Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İNSANL Ekolojik çevre ve insanın İnsanın evrimine geleneksel yaklaşımlar, soy ağacında kimin kim olduğunu saptamak amacıyla kemikler üzerinde yoğunlaşmıştı. Ancak ekolojik görüş açısı, atalarımızı yeni bir ışık altında görmemizi sağlıyor. Yazan: Robert Foley/Robin Dunbar Çevırı: Murat Arın zaman" değil. "Nasıl" ve "ne zaman" sorularının yanıtlanması, fosil türler bir yana, yaşayan türlerde bile çok güçtür. Davranışlar ve bunun nedenleri, fosillerde nadiren korunmustur. Paleoantropologlar, bu yüzden emin olabilecekleri bir alana yönelmişlerdir: Foslllesmlş kemikler. İnsanın evrimine, kemiklerin ötesinde, yeni ekolojik bakışlar Gerçek durum Gerçek şudur; yüz yıldır süren karşılaştırmalı anatomi çalışmaları, bu fosillerin ne oldukları konusunda somut bir yanıt verememiş durumdadır. Neandertaller bu durum için güzel bir örnektir. ilk olarak 1850'lerde bulunan Neandertaller'i antropologlar, insanın doğrudan ataları olarak kabul etmişlerdi. 19101950 yılları arasında bir van dala ait oldukları düşünülmüştü. 60'lı ve 70'li yıllarda, modern insanın ataları arasında merkezi bir durum kazandıkları görüldü. Şimdi ise, 80'lerde yapılan bir başka düzeltme onları dışarıda bırakmıştır. Sorun, çalışmaların kucamsal yanının sağlam bir yapı üstüne kurulu olmamasından ileri gelmektedir. Son yirmi yıldır, evrim ve davranış ekolojislnde atılan adımlar, paleoantropologlara çok yararlı olmuştur. Davranış ekologları, güçlü gözlemsel ve deneysel metodolojileri güzel kuramlarla birleştirerek, evrimin süreçlerinin ve bazı özel hayvan topluluklarının niçin bu biçimde davrandıklarının anlaşılmasında önemli gelışmeler kaydetmişlerdir. nün kayahklannda, 1985'te, "Kara Kafatası" WT17000'İ bulduğu zaman, paleoantropoloji dünyası yeni bir hayal kırıklığı daha yaşamıştı. 2.5 milyon yıl yaşındaki kafatası, umulduğundan bir milyon yıl yaşlıydı. insan evriminde, yaş her şeydir. Paleoantropolojinin başlıca amacı, maymunlar lle İnsan arasındakl "Kayıp bağı" ortaya koymaktır ve bu iş için en uygun olanlar, en yaşlı ve anatomik yönden en ilkel olanlardır. Kara kafatası, insan evrimi dramasında en son karakter olarak ortaya çıktı. Bu kadar yaşlı olması, kısa arahklarla yinelenen insan evrimi tarihinin yeniden gözden geçirilmesini bir kez daha gündeme getirdi. Bu durum, Raymond Dart 1924'te Güney Afrika'da Taung'da ilk australopitesin "maymunadamı" bulunduğunda; 1959'da Tanzanya'da Louis ve Mary Leakey "Fmdıkkıran Adam"ı ortaya çıkardığında; 1974'te Etiyopya'da Afar Çölü'nde Don Johanson "Lucy" olarak bilinen, ne A tamam iskeleti bulduğunda söz oldu. Paleoantropolojinin, yaş belirleme ve anatomiyle ilgilenmesi, bu bilim dalının bir soru üstünde yoğunlaşmasına yol açtı: insan evriminde geçmişe doğru ilerlendiğihde kim kimdir? Türler arasında iniş örneklerini bir araya getirmeyi amaçlayan flloJenl, paleoantropolojinin hem popüler görüntüsü, hem de bilimsel amacı oldu. Moleküler blyolojl gibi heyecanlandırıcı yeni alanlar bile, evrimsel ilişkileri ortaya koydukları ölçüde ilgiyi üzerlerinde topladılar. Charies Danvin'in yazdıklarına şöyle bir bakmakla bile, bu yaklaşımın taraflılığı görülebilir. Darwin, esas olarak, uyumluluğun canlılara hangi üretken avantajlar sağladığıyla ilgiliydi. Ekoloji ve davranış üstünde duruyordu (organizmaların işlevleri ve yaşamda kalma sorunları; organizmaların hem uyumlulukları ve hem de evrimi nasıl şekillendirdikleri). kısaca tanımlamak istersek, evrimci blyoloji "nasıl" ve "niçin" hakkındadır, yalnızca "kim" ve "ne Yeniden yapılandırma Bu çerçeve Içinde, evrimsel geçmlşlmlzln yeniden yapılandınlması, homlnidlerin ekolojik kosullanyla başlamalıdır, çünkü evrimi blçlmlendlren, organizma ile çevresi arasındaki illşkldir. Ekolojik kuram, çevre hayvan gruplarını yiyecek, barınak ve ötekl kaynaklar için yarışmaya zortandığında, yeni ya da kullanılmayan bir aracı gellştlrmek İçin uzmanlastıklannı ya da evrim gösterdiklerinl ilerl sürmektedir. 5 ile 2 milyon yıl öncesi arasında, Pliosen çağında, türlerin sayısında düzenli bir artış oldu. Antiloplar, domuzlar, primatlar ve etyiyenlerin birçok türü belirdi. Tüm bu türler göreli olarak dar bir ekolojik alanı işlediler Yale Üniversitesi'nden Ellzabeth Vrba, bu dönemde, Afrika'da evrim gösteren ve yok olan türleri ınceledi. Bu geçişlerin 22.5 milyon yıl önceki bir kuraklık sırasında gerçekleştiğını ortaya koydu. Ormanlık olan çevre, fundalıklara dönüşmüştü. Bu iklimdeki ve bitkilerdeki ani değişim, kayalarda korunmuş fosılleşmiş polenlerin türlerindeki değişikliklerde görülmekteydi. Homlnidler, evrimsel koşullar içinde, öteki hayvan grupları gibi davrandı. En çok çeşitliliklerini, çevredeki değişime hızla Parantropus aptal değlldi, fakat önmede yavas kalıyordu. Akıllı değil ama kuçük olması bu İlk hominidin doğrudan atamız olmasına neden oldu. uyum sağlamak için türlerin evnmleştik leri bu kuraklıktan sonra kazandılar. Fosil ler, yaklaşık 2 milyon yıl önce beş değişilhominid türünün varlığını ortaya koymak tadır. Yalnız bunlardan biri modern insa na kadar evrim göstermiştir; fakat ötekiler "evrimsel olarak ölü" olmalarına karşın evrimin çalışmasını gösterdikleri için ilginçtir. Bu türler arasında, kuvvetli parantroplnler gibi sert, lifli bitki yemeye uyurr sağlamış olanlar da bulunmaktadır. Bunlar ekoloji ilkelerine göre beklememiz gereken türde evrimsel gelişmelerdir. Çevre değişirse ve yiyecek, barınak ve öteki kaynaklar için rekabet artarsa, bazı topluluklar daha düşük kalitede kaynakları işlemek zorunda kalacaklardır; böylece, bu iş için dişlerınde ve çene kaslarında evrimleşme görülecektir. Fosiller, bir şebek grubu olan teropitesinlerin, hominidlerle aynı zamanda tür çeşitliliği kazandıklarını göstermektedir. Teropitesınler, açık yeşil alanları işlemelerini mümkün kılan birçok anatomik özellikleriyle primatlar arasında otlayan tek tür