Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
F İ Z İ KVEFOTOĞR A F Zamanı durduran adam Harold Edgerton, hareket halindeki cisimleri saniyenin ıllyonda biri anında bölüp dondurarak fotoğraf arikaları yaratıyor. >erleyen: Burçin stos gününde Harold E. Edgerton zajnı durdurdu. Aslında amacı bu dedi. Massachusetts Institute of Techlogy'den mezun 24 yaşında bir elek< mühendısi olarak güç sistemlerinin rarlılığı üzerinde bir deney yapıyor ve ınsmisyon hatlarına çarpan ışık benri ani bir aksama sonucu senkronize ator ve ieneratörlerin birbirlerine ayak durabilme becerilerini inceliyordu. Edgerton, özellikle, bazı motorların ırçalannın güçteki ani aeğişikliklerden ısıl etkilendiği konusuyla ilgileniyordu. j iş için, sadece motorun akımını deşik akımdan doğru akıma çevirmekle tlmayıp aynı zamanda jeneratöre bir ıç dalgası yollayan bir merkür arklı »ğrultucu kullanıyordu. İşlem sırasını doğrultucu aralıklı çakan parlak bir k çıkarıyordu. Edgerton, flaşların, morun dönme hızıyla uyumlu olduğunu ! her turda aynı pozisyondaki aynı par1yı aydınlattığını fark etti. Aniden, bir mi seyrederken hareket halindeki bir jnin tekerleklerinin durur qib : olduğuJ gören herkesin aşina olduğu bir göıntü oluştu ve motorun hareketlı pariları sabit görünmeye başladı. Bu durumdan faydalanan Edgerton, otor çalışırken sorunlarını incelemen yolunu bulmuş oldu. Oaha da iyisi, jş ışığının, insan gözünü doğasındaalgılama yavaslığından kurtararak, aha önceleri sadece hayal edilen haıket dünyasını aydınlatacağını düşün1 Edgerton lambasına, eskı bir ısim ıktı ve ona 'stroboskop' veya 'strob' adi ve bu sihirlı lambanın başka nelet yarayabileceğini düşünmeye başladı. Stroboskop'un prensibi yaklaşık bir 192T Tunalıoğlu ılının bir aasırdır biliniyordu, birkaç basit araç yapılmıştı, fakat bunlar bir amaca yönelik değillerdi ve laboratuvarların dışına çıkamamışlardı. Edgerton, hemen, lambasını bir fotoğraf makinesine baglayarak bu yeni dünyayı daha yakından tanımaya karar verdi. Günümüzde bile, en gelişmiş makinelerin açılıp kapanma hızı saniyenin 1/2000'i iken, Edgerton, yeni ışığın fotoğraf makinesinin obtüratör'ü gibı çalışacağını anladı. Xenon gazıyla dolu, havası alınmış bir cam tüpün içinden elektrik akımı geçirdi ve sonuç, süresini önceden belirleyebildiği, parlak ve hızlı bir flaş oldu. Bu çalışmaların ürünü olan fotoğraflar bütün dünyada tanındılar: Sıçrayan bir süt damlasının oluşturduğu zarif taç, havaya fırlayan bir tenis topunun çizdiği mükemmel parabol gibı fotoğraflar klasikler arasına girdi. Herkes, gözler önüne serilen bu yeni dünyadan şaşkına dönmüş ve sanat dünyası, güzellikleri karşısında hayran kalmıştı. Bilim adamları ise kendi dallarındaki olayların içyüzlerinı araştırmak için yepyeni ve inanılmaz bir araç bulduklarını fark ettiler. Edgerton, bir karidesin doğuşunu, bir mumun ısısını ve kırılan camın süreçlerini fotoğrafladı. Kim, kedilerin sütü, dillerinin alt kısmıyla yaladığını bilebilirdi? Veya yarasaların avlarını, bazen, kanatlarındaki zarsı kısmı kullanarak avladıklarını? Harold Edgerton'un "sihirli lambası" bize kendisinin de belirttiğı gibı "zamanı ufacık parçalara bölüp dondurarak, gereksinim ve isteklerimize uydurmanın" yollarını gösterdi. Altmış yıldır MIT'de olan Edgerton, buluşu için birçok değişitf kullanım alanı buldu. Denizaltı fotoğrafçılığı için özel ışıklar geliştirdi. Karanlıkta, navadan keşıf için ışıklar icat etti ve Normandiya çıkartmasının başarıyla sonuçlan masında büyük rol oynadı. Jacques Cousteau ile işbirliği yaparak birçok sualtı arkeolojisi araştırması ile ilgilendi. Amerikan sivil savaşından kalan Monitor adlı savaş gemisinin batığının bulunmasından Loch Ness gölü canavarının aranması için yapılan çalışmalara öncülük etti. Başarılarının getirdiği ödüller ona daha çok çalışma arzusu verdi. Daha güçlü ve daha kesin sonuç veren sonar sıstemleri geliştirdi. Çok yüksek hızlı fotoğrafçılığa ve filmcılığe olan ılgısi onu Hollyvvood'a kadar götürdü. Yaptığı film "uuicker'n a Wink" 1940 yılında bir Oscar kazandı. 1903 yılında doğan Harold Eugene Edgerton şimdi 84 yaşında ve hâlâ araştırma yapmaya ve öğretmeye devam ediyor. Buluşunun çeşitli alanlara uygulanmasından Edgerton'un yaklaşık 40 adet patent hakkı var. Bunlar da onun Thomas Edison'la karşılaştırılmasına yol Taçlanan zafer Kırmızı bir satıh Ozarin» düsen bu sut damlasının totoğratı Edgerton tarafından 1957yılında çekılmişti. Resım halen New York Modern Sanatlar Müzesl'nde korunuyor Bir mermiyle delınen uç balonun patlama aşamalan. Saniyenin yarım mılyonda biri poz verılerek çekılmiş. açıyor. Son derece zengin bir kişi ve efsanevı bir öğretmen olan Edgerton, kendini hâlâ bir elektrik mühendisi olarak gördüğünü söylüyor. Edgerton, dünyanın herhangı bir yerinde çalışmadığı (KübT gibi), kıtap yazmadığı, seminerlere başkanlık etmediği veya öğrencilerıne yardım etmediği zamanlarda MIT'deki ünlü "Strob yolu"nda buluna bıliyor. Doc'un laboratuvarının da ıçinde bulunduğu bu koridor, onun buluşlarının saklandığı bir müzeye benziyor. Bir duvarı tam başından isabet alan bir karo ruası süslerken, laboratuvarın duvarları fotoğraflarının çekilmesi sırasında katledilen yüzlerce elma, muz, elekrık ampulü ve bakır telın ızlerırv taşıyor.D Minyatur ışıklama mekanlzması stroboskopik ışığln devresiyle harakote geçiyor. (Sağda) Pil (1) rezistanslardan (2 ve 3) geçerek, ani boşalımlar için büyük mlktarda şarj depolayan kondansatörlere (4 ve 5) güç sağlıyor Fotoğraf makinesinin obturatöru ile anahtarın (6) kapanmasıyla akım, transformatur (7) vasıtasıyla kondansatörden (4) geçıyor. Bu, llaş tupunun (8) etratına sarılı bobınde yüksek voltaj yaratarak içlndeki xenon atomlannı harekete geçiriyor Bu atomlar elektrotlar (9 ve 10) arasında bir yol oluşturarak, kondansatörde (5) tup boyunca atlayacak şarj toplanmasını sağlıyorlar. Sanlyenin çok kısa bir parçasında xenon atomları parlak bir şekllde fosforlanıyorlar. Edgerton'un Hidrollk Oluşum Maktnesi'ndekı van da dikkatle senkronize edilmiş stroboskopik ıştk, suyun akışını oluşturan va normal ışıkta görünmeyen damlalan gözler önüne seriyor Kafadan tam isabet. Edgerton 'un eserl bir totoğraia konu olmak üzere bir karo ruası bir mermiyle parçalanıyor. 1973'te Edgerton ve asistanı J.Kim Vandıver, yanan bir mumum üzerindeki havayı sanıyede 1200 tit hızla delen süpersonlk bir merminln bu hav üzerinde yol açtığı ısı ve basınca bağlı yoğunluk değişimlerini gösteren bir stroboskopik fotoğraf yaratmışlardı.