Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLGİSAYAR B İ L İ M KÜLTÜR Gerçekliğin Okka her yerde sımrında dört yüz diPhem değil Bilgisayar oyununda yeni heyecan: Son sürat araba kullanmak... Çünkü dünyanın 126 bölgesinde çekim yoğunluğu fazla ve okka buralarda daha ağır çekiyor. Vehbi Belgil erçekimi dünyamızın her yanında var. Her cisim bundan etkileniyor. Ağırlık dediğimiz şey bunun göstergesi. Istanbul'da 1 kilo gelen muzun Erzurum'da da, New York'ta da Yeni Zelanda'da da 1 kilo etmesi gerek. Ama, acaba öyle mi? Yerçekimi her yerde aynı mı? Başka bir deyişle, Samsun'da "nazlı yâr için alınan beş okka kiraz" Tahranda ki nazlı için de o kadar mı çekiyor? Böyle olmadığını biliyoruz. Bilim dünyası, yerküremizın 124 yerinde yerçekiminin daha çok olduğunu söylüyor Bu yalnız dünyada böyle değil Ay üzerinde de böyle. Ay üzerindekilere "maskon" deniyor. Nedir bunların özelliği? Bulundukları yerdeki yerçekimini arttırmalan. Bu bilimsel sözcük "mass" ve "concentration" sözcüklerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş: "Kütle birikimi" anlamına geliyor. Meskonun bulunduğu yerde, diyelim, bir kilo, bir buçuk oluyor. Ay üzerinde maskon'lu 12 bölge bulunmuştu. Bunlar, Ayın denizleri içinde yer alıyor Herbiri 50200 kilometre genişlikte, 5 kilometre kalınlıkta; Ay toprağına 50100 kilometre derinliklere gömülmüş... Bir de bunun tersi var. Yine Ay'ın bazı yerlerinde, toprak altında, hava boşlukları bulunmuş ve "negatif maskon" diye adlandırılmıştı. O noktaların üzerinde ise çekim daha azdı... Nasıl izah ediliyor bunlar'' Bunların bulundukları yerde, Oünya'da olsun, Ay'da olsun çekim neden daha çok? Bugüne kadarki bir izaha göre, bunlar, kütlenin, diyelim demirin, yogunlaştıgı yerlerdi: Ay toprağının ortalama yoğunluğundan daha yoğun yerlerdi. Oünya'da da öyle. Ama bilimde "Bu, budur" biçiminde gerçeklere yer yok. Her fikrin, her an, tersi de ortaya atılıp tartışılabiliyor. Öyle olmasa idi, bilim bir adım ilerleyemezdi. Evet, Sovyet Rusya'nın Minsk'teki (Beyaz Rusya'nın 1 milyon nüfuslu başkenti) Astronomi ve Jeoloji Akademisi'nden Trofimenko, ciddi bilim dergisi Astrofizik ve Uzay Bilimleri'nin 168. cildinin 277. sayiasında yayımladığı bir yazı ile "maskon'ların izahı ile ilgili yeni bir kuram ortaya attı. Buna göre, maskon'lar, eski "kara delik "ler . Açıklamanın bu noMlasında, kara deliklerle ilgili bilgilermizi tazelemekte yarar var Kara delikler uzayın yamyamları diye de adlandırılmıştı bir ara. Güneş büyüklüğünde bir gök cismi, kendisini ayakta tutan iç enerjisini yitirince kendi üstüne çökmeye başlıyor (orta direği yıkılan bir binanın kendi üstüne çökmesi gibi), çöktükçe küçülüyor, yoğunluğu artıyor Yoğunluğun artması ile cismin çekim gücü de inanılmaz derecelere çıkıyor. Sonunda, o güneş büyüklüğündeki gök cismi, sıkıştınlmış bir avuç kartopu büyüklüğüne iniyor Fakat, çekim gücü o kadar artıyor ki, yakınından geçen başka gök cisimlerinl de çekip kendi kütlesine katıyor. Bir ara çekim gücü o kadar artıyorki ışık hızını (saniyede 300.000 kilometre) buluyor. O zaman kendi ışıgını bile görv dermiyor. Uzayın o noktasında gözden kayboluyor ve o andan sonra da kara delik diye anılıyor Bu arada, mini karadeliklerin varlığı da düşünülebiliyor. Ancak, bunların çekim gücü daha sınırlı... Işte Sovyet Akademisi'nden bilim adamı Trofimenko'nun iddiası bunlar üzerinde toplanıyor. Dünya'nın ve Ay'ın maskon bölgelerine göktaşları gibi düşüp toprağa gomülen kara delikler oralarda çekim yoğunlukları meydana getıriyor. Üstat. yanardağ patlamalarına da "mini karadelikler"in yol açabileceğini ileri sürüyor Sözün bu noktasında kara deliklerın nasıl olup da mini kara delik haline geldiğinin de izahını yapıyor Kara delik, küçülmesi sonucu yoğunluğunu ve sıcaklığını en üst düzeye getirince birden patlıyor, yuttukları kasmaya başlıyor. O andan sonra, kara delik, beyaz deliğe dönüyor Kustuğu parçalar uzay boşluğuna yayılıyor ve göktaşları biçiminde oraya buraya düşüyor. Kara deliğin "üç tür nötrino" saçtığı da ileri sürülüyor. Bunlar, bir kilometrelik mesafeden, Güneş'ten gelen notrinolara göre bin kez daha güçlü oluyor. Fakat, mesafe artıp 100 kilometreye çıkınca normale dönüyor. Dediğimiz gibi, Dünya'nın 126 yerinde maskon olduğu saptanmış. Şimdi yapılacak iş, bu 126 yerde dedektörlerle araştırmalara girışmek. Trofimenko'ya göre uzayın her yerinde, gezegenlerde, yıldızlarda mini kara delikler var. Buna göre Dünyamız, delikli Hollanda peynirlerini andırıyor ve biz bu delikli dünyanın üzerinde yaşıyoruz: La Fontaine'in sıçanı gibi.. öyküye göre Y dünya işlerinden yorulan sıçan, delikli Hollanda peynirinden bir manastıra kapanıyor, dünyadan elini, eteğini çekiyor. Kısa zamanda semiriyor. Yardım istemek için gelen türdaşlarını geri çeviriyor Biz dünyalılar bu sıçan gibi değiliz. Üstünde yaşadığımız yerkürenin her şeyi ile uğraşmak zorundayız Doğa olaylarının gerçek nedenlerini araştırıp anlamak, ona göre işlem yapmak zorundayız. "Dünyadan bize ne?" diyemeyiz. Hep öyle dediğimiz için başımıza gelmedik belâ kalmadı. Açıklamamı, genç bilim adamlarımız iç'n yapıyor, onları, bu konu üzerinde fikir üretmeye çağırıyorum. Kendileri belki bambaşka bir kuram ile ortaya çıkarlar. Kara delikler hakkında en güzel kitabı "Zamanın Kısa Tarihi" adı ile Ingiliz bilim adamı Stephan W. Havvking yazmıştı. Okka ve dirhem Eski ağırlık ölçülerimizden biri de okka idi. Okka 400 dirheme ayrılırdı. Bir okka 1283 gramdı. Bir dirhem de 3.207 gramdı. O zamanlar "Okka her yerde Minl kara delikler VlrtuaHty adh oyun Ue araba kullanma heyecanını yaşamak mümkün oluyor U zay teknolojisinin gelişimine paralel olarak bilgisayar oyunları önemli bir ilerleme kaydetti. Geçenlerde bir Ingiliz kuruluşu bütünüyle gerçeklik unsuruna dayanan yeni bir oyun geliştirdi. Burada oytıncu, bilgisayarla üretilen hareketli resimler ve seslerin hakim olduğu bir dünyaya dalıyor. Virtuality (gerçeklik) adıyla tanınan bu oyun, oyuncuların hareketlerini tüm açılardan görmelerini sağlıyor. Virtuality Loughborough Üniversitesi'nden bilgisayar araştırmacısı Jonathan VValdern tarafından geliştirildi. Waldern, bu oyunlarla ilgili başlıca sorunun, uyandırdığı gerçeklik duygusu olduğunu belirtıyor. Nitekim, oyunun tuketıcisi W Industries'de çalışanlar, sistemin kullanımından sonra en az 1 saat >afiğe çıkmamaları konusunda uyarıldı, çünkü oyunun yol açtığı aşırı heyecan sonucu kişide süratli araba kullanma isteği uyanıyor. Bu sistemi yönetmek için Commodore Amiga ev bilgısayarının yüksek enerjilı bir modeli kullantlarak maliyet azaltıldı Ses dalgalarını yayan ana bilgisayar aynı zamanda video işlevini de üstlenerek, resimleri düzenleyecek iki ek işlem aygıtını yönetiyor. Böylece Virtuality'nin çelik başlığındaki renkli sıvı kristal ekranlarda birbirinden biraz (arklı ıkı resim ortaya çıkıyor. Bu iki resim üç boyutlu bir etki uyandırıyor. Dört ses yükselticisi ve bir mikrofon içeren başlık kabloyla bilgisayar sistemine bağlanıyor. Elektromanyetik alıcılar, resmin ekran üzerinde düzgün görünmesi için oyuncunun baş hareketlerini denetliyorlar. Birbirinden ayrı Virtiuality oyunlart bir şebekeye bağlanarak 25 kişinin aynı anda birbirlerine karşı oynamaları sağlanabiliyor. (a.h) Maskon'un izahı 400 dirhem" demekle, bazı kuralların Dünya'nın her yanında aynı olduğunu söylemek istiyorduk. "Halep ordaysa arşın burda" sözünde olduğu gibi (Adam, Halep'te bir sıçrayışta 50 arşınlık bir atlamada bulunduğunu ileri sürermiş. Bunun imkânsızlığını göstermek isteyen arkadaşı, arşınla yeri ölçmüş (bir arşın 75 küsur santim), 50 arşını bulmuş, (37,5 metre) ve "Halep ordaysa arşın burda" demiş. Işte bu anlamda "Okka her yerde 400 dirhem" deniyordu. Ama, Dünya'nın 126 bölgesindeki çekim yoğunluğu olan yerlerde okkkanın 400 dirhemden fazla çektiğini bugün biliyoruz. Bunun izahı için kuramlar ortaya atılmıştı. Kara delik ku . ramı da bu alanda son kuram... 22573