrimı" izlemek çok daha zordur. Buna rağmen ortak evrimın ıkı turlü tırtıl (canavar ve "emperyalist") ve iki tip karınca (canavar ve konuksever hızmetçi) yarattığını gordük. lchneumon eşekarıları bunları izleyip konuksever karınca yuvalarındakı emperyalistiyi beslenmiş tırtılların içine yumurtluyorlar. Onlar da işi bilıyor; emperyalıste emperyalistlik yapıyorlar. Eee, dinsizin hakkından ımansız gelir. Seri mutasyon Şu Maculinea tırtıllarına bir bakın. sen önce kızıl kantaron çiçeğını ye; sonra yere düş ve zavallı öksüz rolü oyna; iyi Demek kı asalakla evsahibinin bir kalpli karıncalar alıp senı yuvalarına goarada oluşu ikisinde de bir seri mutastürsün. Orada karıncaları kölen yap; öyyona yol açacaktır: Bırının yenı buldugu le ki senı besleyebilmek için kendı larbır sılaha (antijen'e) diğeri yeni bir savalarını yıyıp senın agzı•^f „ na kussunlar; ağırlığının 100 katına çıkıp kozaya gırmeye hazırlan.. hoop, o da ne, korkunç bır eşekarısı yuvaya girip göbeğine cazz diye yumurta ığnesini sokup karnına şöyle 50100 yurnurta bırakıversin ve çıkan larvalar seni içten içe kemırsın. Eh, etme bulma dünyası. Bu masalda her şeyı evrimle açıklamak olası değil, anlayamadığımız noktalar var; örneğın Maculinea'ların canavar tırtılları karınca yuvasında soykırım yaptıktan sonra kendileri de açlıktan ölüyor. Bu olayın ıkı ture de bır yararı yok. Belki bir hesap yanlışlığı var doğanın. Karınca yuvasındaki larvaların Maculinea rebeli tırtılları belli bir boya varmadan obur tırtıllara yetmeye lchneumon türü eşekarıları onların içine yumurtceği hesaplanmamış. layamaz; çünkü tırtıl eşekansının bacaklarıyla saraBuna karşı evrımin ca mayacağı kadar küçüktür. Yavaş büyüyen tırtıllar bu navar tırtıllar konusunda sayede hayatlarını kurtarabilirler. Ağır bedel Dişi, doğacak yavruların niteliğini arttırmak amacıyla en iyi spermi seçmek ister. Döllenmiş yumurtalardan kurtulmak elinde olsa da, bu hem bir tür savurganlıktır, hem de dişi kuş bunun bedelini çok ağır öder. Briskie ve Montgomerie, spermleri boşa giden bir utkusuna tanık oluyoruz: Neotypus türü eşekarısı, sanki aklı varmış gibı, canavar tırtılın olduğu bır karınca yuvasına girmenin delilik olduğunu biliyor ve onun için kaçak dövüşüyor: Canavar tırtılın karnını, tırtıl daha kantaron çiçeği üzerindeyken delıp yumurta bırakıyor; nasıl olsa açık havada kaçacak yer çok. Öyle kazılmış siperler gibi kannca yuvalarının labirentlerinde tırtılla güreşe ne gerek var; delersin tırtılın karnını çiçeğin üzerinde. Haydı bakalım, ne yapabilecek? Bir süre sonra canavar kelebek tırtılının karnından dışarı eşekarıları uçacak. Tırtılın ruhuysa çoktan gökte kanat açacak... Düşmanının düşmanı Karıncalar Maculınea'larla fazla uğraşmıyorlarsa, bir kere bazen kendileri yuvaya getirdikleri tırtılı parçalayıp yiyorlar; sonra karıncalar yılda birçok kere, kelebeklerse bir kere yumurtladığından fazla korkmalarına gerek yok. Bir de nasıl olsa eşekarılan asalak emperyalist tırtılların karnına bir gerilla baskını yaparak onların icabına bakıyor. karıncalar "düşmanını, düşmanının düşmanına havale et" kurnazlığını oynuyor. Doğa öyle ayarlamıştır ki asalak, bır türün bütun bireyleri içine girdiği zaman tür yokolunca asalak daortada kalır ve yokolur. Bu nedenle asalaklar evsahibinı "sığınma" ihtiyacı duyduklarında ıstıla ederler; böylece o türü yoketmeden somurürler, (emperyalizmin sömürünun dozunu bır toplurnu yoketmeyecek şekılde ayarladığı gibi; aksi halde onu artık kullanamaz). Aynı evsahibine birçok asalak musallat olabilir. Eşeylı (erkek ve dışılı) üreme tarzı asalaklığa karşı en iyi savunmadır. Çünkü anne ve baba genlerının karışmasıyla her nesilde yeni bir genetik yapı ortaya çıkacaktır. Evrimin doğal seçılme kuralı çalışınca, doğacak yeni nesillerden biri eskı bir asalağa karşı çok dırençlı olabilir ve böylece o tür o asalaktan kurtulabilir. Toplumlar da evrimleşmektedir ve somurülen toplumlar bir gün mutlaka emperyalist kan emici böcekleri bağrından söküp atacaktır, * Doç. Dr. alıyor. Erkeklik organına sahip olan kuşlann çoğunluğunu iri yapılı kuşlar oluşturuyor. Bunların arasında devekuşlan ve suda yaşayan, ömeğin kaz gibi, büyük kuşlar yer erkeklerin de başarısızlığa uğradıklannı, bu nedenle her iki cins için en yararlı çözümün dişi tarafından seçılmek olduğunu ıleri süruyor. Dişiler en çok erkeklik organı olmayan kuşları denetimlerı altında tutuyor. Öyle olunca, organdan yoksun olan erkek kuşlann seçilme olasılığı da daha büyük oluyor ve sonuçta bu kuşlar spermleri boşa gidenlerden daha büyük bir başarı elde ediyor. Günümüzde de erkeklik organına sahip olan kuşlann çoğunluğunu iri yapılı kuşlar oluşturuyor. Bunların arasında devekuşlan ve suda yaşayan, örneğin kaz gibi, büyük kuşlar yer alıyor Bu türlerde dişi "ince eleyip sık dokumak" gibi bir kaygı duymuyor. yumurtaları bedenine oranla küçük olduğundan, döllenmiş yumurtalardan çok daha kolay kurtulabiliyor. Rita Urgan 53112
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle