24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KONGRELERDEN Uluslararası kongreler ve bilimcilerimiz XIII. Uluslararası Hematoloji Kongresi'nde Türk bilim adamları ve genç araştırmacıların kendilerine güven dolu olmaları çok olumlu bir gelişmedir. Pıof Dı R kazııu Tıırker U luslararası Hematoloji Derneğı Avrupa ve Afrika Bölümunun 38 Eylul 1995 tarıhlerı arasında htan bul da duzenledıgı bılımsel toplantının uzerınden tam uç ay geçtı Bu başarılı toplantının genel bır eleştırısı ve ulkemız hematolojı bılım dalına olan katkılarını aksettırecek ve yetkılı bır bılım adamımızın kalemınden çıkmış bır makaleyı uzun sure bekledım Ancak bıldığım kadarı ıle şu ana kadar bu konuda herhangı bır yazı yayımlanmadı Pozıtıf bılım dallarına olan gelışmelerı kamuoyuna aksettırerek bu gelışmelerın ınsan mutlulugu ıçn ne denlı onemlı oldugunu vurgulayan ve sıradan ınsdnımızd bılımsel araştırmaların yararını oğretem ve her geçen gun okuyucu sayısı hızla artan Cumhurıyet Gazetesı "Bılım Teknık" ekınde bu kongrenın genel bır eleştırısını yaparak hematoloji bılım dalındakı gelışmelerı ozetle sunmak ve geçmış yıllardakı kongrelerle karşılaştırarak ulke mıze hangı duzeyde bılgı aktarımı olduğunu ve ulkemızdekı araştırıcıların bu bılım dalının hangı duzeyınde olduklarını sergı lemek yararlı olur goruşundeyım Hemen çok sevındırıcı bır noktayı vurgulamak ısterım kı bu kongrede yabancı bılım adamları araştırma bonuçlarını sergı lerken ve belırlı bır konuda konferans verırlerken dınleyenlerın de en az kendılerı kadar konunun derınlıklerıne ındıklerının bılıncı ıle hareket etmışlerdır Nıtekım geçen yıl yapılan VIII Eular Vaskulıt Ulusla rarası sempozyumunda da yabancı bılım adamları aynı dıkkatı qostererek hareket etmışlerdır Bu noktayı ozellıkle belırtme mın nedenı geçmış yıllarda ve halende bazı dallarda, davetlı bılım adamlarının konuşmalarını yaparlarken dınleyıcılerının konuda hıçbır şey bılmıyorlarmış gıbı davranış ıçıne gırmelerıdır Yabancı bılım adamlarının boylesı bır davranış ıçıne gır melerının çeşıtlı nedenlerı vardır Bızden kaynaklanan en onemlı neden uluslararası yayınların azlığı ve kendını bır konuya vererek uluslararası duzeyde bılımsel erklerını ıspatlamış bılım adamlarının yetersızlı ğıdır Bır yabancı konferansçı bilse kı, dınleyıcıler arasında aynı veya benzerı konu da uluslararası duzeyde ad sahıbı bılım ddamları var ışte o zaman son derece dıkkatlı ve ust duzeyde konuşmak gereğı nı duyar Bır dıger neden bılımsel forum larda tartışmalar yapılırken sorulan sualle rın nıtelıgıdır Sorulan suallerın ıçerıgı sual sahıbının bılımsel erkı hakkında onemlı ıp uçları verır ve konuşmacıları dıkkatlı olmaya spvkeder Kışısel olarak dunyanın sa halarında en saygın bılım adamlarını bır araya getıren gerek bu kongre ve gerekse geçen yılkı VIII Eular bempozyumunda îurk bılım adamlarının ve genç araştırıcıların bu ustun nıtelıklerını keşfetmış ol mam benı son derece mutlu etmıştır Toplantının duzenlenmesı Turk Hema toloıı Dernegı taratından TUBİTAK, TUBA ve Istanbul Unıversıtesı nın katkılarıyla gerçekleştırılmıştır Kongre ve Turk He matolo|i Dernegı Başkanı Prof. Dr. Orhan N. Ulutın ve ekıbının her zaman oldugu gıbı tız çalışmaları ıle bılımsel yonden son derece doyurucu degışık dısıplınler ara sında bılgı alış verışını en lyı şekılde ger çekleştıren ve her turlu yenılığı sergıleye rek gelecek ıçın yenı yenı araştırmalara kapı açan mukemmel bır bılım zıyafetıne tanık olunmuştur Canlı organızmada fızyolo|ik ışlevlerın duzenlı olarak yurumesı ıçın organlar ve hucreler arasındakı ıletı şım son derece lyı bır bıçımde duzenlen mış bıyofızıksel bıyokımyasal ve moleku ler bıyolojık mekanızmaların devamı (Fızyolojık Homeostazıs) ıle olasıdır Bu dengedekı herhangı bır arıza ve aksaklık tum organızmayı etkıler Işt bu bakımdan bır hematoloji kongresınde bır fızyolog, bır farmakolog bır bıyolog ve bır kımyacı el bette kı pek çok şey soyler ve bu uzman lık dalındakı konulara katkıda bulunabılır Çağımızda klınık uzmanlık dallarında bı lımsel araştırmalara yonelmek ıçın temel bılım dallarından bırınde mutlaka doktora sahıbı olmak gerekıyor Nıtekım gelışmış ulkelerde, orneğın ABD de, M D , H D (tıp doktoru ve bılım doktoru) akademık unvanları aranır olmuştur Turk hematologla rının bu kurala uyduklarını ve sahalarının temel mekanızmalarına ınme gereğı gor duklerını ve yayınlarında temel bılım dalla rı ıle ışbırlığıı yapmış olduklarını görmek Bilim ziyafeti benım ıçın son derece sevındırıcı olmuştur Bu toplantıdd gerek konuşmacılar ve gerekse ışlenen konular ışte bu esas dıkkate alınarak son derece başarılı bır du zenlemeye tabı tutulmuştu Program, aşağıda sıralayacagım amaçlera yonelık duzenlenmıştır 1. Hematolojıde egıtıme yonelık dersler ve konferanslar Bu bolumde ABD Hol landa Almanya Fransa Italya Polonya Belçıka, Isveç, Yunanıstan Avusturya Turkıye ve daha pek çok ulkeden sahala rındd ad yapmış tanınmış bılım adamları nın derslerı ılgı ıle ızlenmış ve tartışılmıştır 2 Sergılenon ve tartışılan tum konular da klasık olarak bılınen klınık patolojık olayların molpkulpr bıyolojık temel uzerın den oluşum mekanızmalarına aıt gelışme ler ve gelışmelerın ışıgı altında gelışen yenı tedavı yontemlprınp agırlık verılmıştır 3 Gerek ulkemızden ve gerekse dığer ulkelerden yapılan tum bılımsel takdımlerde (teblığ poster takdımlerı ıle degışık ko nulardakı konferanslar) molekuler bıyolojı genetık ve ımmunolojık verller ağırlıgı taşıyordu Bu ozellıkle ulkemızde hematoloji bılım dalının ne denlı gelıştığının lyı bır gostergesıydı 4 Benım ıçın bu bılımsel toplantının en doyurucu tarafı kanımca kan hucrelerı ıle kan dolaşımının buluştugu damar yatağının fızyolojık ve patolojık durumlarındakı ılışkılerıne yonelık sempozyum, konferans VP tpbhglerdı Akademık ugraşı alanım olması nedenıyle bu konu uzerınde bıraz daha fazla durmak ıstıyorum Damar biyolojisi (Vascular Biology), 1974 lu yıllardan sonra çok onemlı bır bılım sahası olarak kışılık kazanmaya başladı Bunun en onemlı nedenı, damarın ıç yuzunuk aplayan ve tek tabakadan olu şan ve adına endotel denılen hucrelerın fızyolojık homeostazıstekı rolunun anlaşılmış olmasıdır Hematolojıde endotel huc resı en az lokosıt, trombosıt, makrofaj ve mononukleer hucreler kadar onemlıdır Bu hucreler degışık kımyasal yapıda pek çok maddenın yapım, yıkım ve etkı yerıdır Bu maddelerden bazılarının eksık veya fazla yapılmaları klınık patolojıde pek çok hastalığın temel mekanızmasını teşkıl eder Işte bu bılımsel toplantıda damar bıyolojısının çeşıtlı yonlerı son derece başa rılı bır bıçımde duzenlenmış ve yenı gelışmeler yetkılı bılım adamları tarafından ser gılenmıştır Endotel hucresının bazı kım yasal maddeler yaparak kan pıhtılaşma mekanızmasına katkıda bulunması ılk defa koagulasyon (pıhtılaşma) mekanızması ıle ugraşan hematologlar tarafından gosterılmıştır 1974 te Ingılız farmakologu John R. Vane, damar endotelının porstasıklın adını verdıgı bır maddeyı sentetıze ettığını, 1980 yılında ABD den Robert F. Furchgott Edrf (sonradan nıtrık oksıt olduğu gosterılmıştır) maddeyı salıverdığını 1988 de Japonya dan M Yanaglsawa endotelın peptıdıler dıye ddlandırdığı 21 amınoasıtten oluşan maddelerı bulmuş ve bunların vaskuler bıyolojıdekı oncmlerı degışık araştırıcılar tarafınddn ıncelenmış ve uluslararası bılımsel dergılerde yayımlanmışlardır Vaskuler bıyolojıde endotel hucresının mbu çeşıtlı fonksıyonları kongrede ozel sempozyum ve konferanslarla sergılenmıştır Konferansçılar arasında Polanya'dan R.J. Gryglevvski, ABD den G M Rubanyı damar endotelı konusunda dunyaca tanınmış ıkı onemlı bılım adamı dır ulkemızden Kaya Emerk, T. Çizmecı ve grubumuz bu konulardakı çalışmaları nı takdım edeıek tartışmaya açmışlardır Tartışmalar sonucuendotel hucresının yaptığı maddelerle trombosıtlerın damar ıçınde kumeleşmesını nasıl onledıklerı damar duvarı hemostaz ve ateroskleroz ılışkısı arter duvarının hucresel ve rnole kuler biyolojisi endotel hucresının yaptığı degışık kımyasal yapıdakı maddeler arasındakı dengelenme mekanızmaları ve nıtrık oksıt ın fızyolojık mekanızmalarda genel bır aracı olma nıtelıgı enıne boyuna sergılenmış ve yenı verıler yetkılı bılım adamları tarafından tartışılmıştır Bunların dışında Prof Ulutın ın en hay ran oldugum bır ozellığının gereğı olarak Segers'ın hatıraların ıthaf edılen ve en yetkılı bılım adamları tarafından verılen konferanslar buyuk bır ılgı ıle ızlenmış ve tartışılmıştır Ayrıca programda dunyada geofagıa (toprak yeme) konusunu bazı yonlerı ıle ılk defa tanımlayan Muln Memduh Tayanç ve deneysel çalışmaları ıle Istanbul Tıp Fakultesı'nde hocalık yapmış Reıman anılarına duzenlenmış konferanslarda kadırşınaslığın bırer çarpıcı ornek lerıydı Aslında tıp fakultelerımizde hematoloji bıılım dalı dunyada saygın bır yere sahıp tır Bunda bılımsel olarak sağlam temellere oturtulmuş olmasının buyuk katkısı vardır Prof. Frank'tan başlayarak Prof. M. Aksoy, Prof. O.N. Ulutın, Prof. M. Karaca, Prof. Ş. Inceman ve daha pekçok bılım adamımızın bu temele harç koy malarının boylesı bır gelışmede buyuk katkıları olmuştur yonuyla bırlikte kasların taşınması konusunda ust duzeyde bır tartışma qerçekleştırıldı Bu paneh Baş Boyun Bolgestnde Yapılan Doku Aktarımlarılle Ust Ekstremıtedekı Rekonstrüktif Mikrocerrahi Uygulamaları ıle ılgılı 2 serbest bıldırı, oturumu ızledı Ulkemızde yapılan çalışmalardan oluşan 33 bıldırı bu oturumlarda sunuldu Baş boyun bolgesınde dudak alt çene onarımlarında, yemek borusunun yenıden oluşturulmasında ulkemızdekı uygulama ların Batı standartlarına yaklaştığı ve artık bırçok merkezde uygulanabıldıgı goruldu Ust ekstremıte ıle ılgılı oturumda, replan tasyonlar ve başparmağın oluşturulması, yumuşak doku eksıklıklerının onarılması nın ulkemızde de gunluk uygulamalar ha lıne geldığı saptandı Kongrenın 2 gununde 5 konferans verıldı Ayrıca oturum başkanlığını Dr Ayan Gulgonen ın yaptığı Dr. Panayotıs Soucacos, Dr Abdullah Keçık, Dr. Serdar Eren, Dr Nakı Selmanpakoglu, Dr. Saıt Ada ve Dr. Cemıl Dalay olmak uzere 5 konuşmacının soz aldığı 'Alt Extremıte Rekonstruksıyonu panelı çok başarılıydı Kazalar savaş yaralanmaları, şeker veya damar hastalıklarına bağlı bacak ve ayak yaralarında mıkrocerrahının sağladığı tedevı ustunluklerı zengın olgu ömeklerı ıle sunuldu Ilk Rekonstrüktif Mikrocerrahi Kongresi deneyı gozden geçırıldığınde ulkemızde bu konuda epey yol alındığı pek çok uy gulamada uluslararası duzeye ulaşıldığı gorulmuş, buyuk şehırlerdekı merkezler dışında bazı Anadolu unıversıtelerınde de bu uygulamaların başlaması sevındırıcı olmuştur *3 4 Hazıran 1995 tarıhlerınde Istanbul da Şışlı Etfal Hastanesı Konferans Salonu nda Re onstruktıf Mikrocerrahi alanında ulkemızdekı çalışmaların sunuldugu ve tartışıldığı ılk kongre ger çekleştırıldı hocaları Prof. E. Frank ve Vv.H. Damar biyolojisi Rekonstrüktif mikrocerrahide gelişmelep Uluslararası katılımlı I. Ulusal Rekonstrüktif Mikrocerrahi Kongresi ve ülkemizin bu alandaki durumu. Opt Dr tsmaıl Kuran R e konstruktıf Mikrocerrahi" mıkros kop yardımı ıle yaralanmış dokuların onarılması, vucu dun bır yerınden dıgerıne doku taşınması eksık uzuvların oluşturulması gıbı çok genış uygulamaları ıçıne alır Genel Cerrahı Plastık ve Rekonstrüktif Cerrahı Ortopedı ve Travmalojı, El Cerrahısı, Kulak Burun Bogaz Urolojı Kadın Doğum gıbı bırçok cerrahı dalda uygulama alanı bulan Re konstruktıf Mıkrocerrahı'de ortak nokta, çıplak gozle yapılamayacak ya da yapıldı ğında lyı sonuç alınamayacak cerrahı ışlemlerın bır mıkroskopun buyutucu etkısı mikrocerrahi aletlerının hassasıyetı ve bu konuda eğıtımlı bır cerrahın uygulaması ıle gerçekleştırılmesıdır Mıkroskop, ame lıyatldrdd ılk kez 1921 yılında Nylen tara fından kullanılmıştır 1960 yılında ıse onemlı bır gelışme Jacobson ve Suares'ın laboratuvar şartlarında mıkroskop altında 1 mm çapındakı damarları onarabılmelerı ıle olmuştur 1962 yılında Ame rıka Bırleşık Devletlerı nde Kleınert ılk kez parmak damarlarını onarabılmış bunu 1965 yılında Japonya dan Tamaı nın ılk kez kopuk uzvu yerıne dıkmesı ızlemıştır Aynı yıl ıçınde Amerıka Bırleşık Devletlerı'nde, Buncke ve Schultz, Çın'de ıse Chen replantasyon dedığımız kopan parv mak, el veya dığer uzuvların 1 mm çapındakı darnarlarının ve uç sınırlerının mık roskop yardımı ıle onarılarak yerıne takılması ışlemını uygulamaya başladılar Mıkrocerrahının gelışımındekı onemlı rollerden bırısı de Gazı Yaşargıl'e aıttır 1965 yılında gıttığı ABD'de Donagy ıle bırlıkte deneysel çalışmalara başlamış ılk beyın ıçı ve dışı aiardamar anastomozları ılk damar yaması uygulamalarını yapmış, 1968'de ılk mikrocerrahi kursunu duzen lemış 1916 da Thıenıe yayınları tarafından yayımlanan Beyın Cerrahısınde Mıkro cerrahı adlı kıtabı yazmıştır Kopan uzuvların yerıne takılabılmesı, vucudun bır yerınden dıgerıne de doku nakledılebıleceğı goruşunu dogurmuş ve 1968 yılından ıtıbaren bu konuda uygulamalar başlamıştır Kasıktan alınan derının kola ayak parmağın ele bacaktan alınan fıbula kemıqının çeneye aktarılması gıbı çok çeşıtlı uygulamalar başlamış ve gelış mıştır Ulkemızde ılk kopan uzvun mıkro cerrahı yontemlerle yerıne dıkılmesı 1978 yılında Dr. Ayan Gulgonen tarafından ya pılmıştır Ilk ayaktan ele parmak naklı ılk serbest doku ve fonksıyone adele naklı de aynı bılım adamımıza aıttır Ilk serbest vaskularıze fıbuler kemık naklı Dr. Lutfu Baş tarafınddn gerçekleştırılmıştır Gunumuzde Rekonstrüktif Mikrocerrahi gelışmış ulkelerde gunluk uygulamalar ıçınde yerını almış çozumu başka yon temlerle oldukça zor olan tıbbı sorunların çağdaş tedavı yontemı olmuştur Doğuş tan mevcut deformıtelerın duzeltılmesı kazalarla oluşan doku kayıplarının yerıne konulması, kanserlı dokuların çıkarılma sıyla oluşan, onarılmaması durumunda yaşamla bağdaşmayan yuz VP çene kafa tabanı gıbı bolgelerın yenıden oluşturula bılmesı Rekonstrüktif Mikrocerrahi nın sagladıgı ımkanlarla vucudun bır doku bankası gıbı kullanılabılmesı ıle mumkun olmaktadır Goğus kasının yuze, karın kasının topu ğa, fıbula kemığının çeneye, sırt veya karın kasının göğuse aktarılması, kol derısının penıs yapımında kullanılması sıkça yapılan uygulamalardır 3 4 Hazıran 1995 tarıhınde yapılan I Ulusal Rekonstrüktif Mikrocerrahi Kongresi dunyada onemlı gelışmelerın olduğu bu konuda ulkemızde hangı merkezlerde neler yapıldıgını ortaya koyan bır arena oldu Ulkemızde mevcut unıversıte devlet ve sıgorta hastanplprı ıle bazı ozel hastaneler olmak uzere 25 merkezden toplam 63 bıl dırının sunuldugu kongrenın açılış konferansı Dr Ayan Gulgonen tarafından verıl dı Rekonstrüktif Mikrocerrahi nın ulke mızdekı qelışmı uzerıne tarıhsel bır seyır nıtelığındekı konferans başlangıçla bugu nun arasında geçen zor sabır ve emek dolu surecın etkıleyıcı bır ozetıydı Bu konferansı Dr. Gurhan Ozcan'ın oturum başkanlığını yaptığı Uluslararası Katılımlı Serbest Kas Transferlerı ısımh panel ızledı Bu panelın konuşmacıları Al manya dan Dr. Ulrıch Lanz, Isvıçre'den Manfred Frey ve Dr. Ömer Erçetin ıdı Vucutta bır yerden bır başka yere fonksı Kongrenin özellikleri 454 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle