Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T A R T I Ş M A E D İ T Ö R E M E K T U P Universitelerde nitelik bunalımının kaynaklan •• Mahmuî Adem* U nıversıtenın başlıca işlevlerinden biri; bılımsel araştırmalar yaparak varolan bılgıyı zengınleştırmek, yenı bılgı ve teknolojı uretmektır Ikincisi; ulkenın her alanda gereksınme duyduğu yuksek nıtelıklı ınsangucunu ve yonetıcı kadroları yetıştırmektır Bu anlamda unıversıte, ulke ınsanlanna yuksek duzeyde bır mesleksel nıtelık kazandıran eğıtımöğretım kurumudur, böylece ulkenın bılımsel, kulturel duzeyının yukselmesıne katkıda bulunur Dolayısıyla unıversıte, sınıfların dort duvarı ıçıne sıkışmış bır "fıldışı kule değıldır, bulunduğu bolgenın ve ulkenın ekonomık, toplumsal, kulturel, bılımsel, eğıtsel etkınlıklenne katılmak, sesını tum ulkede, hatta ulke dışında duyurmak durumundadır (1) Turkıye Cumhurıyetı 72 yılda her tur ve duzey eğıtımde nıcel olarak çok onemlı bır yol katetmıştır ama yeterlı değıldır Eğıtımın nıtelığı denılınce, ıkılı değıl, tam gun oğretım, laboratuvarı ve atelyesıyle, çağdaş eğıtım araçgerecıyle donatılmış okul, oğrencıyı mezun olduktan sonra yaşayacağı ortama hazırlayan oğretım programları, kalabalık olmayan en uygun (optımal) buyuklukte sınıflar, hepsınden onemlısı nıtelıklı oğretmen/oğretım uyesı akla gelmektedır Buna gore nıtelıklı eğıtım, her şeyden once nıtelıklı oğretmen/oğretım uyesı demektir Ikıbıne beş kala Turk unıversıtelerının kaçı, sayılan bu ışlevlerı ne olçude yerıne getırebılmektedır? (2) 1990'lar Turkıye'sınde kamu yatırımlarının daha da artacağı, yore halkı ıçın yenı ıstıhdam olanakları yaratacağı vb nedenlerle halk ılçelerının ıl olmasını, ıl ve ılçelerınde fakulte/unıversıte açılmasını ıstemektedır Bu ıstekler, ıktıdarlarca sıyası bır yatırım olarak değerlendırılmekte, dolayısıyla çoğu zaman olumlu karşılanmaktadır edebıyat fakultelerı çok az sayıda mezun verıyordu Gereksınmeler buyuk olçude Ankara, Istanbul ve Balıkesır'dekı eğıtım enstıtusu mezunlarıyla karşılanıyordu Bunlar da yetmeyınce hemen her ılde eğıtım enstıtusu açılmaya başlandı Ortaokul dal oğretmenı yetıştıren bu okullar, yeterlı sayı ve nıtelıkte oğretmen bulunduğu ıçın açılmadı örneğın anılan uç eğıtım enstıtusunden mezun olduktan sonra, soz gelışı Burdur Ortaokulu'na matematık oğretmenı atanmış olan bır kışı, bu ılde lıse açıldığında lısede gorevlendırıhyordu O arada anılan ılde eğıtım enstıtusu açıldığında da, eğıtım enstıtusu matematık bolumunden mezun olduktan sonra hıçbır ek öğrenım gormeden yukseltılerek bu enstıtude matematık oğretmenlığıne atanıyordu Bu genellenecek olursa; hıçbır oğre oğretmenlerı nasıl yetıştırılebılır" tartışmaları surerken, 19781980 donemınde normal koşullarda en az 34 yılda yetıştırılen dal oğretmenı, hızlandırılmış eğitimle 23 ayda yetiştirilmeye başlandı 12 Eylul 1980 tarınıne gelındığınde hızlandırılmış eğıtımden mezun ama hıçbır dal (branş) bılgısı olmayan 35 bin dolayında insan ortaokul ve lıselere oğretmen olarak atanmıştı Bu oğretmenler bugun eğıtımımızde 1517 yıllık kıdemlı oğretmen ve yonetıcı olarak çalışmaktalar Ortaokul oğretmenı ıken hıçbır ek öğrenım gormeden lıseye, sonra da eğıtım enstıtusune atanan oğretmenler, bugun Burdur'da, Nığde'de, Denızh'de vb eğıtım fakultelerınde oğretım elemanı olarak çalışmaktalar Kuşkusuz bu nedenle aday olduğumuz Avrupa Birliği'ne uye kımı ulkeler Eğitimin niteliği ne demektir? 1960'lardan sonra halk ,lıse, meslek lısesı açılması konusunda benzer ısteklerde bulunuyordu O yıllarda da, bugunku gıbı seçım kampanyalarında verılen sozler uzerıne, yeterlı sayı ve nıtelıkte oğretmenı, okul bınası, atelyesı, laboratuvarı vb altyapısı hazırlanmadan açılan lıseler alay konusu oluyordu "Bır mudur, , bır muhur"lu okul olarak nıtelendırıyordu Bugun "Bır muhur, bır mudur/dekan/rektor'le her ıl ve ılçede yuksekokul/fakulte/unıversıte açılmaktadır Yeterlı sayıda ve nıtelıkte oğretım uyesı yetıştırılmeden, bınası, atelyesı, laboratuvarı vb altyapısı hazırlanmadan açılan unıversıteler, halk arasında "gecekondu unıversıte", "seçım unıversıtesı", "naylon unıversıte", "tabela unıversıte", "lıseleştırılmış unıversıte", "yuksek ortaokul" vb nıtelendırılmektedır Yıne 1960'lardan sonra, hızla artan eğıtım sıstemını karşılamak ıçın ortaokullıse dal (branş) oğretmenı yetersızdı Bu oğretmenlerın yetıştırıldığı fen Halkın okul isteği nım gormeden ılkokulu bıtıren ılkokula, ortaokulu bıtıren ortaokula, lıseyı bıtıren lıseye oğretmen atanabılır Boyle bır oğretmen yetıştırme anlayışı dunyanın hıçbır ulkesınde yoktur Bu yolla lıse "ortaokullaştırıldı", ortaokul "ılkokullaştırıldı" Boylece ulusal eğıtım dızgesının "sulandırılması", hatta "yozlaştırılması" olağan karşılanır oldu Mektupla oğretmen yetiştiriliyor de; beş üniversite dışında kalan tum Turk unıversıtelerı mezunlarının dıplomalanna denklik verılmemektedır (3) Bu da, unıversıtelerımız ve ulkemız ıçın onur kırıcıdır Abant Izzel Baysal, Mersin, Kocaeli, vb bırkaçı dışında kalan 1982 yılından berı kurulmuş bu "seçım unıversıtelen"nın Turk unıversıte dızgesını tumuyle "lıseleştıreceklerı", hatta "ortaokullaştıracaklan"ndan derın kaygı duyulmaktadır Egıtımımızın nıtelığının bu denlı duşurulmesı az gorulmuş olacak kı, adeta "nasıl daha da duşurebılırız" anlayışı ıçıne gırıldı Ne yazık kı ona da çozum bulundu' 19731974 oğretım yılında 60 500 kontenjanla mektupla oğretmen yetiştirilmeye başlandı "Sosyal bılımler, Turkçe vb dal oğretmenı belkı mektupla yetıştırılebılır ama resım, muzık, beden eğıtımı gıbı yetenek derslerı örneğın Denızlıler'ın açılmasını yıllarça ozlemle bekledıklerı Pamukkale Üniversitesi'nde, dıger bır çok unıversıtede oldugu gıbı, çok buyuk bır nıtelık bunalımı yaşandıgı gozlenmektedır Rektor, unıversıtenın başta genel sekreter vekılı, daıre başkanları vb ust duzey yonetım personelının hemen tumu Pamukkale Üniversitesi kimlerin elinde? nu, 1993 yılında atanan 200 dolayında hızmetlı, memur ve uzmanların da % 3540'ını, Denızlı'ye atanmadan once gorevlı olduğu unıversıteden (Eskışehır'den) getırmıştır Denızh'de bu gorevler ıçın ehlıyetlı hıç mı ınsan yoktu? Benzer uygulama dekan ve oğretım uyelerı ıçın de geçerlıdır muhendıslık, fenedebıyat, ıktısadı ve ıdarı bılımler fakultelerı dekanları Erzurum'dakı Ataturk Unıversıtesı'nden, eğıtım fakultesı dekanı da Hacettepe Unıversıtesı'nden bu görevlere atanmışlardır Akademık kadrolar yoğunlukla Erzurum'dan gelenlerle Irak asıllı olanlara ozgulenmektedır Ama hem yonetım hem de akademık kadrolara atanmada esas olçu, belli bir siyasal görüşte olmaktadır Bu gelışmeler uzerıne unıversıte olmadan once yıllardır muhendıslık fakultesı ve dığerlerınde çalışan kımı değerlı bılım adamlarının bır bır Pamukkale Unıversıtesı'nden ayrılmaya başla"\ dıkları dıkkat çekmektedır Pamukkale Üniversitesi Eğıtım Fakultesı'nde lısans programı ıçın sankı yeterlı sayıda ve nıtelıkte oğretım uyesı bulundu da sıra yüksek lisans programı açmaya mı geldi? Bu fakultede açılan resımış eğıtımı, halkbılım (Folklor), Turk dılı eğıtımı alanlarındakı yuksek lısans programlarının ortak dersı Osmanlıca'dır Turk dılı eğıtımı bır yana bırakılırsakı bu programda aynı kışı Arapça da okutuyor, resımış ve halkbılım yuksek lısans pro gramında Osmanlıca dersıne neden gerek duyulmaktadır'' Bunun bırıcık nedenı var Çünku bu dersı fakültenin dekanı okutuyor! Halkbılım yuksek lısans programında Osmanlıca dersı gereklı olsaydı, bu dekan Denizh'ye atanmadan once, Halkbılım Bolumu Başkanı olarak yıllarca çalıştığı Hacettepe Üniversitesi'nde de bu dersı programa alırdı Programlarını ınceleme olanağı bulduğumuz Ankara, Gazi, Istanbul, Dokuz Eylül ünıversıtelerinin hıçbırınde halkbılım ve resımış eğıtımını yuksek lısans programlarında Osmanlıca dersı okutulmamaktadır Yalnızca dekana ucretlı ek ders bulmak ıçın bu programlara Osmanlıca dersı konulmuşsa kı oyle anlaşılıyor, bu, bılımsel nıtelıkle ve etıkle ne olçude bağdaşır? Bu tur bılımsel anlayışı, unlu Fransız bılgın L. Pasteur şoyle nıtelemıştır "Ahlaktan yoksun bılım, yalnızca ınsan ruhunun felaketıdır" Ayrıca haftada uç saatlık bır derste, Osmanlıca, Arapça oğretılebılır mı 9 O zaman resımış oğretmenı ya da halkbılım uzmanı, kendı alanlarında uzmanlaşma yonunde ne kazanacaklar ve hangı alanda ıstıhdam edılecekler? * Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakultesı Öğretim Üyesi. (1) Charles Debbasch L'Unıversıâ Desorientee, Autopsıe, d'Une Mutatıon. Parıs PU F , 1971 s 5557 (2) Mahmut Âdem Demokratık Laik Çağdaş Eğıtım Politıkası. Ankara 1995 (Barış Kıtabevı Zafer Çarşısı) (3) Cumhurıyet, 26 3 1995. 4474