24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EVRİ M Yeni fosil el kemikleri bulundu Yenl buluntular, Homo Sapiens'in kuzenleri hakkında bilgiler veriyor. Evrim tartışması Çeviri: Betül Sayıl G üney Afrika'da Svvartkrans mağarasında bulunan fosil el kemikleri, Homo Sapiens'in bir anlamda "kuzenleri" sayılabilecek robust australopltheclnes'lerln yaşam tarzları üzerınde yeni bilgiler veriyor. New York Devlet Üniversitesi'nden Randall Susman, bu yaratıkların parmaklarının bizimkilere çok benzediğini, bunun için de taş ve kemikten çeşitli aletler yapabilecek kadar oynak ve duyarlı olduğunu ileri sürüyor. Eğer Susman'ın teorisi gerçekse, alet yapırnı yeteneğini, Homo soyunu astralopithecine akrabalarından ayıran bir özellik olmaktan çıkarıyor. Robust australopithecines'ler insan aile ağacının bir milyon yıl önce ortadan yok olan bir yan dalını oluşturuyorlardı. Yok olmadan önce, insana benzeyen hominidlerle, önce Homo habilis, daha sonra Homo erectus soyu ile birlikte yaşamışlardı. Bu daha büyük beyinli kişilerin kavrama yeteneğine sahip el yapıları vardı, Doğu ve Güney Afrika'da ilk insan yerleşim bölgelerınde bulunan basit aletler bu döneme aittir. Eğer Susman, teorisinde yanılmıyorsa, bu aletlerden bazıları australopithecines'lere ait olabilir. Svvartkrans'ta bulunan kemikler, bu soya ait ilk buluntuları oluşturuyor. Bu fosillerin ortaya çıkarılmasından önce paleoantropolojistler, alet yapımı yeteneğinin Homo soyunun bir özelliği olduğunu ileri sürmekteydiler. Alet yapımının ilk insanları, 2 milyon yıl ile 1 milyon yıl öncesinin australopithecinlerinden daha başarılı kıldığını varsayıyorlardı. Ancak eğer australopithecinelerin alet yapabildiği ortaya çıkarsa bu varsayım çürütülmüş olacak. Bu yüzden yeni bir açıklama bulunması gerekli. Bu da, australopithecinlerin daha kısıtlı beslenme alışkanlıklarına dayandırılabilir. Susman'ın meslektaşı Fred Grine, australopithecine dişlerini incelemiş ve bunların daha çok sert meyve, tohum ve bazı sebzelerin toprak attında kalan lifli bölümlerini yediklerini ortaya koymuş. Bu tür besinlerin hepsi önemli ölçüde kırma ve çiğnemeyi gerektiriyordu. Bu özel beslenme tarzı, australopithecinelerl giderek kuru ve soğuk hale dönüşen bir ortamda dezavantajlı bir duruma sokmuş olabilir. Daha büyük beyinli, insan benzeri soydaşlan beslenme alışkanlıkları daha farklı olduğu için başarılı olmuş olabilirler. Homo habilis ve Homo erectus'ların günlük diyetlerl içine eti ve daha birçok sebzeyl aldıklarını gösteren kanıtlar oldukça fazladır. Afrika'nın doğusunda bundan 2.5 milyon yıl öncesine tarihlenen basit aletler bulunmuştur. Paleoantropolojistler erken Homo habilis'in "aletyapıcı" niteliğını bu şekilde varsaymışlardır. insan evriminin bu döneminde, beyin bugünkü şartlaıa göre hâlâ küçük olmasına karşın, bir maymununkinden büyüktü. Ancak büyük bir beyin alet yapımında bir önşart olarak kabul edilmiyor. İnsan beyni görünür bir şekilde büyümeye ancak günümüzden 2 milyon yıl önce başlamıştır. Robust australopithecineler, Doğu Af üğmesine basarak vücudunuza, saçınıza, yüzünüze püskürttüğünüz hoş kokulara eşlik eden fıss fıss sesine özel bir tutkunuz mu var? Ya traş köpüğüne? Yanıümz evetse, parmağınızla her fısladığınızda, havaya kanştırdığıntz kloroflorokarbon gazıyla, yeryüzünü çepeçevre saran ozon tabakasının parçalanmasına önemli katkılarda bulunuyorsunuz demektir, payınıza iğne deliği büyüklüğü düşse bile. Biliyoruz, kullammlan çok pratik, rahat ve hızlı fıs fıslı tüketim maddelerinden vazgeçmek Öyle kolay olmuyor. Ne ki, refahın getirdiği tüketim kolaylıklarımn bazen böyle beklenmedik olumsuz yönleri de ortaya çıkıyor. Ama sorun,edinilmiş bir alışkanlığı terk etmenin zorluğunu çoktan aşmış durumda. Burada söz konusu olan, çocuklarımız değil, gelecek kuşaklar bile değil; bizler, bugün yaşayanlardır. Şirketlerin üretimlerini kloroflorokarbonsuz sürdürmek için çalışmalarının sonuçlarını, üretimdeki dönüşümü beklemeden, 5 milyarlık "akılh canlılar" topluluğunun bireyleri olarak, herkesin bilinçli tavır alması gerekir. En azından bilinçli bir tüketici tavrını.. Amerikalı tüketiciler çoktandır, spreyleri, aeresoileri boykot etmekte ve büyük bir pazar kavgası içinde bulunan dev şirketleri bir an önce kloroflorokarbonsuz bir üretime zorlamaktadır. Ozon tabakasını parçalayan, neslin sürekliliğini tehlikeye sokan bu gazla üretimin geleceği olmadığını gören,devletlerin eninde sonunda yasaklamalar getireceğini bilen bazı şirketler, ürünlerini pompalı olarak satışa sunmaya başladılar. Ülkemizde de bu süreci hızlandırmak zorundayız. Cümhuriyet Bilim Teknik'in 8 sayfa yayımlanmasından kimsenin memnun olmadığını biliyoruz. Aldığımız ilanlar sayfa arttınmımn masraflarını karşılamasa bile, gazetemiz yönetiminin hoşgörüsü ile, sizlere sık sık 16 sayfalık dergiler hazırladık. Bu konuda yeni bir haberimiz var: Dergimizi 8 sayfadan kurtarmak için gerekli teknik değişiklikler yapılıyor. özal hükümeti kâğıt fıyatlarına yeni zamlar bindirmezse, ekimden itibaren Bilim Teknik'i sürekli 12 veya 16 sayfa hazırlayacağız. • * * Gelecek cumartesi buluşmak umuduyla... D H AFTAN I N 6 Ü N D E M İ rika'da günümüzden 2.5 milyon yıl önce yaşamışlardı. Richard Leakey ve ekibi tarafından ortaya çıkartılan bu bulgular arasında bu kadar erken bir tarihte alet yaptıklarına dair hiçbır kanıt yoktur. Robust australopıthecinelere bu adın verilmesine soydaşlarından daha büyük yapılı olmaları neden olmuştur. Geniş ve büyük suratlan, güçlü çeneleri vardı. Bir ttncekiataları australopithecuş afarensis'ler gibi iki ayakları üzerinde dik olarak yürüyebiliyorlardı. Böylece iki elleri alet yapımı ve yiyecek hazırlanması gibi uğraşlar için serbest kalıyordu. Robust australopithecine soyu ile ilgili buluntularda önemli bir kaynak olan Svvartkrans mağarası Transvaal Müzesi ekiplerlnce 1940 yıllarından beri kazılıyor. Mağarada Homo erectus soyuna ait bulgular da ele geçirilmış. Üzerinde fosil bulunan toprak katı, günümüzden 1.9 ile 1.6 milyon yıl öncesine tarihleniyor. Bulunan 22 el kemiğinden altı tanesi bu katta ortaya çıkarılmış. Araştırmacılar, kalıntılar arasında bulunan taş aletlerin Homo soyu tarafından yapıldığım ileri sürüyorlar. El kemiklerini inceleyen Susman ise, bu görüşe karşı çıkıyor. Bazı kemiklerin Homo soyuna ait olduğunu ancak diğerlerinin robust australopithecinlere ait olduğunu ileri sürüyor. Araştırmacılar, bu insana benzer yaratıkların başparmağının diğerlerine oranla daha uzun olduğunu gösteriyor ve oldukça gelişmiş bir kas yapısı ile 'etli' bir parmak ucuna sahip olduğunu varsayıyorlar: Bütün bunlar bir insan elinin karakteristik özellikleridir. Susman, ikinci ile beşinciye kadar olan parmakların bizimkiler gibi kısa olduğunu ortaya koydu. Svvartkrans mağarasında en son kazıları yürüten Bob Braln, burada bulunan bazı kırık kemiklerin kazı aletleri olarak kullanılmış olabileceğini ileri sürüyor. Eğer robust australopithecinesler kemik ve taştan alet yaptıysalar, aynı zamanda besinleri toplamak ve hazırlamak için de bazı teknikler geliştirmiş olabilirler. • (New Sclantlat, 2.6.88) O K U R D A N BİZE ruptan bilgi rica ediyorum. ir de gezegenlerin yerini saat ve günüyle, ufka göre bulunacak dereceyle verirlerse, aysız gece/erde de yılaızlan bulmamız kolay olur, diyorum. Ur. T. OKAYIANKARA ODTÜ amatör astronomi Ben elli yıllık Cümhuriyet okuyucusu olan emekli bir memurum. Cumhuriyet okuma zevkimize, Bilim Teknik'in ayn bir tat kattığını ifade etmeliyim. Dergimiz, bu yolda bilgi edinmek ve meraktnı gidermek isteyenler için bir pınar sayılır. Ben gökyözönü merak ederdim. Ama yıllardan beri Büyük ve Küçükayı takımyıldızlarından başka hiç bir yıldızın veya takımının özelliğini bilmiyordum. Bu bakımdan yazılannı zevk ve mcrakla izlediğim ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu'na teşekkür etmeyi bir borç bmyorum. Onlann yazı ve haritalarıyla şimdi, 'artık bir şeyler bilmeye baflıyoruz' diyebiliyorum. Ancak bo hususta bazı çıkmazlar içinde kaldığım oluyor. örneğin her ay için verilen gökyüzü bilgilerindeki yuvarlak gökyüzü haritasındaki yönleri bir türlü gökyüzüne uygulayamıyorum. Geniş bir terasımız var. Bulutsuz havalarda kuzeye dönünce, Kutupyıldızını pek kolay bulabiliyorum. Öna bakarken (ki, o anda doğal olarak kuzeye dönüyorumlsaöım doğu, solum batı olduğu halde naritalarınızda bu durum, tamamen aksi tarafta gösteriliyor. Bu hususta amatör Çabanızı kutlanz Bilim Teknik eki sayesinde bilimsel konuların giderek tutkunu oluyorum.. Özellikle güncel konuları siirsel bir dille islenmesi, Bilim Teknik'in, bir çoğunun sandığı gibi asık yüzlü ve sıkıcı olmadığını kanıtladığım göiteriyor. Orneğın 68. sayıdaki Sayın Yankı Yazgan'ın Psikiyatri köşesini büyük bir zevkle okudum. Kendime çok yakın bulduğum, sıcak bir yazıydı. Her şeye karşın kutlanası çabalannızın kaibimizde ve bilgi dağarcığımızda karsılık bulduğundan kusku duymayın... Sonsuz başarı dileklerimle... FETTAH KOCAMANIGültepeİSTANBUL Cumhuriyet Blllm Teknik • Sahıbı Cümhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadlr Nadl • Genel Yayın Müdürü: Haaan Camal • Müessese Müdürü: Emlna Usakltgll • Yazı Işleri Müdürü: Okay Gönanain • Yayın Yönetmenı. Orhan Bursalı » Grafik Yönetmen: Tülaa Hasdamlr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle