Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 5 A Ğ U S T O S 2 0 0 8 C U M A / Y I L : 4 / S A Y I : 2 0 2 Yöre halkı, son ÇED bilgilendirme toplantısında da bölgelerinde altın madenciliği yapılmasına karşı olduklarını vurguladı Kozak altına direniyor Kozak Yaylası’nın çam fıstığı üretimiyle Türkiye’ye yılda 50 milyon dolarlık ihracat geliri sağladığını kaydeden yöre halkı, toplantı sırasında ‘Kozak’ın üstü, altından değerlidir’ sloganları attı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye’nin çam fıstığı cenneti Kozak Yaylası, altın madeni tehdidini her geçen gün daha fazla yaşıyor. Geçimlerinin önemli bölümünü çam fıstığı ihracatıyla sağlayan bölge sakinleri, yaşam alanlarının altına kurban edilmemesi için mücadele veriyor. Son olarak yayladaki Kaplan Köyü’nde gerçekleştirilen ÇED bilgilendirme toplantısında da yurttaşlar, kararlılıklarını “Burada madencilik yapılamaz, yapmakta ısrar eden haindir” söylemiyle dile getirdiler. Kaplan Köyü, sadece Kozak Yaylası’nın değil Türkiye’nin zengin bütçeye sahip sayılı köylerinden biri olarak biliniyor. Gerçekleştirilen toplantıya, yayladaki 16 köy muhtarının yanı sıra, yaklaşık 900 yurttaş, Ege Bölgesi’ndeki çevre derneklerinin temsilrını vurguladı. Kozak Yaylası Çevre Gönüllüleri adına konuşan Gülden Karabudak da, bölgenin çam fıstığı ihracatında lider konumda olduğunu anımsatarak, “Burası tüm Türkiye’ye örnek olan, göç alıp vermeyen ve pilot bölge seçilen bir beldedir. Burada yapılacak her türlü faaliyet için bir değil bin kez düşünülmesi gerekiyor” diye konuştu. Ayvalık Belediye Meclis Üyesi Ertan Abalı, bölgede yapılacak altıncılık çalışmalarının, Dikili, Ayvalık ve Altınova su kaynaklarını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven de, “Kozaklıların bu dimdik duruşunu kutluyorum. Bölgeleri, toprakları adına gösterdikleri bu haklı duruşun karşısında hiç kimse duramaz. Dikili’den Madra’ya kadar uzanan su havzalarımıza zarar verilmemesi için var gücümüzle çalışacağız” dedi. Yurttaşlar, toplantı anında ve toplantı bitiminde “Kozak’ın altını çam fıstığıdır”, “Kozak’ın üstü altından değerlidir”, “Koza Kozak’ı kazamayacak” sloganları attı. İLETİM HATLARI ÇED bilgilendirme toplantısında, 'Koza, Kozak'ı kazamayacak' söylemi dile getirildi. cileri, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, çevre ve orman il müdürlüğü yetkilileriyle, Ayvalık Belediyesi meclis üyeleri de katıldı. Katılımcılar, bakanlığa gönderilmek üzere hazırladıkları itiraz dilekçelerini imzalayarak, toplantı yetkililerine tutanakla ilettiler. “158 hektar alan üzerinde çit içinde açık ve kapalı ocak sistemiyle maden çıkaracaklarını, siyanür kullanmayacaklarını, 100 kişi istihdam edeceklerini, buradan ayrıştıracakları maden rezervini Bergama Ovacık Tesisleri’ne taşıyacaklarını” söyledi. Yetkili, konuşma bitiminde Kozaklılar tarafından yuhalanarak ve alkışlarla protesto edildi. Yöre sakinleri adına söz alan Yukarıbey Muhtarı İlhan Çakır, “Ülkenin yıllık bin 200 ton çam fıstığı ihracatının bin tonu bu yöreye ait. Kozak ülkemize 50 milyon dolarlık bir ihracat geliri sağlıyor. 100 kişiyi istihdam etmekten bahsediyorlar. Zaten bu yöreye çalışmak üzere günde 150 kişi geliyor.” dedi. Maden sahasının Madra Çayı Havzası’nda bulunduğuna dikkat çeken Aşağıbey Köyü Muhtarı Sıtkı Bilgi de, aynı bölgede daha önce ruhsat alan bir maden firmasının, yargı kararıyla engellendiğini, yenilerine nasıl izin verildiğini anlamadıkla Ormanları özelleştirme yakıyor Ardı ardına çıkan orman yangınlarında suçlu ilan edilen iletim hatlarının, hükümetin politikası nedeniyle bakımsız bırakıldığı vurgulanıyor. ¦ SAYFA 8 YUHALADILAR Koza Altın tarafından işletilmek istenen madenin projesini üstlenen SRK danışmanlık şirketi yetkilisi, Tersanede Ege açılımı Tersanelerin yalnızca İstanbul’da konuşlandırılmasının stratejik hata olduğu vurgulanarak, Ege ve Akdeniz’deki potansiyelden yararlanılması gerektiği kaydedildi. ¦ SAYFA 3 Yaşıtları tatilin keyfini çıkarırken, ‘pazarın çocukları’ yaşamın yükü altında ‘oynamaya’ çalışıyor. Zeynep turizme açılıyor Datça’nın simgelerinden 200 yıllık değirmenlerinin kanatları, turizm için dönüyor. Değirmenlerden biri ‘Zeynep’ adıyla turizm amaçlı hizmete açıldı.¦ SAYFA 7 EGE’DEN Pazarın yedek oyuncuları EMRE DÖKER Pazar yerlerinde alışveriş sabah saatlerinde başlıyor. Sebzeden, meyveye, tekstilden, şarküteri ürünlerine kadar bir çok alanda ucuza alışveriş fırsatı sunan pazar yerinde bağırış, hareket, heyecan hiç eksik olmuyor. Halden veya köylerden sebze ve meyvelerini getirip satan ailelerin çocukları da burada farklı görüntüler oluşturuyor. Baba ve annede gün sonuna doğru yorgunluk belirtileri belirince devreye “pazarın çocukları” giriyor. Bir nevi yedek oyuncu... Bir ellerinde tartı, bir ellerinde naylon poşet satış yapıyorlar. Oysa yaşıtları o saatlerde başka yerlerde “oyun” peşinde koşarken onlar “ekmeğin” peşindeler... Ama yüzlerinden hiç de üzülüyorlarmış gibi görünmüyor. Belki de oyun olarak görüyorlar yaptıkları işi... Arada bir babalarından gördükleri gibi bağırmayı da ihmal etmiyorlar. Yaşamın yükü, daha ömrünün ilk yıllarında omuzlarına yükleniyor bu çocukların... “Tartmayı”, “taşımayı”, “satmayı” öğreniyorlar daha 510 yaşında... Şirinyer Pazarı'nda çekilmiş bu fotoğraflar da zorlu şartlar altında çalışan çocukların akıllarında biraz oyun olduğunu gösteriyor. Çorap satan çocuk kafasına çorap takıyor, limoncu da limonları havaya atıp oyun oynuyor. Oyun yaşında çalışan çocuklar kendi oyunlarını yaratıyorlar. Çünkü oyun herkes için geçerli değil mi?.. Sağılırken... SERDAR KIZIK Türkçe konuşan yabancılar dört bir yanı sardı. 50 yıldır emperyalizmin güdümünde taşeron iktidarlarla sağılıyor ülke. Emeğin adı yok, sömürü diz boyu. Eş, dost, akraba, tarikat, din, iman pazarlamasıyla soyuluyoruz. ¦ Devamı SAYFA 3’te C M Y B C MY B