24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TIP ARAŞTIRMASI KONGRELERDEN kette nasıl yapılıyordu? Erışkınlerden husrana uğrayınca ço cuklara donduk Bır ılkokuldakı 1200 oğrencıye ebeveynlerı doldurmak uzere aynı anket kâğıtlarını dagıttık Sonuç şa şırtıcıydı Çocuklar kâğıtları neredeyse tama yakın olarak evlerınde doldurtarak gerı getırdıler Demek kı konu çocuklar olduğunda toplum olarak daha duyarlı davranıyorduk 612 yaş grubunda çocukların %8 3'u son bır yıl ıçınde, %17 4'u ıse yaşamlarının herhangı bır donemınde doktor tarafından astma teşhısı almıştı Bu sonuçlar Avrupa ortalamalarının bıraz uzerındeydı Çocukların şıkayetlerını etkıleyen en onemlı sebep, evde anababalannın yanlarında sigara içmesıydı Demek kı ulke çapında astma hastalığı ıle ılgılı bır araştırma yapmak, bıze onemlı ıpuçları verecektı. Beş bolgedekı araştırmamızı 1992 sonlarında daha onceden planladığımız uzere bıtırmıştık Bır sure sonra laboratuvardan da tum kan sonuçlarımızı aldık Eldekı tum bılgılerımızı bılgısayarımıza gırecek ve sonuçları yorumlayarak once bıtırış raporumuzu TUBlTAK'a sonra da araştırmamızı bır makale halınde yazarak uluslararası bır tıp dergısıne gonderecektık 1149 astma hastası ve 210 kontrol kışının bılgılerı, her bır kışı ıçın 78 verı yanı sonuçta 106.002 veri haftalar suren emek sonrası bılgısayar programına yuklendı Hesaplamaları yaparak ılk raporumuzu tam 26 sayfalık bır dosya şeklınde TUBlTAK'a gonderdık Rapor eksık bulunarak gerı gonderıldı Istenenlerı tamamladığımızı zannederek raporu tekrar hazırlayıp, gonderdık Ancak kesın rapor tam 4 kez gıdıp geldıkten sonra kabul edıldı Takvım 27 Aralık 1993'u gosterıyordu Araştırma ıle ılgılı kâğıtlar, yazışmalar, raporlar neredeyse bır kıtaplık rafını doldurmak uzereydı Raporların eksık bulunarak gerı çevrılme nedenı esas olarak, ıstatıstıkı yorumlamanın eksıklığındendı Açıkçası bızler ıstatıstık konusunda uzman değıl dık, gerektıkçe bılenlerden yardım alıyorduk ama demek yeterlı olmuyordu Eğer bu araştırmadan da ders almayarak yenı bır araştırmaya başlarsak mutlaka ekıbımıze daha baştan bır ıstatıstıkçı katmamız gerekecektı, bunu anlamamız da bızım ıçın onemlı bir gelışmeydı Sonuçta kabaca alttakı kutuda ozetledığım (esas rapor 26 sayfa) bılgılerı oğrendık Artık ulkemız astmalılarının bazı ozellıklerını daha lyı bılıyoruz, ama araştırma alanında herhalde ışın ancak başlarındayız Araştırmamız 1994 Temmuz ayında Isveç/Stockholm'dekı Dunya Alerjı Kongresı'ne sunuldu, tartışıldı ve makalesı Avrupa Alerjı ve Klınık Immunolojı Akademısı'nın resmı yayın organı olan ALLERGY dergısının Mayıs 1995 sayısında ancak yayınlandı Gorduğunuz gıbı aradan neredeyse bırkaç yıl geçtı, epey yorulduk, sıkıldık ama tekrar boyle bır ışe kalkışır mısınız dıye sorarsanız hıç duşunmeden tekrar evet derız Biz de tereddüt uyandıran tek konu; burokratık yazışmaların zaman alması, yavaş yurumesı ve maddı destek sahıbı TUBlTAK'ın araştırmacılara maddı ozgurluk konusunda yeterlı ınısıyatıfı vermemesıdır Proje desteğının hepsı (yurtdışında orneklerı olduğu uzere) ılk elden araştırmacılara verılıp de, sonuçta harcama faturalarını da ıçeren ayrıntılı bır raporla yetınılse zannedıyoruz ışler çok daha hızlı olacaktı llkokul mezunu dahı olmayan muteahhıtlere karşılıksız milyarlar veren devletın unıversıtede hocalık yapan araştırmacılara bırkaç mılyonluk ıhalede karar yetkısı vermemesı açıkçası bızı rahatsız etmıştır Ancak henuz epey burokratık de olsa bu gıbı ışlerle sadece lyı nıyetlı kımselerın uğraştığını bılıyor ve geleceğe daır umudumuzu koruyoruz * Doç. Dr., Hacettepe Tıp Fak. Göğüs hastalıkları ABD Oğretım Uyesı. Erişkin Alerji Ünitesı. Sonuç Anadolu'da Dermatopatoloji Ilk yöresel uluslararası dermatopatoloji kongresi. Nadir Paksoy* H 26 sayfalık rapor Araştırma sonuçlarına göre: Astım A raştırma sonuçlarına gore, astmalılann aılelertnde %60 oranında astmalı bır başka yakın akraba bulunmaktaydı Hastahk %75 oranında 1645 yaş arasında başlamaktaydı Erken yaşlarda başlama egılımı erkeklerde daha belırgındı Astma ancak hastalann %2'sınde 60 yaşından sonra başhyordu Hastalann uçte bırınde kontrol grubunun ıse ancak yırmıde bırınde sureklı nezle/sınuzıt sorunu vardı Demek kı astmalılarda sadece alt ha~ va yollarında degıl ust hava yollarında da duyarlılık oluşmaktaydı Hastalann ancak %40't duzenlı ılaç tedavısı uyguluyordu Tedavının esası olması gereken antıenflamatuar tedavı bunun pek az bır bolumunu oluşturmaktaydı Hastalann uçte bırı astma uzerıne hıç etkısı olmayan oksuruk şurubu, balgam sokturucu gıbı boş ılaçları sık sık kullanmaktaydı Modern tedavının temelını oluşturan sprey tıpı ılaçları ıse hastalann uçte bırı hıç kullanmamıştı Kullananların da yarısı yanlış kullanıyordu Bugun ıçın bılımsel etkınlığı tam olarak gosterılememış aşı tedavısını hastalann beşte bırı olmuş ya da halen olmaktaydı Hastalann yaklaşık yarısı herhangı bır tıpdışı alternatıf tedavı yontemı uygulamış ya da uygulamaktaydı Bıtkısel ılaçlardan, kırpı kanı ıçmeye, hamam tedavısınden, plasenta yemeye kadar kaydettıgımız değışık tedavı yontemlerı değıl bır başka yazı, bır kıtap dolduracak kadar genıştı Hastalann yeterlı tedavı gormedıklerının en onemlı delılı, tum hastalann uçte bırının son bır yılda ortalama 4 kez acıl servıslere astma atağında başvurmalarıydı Hastalann beşte bırı ortalama 16 gun sureyle bu nedenle hastanelere yatırılmıştı Halbukı lyı bır tedavı ıle has taların hıç acılen hastaneye gelmemelerı ve yatınlmamaları gerekır Allerjı testlerıne göre hastalann ancak %40'ı alerjık yapıdaydı Bu kışılerı etkıleyen en onemlı sebep, ev tozu bocekçıklen yanı son zamanlarda elektrık supurgesı fırmalartnı bırbırıne duşuren meşhur mıte (mayt)'lardı Polen alerjıkı dığer bolgelerle kıyaslandığında Elazıg'da dıkkatı çekecek kadar azdı Ayrıca astmalı hanımların eşlerının yarısı, erkeklerın ıse eşlerının %5'ı evde hasta yanında sıgara ıçmekteydı ve bu olay hastaları kotuleştıren en onemlı nedenlerdendı er hastahk yerleştığı organda gozle gorulmeyen (mıkroskopık) değışıklıkler oluşturur Bu değışıklıklere bakarak hastalığın tanısına varan uzmanlık alanına patolojı, uzman hekımlerıne patolog denır Bır tur hastalık grubu vardır kı, burada hastalann oluşturduğu gozle gorulmeyen değışıklıklerı mıkroskop altında patologlar, gozle gorulen değışıklıklerı ıse "buyuteç" altında bır başka uzman topluluğu ınceler Işte bu hastahk grubu dermatologların (derı hastalıkları uzmanı) kapsamına gırer Işte bu nedenden dolayıdır, derı hastalıkları tanı ve tedavısınde dermatolo|i ve patolojı uzmanlarının ışbırlığıne ve karşılıklı goruş alış verışıne gerek vardır Bu noktadan hareketle 1991 yılında Ankara'da bır avuç dermatolojı ve patolojı uzmanının onculuğunde Turk Dermatopatoloji Demeği kuruldu Aradan geçen dort yıllık kısa zaman ıçınde derneğın uyelerınde belırgın bır artış gozlendı Derneğın yayın organı Türk Dermatopatoloji Dergisi duzenlı çıkışı, baskı duzeyı, ıçerığı ve uluslararası hakemlerı ıle yerlı tıp dergılerı ıçınde ornek oluşturdu Uluslararası kayıt sıstemlerınden bırısı olan Exerpta Medıca'ya kabul edıldı Turk Dermatopatolojı Derneğı 1517 Eylul 1995 tarıhlerı arasında Ankara'da TUBİTAK salonlarında "Dermatopathology ın Anatolıa" başlığı altında, ılk yoresel uluslararası dermatopatolojı toplantısını gerçekleştırdı Uç gun suren toplantıya Uluslararası Dermatopatoloıı Derneğı, Dunya Sağlık örgutu ve TUBİTAK katkı ve destek sağladı Toplantıda ele alınan ve tartışılan bolumlerın, dermatopatolojının en çok tartışılan konularından seçılmış olması, toplantıya duyulan ılgı ve katılımı arttır dı Konusunda uluslararası une sahıp ya bancı konuşmacılar [Dr Lever (Almanya), Dr lar Argenyı, Bhavvan, Sau (ABD) Dr Soyer (Avusturya), Mc Dougall (Ingıltere)] yanı sıra, Turkıye'den ılgılı uzmanların (Dr lar, Anadolu, Erdem, Sav, Erekul, Oğuz, Paksoy) sunduğu konuşmalarda şu konular tartışıldı, Dermatopatolojıye Gırış, Melanosıtık Tumorler, Bulloz Hastalıklar, Komşu Ulkelerde Dermatopatoloıı, Dermatopatolojıde Çağdaş Teknıkler, Derı Lenfomaları ve Lepra Turk hekımlerı yanı sıra, Fılıpınler'den Kanada'ya değın yayılan genış coğrafyadan bırçok katılımcı çalışmalarını ser best bıldırı ve poster şeklınde sundular Poster odullerını Antalya Akdenız Unıversıtesı Tıp Fakultesı Patolojı Anabılım Dalından Dr Ozlem Elpek ve arkadaşları "Derı lenfomalarında ve derının benıgn lenfosıtık ınfıltrasyonlarının ayırıcı tanısında PCNA anti|enının yerı" başlıklı çalışması ıle Istanbul (Çapa) Tıp Fakultesı Dermatoloji Klınığı'nden Dr Selçukı ve arkadaşları "Aktınık Keratoz ve Derı Kanserlerınde Prostaglandın E2 ve F2 Duzeylerı" konulu çalışması arasında paylaşıldı Toplantı boyunca belırgın bır aksaklık goze çarpmadı Duzenleme çok lyıydı Bunda dernek yonetıcılerı Prof Dr Aytaç Gukoz (Hacettepe Tıp) ve PRof Dr Cengızhan Erdem (Ankara TıpO) ıle toplantı sekreterı Dr Celalettın Çelebı'nın (SSK DışkapıAnkara) buyuk katkısı olduğunu belırtmek ısterım Sınırlı gucu ıle boylesıne uluslararası bır duzenlemeyı başardıklarından oturu dernek yonetıcılerını kutlamadan geçemeyız Toplantı 1997'de Turkıye'nın bır başka beldesınde ıkıncısını gerçekleştırmek dıleğıyle sona erdı * Doç. Dr., Akdeniz Unıv. Tıp Fakultesi Patolojı Anabılım Dalı, Antalya Serbest bildiri ve poster sunuldu boynu kanseri virüsii R ahım boynu kanseri, meme kanserınden sonra kadınlarda en yaygın gorulen kanser turu sayılıyor Dunyada her yıl 500 bın kadının bu hastalığa yakalandıgı bıldırılıyor Bu konuda gerçekleştırılen uluslararası kapsamdakı yenı bır araştırmada şımdı bu kanser turunun tek bır nedenden kaynaklandığını ortaya koyan akıl almaz kanıtlar elde edıldı Rahım boynu kanserının cınsel ılışkı yoluyla geçen ve oldukça tanınan HPV vırusunden kaynaklandıgı ılerı suruluyor Araştırmacılar rahım boynu kanserının cınsel ılışkı yoluyla geçtığı olasılığını uzun bır suredır tartışıyorlardı 1800'lu yılların tıp raporları bu hastalığın rahıbe ve bakırelerde gorulmedığıne, eşlerı sureklı gezen kadınların buyuk bır bolumunun ıse rahım boynu kanserınden öldu ğune parmak basıyordu Kanserın HPV vırusu ıle ılıntılı olduğu yolunda en güçlu kanıtlar ıse bu tur kanserlı gozelerde vırutık DNA'nın belırlendığı 8O'lı yılların başında elde edılmıştı Daha sonrakı yıllarda yapılan araştırmalar rahım boynu kanserıne yol açan en buyuk etmenın HPV virusü olduğunu ortaya koydu Ancak araştırmalar kısıtlı bır bolgede gerçekleştırıldığınden sonuç evrensel bır nıtelık taşımıyordu Araştırmacılar zıncırleme polımer tepkıme yontemıyle bını aşkın denekten topladıkları ur omeklerındekı 25 HPV turu vırus ıçınde DNA olup olmadıgını belırledıler Sonuçta, deneklerın % 95'ınde HPV DNA olduğu, yarısından çoğunda hastalığın HPV 16 turunden, % 30 unda ıse başka uç tur HPV vırusunden kaynaklandıgı goruldu 44713
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle