Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K ISA KlSA YAŞAM Elektronik deodorant şırı terleyenlerin, kremlere, deodorantlara, ter bantlarına ve öteki teri gizleyici ya da azaltıcı aksesuarlara yeni bir alternatifleri var. Bu elektronik aygıt, aktif sporlara katılanları bile altı hafta boyunca kuru tutuyor. Drionic adlı aygıt, General Medical Company (ABD) tarafından 14 yıllık çalışmalar sonucu getiştirildi. Drionic sorunlu bölgelerdeki (eller, ayaklar ve koftuk altları) aşırı terlemeyi kontrol edi A Eskimolar da uygarlık kurbanı ilkel igloların yerini içleri elektrikli aletlerle donatılmış modern barakalar aldı. Parabolik antenler yardımıyla Amerika ve Kanada'nın uydu yayınları izlenebiliyor. Ancak Eskimolar da uygarhğın bedelini hayat pahalılığı, çevre kirlenmesi.intlhar ve cinayetlerin artışı, Işsizllk gibı tüketim toplumunun sorunlarıyla uğraşarak ödüyorlar. Çeviri: Füsun Yasar lnlerce yıl boyunca Eskimolar rahat bir yasam sürdüler Bugün yaşadıkları topraklar olan Kuzey Kanada ve Alaska'ya ne zaman geldlklerinl kendileri de bilmiyorlar. varsayımlar 5 bin ila 8 bin yıl arasında değişiyor. Kesin olan tek bilgi, Eskimoların bugünkü vatanlarına Asya'dan geldikleri. Fizik yapıları yeryüzündeki başka hiçbir ırka benzemiyor Orta boy, şişmanca vücut hatları, yuvarlak yüz, düz burun, uzunca kafatası. Antropologlar Eskimoların, Kızılderili ırka dahil olmadıklarını ve başlıbaşına bir ırk oluşturduklarını belirtiyorlar. Eskimolar kendilerine dillerinde "halk" anlamına gelen "Inlut" adını vermişler. "Eskimo" kelimesi ise bazı dilbilimcilere göre Kızılderili dilinde "çiğ et yiyenler" anlamına gelen bir sözden türemiş. Bazılarma göreyse bu kelime Fransızca'da "aforoz edilmiş" anlamında kullanılan "ekcommunie" kelimesinden geliyor. Eskimolar tamamen kendilerine özgü bir dil konuşurlar öyle kl bugün bile Eskimo dili hiçbir başka dil grubuna dahil edilememiştir. Kökleri bılinmeyen bu insanlar yüzyıllarca Kutup Bölgesi kıyılarında, tek tek, bağımsız köyler kurarak, kimseye zarar vermeden ve kimseden yardım istemeden yaşamlarını sürdürdüler. En kalabalık dönemlerde bile 3ayılarının yüzbini aşmadığı tahmin ediliyor. Belirli biryonetim sistemi kurmadıkları gibi, köy başkanı, yasalar gibı kurumlar oluşturmadılar, aralarında hıç savaşmadılar Buna karşın Eskimolar yazılı olmayan, ancak herkesin saygı duyduğu>ve çiğnemeyi asla düşünmedikleri tabular çerçeveslnde yaşadılar. Yaşamın her perdesi tabularla açıklanırdı: Hastalık, avda şanssızlık, oyunda kaybetmeler, hep tabuların gözetilmemesinden kaynaklanıyordu. Kadın ya da erkek köy sihirbazının görevi ise bütün ters giden işleri yoluna koymaktı Adam öldüren Eskimo, kurbanının ailesi tarafından cezalandırılırdı Toplumun temeli "aile" idi. Kadınların aileler arasında değiş tokuş edilmesi de olagan adetler arastndaydı. Isının 60 derecenin altına dustuğü uzun kış günlehnde sadece erkekler avlanmak için dısan çıkarlar rın Amerika'ya ayak basmalarıyla Eskimoların kaderi de değişmiş oldu. Avrupalılar bu uçsuz bucaksız ve de sahipsiz topraklardan elde edecekleri kazancın hayaline kapıldılar. Başıboş gezen hayvanlar onlar için çok kârlı bir ticaret oluşturabilirdi. Burada yaşayan zavallı yoksul halkın canı ise yeni gelenlerln Işlerine karışmamaları kaydıyla bağışlanabilirdi... Oysa Avrupalılar ticaret amacıyla geyikleri, kunduzları, fok ve diğer hayvanları acımasızca vurarak Eskimolan yıyeceklerinden ettiler ve dolayısıyla yasam bıçimlerini değiştirmeye zorladılar. Avlanmak artık Eskimoların yasam garantisi olmaktan çok uzak. Yaşam, igloların yerine içinde TV, mutfak, v.s. bulunan normal barakalarda sürüyor, ancak hayat pahalılığı onların da kapısını çaldı. Hayvan derısi satmak eskisi kadar kazanç gelırmıyor Bu nedenle Kanada topraklarında yaşayan Eskimoların % 9O'ı ancak hükümetin yardımıyla yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Bu durum tarihte ilk kez yaşanıyor. 10 yıl kadar önce Kuzey Kutup çemberinin içindeki Nanisivik'te kurşun ve çinko yataklarına rastlandı. Şimdi buradan yılda ortalama net 300 bin ton maden çıkarıhyor ve Avrupa'ya ihraç ediliyor. Madenin diğer maddelerden ayrılması işlemi de çıkarıldığı yerde yapıldığından, binlerce ton artık ve zehirli madde burdakı sulara yayılıyor. Çevre korumacıları bu işlemin giderek Kutup Bölgesl'ndeki bltki örütüsü, hayvanlar ve insanlar için büyük tehlıke oluşturacağım açıkladılar. Kanada hükümetı, Esikomaların 2000 yılından önce Kuzey Kutbu'ndakı maden yataklarındaki çalışmalarla tamamen bütünleşmelerinı öngören bir politika izliyor. Uluslararası şırketler halen bakir durumdaki bu bölgeye büyük yatırımlar yapıyorlar. Eskimolar ise tam bir şaşkınlık içinde bu duruma sevinmek mi yoksa katlanmak mı gerektiğine bir türlü karar veremiyorlar. Onlar da çogu küçük ve zayıf toplumların kaderi yolunda sürüklenerek en tehlikeli ve sevimsiz işlerin altında ezilecekler mi, yoksa daha çağdaş ve rahat bir yasama ilk adımlarını atacaklar mı? Alaska ile Kanada arasındaki Tuktoyaktuk bölgesinde Eskimolar geçen yıllarda ilk acı tecrübelerini yasadılar. Uluslararası bir şirket yoredeki 800 Eskimo ile birlikte burada petrol çıkarıyordu. Tuktoyaktuk tam bir rüya beldesi haline gelmişti. Eskimolar boş zamanlarında buz üzerinde hockey oynuyorlar ve colasıyla, transistorlu radyosu, cikleti ve konserveleriyle modern bir tüketim toplumunun tüm nimetlerini tadıyorlardı. Eskimolar bu çalışma düzeni içinde ilk kez rekabet, kar amacı, meslekte ilerlemek gibi kavramlarla karşılaştılar, reklam olayının etkılerini öğrendiler. Bir süre sonra, alışılmadık kazançlar huzursuzluğu da beraberinde gelırdı Eskimolar alkol ve uyuşturucu maddelere alıştılar, dnayet ve intlharlar birbirini izledi. 1985'te ise petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte büyük şirket işçileri birer birer 'şten çıkararak evlerıne gönderdi. Böylece Eskimolar bugüne dek hiç bilmedikleri işsizlik sorunuyla da karşı karşıya bırakıldılar.Kaynak: Sclanza VHa B yor. GMC, Drionic'in terli eller nedeniyle top ve tenis raketi kontrolünün kaybolmasını engellediğini belirtiyor. Drionic, heyecandan kaynaklanan aşırı terlemeyi, ter kanallarında hiperkeratotik tıpalar oluşturarak durduruyor. Çalışmalar ellerin, ayakların ve koltuk altlarının aşırı terlemesinin kesilmesinin, vücudun ısı düzenine zararı olmadığını gÖ6teriyor. Drionic pille çalışıyor. (M.A. Omnl, 11/87) Gökyüzündeki mikroskop obel ödüllü fizikçi Charles Townes, ölçümdeki üçgenleme yöntemine yakın bir teknik kullanarak, Samanyolu'nun galaktik merkezini örten toz bulutlarını ve gazları geçebllen iki kızılötesi teleskobu birbirine bağladı. Tovvnes, teleskopların birllkte, sıradan kızılötesi teleskoplardan 100 kere daha fazla ayrıntıyı ortaya çıkaracaklarını belirtiyor. Interferometer adlı kızılötesi inceleme sistemi, belirli dalga uzunluklarında kızıl ötesi ışını oluşturmak için lazeri kullanıyor. Lazer ışını, her teleskop tarafından alınan sinyallerin arasındaki geliş zamanı farkını ölçmeye yardımcı oluyor. Astronomlar, bu ikı zaman arasındaki derece farkını ve iki teleskop arasındaki uzaklığı bilerek yıldızın büyüklüğünü belirleyebiliyorlar. Tkiz teleskop o kadar kuvvetli ki, 300 km. uzaktan bir Insan ell açıkca görtilebilir. Tovvnes teleskobu için "gökyüzündeki mlkroskop" diyor. İkiz teleskoplar ayrı ayrı yataklara yerleştirildiklerinden değişik aralıklarla aynlabiliyorlar ve kamyonlarla taşınabildiklerinden daha iyi görüntü fırsatlarını kullanabiliyorlar (örneğin Güney Yarımküre'den). Kızılötesi sinyallerin iki ayrı teleskobun birieştirilmesiyle elde edilmesi, genç yıldızların oluşumunu izleyebilmesi ve galaksinin merkezinden gelen sinyallerin kaynağını açıklayabilecek olması teleskobun en önemli özelliklerini oluşturuyor. (M.A. Omnl, 11/87) Eskimolar her hayvanın içinde çok saygı duydukları "perona" adında bir ruh yaşadığına inanırlardı. Tanrılar arasında en önemlisi "Luna" adındaki dogum ve üreme tanrısıydı. Eskimolar gerek dil, gerekse kültür ve yasam biçimleriyle tekdüze bir toplum oluşturdular. Bu insanların tarihini inceleyen bilginler, yüzyıllar boyunca Eskimo kültürünün çok yavaş ve belli belirsiz değişimleri karşısında çok şaşırdılar. Bu toplumda bazı adetler, milattan önce 2000 yılından 18. yüzyıla kadar hemen hemen aynı şekliyle korunmuştu. Etnologlar Eskimolan iki büyük gruba ayırdılar: Balina, denizayısı, fok gıbi deniz hayvanı avlayanlar ve rengeyiği gibi kara hayvanı avlayanlar. Bu toplumun gerek kökenı konusunda, gerekse Asya'dan Amerika'ya geçtikten sonra geçirdikleri tarihsel evrimler hakkında hemen hiçbir şey bılinmıyor. örneğin "iglo" adı verilen kar bloklarından yaptıkları yarım küre şeklindeki evlere Asya kıtasında hiç rastlanmamış. Bu evlerın ınşaatı tamamen bir mimari harikası olarak kabul ediliyor. Ormanlık bölgede yaşayan Eskimo grupları ise kendilerine ağaç gövdelerinden evler inşa ettiler. Bu evlerin ışıklandırma ve ısıtma işlevini, fok veya başka bir yağlı hayvandan çıkarılan yağın yakıldığı lambalar görüyordu. Milattan sonraki ilk bin yıl İçinde Eskimo sanatı en yüksek noktasına ulaştı. Eskimolar kemik veya fildişinaen çeşitli hayvan figürlerini temsil eden en güzel heykelciklerini ve süs eşyalarını bu dönemde yarattılar. Aslında Eskimoların yaşamı çok zor olmadı. Yaşadıkları ortama ve iklime çabuk uyum sağladılar. Sadece balık ve deniz ürünleriyle beslenme zorunluğu olan, uygar toplumlarda görülen yüksek tansiyon, kolesterol, kalp krızi gıbi illetlerden korudu. Ta ki beyazlar gelinceye kadar... Bu ıkı farklı ırk daha önceden da birkaç kez karşılaşmışlardı Bir zaman Vikıngler, Kuzey Amerika'yı ziyaret etmiş, daha sonra, 15. yüzyılda ilk Norveçliler, Eskimolarla tanışmıştı. 16. yüzyılın başında ilk Ingiliz ve Fransızla Yanda modem bir Eskimo köyü gurulüyor. Iglolann yerini modern barakalar almış. t>l aralarında elektrik direkleri dikilmiş, her evln yanında su deposu var.