22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMA DÜNYASINDAN J apon bilim adamları artık düşünceleri okuyabilen bir aygıt geliştirdi. Geliştirilen bu aygıtın, beynin motor işlevlerini etkisiz duruma getiren rahatsızlıkları olan hastalara yardımcı olması tasarlanıyor. Osaka Tottori Üniversitesi'nde yapılan bir deneyde, gönüllü bir denek bilgisayar ekranında yanıp sönen beş sözcükten bir tanesi üzerine odaklandı. Deneğin beynindeki elektkriksel devinimin izlenmesi amacıyla, elektroensefalograf aracılığıyla başına birçok elektrod bağlandı. P300 adı verilen ve beynin bir düşünceye odaklandıgı sırada ürettiği bir tür beyin dalgasının ölçümleri alındı. P300 dalgaları, genelikle beyne uyarının gittiği 0,3 saniye içinde meydana gelir. Deneyde, ölçümler alındıktan sonra, bir bilgisayar yardımıyla beyin dalgalarının izlediği düzgü ile beynin daha önce öğrendiği sözcüklerle ilintili olarak meydana getirdiği düzgü karşılaştırıldı. Bilim adamlarının deneğin hangi sözcüğü düşündüğünü doğru olarak kestirebilmeleri için yaklaşık 25 saniye yeterli oldu. Japon bilim adamları, özellikle, "amnlotrofik laterai sklerosis" ya da kısaca ALS olarak bilinen ve beyin sinirlerini etkileyerek hastayı sonunda devinimsiz bırakan bir hastalığı çekenler için bir aygıt geliştiriyor. Tottori ekibi, göz küresi ve göz kapaklarındaki devinimi izleyen, böylece hastanın ekranda seçtiği sözcükler yoluyla tümceler oluşturarak bir iletişim kurabildiği bir aygıtı şimdiden gerçekleştirdi. Ancak, ALS hastalığının en ileri aşamalarındaki hastalar böylesi bir işlemi bile yerine getirmekten yoksun olduklarından, eldekı tek seçenek beyin dalgalarının okunması. Bu yöntemle hasta tümceler oluşturamamakla birlikte, önüne konan seçeneklerden bir tanesini seçebilecek. Bir yıldır böyle bir aygıt örneğini deneyen ekip, alınan sonuçların kesinlik oranının deneğe göre yüzde 80 ile 90 arasında değıştığini, hedefin, kesinlik oranının arttırılması ve aygıtın bir iki yıla kalmadan kullanıma hazır duruma getirilmesi olduğunu belirtiyor. Birisinin kafasından geçenleri okuduğunuzu duşunun! Mamografi mi, ultrason mu? Sigara içenler Meme kanserini erken teşhiste uygulamalar tartışılıyor... Hangisi daha üstün? dikkat! Çince'yi birçırpıda öğrenen bilgisayar Çince yazılmış el yazısı metinleri okuyabilen yazılımlar önümüzdeki ay içinde denemeye alınacak. Dev Motorola şirketinin bir yan kuruluşu olan Lexicus tarafından geliştirilen yazılım sayesinde, Çin harflerinin karmaşıklığı nedeniyle bilgisayar kullanımında karşılaşılan guç lukler büyük ölçüde gıderilecek. Bilgisayarların hemen hemen her yere girdiği çağımızda bile Çinliler'in büyük bir çoğunluğu daktilodan vazgeçemiyor. Çin el yazısını okuyabilen kişisel bilgisayarlar sayesinde bu eğilimin değişmesı bekleniyor. Çin ve Tayvan'daki üniversitelerde el yazısıyla basılmış Çince metinleri okuyabilen yazılımlar var olmakla birlikte, asıl sorunun bilgisayarların normal el yazası metinleri güçlükle okuyabilmesinden kaynaklandığı bildiriliyor. Lexicus şirketinin mühendisleri, Ingilizce metinlerin okunması amacıyla daha önce geliştirilen düzgü tanıma yönteminden yola çıkarak, Çinçe metinleri % 95 oranında oir doğrulukla okuyan Hui Bi (Bilge Kalem) programını gerçekleştirdiler. Program 13 bini aşkın Çin harfinden oluşan iki sözlük içeriyor ve gerek Tayvan ve Hong Kong'da kullanılan geleneksel harfleri, gerek Çin Halk Cumhuriyeti'nde benimsenmiş olan basitleştirılmış yazıyı okuyup yazabiliyor. Dahası, bir türden verilen veriyi kabul ederek öteki türde basabıliyor. Lexicus 486 yongalı yeni bilgisayannı önümüzdeki yıl Çin pazarına sunmayı tasarlıyor. eme kanserini erken teşhis, tedavide ve iyileşmede önemlı kabul edıliyor. Mamografi cihazıyla meme kanseri teşhisinde önemlı adımlar katedilmesine rağmen, bu yöntemin erken teşhiste yetersiz kaldığı ve bu arada erken teşhiste çok önemli başka bir yöntemin, ultrasonun ise gözardı edildiği belirtiliyor. Radyologlar genellikle ultrasonu reddeder ve mamografiyi tercih ederken, yüksek çözünürlü ultrosonla daha erken dönemde ve daha çok sayıda tümörün saptanabildiği ve böylece iyileşme sürecinin de erkene alınabildiği belirtilmekte. Ma mografinin göre mediği tümörlerin ultrasonda görülebilmesi, tıpçılar arasında bir tartışma başlattı. Uzman dilinde mamosonografi adı verilen yöntem sayesinde çok sayıda hastanın iyileşMamografi (üstte) görülen kanser tümörü Altta ise tırildiğine işaret ultrasonda görülen şekli. eden uzmanlar Sonografinin ayrıca şu ayrıcalıkları şöyle diyor: Insanın duyma yetisinın da var: Bulunan tümörün tam büyüklüötesindeki ses dalgalarını kullanan soğünü belirliyor ve cerrahi müdahaleden nografi cihazları meme dokusunda miönce de tümörün belirli bir yerde lokanicik yapısal değişimleri bile saptayalize olup olmadığı konusunda da fikir biliyor ve tümörleri ortaya çıkartıyor. veriyor. Böylece belki de memenin olUltrason yönlemi ile iyi huylu ve kötü duğu gibi alınmasının önüne geçiliyor. huylu tümörler de biribirinden daha raSonografi cihazlarının yeni kuşakları hat ayırt edilebiliyor. Bu da gereksiz biyüksek çözünürlü ses kafalarına sahıp yopsileri önleyebılıyor. ve görüntüler bilgisayarda işlenebiliyor. Böylece milimetre büyüklüğündeki meme tümörleri hatta süt yollarındaki kanser oluşumları bile görülebiliyor. Gelişmiş bir sonografi ile tam ve Sistematik bir meme muayenesi 15 dakika sürüyor. Almanya'nın bir çok kentinde üniversite kliniğinde sonografi ile meme kanseri muayenesi standart hale geldi. Sonografi uzmanlar, radyologların çoğunun daha çok para getirdiği için pahalı mamografi cihazlarını tercih ettiklerini, bir çoğunun da ultrason hakkında bilgi yoksunu olduklarını belirtiyorlar. Almanya'da kaydedilen istatistiklere göre, Alman doktorlar yılda 3,6 milyon Mamografi tetkiki: Bazen aldatıcı mamografi yapıyorlar. Bunların çoğu oluyor. da önleyici olarak yapılıyor. Ancak buna rağmen meme kanserlerinin yüzde 85'ini kadınların kendi kendilerini muayene sırasında buldukları belirtiliyor. Tabii, bu buluş biraz geç safhada, tümörün ılerlemiş safhasında oluyor. Dünyada ise meme kanseri teşhisi konulan kadınların sayısında her yıl bir milyon artış v.ar. Almanya'da 1996 yılı öngörülerine göre 41 bin kadına meme kanseri teşhisi konacak ve bunlardan 13 bini ölecek. lyileşme şansı, tümörün metastas yapması ile azalıyor. (KayUltrason tetkiki: Tümörü daha iyi yakalıyor. nak:Sp.6/96) I A vustralyalı bilim adamları sigara içenlerin genleriyle bir tür "Rus ruleti" oynadıklarını ortaya koydu. Damarlardaki nitrik oksid üretimini denetleyen ender bir gen türünü taşıyan sigara bağımlılarında, başka gen türlerini taşıyanlara kıyasla kalp hastalıklarına yakalanma riskinin üç kat daha fazla olduğu bildiriliyor. Kolesterol düzeyini ve pıhtılaşmayı etkileyen genler gibi, kalp hastalıkları riskıni arttıracak yirmiyi aşkın gen türünü inceleyen Sydney Prince Henry Hastanesi uzmanlarından David VVilcken ve ekibi, yedinci kromozomun uzun kolu üzerinde bulunan ve insanların yüzde yedisinde rastlanan bu genin kesinlikle "sigara içilmemesi" anlamına geldiğini belirtiyor. VVilcken ve ekibi göğüs ağrılarından yakınan 550 hastadan DNA örnekleri alır. Deneklerin kan damarlarındaki ciddi tıkanıklık ile onların sigara içme alışkan lıkları ve bu genı taşımaları arasında doğrudan bir ilinti olduğu görülür. Şiga ra içenlerde bu etki görülürken, sigara içmeyenlerde hiçbir etkiye rastlanmaz. VVilcken, genetik etmenlerin kötü alışkanlıkların etkisini şiddetlendırdiğınde, ancak "iyi" genlerin de sigara içmenin zararsız olduğu anlamına gelmediğıne parmak basıyor ve "ender geni taşımayanların sigara içme özgürlüğü olduğu biçiminde yorumlanmaması gerektiğini, genin yalnızca kalp hastalığı riskini daha da arttırdığını" dile getiriyor. 14 milyar ışık yılı uzakta yeni bir C alifornia Teknoloji Enstütüsü (Calitech) astronomları 14 milyar ışık yılı uzaklıkta yeni bir galaksi keşfettiler. Samanyolu'na en uzak galaksi sayılan yeni yıldız kümesinin Samanyolu'ndan genç olduğu tahmin ediliyor. Samanyolu'nun erken tarihi hakkında ipuçları vereceği düşünülen galaksinin varlığı bilimadamlarını Samanyolunun oluşumu hakkında çalışmalara yöneltecek. Verilen bilgiler ışığında galaksinin, ilk nesıl yıldızların dogduğu haline benzediği tahmini yapılırken, Calitech ekibi, galakside çok fazla element olduğunu açıkladılar. Astronomlar şimdi galakside ne kadar element olduğunu ve elementlerin ağırlığını hesaplayabilmek için çalışmalar yapıyorlar. İlk incelemeler sonunda galaksldeki ağır element miktarlarını inceleyen astronomlar, elementlerin güneşin kütlesinden 10 kat daha büyük yıldızlar tarafından oluşturulduğu sonucuna vardılar. 4675
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle