Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RÖPORTAJ KALITIMBİLİM Baştarafı 1. sayfada nuçlarıdır. Ve ikincisi gen teknolojisinin belirli uygulamalarına temelden itiraz etmiyoruz. Gen teknolojık yönden insülin veya büyüme hormonu üretimine bir itirazımız yok. Ancak genetik yoldan üretilen bakterilerle yapılan alan çalışmalarına ve daha tehlikesi biyotekniğin askeri amaçlarla kullanımına tümüyle karşıyız doğal oiarak. Soru: Karsınızda Iki dev güç bulunuyor: Bu Işe çok para yatırmıs olan klmya endüatrial ve durmaksızın yenl allahlar arayısında olan ordu. Cevap: Federal Almanya'da sık karşılaştığım bir kanı, Amerlkan kurumlarının çok güçlü ve etkin oldukları. Oysa yirmi yılık politik etkinliğim sırasında, açık bir mücadele yerildiği takdirde söz konusu dev burokratik kurumların ne denli aciz otduklarını görmekten zevk duymuşumdur. Örneğin gen manlpulasyon lle üretilmiş donmaya karşı koruyucu bakterilerle yapılan alan çalışmalarının başlatılması konusunda bir üniversite ve bir firmayı dört yıl boyunca önledik. Soru: Gen teknlğl konusunda atom santrallarına karşı gösterllen tepklyle eş güçte bir protesto hareketl bekllyor musunuz? Cevap: Daha da güçlüsünü bekliyorum. Gen teknolojisi insanlığın şimdiye dek maruz kaldığı tehlikelerin en büyüğü. Yeni bir ıslah programından başka bir şey değil. Ancak şu noktaya açıklık getirmek isterim: Bilim adamları ve patronlar kötü niyetli olmaktan ziyade hırslı insanlar. Devletin de böyle bir komplonun içinde olduğunu sanmıyorum. Ne var ki bu tekniğin iyi nıyetleri ve iç mantığını birbirinden açıkça ayırmak gerek. ister mikrop ve bitkilerle olsun, ister hayvanlarla veya insanla, gen mühendislerinin yaptığı, genleri değerlendirmektir, yani kalıtımı iyi veya kötü, yararlı veya fuzuli oiarak yargılamak, genler hakkında karar vermek. Genetik ıslahatçılıktır bu. Burada iki temel soru çıkıyor karşımıza: Hangi ölçütlere göre genler değiştirilecek, yok edilecek ya da korunacaktır? Akla gelen her ölçüt kültürel önyargılara dayanmaktadır. Ve daha önemlisi: Hangi kurumlar bu ölçütleri saptayacak ve uygulayacaktır? Kime güveneceğiz? Hükümetlere mi, bilim adamlarına mı, patronlara mı, yoksa piyasanın güçlerine mi? Soru: Genetlk oiarak manipule edllen bir üstün ırktan mı korkuyorsunuz? Blldlğiniz gibi blz Almanların bu konuda deneyimi var... Cevap: Hayır, bu kadar basit değil. Bu tehlikenin mutlaka gen teknolojisını tekeline alacak yeni bir Adolf Hitler'den gelmesi şart değil Bir Yahudi olmama karşın bu olasılıgı oldukça zayıf buluyorum. Daha kötüsü bu yeni ıslah girişimi sessizce arka kapıdan girmekte. Ticari yolları kullanıyor. Sağlıklı bebekleri, verimli bitki ve hayvanları kim istemez? Böylesine iyi niyeılerle sistematik bir biçimde, gelecek yüzyılın genetik kodunu tasarlıyoruz aslında Sonunda tüm canlıların endüstrıyel üretimin ilkelerine göre programlandığı ıslah edilmiş bir uygarlığımız olacak. Benim kanıma göre, yeni çiftçi kuşağı uzun vadede zararlı olabilecek yeni teknikleri almak istemiyor. "Yeşil Devrim" çiftçilerin lcpraklarını zehirledi, masraflarını arttırdı. Şimdi seçenek ihtiyacı duyuyorlar: biyolojik tarım. Kimya endüstrisine biyoteknik yolu kapalı Soru: Olayı basitleştiriyorsunuz; tehllkeli pestisltler (böcek öldürücü kimyasal maddeler) zararsız gen teknolojisi ürünleriyle değlştirilebilir; böylesl gerçek bir ilerleme sayılmaz mı? Cevap: Bu çoktan beri çürütülmüş bir mit. Gen tekniği yöntemiyle üretilen organizmaların sırf canlı oldukları için zararsız olduklarını söylemek yanlış. Söz konusu canlılar ilerıde kimyasal kirlenmeyi aşacak yeni tür bir çevre kirlenmesine neden oluyor Yani tehlikeli olmalarının asıl nedeni canlı olmaları. Çevreye dağıldıklannda yapacakları etki Vimyasal maddelerden çok daha belirsiz. Soru: Ne türden bir somut tehllke söz konusu? Blraz açar mısınız? Cevap Bunu kimse önceden bilemez, sorun burada zaten. Bu olasılık çok küçük de olsa oluşacak zarar bir felaket boyutlarına varabilir. Diğer kıtalardan Amerika'ya sürüklenen mikroorganizmalar bu konuda bir fikir verebilir belki. Bunların bir bölümü ökosistem içinde bir yer bulmuştur ancak bir kısmı müthiş zararlı olmuştur, örneğin Doğu Asya kökenli bir mantar kuzey Amerika'nın bütün kestane ağaçlarını kurutmuştur. Bu parazitler her yıl milyarlarca dolarlık zarara neden olmaktadır. Şimdi düşünün bir kere, kimyasal pestisitlerin gen teknolojik canlılarla değiştirilmesi başımıza ne felaketler açabilir. Soru: Ama bu soruna lllskin sağlam rlzlko çalışmaları yok elinizde. Cevap: Evet doğru. Kafkaesk bir durum bu Rizikosunu bilimsel oiarak tahmın ede meyeceğimiz bir teknolojiyi denemek istiyoruz. Zaten bu yüzden sigorta şirketleri söz konusu deneyleri sigortalamak istemiyor Soru: Rlzlko tahmln yöntemlerl bundan sonrası Içln gellstlrlleblllr. Cevap: Olabilir, ancak henüz hiçbir veri yok elimizde. Genlerin nasıl taşındığı, bakterilerin birbiriyle rekabeti, uzak mesafelere nasıl yayıldıklan, bunların tam anlamıyla bilinmesi yıllar sürecek. Şimdi ürünleri peyder pey piyasaya sürüp, ne olacağını bekleyelim demek ekolojik bir kumardır. Soru: Bunlar blyolojlk rlzlkolar, ama yeni bir genetlk ıslah blliminin oluşmasıyla ortaya çıkacak olan toplumsal rlzlkoların tahmini çok daha zor olabilir. Cevap: Bunlar ufakta göründü bile. Bildiğiniz gibi Amerikan Enerji Bakanlığı, insan genomunun tüm kalıtsal şıfresınin araştınlması için on yıllık bir program hazırladı. Teşhis firmaları alzheimer hastalığı veya Huntington koresi gibi kalıtsal hastalıklara özgü genlerin saptanması için testler geliştirmeye başladılar. Böyle giderse insanın bir tür gen haritasını çıkarmak mümkün olacak. Firmalar insanın gen haritasının parçalarını hazırladıktan sonra çözdükleri şifrenin patentini almak yoluna gidecekler Boston'daki "Collaborated Research" firması 9 No.'lu insan kromozonunun gen haritasının "sahibi" olduğunu ileri sürüyor. Haritayı paylaşmaya başladılar bile. Soru: Sizin duşüncenize göre bunun ne glbl sonuçlan olabilir? Cevap: Kromozomlardaki gen dizisi araçtırmaları sıradan bir oiay durumuna gelirse, genetik önyargıların ırkçı ve etnik önyargılan bile aşması mümkün. İşvereninizin kromozonlarınızda alzheimer geni bulunduğunu öğrendiğı zaman tepkisinin ne olacağını düşunsenize. Kromozomlarınızdaki hastalık genlerine göre yaşamın her alanında maruz kalacağınız baskıyı düşünün insanları genlerine göre değerlendirme eğilimi ırkçılıktan daha korkunç değil mi? Soru: Araştırmaların durdurulması mümkün mü sizce? Pratlk oiarak bu araştırmalar denetlenemez bile. isteyen evlnln odasında bile gen araştırmaları yapablllr. Bilimsel bir otokontrola mı inanıyorsunuz? Cevap: Bu yalnızca bilim adamlarının sorunu değil. Bütün bir kültür ve değer sıstemi sorunu Yeni bir bilim görüşü gerekli Tarım, enerji, tıp ve eczacılık konularında yeni bir bakışaçısı kazanmalıyız Bu yasalarla olacak bir iş değil Soru: Gen teknolojislnln en amansız muhaliflerlnden olan Chargaff olaya sizden çok daha kötümser bakıyor. Kısa bir süre önce "molekülsel bir Auschvvitz'in, dev bir genetik mezbahanın ayak seslerini duyduğunu yazmıştı. Kurbanlarının altın dişleri yerine değerll hormonları ve enzimlerinln toplandığı bir kamp. Cevap: Chargaff kuşkusuz değerli bir ın san, ancak ben tarihsel zorunluluğa inanmıyorum. İnsan iradesi ve fantazisi tarihi yapıyor. Bacon, Descartes, Nevvton günümüz bilimsel dünya görüşünün kurucuları, hepsi birer insan. Chargaff'ın kehanetleri, eğer biz istemezsek, gerçekleşmez. (DER SPIEGEL, 87/6 22) insan spermlerl lle döllenecek bir şempanzeden Insanmaymun türü bir yaratığın doğması için teknolojik ortamın uygun olduğu ileri sürüldü. Maymun İnsan yaratmak mümkün mü? berleri arasında, ajanslann geçtiği bir haber gereken ilglyi uyandırmadı. Ajansa göre 1967 yılında "bir dişi şempanze bir insan spermleri ile döllenmişti. Bu şempanzenin rahmine en|eksiyonla bir erkeğin spermlerinin boşaltılması ile gerçekleştirilmişti. Hayvanın gebeliği 3 ay sürmüş, ne var ki, başka bir nedenle şempanzenin ölümü, bu ilginç deneyin yarıda kalmasına neden olmuştu. Bioteknoloji 1 ^% O ^% yılında Çin'den geten 7 O w " ç a ğ d a ş l a ş m a " ha Aradan 20 yıl geçtikten sonra, geçen günlerde Floransa Universitesi Antropo loj doçenti Brunetto Chiarelli'nin yaptığı bir açıklama İtalya'da büyük yankılar uyandırdı. Adalet ve Bilimsel Araştırma Bakanları bu konuda bir komisyon oluşturulmasını istediler. Chiarelli, böylesine büyük yankı uyandıracağını ummadığ açıklamasmda şöyle diyordu: "Teknolojik açıdan ortam hazırdır. Bir insanoglunun spermleri ile döllenecek bir şempanzeden doğacak insanmaymun, insanaltı bir yaratık olacaktır. Bu canlı varlık, sıkıcı, pis ve yinelemeye dayal işlerde ve organ nakll gibi olaylarda insanlara hizmet verebilir." Brunetto Chiarelli bu açıklamasından sonra, ortalığın neden böylesine karıştığını, bir yandan bilim adamlarının, bir yandan kilisenin büyük polemiklere girmesini anlamadığını söylüyor "Kaldı ki bu söylediğim yeni bir şey değildir. Bilimsel çevrelerde bu tür genetik araştırmaların Amerikan laboratuarlarında yapıldığı bilinir. Ben de 1968 yılında Torino'da yapılan bir kongrede bu konuyu işlemiştim. Ben insan ve maymunun genetik açıdan birbirlerinden hiç de farkı olmadıklarını anımsatmak istedim." Bilimsel açıdan Chiarelli döllenmeden sonra ne tür güçlüklerle karşılaşılacağını kendi de biliyor. "Döllenme sırasında tüp bebekler için kullanılan yöntem kullanılabılir. Bundan sonraki iki aşama bugün ve yarın bilim adamlarını ugraştıracak niteliktedir. Embriyonun gelişmesi, doğması. Hiçbir şey döllenme başarılı olsa bile bu melez yaratığın mükemmel gelişeceğini ve doğacağını garanti edemez. Şempanze ve insan birbirlerine yakındırlar. insanda 46 adet olan kromozom sayısı, şempanzede 48'dir. Kandakı hemoglobin düzeyinde ise eşittirler. Her ikisinin aminoasit sayısı 287'dir." Ama buna karşı çıkan bir görüş Amerikanın Stanford üniversitesinde gÖrevli olan Luigi Sforza'dan geliyor: "Tek bir proteinin geni, toplam kromozom bütününde milyonda bir veya iki öneme sahiptir. Biyoloji bu türden benzerlikler üzerine temellenemez. Bunu daha iyi açıklamak için şöyle diyebiliriz. Organizmadaki kalsium iyonlarının kullanımı için gerekli bir protein olan kalmodulin, insan ve ıspanak bitkisinde sadece 10 aminoasitlik bir farklılık gösterir. Ama hiç bir antropolog veya biokimyacı milyonlarca yıl önce insanla ıspanaöın aynı olduğunu yadayakın akraba olduklarını söyleyemez." Nobel ödülü kazanan Rita Levi Montalcini bu konuda şöyle diyor: Her zaman mümkün olan, yapılabilir olan değildir. insan yapabileceği her şeyi yapmamalıdır." Bilim adamlarına göre, bugün doğada yer alan melez hayvanlar da 5 bin, 6 bın yıl önce gene insanoglunun deneysel çalışmaları sonucunda ortaya çıkmışlardır. Bunlara en iyi örnek at ve eşek çiftleşmesinden doğan katırlardır. Genetik bilimin ilgisini çok çeken bu tür melez yaratıklara pek çok örnek görülmüştür. 30 yıl önce Berlin'in bir hayvanat bahçesinde bir koyunkeçi dogmuştur. 1975'te Kudüs'ün hayvanat bahçesinde ise bir zebra, bir eşekle çiftleşmesinden oian yavrusunu dünyaya getirmiştir. Paris dışındaki bir hayvanat bahçesinde doğan aslankaplan melezi de büyük ilgi toplamıştır. İnsanın bu tür bir değişimi sadece mitolojide yer almıştır. Bunun en ünlü örneği atinsan karışımı olan Sentaurus: tur. D