Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bİ YOLOJİ kanıt ve nedenleri toplamak için kendimize gerçekçi bir zaman süresi tanımalıyız. Bu neden ve kanıtları diğer insanlarla konuşarak, ya da yazılı kaynaklara başvurarak toplayabiliriz. llk düşüncemizi destekleyen kanıtlara gösterdiğimiz içtenlik ve yakınlığı, düşüncemizi desteklemeyen neden ve kanıtlara da göstermek zorundayız. Savunucu olmadan, bu karşıt düşüncelerin ifade ettikleri görüşü hayalimizde canlandırıp, bütün ayrıntılarıyla görebilmeliyiz. Böylece her görüşün tam değerini vererek karşılaştırma olanağımız olabilir. Doğadaki mantarları yemiyelim mi? Eğer Türkiye mantarlarının renkli bir atlası yapılsa ve herkes ne topladığını ne yediğini bilse ölümler olmaz. Abdunnasır Yılclız* er yıl zehirlı mantar yedikleri için birçok kışının olduğunu ya da ağır hastalık olgusuyla karşılaştıklarını duyarız okuruz Mantardan zehirlenme olaylarının arttığı zamanlarda hatırlanan ve bu konu hakkında birçok yetkili*ve uzman radyo, televizyon ve gazetelerde düşüncelerini açıklar. önerdikleri tek çözüm, "doğada mantar toplamama ve sadece kültür mantarını yeme" konusundadır. Ülkemizde, kültür mantarının üretimi çok düşük ve pazardakı fiyatı da çok yüksektir. Halkımız da eski zamanlardan beri mantarı severek yediği bir besin maddesi olarak görür Halka, üretim oranı düşük ve fiyatı da yüksek olan kültür mantarını, doğada parasız sağlanabilen mantara alternatif olarak sunmak, günümüz koşullarında gerçekçi bir çözüm değildir. Çünkü, geniş halk kitlesi, ekonomik açıdan, kültür mantarının satıldığı market ve lokantada bir besın maddesı olarak satın alma gücünde değildir. Böylece onlar mantar ihtiyacını doğada karşılarlar. Doğada mantarların toplanması, genel olarak, rastgele ve gerekli bilgilere sahip olmayan kişilerce yapıldığı için bazen istenmeyen durumlar ortaya çıkabilıyor. Bu gibi olaylan onlemenın yolları vardır. Bu da, belli bir eğitim sürecinden sonra gerçekleşebilir. Doğada mantar türleri bilinçli bir şekilde toplandığında hem ülke ekonomisine katkıda ve hem de acı olaylan ünlemede yardımcı olabilir. Günümüzde, birçok ülkede doğada yetişen mantarlar bir zenginlik kaynağı olarak görülür. Bunlardan maksimum bir şekilde faydalanması için gerekli önlemler alınmıştır. Bunun için, ülkelerinde yetişen mantar türleri ile ilgili renkli mantar atlasları basılmıştır. Her türün renkli fotoğrafının yanında ya da alt kısımında, o türle ilgili gerekli bilgiler yazılmıştır. (Reslm 1). Böylece yanında atlası alıp mantar loplamaya çıkan kışi, bulduğu mantarı daha kolay tanıyabilmektedir. Türkiye'nin ekolojik yapısı birçok mantar türünün yetişmesine olanak veriyor. Bunların içinde çok değerli türler olduğu gibi zehirli türler de var. Bugüne kadar, Türkiye'de mantar türleri ile ilgili renkli bir atlas yayınlanmadığı gibi, detaylı bir araştırma da yapılmamıştır. Yapılanlar da akademik düzeyde kalmıştır. Bu koşullarda. Türkiye mantar türleri saptanarak, bunlarla ilgili renkli bir atlasın yayımlanması en uygun yöntemdir. Mantar bilinçli bir şekilde toplanıldığında hem daha iyi bir şekilde değerlendirilebilir, hem de acı olaylar son bulabilir Ayrıca bütün mantar zehirlenmeleri, zehirli mantarlardan ileri gelmiyor. Bazen zehirsiz mantarlar da zehirlenmeye neden olabiliyor. Şöyle ki bazı mantar türleri, ortamı kirletici bazı ağır metalleri (Se, Cu, Zn, Cd, Pb vb.) ortamdan alarak bünyelerinde birıktirirler. Bu elementler, belli bir konsantrasyonun üstünde insanda zehirlenmelere neden olur. örneğin, maden yatakları, büyük şehirlerdeki parklar, karayollarının ve fabrikaların çevresı ile çöplerin döküldüğü alanlar ağır metallerce daha fazla kirlenmiş yerlerdir. Buralarda yetişen mantarların ağır metal konsantrasyonu genellıklo daha yüksektir Buralarda toplanan zehirsiz mantarlsr, yüksek konsantrasyonda ağır metal içerdiği için zehirlenmeye neden olabilmektedir. Bu nedenle her yerde de mantar toplamamak gerekiyor. özet olarak, mantar zehirlenmelerine önlem olarak, doğada yetişen mantarları toplamamayı önermek çözüm değildir. Çözüm olmadığını da her yıl tekrarlanan olgulardan anlıyoruz. Çözüm halkı eğiterek mantarın bilinçli bir şekilde toplanmasına sağlamaktır. Bu ekonomik açıdan daha yararlı ve can güvenliği açısından da daha güvenli olacaktır *Arş. Gör. Dicle Üniversllesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Diyarbakır Eleştirel düşüncenin önemli özelliklerinden blri organizasyondur. Düşüncenin organizasyonu, neyin sebep neyin sonuç olduğunu, nelerin kanıt olarak kullanıldığını, hangi düşüncenin temel, hangisinin destekleyici olduğunu belli eder. Bu tür yapıyı, iyi yazılmış kitap ve makalelerde hemen gözlemleyebilirsiniz. İyi yazılmış bir makalenın temel bir başlığı vardır. Bu başlık makalenin ana konusu hakkında bir fikir verir. Daha sonra makaleye bir giriş paragralı vardır ve burada okuyucuya hangi sorun üzerinde durulduğu ve sorunun boyutlatr tanıtılır. Daha sonra her bir boyut belirli bir mantık çerçevesinde alt başlıklar halinde teker teker ele alınır. İyi yazılmış bir kitabın da böyle bir mantıksal organizasyonu vardır: Bu tür kitaplarda genellikle "sunuş," kitabın konusu ve bölümleri hakkında okuyucuya yön verir. Eğer kitap belirli bölümleri kısımlar altında toplamışsa, her kısıma giren bölümler hakkında bilgi verildikten sonra bölümlere geçilir Bölümler gelişimsel bir yapı oluşturur; ilk bölümde kullanılan ve tanımları yapılan kavramlar daha sonraki bölümlerde kullanılır. Sonuçlar verilmeden önce, varılan sonuçların altında yatan bulgular ve bulgulara dayalı tartışmalar verilir Bu yapı yazar ve okuyucu arasında paylaşılan bir yapı olduğu için, okuyucu yazarı kolaylıkla izleyebilir ve daha kolay belleğine yerleşir. Bu tür yapıyı kullanmayan bir yazarın anlaşılması zor olur ve yazı okuyucu üzerinde pek etkili olamaz. Dersleri ilgiyle dinlenen ve iyi öğreten öğretmenle, dersleri sıkıcı olan ve kafanızı karmakarışık eden öğretmen arasındaki en önemli farklardan biri düşüncedeki organizasyondur. Sadece yazılı olarak değil, sözlü olarak iletilen düşüncelerde de organizasyon önemlidir ve alelade, sıradan düşünce ile eleştirel düşünce arasındaki önemli farklardan birini oluşturur. V. Eleştlrel düşünce, düşüncelerin organizasyonuna önem verir Resim 1: Armillariella tabascens (Yenen tür) Bir mantarın tanımı Şapka: 310 (15) cm çapında, önce yuvarlak, üniversal ürtü (genel zar) ile kaplı, sonra konveks, en sonunda ortası çukurlaşıp yaygınlaşıyor, şapka üstü yüzeyi gençken kahve rengi, gelişme ile birlikte sarımsıbeyaz arası ten rengi zemin üzerinde üniversal ürünün artıkları olan uçları hafif kıvrık olan siyah mor pullar şapka ortasında daha yoğun olmak üzere düzensiz şekilde meydana gelir. Bu pullar kahcıdır. Şapkanın kınarları ince, hafif içe kıvrık, daha soluk renkli. Lameller Şık ve eşit değil, 58 mm eninde, sapa bağlı, başlangıçta süt beyazı, sonra sarımtırak. en nihayet kirli kızıl renkli, bazen esmer renkte. Sap: 510 (15) XO.61.5 cm., silindirik, eşlt kalınlıkta devam eder, bazen eğri büğrü, içi dolu, sert, fibrilimsi, ağaca bağlanan kısım biraz incelmiş, başlangıçta beyazımsı ve üzeri siyah pulcuklu olan sap sonradan sanmsı kahverengi ve üzeri morsiyah pulcuklu bir hal alır. Sapın etrafında annulus (halka) vardır. Ekolojlsl: Kavak, söğüt vb. gibi ağaçların çürümüş gövde ve köklerinde koloni halinde çıkarlar. Sıcaklığı seven türlerdir. Genellikle 2024 Cde yetişirler. Bu nedenle sıcak mevsimlerde yetişir. (1) Savunucu iletişim ve sayunma mekanizmalarını Insan ve Davranışı (s. 4105), Yeniden Insan Insana (3. 133) ve tçimizdeki Çocuk kitaplarımda (s. 124) ayrıntılarıyla tartıştım; isteyen okuyucular bu kaynaklardan yararlanabilirler