Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZOOLOJ İ "Tarentola" düz camda da yürür, tavanda da İki bin yıl sonra itibarı iade edildi Cüce kalmış bir canavar gözüyle bakılan, Aristo'nun zararlı ve kötü ilan ettiği, gizli kötülüklere ve esrarengiz güçlere sahip olduğu iddia edilen Tarentola kertenkelesi "temize çıktı". Yakalandığında son çare olarak "kuyruğunu kopararak" kurtulan Tarentola'nın ayaklarında yapışkan olduğu sanılırdı. T arih kıtaplarında hayalı resimlerinı gördüğümüz cüsseli canavarlar, çağımıza kadar adeta yüzlerce kez küçülerek bugünkü kertenkele türlerini oluşturmuşlar. iri boyutlarıyla düşünüldüğünde oldukça ürkütücü olabilecek bu küçük canavarlar, zoologlar tarafından incelendiğinde hayli ilginç özellikleriyle sempatik bile görünebiliyorlar. Bunlardan biri de, bir tür kentenkele. Bilimsel adı "Tarentola mauritanica." Boyu yaklaşık 15 cm. Vatanı Akdeniz kıyıları. Bu hayvanın en önemli özelliği yer çekimine meydan okurcasına, dikey yürümeyi sevmesi. BirTarentelo'yu pek ender olarak yatay bir duzeyde görebilirsinız. Tanrının ona verdiği özel organları sayesinde, sarp kayalıklar, eski ev duvarları başlıca gezınti yerlerini oluşturur. Canı isterse düz camda veya tavanda baş aşağı da yürüyebilir. Yaşamak içinse kurak ve çakıllı bölgeleri tercıh eder. Bunları izleyen başka bilim adamları ise itici görünümü nedeniyle bu hayvanda mutlaka birtakım ğizli kötülükler ve esrarengiz güçler bulunduğuna inanarak insanları ondan uzak durmaya çağırmışlar. Son yıllarda yapılan gözlemler ise Tarentola'nın tamamen zararsızlığını bilimsel olarak ortaya koyarak bunca yıl çirkin görünüşünün kurbanı olarak, çeşitli asılsız yorumlara hedef olduğunu gösterdi. yemekten sonra gözkapaklarım temizler. "İtibarı iade edilen" Tarentola, tek başına ya da 23'lük gruplar halinde, rahatça yiyecek bulabileceği yerlerde yaşar. Genelde hemcinsleriyle geçimsiz bir hayvandır. Avlanmak içın geceyı tercih eder, gündüzleri ise zaman zaman Akdeniz güneşi altında keyif çattığı görülür. Gövdesine oranla çok irı gözleri, ona avlanma kolaylığı sağlar. Göz bebekleri, kedininkiler gibi, parlak güneş ışığında ince bir çizgiye dönüşür. Göz kapakları şeffaftır ve gözler için koruyucu bir perde oluşturur. Her yemekten sonra, göz kapaklannı diliyle güzelce temizlemeyi alışkanlık haline getirmiştir. Cildi, kum grisi rengindedir. Ancak bukalemun gibi renx değiştirme özelliği vardır. Gündüz daha koyu, geceleri ise rengi daha açjktır. Tehlike anında, kendi isteğine göre araziye uymak için rengini değıştirebilir. Genelde kavgacı huylu bu hayvan, çiftleşme dönemlerinde Düsbütün huysuzlaşır. Dişisi yılda birçok kez 2 veya 3 yumurta bırakır. Toprağa veya bir duvar dibine bırakılan yumurtaların kabukları serttir, birkaç ay içinde çevre sıcaklığından açılırlar. Bütün vücudu küçük pullarla kaplıdır. Sırt kısmında ise küçük, sert yumrular vardır. Ayaklarda binlerce kıl Tarenteloların bu özelliği eski cağlardan beri zooloji uzmanlarının ilgi alanını oluşturdu. Önceleri bu hayvanın ayaklarında, bulunduğu yere tutunmayı sağlayan özel bir yapıştırıcı salgı bulunduğu ileri sürüldü. Ancak yüzyıl kadar önce, bu hayvanlar üzerinde yapılan daha derin bir inceleme, dikey yüzeylere tutunabilme becerisinin yapışkan bir salgıdan değil, fakat ayakların altındaki pancur levhası şeklinde dizilmiş vantuz görevi gören binlerce kılın varlığından kaynaklandığı anlaşıldı. , Çevık, hızlı ve çekingen bir hayvan olan Tarentelo kertenkelesi, kendinden büyük her şeyden korkuyor ve en ufak bir tehlike sezişinde en yakınındaki bir çatlağa sığınıyor. Kendisinden küçük bir hayvanın ise, onun doymaz oburluğundan ve çok hızlı hareket yeteneğinden kolay kurtulma şansı pek yok... Kuyruğunu kopartır En iyi savunma aracı, hızlı hareket yeteneğinin verdiği kaçma kolaylığıdır. Tehlike anında, en yakınındaki bir deliğe sığınmak için akıl almaz akrobasiler yapabilir. Ancak bir an gafil avlanıp da yakalanmışsa, en son silahını kullanır ve güçlü bir kasılma ile kuyruğunu dilediğı yerden koparır. Çılgın bir şekilde hareket etmeye başlayan bu bağımsız vücut parçası, düşmanı bir anda afallatır ve kahramanımız da bu şaşkınlık anından yararlanarak hayatını kurtarır. Vücudun kopan bölümü, birkaç gün içinde yeniden gelişerek eski halini alır ve Tarentola, bu hareketi dilediği kadar tekrarlayabilir. D Tevrat'ta bile var Bu kertenkeleler de diğer sürüngenler gibi, sık sık deri değiştirir. Eski bir elbise gibi sırtından çıkardığı kullanılmış derısini büyük bir iştahla yemek ise bu hayvanın ilginç bir alışkanlığı... Bu garip hayvan, cüce kalmış bir canavar görüntüsü nedeniyle modern çağdan çok önceki yıllarda yazarlar ve bilginlerin inceleme konusu olmuş. Tevrat'ta bile Musa Peygamberin bu hayvandan "murdar" diye söz ettiği yazılıdır. Yunan filozofu Aristo da, Tarentola'yı uzun uzun inceledikten sonra zararlı ve kötü olduğunda karar kılmış. Eski çağlardan beri zoolo/ı uzmanlarının ılgı alanını oluşturan Tarentola 'nın ayaklarında yapışkan bir madde bulunduğu ılerı sürüldü. Ancak yüzyıl kadar önce yapılan araştırmalarda ayaklardaki dikey yüzeylere tutunabilme becerisinin, ayak altında panjur levhası şeklinde dizılmış vantuz görevi gören binlerce kılın varlığından kaynaklandığı açıklandı. 16