02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tl P Türkiye yeni bir kuduz virüsü ile mi karşı karşıya? Avrupa ülkelerinde yoğunlaşan "Duvenhage kuduz virüsü ne karşı ülkemizde kullamlart aşılar etkili olam olamıyor. Dr. Asım Baykan N ew Scientist'te yayımlanan ve yandaki sütunda özetlediğimiz makalede kuduz hastalığına neden olan "Duvenhage" adlı yeni bir virüsten söz ediliyor Virüs, olağan kuduz virüsüne özdeş yapısı ve hastalık tablosu (ölümcül bir beyin yangısı) ile 70*1 i yıllardan beri biliniyor. Ne var ki son zamanlarda Avrupa'nın bazı bölgeleri ve Kuzey Amerika'daki yarasalar arasında giderek yaygınlaşıyor. Neredeyse her 20 yarasadan birinin bu virüsle bulaşık duruma gelmesiyle, aralarında Dünya Sağlık örgütü uzmanlarının da bulunduğu bir çok yetkili endişelenmekten de öte, paniğe kapılmaya başladılar. Yarasaların hastalığı ınsanlara ısırık yoluyla doğrudan bulaştırabildiği bilinen bir gerçek. Bununla beraber diğer bir hayvan üzerinde gerçekleşecek dolaylı bulaşma olasılığı, araştırılması gereken önemlı bir konu durumunda. Nılekim Kuzey Amerika'da zaman zaman yarasaların neden olduğu hayvan kuduzu olgularından söz ediliyor. Eğer yarasalar, vırusü, örneğin köpeklere de bulaştırabilıyorlarsa, acaba şu sıralar ülkemizde zamanında ve gereken şekilde uygulanan tedavilere karşın, yitirilen kuduz olgularının en azından bazılarının sorumlusu "Duvenhage virüsü" olabilir mi? Yoksa, son günlerde giderek yaygınlaşan kuduz olgularının başta izmır olmak üzere, özellikle büyük liman kentlerimizde yoğunlaşması ilginç bir rastlantıdan öte anlam taşımıyor mu? Bu sorulara verilebilecek olumlu ya da olumsuz kesin bir yanıt, sağlık sorunlarımız arasında güncelliğini ve ilk sıralardaki yerini ne yazık kı hâlâ koruyan "kuduz" dan korunmada atılacak büyük bir adamın müjdecisi olabilir. Ülkemizde, uygun zaman, miktar ve yöntemlerle yapılan aşılamalara karşın kuduzdan korunamayan olgular, günümüzde, genellikle kullanılan aşıTarın taze olmaması ya da uygulama sırasında uyulması gereken kurallara dikkat odılmemesıyle açıklanmaya çalışılıyor. Ne var ki, kuramımızın doğrulanması durumunda, en azından bazı olgularda YANLIŞ aşı kullanıldığı ortaya çıkacaktır. Çünkü New Scientist'de de belirtildiği gibi olağan kuduza karşı etkili olan aşı, Duvenhage vırüsünün oluşturacağı kuduza karşı koruma sağlayamamaktadır. Böylece. eğer gerçekleştirilebilirse, izo!e edilebılecek virüsün cinsine göre seçılecek spesifik bir aşılamayla, belki de kuduz profilaksısınde yüzde yüze yaklaşan başarılar elde edilebilecektir. Konuyla ilgili düşüncelerini almak üzere başvurduöurnuz I.U. Tıp Faküllesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr Enver Tali Çetin, yarasa ısırığının kuduza yol açabildığinin eskılerden beri bilindiğini, ancak söz konusu virüsün izole edilmesi yönünde ülkemizde henüz bir çalışma bulunmadığını, bununla beraber kuramımızı araştırılmaya değer bulduğunu Belirtti Böyle bir araştırmanın, (eğer elde edılebılirse) Duvenhage antijeniyle, şüpheli organizmadan alınacak kan örneklerinın etkileştirilmesı sonucunda ortaya çıkabilecek antikorların ıncelenmesı şeklinde yapılabileceğini söyledı. İ.Ü. Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretım üyelerinden Prof. Dr. Kurtuluş Töreci ise önü sürdüğümüz bu teorı karşısında görüşlerini şöyle dile getirdi: "Türkiye'de kuduzdan ölen insan olgularından, natta, hayvan kuduzu vakalarından, kuduz konusunda çalışan uzman bir laboratuvarla işbirliği yaparak virüs suşlannın izole edilmesi ve bunların başka ülkelerde izole edilen suşlarla karşılaştırılması elbette çok yararlı olacaktır. Böyle bir araştırmanın vakaların fazlalığı nedeniyle İzmir'de yapılmasında fayda vardır " Prof. Töreci, günümüzde ulaşılan bilgi birikimi ve sofistike tekniklerin; bir yandan bılim dallarının ilgi alanlarını genişletirken, diğer yandan bilim adamlarını özel uzmanlık alanlarını giderek daraltmaya zorladığına ışaret ederek AIDS deneyimini örnek verdi ve bu tip araştırmalarda, belırlı kurumların ve bötgelerın çalışmalarını belırlı konular üzerinde yoğunlastırarak uzmanlaşmaları oranında başarı şansının artacağını, diğer bir deyişle, böyle bir hipotezm, konuya adanacak gelişmiş bir laboratuvarda, bu konuda söz sahibi yabancı uzmanlarla lletişim içlnde çalışabılecek özel bir ekıbın araştırmalarıyla aydınlatılabilme şansının yüksek olacağını dile getirdi.i J Yeni bir kuduz türü Avrupa ülkelerinde alarma neden oldu. Yarasa kuduzu K uduz aılesınden bir virüs, Kuzey Avrupa'daki yarasaları enfekte ediyor. ingiliz uzmanlar, hastalığın ülkelerine yayılması durumunda ne yapmaları gerektiğini kara kara düşünürken, Dünya Sağlık Orgütü yetkılıleri de Avrupalı yarasa uzmanı biyolog ve diğer ılgılilere, kuduzdan korunmaya yönelik önlemler almalarını salık veriyor. "Duvenhage" denen ve büyük bir olasılıkla Güney Afrika'dan kaynaklanan virüs ilk olarak 1970'lerin başında, yarasa tarafından ısırıldıktan sonra kuduz benzeri bir "ensefalit" (beyin yangısı) nedeniyle ölen bir hastada tanımlandı. Hastalığın etkeni, kuduz ile aynı virüs ailesinin (rabdovirüs) üyesı, ancak organizmada onunkinden farklı bir grup antikor oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü'nden John Debbie, virüsün bu özelliğini, onun olağan kuduzdan ayırt etmekte kullanılabileceğını söylüyor. Liman kentlerinde yaygın SîlÎM Kuduz uzmanlan, hastalık beliren yarasalardan aldıkları örnekleri bu antikorlardan yararlanarak tekrar incelediler. 1968'den beri Batı Almanya, Bremen ve Hamburg yakınlarında görülen hasta yarasalar, Duvenhage ile özdeş sayılabilecek bir virüs taşıyorlar. "ilk olarak liman çevrelerinde belirdiğinden, Güney Afrika'dan yola çıkan meyve yüküyle gelmiş olabilirler" diyor Debbie, "Ancak, Avrupa'dan kaynaklanmayıp, oradan geldiğinden kesin olarak emin değiliz." Duvenhage, şimdilerde Avrupa'da özellikle böcek yiyen "Eptesicus" yarasalarında hayli yaygın. 1986'nın üçüncü çeyreğinde sadece Danimarka'da 98 olgu bildirildi. Bundan başka Doğu ve Batı Almanya'yla Polonya'da görülmektedir. Avrupa'da bu hastalık daha önce bilinmediğinden, doktorların yarasa ısırığının gerektirdiği özel tedaviden habersiz olmaları, önemli bir tıbbi sorun ortaya çıkarmaktadır. Zaten olağan kuduz tedavısi bu hastalıkta pek işe yaramıyor. Ne var ki, 1985'te Duvenhage virüsü taşıdığı belirlenen bir yarasa tarafından ısırılan Danimarkalı kadın, kuduz serumuyla başarıyla tedavi edilmişti. Finlandıyalı Helsinki Üniversitesi biyologlarından yarasa uzmanı Rudolf Lehmann ise o denli şanslı değildi, çünkü kuduz tedavisine, hastalığı durduramayacak kadar geç başlanmasını, 1985'te hayatıyla ödemişti. Bu virüs antikorlara karşı Duvenhage virüsünden farklı reaksiyonlar gösteriyordu. Buna karşın bazı uzmanlar anılan virüslerin aynı kökten türemiş özdeş virüsler olduklarına inanıyorlar Kuzey Amerika'daki yarasaların yaklaşık % 4'ü virüsle bulaşık olduğundan, burada yarasa tarafından ısırılan bir kişi rutin olarak kuduz tedavisine alınıyor. Debbie, artık Avrupalı doktorların da aynı alışkanlığı kazanması gerektiğini söylüyor. n (New Sclentist 26 Mart B7) 11 kp^UP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle