Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y I L D I Z B İ L İ M İ VE F A L C I L I K ÇEVRE Ama buradan yola çıkarak, "sanslı" yahut "şanssız" zamanlarımız, veyahut yaşamsal dönuşum gırışımlerımızın "başarı olasılığı" hakkında ahkam çıkarma gayretının bır mana ıfade ettığını sahıden hıç sanmıyorum Gerçı her şeyımızle, Dunyamız koşullarıyla "uyum" gelıştırmış yaratıklarız Aylık, "Freudien" bır "bıoritmımız" olduğunu gözlemlıyoruz özellıkle "kadınların" sağlık belırtısı özellığındekı aylık perıyodık şaşmaz "adetlerıni", çarpıcı bulmamak elde değıldır "Günlük bıorıtmımızın", dığer taraftan, Dunya'nm kendı etrafındakı dönuşu demek olan gecegunduz oluşumundan kaynaklandığına pek şuphe yoktur Ama buradan yola çıkıp, meseleyı "hastrolojik burç falına" kadar taşımayı "abes" bulmaktayım lır Ama sanırım hiçbir beynın "tahayyül sının" yoktur Kısaca "evren" ve "fizik" sonlu, ama "sanat" (o arada tabıı batıl) sonsuzdur Kım bılır bır de, kaç boyutlu sonsuzdur Tahayyulun "gerçekçi" olması gerekmıyor Tahayyül "gerçekçi" olmasa da, "beyınde bir gerçeklık"tır Işte tıpkı "astroloji saplantısı" gıbı Yatağan'daki radyasyon Kömürlü santraller bölgesinde etkin rüzgar yönünde sebze, meyve bahçeleri ve otlaklar olmamalı. Yuksel Atakan* adyasyon", "Radyoaktıvıte" sızıntısı sozcuklerının, Çemobıl ve Nukleer Santrallere ozgu olduğu sanıldığından, Muğla/Yatağan'dakı komurle çalışan elektrık santralı çevresınde, Şubat 1993'te olçulduğu basında yer alan, aşırı duzeydekı radyoaktıvıte, belkı bırçoğumuzu şaşırtmış olmalıdır' Aradan bır yıl geçmış olmasına rağmen basında.Yatağan çevresınde ölçulen radyasyonun, o gunlerde, Doğu Akdenız'de bulunabılecek, nukleer bır gemıden yayılmış olabıleceğı haberlerı yer almaktadır (Bak Sabah, 21 02 1994, Sayfa 25) Bu radyasyon nereden kaynaklanmaktadır? Lınyıt komuru gıbı tüm fosıl yakıtların bıleşımınde, çok az mıktarda da olsa, Uhalk ıçın ne derece zararlıdır? önce şunu belırtelım Nukleer santrallerdefı çevreye salınan radyoaktıf maddeler ıçınde radyum, polonyum ve kurşun gıbı "ağır elemenler" yoktur Nukleer enerjının ortaya çıkışı sırasında, santraldekı yakıt elemanları ıçındekı uranyum 235'ın ıkıye bölunmesı sonucu ıyot, krıpton ve ksenon gıbı bır dızı "orta ağırlıkta" radyoaktıf madde oluşmaktadır Bunlar da Nukleer Santralın yakıt eleman çubukları ya da santraldekı kapalı devreler ıçınde kalmakta (Soğutma Suyu Devresı gıbı) ve bu nedenle santralın normal çahşması sırasında, bacadan ancak çok az mıktarda radyoaktıf madde havaya ulaşmaktadır Gerek komurlu ve gerekse nukleer yakıtlı santrallerın her ıkısınde de, normal ışleme sırasında çevreye yayılan radyoaktıf madde mıktarı ve bunun ınsanda oluşturabıleceğı radyasyon dozu mıktarı son derece azdır Buna rağmen, ılerıye dönuk koruyucu onlemler olarak, komurlu santraller çevresınde etkın ruzgar yönunde, yerleşım bolgelerı yapılmaması ya da çok gelıştırılmemesı onerılebılır Ayrıca santrale ve bacaya kımyasal maddelerı ve kurumu tutan çeşıtlı ayıt ve fıltreler takılması, çevreyı ve halkı koruma bılıncı gıtgıde gelişerek zamanla zaten gerekeceğınden, çevreye radyoaktıf maddeler de daha az ulaşacaktır umudundayız Etkın ruzgar yonunde sebze, meyve bahçeleri ve otlakların bulunmaması ya da bunların gelıştırılmemesı, daha santralın yapımı sırasında gozonune alındığında, ılerde toprakta zamanla bırıkecek radyoaktıf maddelerın besınler yoluyla ınsana ulaşmasını azaltacak ya da onleyecektır Baca gazlarındakı kurum gıbı tanecıklerı, suzgeçten geçırıldıkten sonra ölçen "sürekli baca gazı radyasyon ölçUm aletleri (Aerosol Monıtor) kullanılması, ayrıca baca kummundan ve çevredekı toprak ve besınlerden ornekler alıp, laboratuvar ölçumlerıyle bunlardakı radyoaktıvıtenın sureklı olarak belırlenmesı ve o yoredekı ınsanlarda bu yolla oluşabılecek radyasyon dozlarının hesaplanması yerınde olacaktır Bu çeşıt olçumlerın sonuçlarına ve gunluk hava şartlarına gore yapılacak değerlendırmeler, santralın zaman zaman gucunun azaltılmasından, durdurulmasına kadar çeşıtlı Önlemlerın gereklı olup olmadığını göstererek, yöre halkının korunmasına katkıda bulunacaktır duşuncesındeyız. * Fizik Y. Müh. Almanya Hissediş Bu bır yana, yola "fal"dan devam edecek olursak, "hissediş" dıye, kımılerınde ötekılerden çok daha gelışmış olan bır "melekeden" , söz ederek yazıyı tamamlayayım Nasıl kı yuzumuzde çızgıler, ömeğın sevınçlı, yahut uzuntulu veya kaygılı olduğumuzu barız ıpuçlarıyla sergılemekteyse Bıraz daha derın bakabılen bır kımse, "el fah" yahut "kahve falı" bahanesıyle, bıze karaktertmız, ıç dunyamız, beklentılerımız, ıhtıraslarımız, nıhayet yannımız ıle ılgılı beklentılerımız, ıhtıraslarımız, nıhayet yannımız ıle ılgıli olarak gerçekten çok çarpıcı şeyler soyleyebılır Bu "gerçek bir hıssediş"tır ve "batıl" (temelsız ve çuruk) değıldır Şu var kı burada, sızı tam anlamıyla "okuyan" bır kımsenın sızınle yoğun bır "etkıleşmeye" gırmesı gerekır Bır de tabıı "okumanın sınırı" önem taşır "Okuma" bıtıp "ufürme" başlarsa o zaman ış "dejenere" oluyor demektır Ayrıca dıkkat edın lutfen, "okuma" muhakkak, "doğruları" belırtıyordur, demıyorum kesınlıkle Örneğın sız, çok esenlıklı bır ruh halındesınızdır Bır arkadaşınız, dış çızgılerınızı yanlış anlamakta ve "Bır sıkıntın mı var?", dıye sıze dostça yaklaşmaktadır 3uradakı "hissediş", gerçekle bağdaşmamaktadır Olsun, "hissediş" dıye bır şey apaşıkar vardır Bu açıdan örneğın, "kahve fallanndan" korkabılırsınız1 Bu konuda örneğın Ayşecık (kızkardeşım) muthış mahırdır Ama bırısı "Kahve Falı" dıye bır kıtap yazarsa, ışte burada bana sorarsanız "mantıksızlığın mantığı" dışında hıçbır mana yoktur, bır defa fal soyleyenle falı bakılan arasında bır "etkileşme", bır "hissediş" yoktur Etkıleşme olmayınca "hissediş" de yokturi Kımse alınmasın, "Hastroloji"de de öyle burçlara göre telefon numaralarıyla fal söyleyıp, gaıpten haber venyor görunmek, Allah versın ama, dehşetlı bır "para tuzağı" reklamıdır, aldatmacadır, duygu sömurusudür Artık, televızyonlara kadar çıkan ötekı "fal zıpırlıklan"na, tarota, tokata, kerızlemeye, kerkenezlığe, o arada "kayıp eşyanızı bulan fala" gırmeyeyım Zannedıyorum zaten, başta "hastroloji tutkunlan", fal dünyasının ve sanayının bır haylı bedduasını almış olmalıyım Bır de mazallah, buyu teknolojısının marıfetlerıne hedef olursam sonra ne yapanmi Ne garıbıme gıdıyor bıhyor musunuz? Böyle bır yazı ınanın (tam zamanlı) bır haftaon gunde yazılır Tabıı tum bılgınız, zıhnınızde hazırsa Bakın bu yazıyla, kendını frenleyemeyıp, "beyhude" yere "fal"la rahatlama eğılımınde olan, (umarım) bınlerce okur, hastrolojik fal telefonlannı "aramamak" suretıyle, toplamda mılyonlarca ve mılyonlarca lıra tasarruf sağlayabıleceklerdır Oysa ben, sıze bu yazıyı 200 gram pastırma fiyatına yazıyorum O da, Sevgılı Orhan Bursalı'nın tahakkuk ınsafına kalmış olarak1 Sızır anlayacağınız, "hastrolog" olmaya bakın, "bilim adamlığını" bırakın, bunun bır getırısı yok ötekı turlu tse Işte ne dıyeyım artık1 Allah kolaylık versınl.. •Prof Dr Mantıksızlığın Mantığı Bu noktada, "pozitif bilime ters" saydığımız, ama ıhtıyaçlardan kaynaklandığı bellı, "batıl" (temelsız, çuruk) ınanış ve yönelışlere karşı "anlayışlı" olmamız gerektığını vurgulamalıyım Hepımız bıraz, "batıl motiflerle" bezelı bır "ınanç dünyasının" ıçınde yetıştık "Inanç dünyasının", daha doğrusu "kültürün" nasıl oluştuğu, nelere, nasıl dayandığı, ağır ağır nasıl değıştığı ve gelıştığı, sosyal antropolo|inın (kulturbılımın) o arada sosyolojı (toplum bılım), psıkolojı (ruhbılım, daha doğrusu benbılım), hatta psıkıyatrının (benlığı tedavı bılımın) bır baş konusudur Böyle bır konuya, "akademik" olarak "eğilmek" bır şeydır, gunumuz "pozitif bilgisıni" "anlamak" ve "anlatmak" bambaşka bır şeydır "Batıl"ın çok duşundurtucu, o ölçude çok "şırın" bır tarafı var Çaresızlığı, "acayip bir sıstematiği", "noımalıze" ederek aşıyor ve ruh sağlığını ayakta tutabılıyor1 Ben buna "mantıksızlığın mantığı" dıyorum Başlı başına bır kıtap konusudur, "mantıksızlığın mantığı" ve bılır mıstnız, bırçoğumuzun tum yaşamını yönlendırmektedır "Mantıksızlığın mantığı", dığer taraftan benım bıldığımce, hıç çalışılmamış, dehşetlı bır "fiktıf' (hayalı) "matematık dünyayı" ışaret etmektedır "Matematik" esas ıtıbarıyle "fiktiftır Ama, "fizik dünyanın" tasavvurunda ve (ne demekse) "gerçeği" modellememızde, fevkalade "güçlü" bır aparattır Ama böylesı bır matematık, "mantıklılığın mantığı" ya da "mantık'ılığın sistematiği" olarak tanımlanabılır Farklı bır deyışle, soz konusu açıdan, "doğa temelde mantıklıdır" ve "şaşırtıcı bir mantıklılığı", "görkemlı" bır bıçımde sergıler Ne ılgınçtır kı, "doğanın" mılyarlarca yıllık oluşumunun" ıçınde bulunduğumuz evresınde olsun, "nihai bir ereği" gıbı duran "insan beynı"; "mantıklılığın" olduğu kadar, "mantıksızlığın" da "kuluçkası" olmaktadır Başka bır anlatımla, "mantıklılık" kadar "mantıksızlık" da, daha doğrusu "mantıksızlığın mantığı" da fevkalade "doğal bir gelişme" olarak çıkmaktadır karşımıza1 Ve ışte böyle bır "mantık" benım bıldığımce "matematık" olarak hıç çalışılmış değıldır Bence herbırımızın beynı, ıçınde yaşadığımız şu evrenden çok daha karmaşık olsa gerektır Evren çok muhtemelen sınırsız olmakla beraber sonludur Buna bağıl olarak, "fizik bilginın sonlu" olduğunu duşunebılırsınız Yanı "evren" ne kadar karmaşık olursa olsun, yıne de "sonlu bir tahayyül ürunü" sayılabı ranyum 238 ve Toryum 232'den tureyen Radyum 226, Polonyum 210 ve Kurşun 210 ve ayrıca Potasyon 40 gıbı Doğal radyoaktıf maddeler, komurun cınsıne gore daha az ya da daha çok vardır Kömur, santralde yuksek sıcaklıkta yanarken, bunlar baca gazları ve kurumla bırlıkte havaya ve yakın çevreye ulaşmaktadır Ruzgar ve yağış durumu gıbı hava şartlarına ve ayrıca santralın tam guçle ve kesıntısız çalışıp çalışmamasına gore bu çeşıtdoğal radyoaktıf maddeler de santral çevresındekı havada zaman zaman az ya da çok bulunmakta ve etkın ruzgar yönundekı yorelerdekı toprakta ıse gıtgıde zengınleşmektedır Buralarda yetışen sebze, meyve, tahıl, ya da otlayan hayvanların etlerının yenmesı, sütlerının ıçilmesı yollarıyla da bu çeşıt radyoaktıf maddeler ınsana ulaşmaktadır Şımdı, Yatağan'da olduğu gıbı komurlu santrallerın çevreye saldıkları çeşıtlı kımyasal maddelerın yanısıra, bır de radyoaktıf madde saldıkları ortaya çıkmış oldu1 Fosıl yakıtlı santrallerden çevreyesalınan bu çeşıt radyoaktıf maddeler, nukleer santrallerden yayınlanan radyoaktıf madde, cıns ve mıktarıyla karşılaştırıldığında ne derece onemlıdır ve çevredekı 36410