24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet C U M A R T E S İ P A R A S I Z E K İ 1 9 8 8 S A Y I : 78 27 A Ğ U S T O S Parklnson ve fetusten beylne doku nakli Pencerelerde renk değiştiren camlar Bir stı damlasmdaki dünya Zaman kullanarak uzunluk ölçmek Yeni fosll el kemlkleri bulundu Yılan zehirleri Amerikalı moleküler biyolog Peter Duesberg, şaşırtıcı bir açıklama yaparak bağışıklık sistemini yıkan virüsün AIDS'e yol açmadığını ileri sürdü. Aşağıda Duesberg'in New Scientist dergisinde yayımlanan savını okuyacaksınız. Çeviri: Burçin Tunalıoğlu Bilim dünyasım karıştıran sav: AIDS virüsü 'suçsuz'! D ünyanın bellı başlı virologlarının hemen hepsi, AIDS olarak bilinen "edlnilmiş bağışıklık bozukluğu sendromu"na bir virüsün yol açtığına inanıyor. Bu kişiler, retrovirüs tipindeki bu virüsün (HIV), 5 yıllık bir uyuklama devresinden sonra vücudun bağışıklık sisteminin Thücrelerini öldürdüğünü iddia ediyor. Bu virüsün AIDS'e yol açtığı savı öncelikle, Amerika'daki AIDS hastalarının çoğunun (hepsinın değıl) kanında bu virüse karşı oluşmuş antikorların tespit edilmiş olmasına dayanıyor. Diğer bir deyişle, virologlar, kanda antikorların varlığını hastalık nedenıyle eş tutuyorlar Fakat aslında, antikorlar hastalığa yol açmazlar; aksine, hastalığın oluşmasını önleyebilirler. HlV'nin AIDS'e yol açtığı teorısine destek, kan ve kan ürünleri nakledllen kimi insanların bulaşık kandan aldıkları var sayılan virüs yüzünden daha sonra AIDS'e yakalanmış olmalarından sağlanıyor. Ben, bunun bir varsayım olduğuna inanıyorum. Kanlarında HIV antikoru bulunan Amerikalı hemofili hastalarının sadece yüzde 2'si AIDS belirtisi gösteriyor. Bu bir varsayımdır, çünkü kan nakilleri başka virüsleri, mikropları ve kanda oluşan toksinleri de geçirebilirler Bir başka varsayım ıse kan nakli yapılan kişilerde enfeksiyonla hastalığın belirmesi arasında başka hiçbir şeyin olmamasıdır HlV'nin AIDS'e yol açtığı hipotezi, Amerika'da yılda 1 milyar dolarlık araştırma fonu ayrılmasına neden oldu. Bu da, HlV'ye şımdiye kadar incelenen en pahalı virüs olma sıfatını kazandırdı. Bu virüsün AIDS'e yol açtığı inancı, ilk önceleri azidothimidin (AZT) olarak bilinen aşırı zehirli zldovüdln adlı ilacın denemelerinı de beraberinde getırdi. Kimi virologlar, bu ilacın AIDS semptomları gösteren hastalarda olduğu kadar belirti göstermeyenlerde de kullanılması gerektiğini söylemektedir. Tüm bunlar, HlV'nin gerçekten AIDS'e yol açtığı kanıtlandığı takdirde doğrulanmış olacaktır. Ne var ki, AIDS'ın nedenıni bulma telaşı içinde virologlar, HlV'yi suçlu olarak belırlemekte acele ettiler. Henüz cevabı verılmemış, daha da kötüsü hlç sorulmamış sorular vardır Benim çıkış noktam şudur: HIV dışında tüm virüsler hastalığa yol açtıkları zaman kimi kurallara uyarlar. En önemli kural Koch'un ilk şartı (postula) olarak bilinir Buna göre bir virüsün yol açtığı söylenen tum vakalarda bu virüs bulunmalıdır. Halbuki bu kural, HIV için geçerli değildir. Amerikan Hastalık Denetimi Merkezlerince rapor edılen çoğu AIDS vakalarında HIV virüsünün izine bile rastlanmamıştır. Buna bağlı olarak, kan testlerinde HlV'nin negatil çıkması durumunda nasıl AIDS teşhisi konulabileceğını gösteren açıklamalar yapılmaktadır? Dlğer bir nokta Ise bilinen tüm virüslerin, hastalığa yol açtıkları zaman işgal ettikleri bölgedekinden daha çok hücreyi öldürdükleri veya zehirledıklerı gerçeğidir. Bunu başarmak için, bu virüsler biyokımyasal olarak son derece hareketlidırler ve bol miktarda yeni virüsler üretirler. Bu virüslerin örneklerı olarak polio, hepatit ve herpes'e yol açanlar sayılabilir. Halbuki HIV, ölüm halindeki AIDS hastalarında bile 10.000 lerin tekrar patojen, yani hastalığa yol açıcı hale gelmesi, virüse karşı bağışıklığın azaldığı durumlarda gerçekleşir, bunun iyi bir örneği herpes virüsüdür. Halbuki, HlV'nin sadece virüse antikorların mevcut olduğu durumlarda AIDS'e yol açtığı ileri sürülmektedir. Bu iyice mantığa aykırı bir durumdur, çünkü bu virüs, taşıyıcı AIDS belirtileri göstermeye başladığı zaman harekete geçmez. Bu yüzden, HIV, antikorların oluşmasından önce değil, sonra hastalığa yol açan tek virüs olma durumundadır Bilinen virüsler, enfeksiyondan en fazla 12 ay sonra hastalığa yol açarlar. Bu arada, virüse ev sahiplığı yapan vücudun bağışıklık sistemi ya virüsü yok eder ya da bastırır veya virüs bağışıklık sistemini yener ve hastayı öldürür. Gerçekten de doktorlar bazı ender durumlarda HlV'nin mononükleoza yol açtığını bildırmektedir. Bu durumda kanda, akut enfeksiyona bağlı olarak çok sayıda monosit hucrelerı oluşur. Vücut virüse karşı bağışıklık kazandıktan sonra geçen bu hastalık belki de HlV'nin yol açtığı asıl hastalıktır En pahalı virüs ile 100.000 Thücresinden 1 taneslnl etkiler. Yine çok şaşırtıcı bir durum da ölümcül durumdaki kimi hastalarda HlV'nin, belirti göstermeyen hastalardan daha "az aktıf" olmasıdır. Bu şartlarda, enfekte olan tüm hücreler ölse bile HIV, AIDS hastalarında görülen Thücresi kaybından dolayı suçlanamaz. Çünkü, bir retrovirüsün ikiye bölünmesi için geçen iki gün ıçınde, vücut toplam Thücrelerinin yüzde 5'i kadar hücre üretir ki bu sayı vlrtise bağlı kayıpları telafi etmeye yeter. HlV'nin enleksiyon ve hastalığın ortaya çıkışı arasındaki kuluçka süresi, AIDS hastalarında virüsü izole etmedeki güçlüğü de açıklamaktadır. Virologlar, bu ender bulunan virüsü harekete geçirmek için enfekte olmuş kişilerin hücre kültürlerinde milyonlarca hücre üretmek zorundadırlar Bazı insanlarda ıse virologlar, sadece virüsü değil, insan DNA'sının ıçıne gırmiş olan virüs DNA'sını da izole etmekte başarısız olmuşlardır. Antikor pozitif kişilerde HlV'nin çok ender bulunması aynı zamanda HlV'nin neden diğer virüsler gibi hastalığın bulaşıcı zamanlarında kolayca geçmedığinı de açıklar. Tipik olarak, virüsler vücutta o virüsün antikorunun olmaması durumunda bulaşırlar. Bu, aşıların da ana prensibidir Bazı virüsler ise, vücudun bağışıklık sıstemi tarafından bir süre etkisiz hale getirildikten sonra hastalığa yol açarlar. Bu virüs Buna aykırı olarak, HlV'nin AIDS'e son derece uzun 5 yıllık bir süreden sonra yol açtığı söylenmektedir. Halbuki bu arada antıviral bağışıklığın virüsü etkisiz hale getirmiş olması gerekir. Virüsün çoğalması sırasında HlV'nin tüm genleri yeniden oluştuğu için HIV ilk enfeksiyon anında hastalığa yol açmalıdır Bu uzun kuluçka süresi son derece anlamsızdır. Eğer AIDS sadece HlV'nin varlığına ve zamana dayalı bir hastalık olsaydı, virüsü taşıyan 1 ila 2 milyon Amerıkalının yüzde 20'sinin (yaklaşık 400.000 kişi) her yıl AIDS olması gerekirdi. Halbuki bugünkü sayı 10.000 ila 20.000 dolayındadır. HIV bir retrovirüstür. Hastalığa yol açmak ıçın başka hücreleri öldüren virüslerin aksine, retrovirüslerin, çoğalmaları için bölünebilir canlı hücrelere gereksinimlerı vardır. Retroviral bir enfeksiyon sırasında virüsün genetik materyali enfekte ettiği hücrenin genetik materyalinin içine girer. Bu retrovirüsler enfekte ettikleri hücrelere benzer ve bu hücrelerin büyüme ve çoğalmalarını taklit ederler. Bu yüzden bilimadamları uzun süre retrovirüslerin en akla yakın vıral kanserojenler olduklarını duşunmuşlerdır Halbuki araştırmalar bütün retrovirüslerin patojenik veya kanserojen olmayan selım parazitler olduklarını ortaya çıkarmıştır. Tüm bunlardan sonra bir retrovirüs olan HlV'nin bir virüs gibi davranarak hücreleri öldürdüğü ve AIDS'e yol açtığı iddia edilmektedir Kültürde uretılen Thücrelerinde ise AIDS hastalarında hiçbir zaman görülmeyen çoklukta virüs oluşmasına rağmen, bunlar bölünmeye devam etmekte ve ölmemektedirler. Virüs, bu hücreler karşısında etkisiz kalmaktadır AIDS hastalığının nedeninin HIV virüsü olmadığına olan inancımın son dayanağı, bilinen hiçbir virüs veya mikrobun kadınerkek, homoseksüelheteroseksüel ayrımı yapmaması konusundaki gözlemlerdır. Halbuki bılındığı gıbı. Amerika'daki AIDS vakalarının yüzde 92'sini erkekler oluşturmaktadır Bütün bunlar, HIV ve AIDS arasındaki ilişkiyi sorgulamamın başlıca nedenleridir. Eğer AIDS'e yol açan HIV değilse, o zaman nedir? Bence, AIDS adı altında birleştlrilen çeşltli hastalıkların nedenl, tek bir virüs veya mikrop olamaz Aynı ığneyı paylaşmak ve kan nakli, HIV gibi retrovirüslerin yanı sıra AIDS'e asıl neden olan şeylerin de bulaşmasına sebep olabılır Uzun kuluçka süresi, büyük olasılıkla risk grubundaki davranışlardan birını gerçekleştıren kışıde AIDS'in birçok belirtısinden birısınin belirmesi için geçen süreyi göstefmektedir. Viral veya mikrobik enfeksiyonlar ve hatta toksinler bile bu belirtılere yol açabilir HlV'nin AIDS'e yol açtığı konusundaki inanış, bu virüsün normal vıroloji kurallarına uymadığını da var saymaktadır. Ben, genetik yapısı diğer retrovirüslere benzeyen bu virüsün kurallara uygun davranmaması için hiçbir neden olmadığını iddia ediyorum. HlV'nin AIDS'e yol açtığına inanmak, mucizelerin varlığına inanmaya benziyor. (New Sclentlst28488) Uzun kuluçka süresi niçin?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle