22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CİNSELLİK VE HORMONLAR İnsan cinselliği özgür değil, evrimin l Bilimadamları, aşkın biyolojik gizemini çözmeye uğraşıyor: Evrimsel miras taşıyan, hormonların ve genlerin damgasını vurduğu insan, cinselliğini yaşarken ne kadar özgür. Insanın sosyobiyolojik mirası, onun cinselliğini ne ölçüde yönlendiriyor? Dürtü ve tutkuların labirentinde dolaşan insan, cinsel seçimlerinde ve davranışlarında bağımsız olabilir mi? Beynimizdeki proteinler, salgı bezlerimizdeki hormonlar ve genlerimiz aşk hayatımızı yönetirken acaba ne kadar özgürüz? Şimdi bütün bu sorulara yanıt aranıyor. Derleyen: lsmail Murat I nsanın cinsel/biyolojik tarihini araştıran antropologlar bu karmaşık öyküyü Bonobo maymunlarının özel yaşantısını gözlemleyerek aydınlatmaya çalışıyorlar. Bonobo adı verilen cüce şempanzeler bütün maymun türlerinin en akıllısı sayılıyor. Bonobo maymunları cinsel davranışları açısından da insana en yakın canlı türü: Bonobolar dudaktan öpüşme sanatını çok iyi biliyor, cinsel birleşme öncesinde birbirlerini okşuyor ve yüzyüze bakacak pozisyonlarda çiftleşiyorlar. Bırbırlerıne cinsel amaçla yaklaşan Bonobo erkeği ve dişisinin gözlerinde o hep insana özgü olduğu düşünülen anlamlı bakışlar var. Bonobo dişisinin öbür hayvanlardan farklı olarak yalnızca cinsel kızışma dönemlerinde değil, tüm adet döngüsü boyunca aşk yapmaya hazır oluşu da onu insan dişisine yakınlaştıran başka bir özellik. Bonobo dişilerinin en çok ılgisini çeken eşler ise kendilerine kur yapan ve hediye olarak şeker kamışı sunan erkekler. Kıbar, duygulu ve koruyucu Bonobo erkekleri seksle ödüllendirilırken dişiler dominant karakterli maço Bonobo erkeklerine yüz vermiyorlar. Davranışbilimcileri hayvanlar âlemindeki cinsel davranışlardan yola çıkarak yaptıkları karşılaştırmalar sonucunda insanın aşk hayatına ılişkin önemli çıkarımlar elde ettiler. Son zamanlarda bu çalışmalara katılan nörobiyologlar, hormonbilimciler ve genetikçıler aşk biyolojisinin sırlannın çözülmesi için yeni bil giler sağladılar. Bu yılın başında cinselliğin start düğmesine basan olayların embriyo döneminde başladığı ortaya çıkarıldı. Ana rahmine düştükten sonraki ilk 35 günde embriyoların tümü dişi karakter özellikleri taşıyorlar, yani bu embriyolarda ileride dölyatağı ve dölyolunu oluşturacak olan hücreler var. Ancak beşinci haftanın sonunda önemli bır değışim yaşanıyor ve embriyoların bir bölümü "SRY" olarak adlandırılan özel bir gen aracılığıyla erkek yönünde gelişmeye başlıyorlar. Erkek yönünde gelişen embriyolarda bulunan dölyatağı ve dölyolu hücreleri ölüyor ve SRY geni bu embriyolarda erbezlerının gelişiminı başlatarak bunlardan erkeklik hormonu testosteronunu şalgılatıyor. Bu gen, zincirleme bır reaksiyonun tetiğini çekerek evrenı oluştran "buyük patlamaya" benzer biçimde, erkeği oluşturan bir büyük patlama başlatıyor. "öecenin Rengi" filminde bir aşk sahnesi: İnsan cinselliği doganın tutsagı Testosteronun önemi Bonoboların aşk oyunlan Altı haftahk embriyo: SRY tarafından başlatılan testosteron üretimi erkeklığe ozgu butün özellıklerı ortaya çıkartıyor. Erkek cinsel organlarının oluşumu, kas gücü.ses kalınlaşması.sperm üretimi, dişiye karşı duyulan cinsel çekım ve cinsel güç testosteronun sorumlu olduğu şeyler. Testosteron olmazsa beyindeki belırlı hücre gruplarının da erkeğe özgü bir yönde oluşması sağlanamıyor. Testosteronun beyin üzerindeki etkileri de çok önemli; bazı uzmanların da dediği gibi aslında beyin en büyük cinsel organımız. Bir erkeğin kanındaki testosteron miktarı onun yaşamını doğrudan etkileyen bir faktör. Bu hormon bir orkestra şefi gibi diğer cinsiyet hormonları ile birlikte davranış, zeka ve saldırganlık üzerinde yönetıci konumda bulunuyor. Birleşik Devletler'de VVestpoint Askeri Akademısı'nde yapılan bir araştırmada kanında testosteron düzeyi yüksek olan subayların askeri hıyerarşi içinde daha hızlı yükseldiklerinı gösteriyor. Testosteron, dişilerde de çok küçük miktarda var. Bayan sporcular kas gücünü arttıran testosteronu doping olarak kullanıyor. Testost eron , onun karşıtı östrojen ve cinsel gelişimden sorumlu olan genler evrimin mılyonlarca yıllık ürünleri. Maymunlar ve maymunsular gibi Primatlar sınıfına dahıl bir me Sarmal şeklindeki DNA molekülü üzerinde insanın cinsel davranış kalıplarır belirleyen komutlar da yer alıyor. İnsan DNA'sı ile şempanze DNA'sı %98 oranınd. benzerlik gösteriyor. Erkek ile kadın arasındaki göğüs, ses, saç ve cinsel orga, farkları X ve Y kromozomları üzerindeki genler tarafından yönetlliyor. Insaı yumartasının döllenmesinden 35 gün sonra erkeklikle ilgili özelliklerin gelişimin* start veren SRY geni erkeğin Y kromozomu üzerinde bulunuyor. melı olan insan türü, cinsıyetsiz tekhücrelilerden cinsel olgunluğa sahip Claudıa Schıffer'e uzanan evrimin sırlarını 200 yıldır çözmeye çabalıyor. Yapılan çalışmaların sonuçları, insanın duygusal yaşamının büyük ölçüde kalıtım ve hormonların tutsağı olduğunu gösteriyor. İnsan adı verilen prımat türü, özellikle cinsel eş seçimi ve üreme alanında ancak sınırlı birözgürlüğe sahip. Doğa yasaları, milyonlarca yılda ortaya çıkardığı programınâa insan için bir istisna yapmış değil: Charles Darvvin'in "Türlerin Kökeni" (1859) ve Insanın Türeyişi (1871) gibi temel yapıtlarında vurguladığı gibi, cinseliğin esas anlamı ve amacı, hayvanlarda ve insanlarda farklı değil: Cinsellik soyun sürdürülmesine ve üremeye hizmet ediyor. Esas olan şey her zaman genlerin devamı. Darvvin'in çağdaşı Samuel Butler'ın dediği gibi tavuk, doğanın, sadece bir yumurtanın başka bir yumurtayı ortaya çıkarma biçimidir. Peki esas olan tavuk değil yumurta ıse, kümestekı bunca bağırış çağırış, horozun tüylerini kabartması ne ıçın? Aseksüel üreme varken seksüel üreme nereden çıktı? Başka türlü soracak olursak seks ne işe yarıyor? Evrimbilimcilere göre bunun yanıtı, seksüel üreme sayesinde genetık çeşitliliğin artması ve genlerin varyasyon olanağının genişlemesı. Her cinsel eylem sonucunda oluşan döllenmiş yumurtada kalıtım materyelinin yeni kombınasyonları ortaya çıkıyor, bu da değışen yaşam koşulları için gereken uyum yeteneğini güvenceye alıyor. Ayrıca yeni kombinasyonlar sonucunda hücre çekirdeğındeki DNA hataları onarılıyor. Genlerin sürekli harmanlandığı ve tazelendiği seksüel (eşeyli) üreme, amipler gibi daha alt basamaklardaki canlıların kullandığı aseksüel (eşeysiz) üremeye göre daha üstün bir teknık olması nedeniyle türlerin sağlıklı bir şekılde sürdürülmesını güvenceye alıyor. Evrimin milyonlarca yıl içinde bulduğu, soyun üremesıne yönelik mekanizmaların bu ürünü acaba insanın yaşa mında yer alan sadakat, daha doğrusı sadakatsizlik gibi konularla nasıl bır ıliş ki içinde? Hayvanlar âlemine bakıldığında cinsel eşlerin aşk yaşamlarında ke sinlikle birbirıne sadık kalmadıkları görülüyor. Din adamları ve biyolojı öğret menlerı tarafından öteden beri sadakate örnek gösterılen kuşların bile aslındc hiç sadık olmadıkları artık anlaşılmış Tekeşli olarak bilinen kırlangıç ve karge gibi kuşların erkekleri, fırsatını buldukla rında başka dışılerle kaçamak yapıyorlar. Amerikalı sosyobiyolog Edvvard O Wilson, hayvanlar âlemınde sadakatir ancak her iki tarafın da avantajına olar durumlarda ortaya çıkan bir özellik olduğunu söylüyor. Bunun dışında doğanın üreme programı tümüyle sadakatsizlik üzerine kurulu. Bu sadakatsizlik kuralı ınsanın en yakın akrabası olar şempanzeler için de geçerli. İnsan ılt şempanzeler %98.4 oranında ortak ger DNA'daki davranış kalıpları Mutluluk basama 1 ~ Flört: Gülümseme, kaşların yukarı kalkması, başın geriye atılması, okşayıcı bir ses tonu, dans ve hatta yemek daveti birine karşı duyulan cinsel ilginin göstergeleri. ta üı amiı 'feta, \sevt sturc \ben. \yara 'özle \oluy Evrimbilimcilerin yanıtı 2 3 Bağla bir sürede geçtiğindt (vücudun benzeri m birbirine A yerine,gü neden olu 4576
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle