Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•i / 9 & S A Ğ L I K VE B E S L E N M E Tıp bilimi, çeşitli organ kanserleri, kalp damar hastalıkları, katarakt, romatizma ve yaşlılıktan sorumlu tuttuğu SERBEST RADİKALLER'e karşı savaşaçtı. Serbest radikallere karşı savaşta en önemli silah, anti oksidan maddeler, sebze ve meyve diyeti. A, E, C vitaminleri.... Miral Dizdaroğlu* Kansere karşı beslenme diye Hidroksil radikali doğasal olarak ve de radyasyonun etkisiyle canlı hücerelerde oluştuğu gibi başka etkenlerle de oluşur. Karsınojen denen birçok kanser yapıcı maddeler canlı hücrelerde hidroksil radikalleri oluştururlar. Buna verilecek başlıca örneklerden biri, birçok kanser yapıcı madde içeren slgara dumanıdır. Hidroksil radikali çok reaktif olduğu için, hücre içindeki tüm biyolojik moleküllerle kolaylıkla reaksiyona girerek yapılarını değiştırebilir. Lipidler, proteinler ve genetik madde olan deoksiribonükleik acid (veya kısaca DNA) molekülü bunların başında gelir. Alçak yoğunlukta lipoprotein (kısaca LDL) denen moleküllerin oksıtlenmesı başlıca hidroksil radikali ile reaksiyona girmelerı sonucunda olur ve bu da kalp ve diğer organ damarlarında tıkanıklığa yol açan sürecın başlangıcıdır. Kalp ve beyinde damarların tıkanması sonucu oksijen yetmezliğınden dokunun hasar görmesinde hidroksil radikalinin lıpid molekülleriyle reaksiyona girmesinin büyük rolü olduğu saptanmıştır. Organ transpSerbest radikallerin canlı hücrelerdeki başlıca etkilerinden biri genetik maddeye yani DNA molekülüne verdikleri hasardır. DNA bir canlı hücrenin genetik bilgisini içerir. Bir hücredeki tüm kimyasal reaksiyonlar bu genetik bilgiye göre oluşurlar. Bu nedenle, DNA molekülünde olabılecek her türlü değışıklıkler hücrenin geleceğini saptar. Serbest radikaller, özellikle hidroksil radikal DNA molekülüyle kolaylıkla reaksiyona girerek DNA'da birçok değişikliğe neden olur. Genetik maddede oluşan bu tür hasar sonucu hücre ölebilir. Eğer genetik maddesi hasara uğramış olan hücre ölmezse, bu hücrenin bölünmesi sonucu genetik bilgısı değışik başka hücreler oluşabilir, örneğin maliyn denen kanser hücreleri gibı. Mutasyon denen genetik bilgi değişiklığının başlıca biyolojik sonuçlarından DNA'ya zarar mekanizmalarının anlaşılması insan sağlığı yönünden çok önemlidir. DNA onarım enzimlerinin nasıl çalıştıkları ve hangisinin ne tür onarım yaptığı bilinırse hücre içinde DNA onarımı herhangi bir biçimde istenilen yönde etkilenebilır. örneğin, bu yolla kanserin oluşmasına engel olunabilir, çünkü kanser onarılmayan ve bu nedenle kalıcı olan DNA hasarından ileri gelmektedir. S on yıllarda serbest radikallerin çeşitli hastalıkların oluşumundakı katkıları bilim dünyasında yoğun olarak tartışılmaktadır. Bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalarla serbest radikallerin birçok önemli hastahğın oluşumunda rol oynadıkları kanıtlanmıştır. Bunların başında, çeşitli organ kanserleri, kalp damar hastalıkları, katarakt, romatizma ve Alzheimer hastalığı gelir. Kanser ve kalp damar hastalıklarının ilk iki sıradaki ölüm nedeni oldukları düşünülürse konunun önemi daha iyi anlaşılır. Serbest radikaller yaşlanmada da etkendir. Son yıllarda çok sayıda bilimsel araştırma merkezinde yaşlanmanın serbest radikallerle ilişkisi üzerinde yoğun bir bıçımde çalışılmaktadır. Bir serbest radikal üzerinde çiftleşmemiş bir elektron olan bir molekül veya bir molekül parçası olarak tanımlanabilir. Serbest denmesınin nedeni de radikallerin başka moleküllerden bağımsız olarak var olabilmesidir. Serbest radikaller doğasal olarak her canlı hücrede oksijenden türeyerek oluşurlar. Oksijen dunya üzerinde yaşayan canlıların yaşamlarını sürdürmeleri için mutlak gerekli bir elementtir. Fakat, oksijenin canlı hücrelerde toksik etkisi de vardır ve bu da serbest radikallerden ileri gelir. Hücre içinde, oksijen molekülü çeşitli reaksiyonlardan geçerek su molekülü haline dönüşür. Bu reaksiyon hücre için gerekli enerjiyı sağlar. Fakat bu süreçte, oksijenin % 1 ile 3 kadarı tam olarak suya dönuşmez ve serbest radikaller oluşur. Bunların birisı süperoksit radikali ve diğeri de hidroksil radikali olarak ısımlendırılen iki radikaldir. Dış etkenlerin sonucu olarak da hücrelerde serbest radikaller oluşur. Dış etkenler içinde en önemlılerınden bırı, radyasyon olarak bilinen iyonlaştırıcı ışınlardır. Radyasyonun hücrede yaptığı hasarın yaklaşık % 70 kadar bir bölümü serbest radikaller oluşturmasından ileri gelir. Serbest radikaller içerdikleri çiftleşmemiş elektrondan dolayı kolaylıkla başka moleküllerle reaksiyona girerek onların kimyasal yapısım değiştirebilirler. Serbest radikal nedir? Canlı hücrelerde ayrıca DNA, lipid ve protein gibi moleküllerde hasar oluşmadan önce bunu önleyici moleküller de bulunur. Bunların başında antioksidan denen moleküller gelir. Antioksidan basitçe oksitlenmeyi önleyen anlamına gelir. Özellikle serbest radikallerin hücrelerde yaptığı hasarın önlenmesinde antioksidanların büyük rolü vardır. Insanlar bu antioksidanları dışardan diyet ">• J ^ " * " 1 yoluyla almak zorundadırlar. Bunların başlıcaları antioksit Mİflf dan vitaminler dediğimiz A, C ve E vitaminleridir. Bu vitaminler hücre içinde serbest radikallerle kolaylıkla reaksı! v o n a ;*!afcj» JHfP^İ^HP I 9lrerek nuc' ::: "wKmO£ •"'^^^m, J Diğer onarımcılar: Antioksidanlar ve A, C, E vitaminleri re için çok önemli \ « bırı kanser oluşmasıdır. Kanser çok aşamalı bir süreçtir. Özellikle, kanserin başlangıç ve ilerleme aşamalarında DNA hasarı başlıca rolü oynamaktadır. Organızmalar DNA hasarına veya hücrelerdeki protein ve lipid gıbi diğer moleküllerin hasar görmesine karşı savunmasız değildirler. Her canlı hücrede DNA hasarını onaran ve DNA onarım enzimleri denen protein moleküllerı vardır. Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, birçok DNA onarım enzimlerınin varlığını ortaya çıkarmış ve DNA onanmının nasıl yapıldığını göstermişlerdir. DNA'nın değişikliğe uğrayan böîümleri bu enzimlerce DNA'dan uzaklaştırılır ve DNA normal biçimine dönüştürülür. Bu süreç DNA değişikliklerinin organizma için kötü sonuçlar vermesini engeller. Bu nedenle DNA hasarının onarımı son yıllarda en çok araştırılan bilimsel konulardan biridir. Örneğin, bilimde prestiji en yüksek olan dergilerden biri olan Science dergisi 1994 yılında DNA onarım enzimlerıni yılın molekülü seçmiştir. DNA onarımının Onarım enzimleri Oksijenden türeyen serbest radikallerin en çok hasar yapıcı olanı yukarda sözü geçen hidroksil radikalidir. Bu ayrıca radyasyonun hücre içinde oluşturduğu bir radikaldir. Bu radikal bir hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur ve bir de çiftleşmemiş elektron içerir. Hücrelerde oluşan diğer önemli bir serbest radikal de nitrik oksit radikalidir. Bu radikal bir azot ve bir oksijen atomundan oluşan ve de bir çiftleşmemiş elektron içeren bir moleküldür. Nitrik oksidin de canlı hücreler içindeki etkılerı son yıllarda bilim dünyasında geniş olarak araştırılmakta ve tartışılmaktadır. En zararlısı: radikali Hidroksil lantasyonları sırasında, yenı organ hastaya takılıpta kan organa verildiği zaman yeniden oksijen ahnmasından dolayı hidroksil radikali oluşmakta ve bu da yeni organa hasar verebilmektedir. Bu nedenle artık cerrahlar organ transplantasyonları sırasında serbest radikallerden gelen bu tür hasarı engellemek için önlemler almaktadırlar. Akciğer serbest radikallerden en çok etkilenen organlardan biridir. örneğin, sigara dumanı akciğerde serbest radikaller oluşturur. Akciğer kanseri olaylarının % 90'dan fazlasının sigara içilmesinden ileri geldiği kesin olarak kanıtlanmıştır. protein moleküllerinın hasar görmesini önlerler. Son yıllarda yapılan çalışmalar, antioksidan vitaminlerin birçok kanser türünü önleyici özelliklerı olduğunu göstermiştir. Ayrıca ser^'^^^M best radikallerin rol ^^^H oynadığı diğer hasta^ ^ ^ | lıkların oluşmasına da antioksidan vitaminlerin engel olabıleceğinı birçok bilimsel çalışma kanıtlamıştır. örneğin, kalpte olduğu gibi damar tıkanıklığı oluşmasının önlenmesinde de vitamin E'nın çok faydalı olduğu ortaya çıkarılmıştır. Vitamin E yukarda sözü geçen damar tıkanıklıklarında büyük rol oynayan alçak yoğunluktaki lipid moleküllerinin serbest radıkallerce oksitlenmesine engel olur. Bu çok faydalı özellıklerinden dolayı antioksidan vitaminler son zamanlarda hem bilim dünyası hem de medyada yoğun ilgi odağı olmuştur. Bu andidoksanların insanlar tarafından devamlı olarak diyet yoluyla dışarıdan alınması zorunluluğu vardır. Meyveler ve sebzeler bu andidoksanları bol olarak içerirler. Bu nedenle, insanların diyetlerinde meyve ve sebzelerin bulunması sağlık yönünden çok önemlidir. Bol olarak meyve ve sebze yiyen kişilerde kanserin birçok türünün ve kalp, katarakt, beyin ve yaşlanma hastalıklarının oluşma oranlarının yaklaşık yarıya indiğı kesınlikle saptanmıştır. Amerlka Birleşik Devletleri'nin Ulusal Kanser Enstitüsü her kişinin günde en az beş porsiyon meyve ve sebze yemesini önermektedir. Bunun yanı sıra, antioksidan vitaminlerin ilaç biçiminde alınmaları olanağı da vardır ve bu tür ilaçlar piyasada bol miktarda bulunmaktadır. Fakat yapılan bilimsel çalışmalar antioksidan vitaminlerin meyve ve sebzeler yoluyla alınmasının kesınlikle daha N&ı o l a n D N A ı lipıcj v e Mm f 4686