25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 TEMMUZ 2022 CUMA DİZİ 9 Cumhuriyet, tebaadan vatandaşlığa ve tarikat- mezhep kimliğinden ulus Atatürk: İlimden devlet kimliğine geçişi sağladı başka bir şey tanımayız akşibendi tarikatına bağlı İsma- 90’lardan bugüne dek gündemden düş- Nilağa cemaatinin lideri Mahmut meyen tarikat ve cemaatler, hem çalış- Ustaosmanoğlu’nun cenazesi, tarikat ve maları hem insan ve para kaynağı hem cemaatleri yeniden Türkiye’nin günde- de dini yorumlarıyla toplumun geniş ke- mine taşıdı. Osmanlı’dan Cumhuriyete, simleri tarafından tartışılıyor. PARALEL GÜÇLER: TARİKAT VE CEMAATLER SEFA UYAR 1 Molladan öfkelendiren istek arikat ve cemaatler, Sov- Tyetler Birliği’nce Türkiye’ye elçi olarak gönderilen Semion İvanoviç Aralov’un anılarında da yer buldu. Atatürk, Sakar- Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ilgın Manevraları’nda Büyük Taarruz öncesi ordunun hazırlıklarını ya Savaşı’nın kazanılmasıy- denetliyor. (01.04.1922- Fotoğrafdakiler: Mustafa Kemal Paşa ve Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) la girişilen yeni hazırlıkları ve Paşa’nın arkasında Türk süvarilerini selamlayan Rus Büyükelçisi S. İ. Aralov’dur. Yanında 1. Süvari Tümeni tüm Türk halkının zafere inan- Komutanı Albay Mürsel (Bakû) ve Kurmay Binbaşı Kâzım (İnanç) görülüyor.) mışlığını ve kararlılığını gös- termek için Aralov ve Azer- arikat, Arapça “tarik” söz- atlerin başlıcalarını Menzil, İs- sayılı yasayla da tekke, zaviye baycan elçisi İbrahim Abilov cüğünden geliyor. Ta- kenderpaşa, İsmailağa, Nurcu- ve türbeler kapatıldı; tarikat ile ile birlikte 1922’de yurt ge- Trik “yol”, tarikat ise “yol- lar, Süleymancılar, Erenköy, şeyhlik, dervişlik, müritlik, de- zisine çıktı. 1 Nisan 1922’de lar” demek. İslami açıdan ise Uşşakiler, Cerrahiler, Fethul- delik gibi unvanlar yasaklandı. Konya’yı gezen heyet, bura- “Allah’a ulaştıran yol” anla- lahçılar ve Furkancılar oluştu- “Tekke ve Zaviyelerle Türbe- da medreseleri de ziyaret et- mında kullanıyor. Türkiye’de, ruyor. Vakıfları ve dernekleri lerin Seddine ve Türbedarlıklar ti. Aralov, Türkiye İş Banka- çeşitli toplum kesimlerine yö- bulunan, ticaret yapan, siya- ile Bir Takım Unvanların Men sı Kültür Yayınları tarafın- nelmiş çok sayıda tarikat var: setle ilişkileri ve hatta siyaset- ve İlgasına Dair Yasa” adını ta- Atatürk, Kastamonu’daki söylevini verirken. (30.08.1925) dan “Bir Sovyet Diplomatı- Kadirilik, Bektaşilik, Nakşiben- te “adamları” bulunan yapılar, şıyan bu yasa, anayasanın 174. nın Türkiye Anıları” adıyla ba- lanmadan 2 ay önce, Ağustos kadar ilkel insanların Türki- sılan anılarında, ziyareti şöy- dilik, Celvetilik ve Halvetilik kurslar ve medreseler aracılı- maddesiyle de koruma altına le anlattı: 1925’te, Kastamonu’daki ko- ye medeni toplumunda varlığı- bunlardan bazıları... Bu tarikat- ğıyla müritlerine ve mensup- alındı. Maddede, bu yasanın nuşmasında, yeni Cumhuriye- nı asla kabul etmiyorum. Efen- lara dahil olan ya da olmayan, larına eğitim veriyor. “Türk toplumunu çağdaş uygar- ‘Askere gitmesinler’ tin bakışını şu sözlerle özetledi: diler ve ey millet, iyi biliniz ki, bir “şeyh”in önderlik ettiği ce- lık seviyesinin üstüne çıkarma “O gece iki dini müessese- 1925’te yasaklandı “Ölülerden yardım istemek me- Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, maatler de bulunuyor. “Toplan- ve Türkiye Cumhuriyeti’nin la- yi ziyaret ettik. Sağlıklı, güçlü, Aslında bu yapılar, devrim deni bir toplum için uygun de- dervişler, müritler, meczuplar ma” anlamındaki “cem” sözcü- iklik niteliğini koruma amacını gencecik öğrenciler, gelece- ğildir. Bugün ilmin, fennin, bü- memleketi olamaz. En doğru, yasaları kapsamında halen ya- ğünden gelen “cemaat”, “top- güttüğü” vurgulandı. ğin mollaları, medresenin av- sadışı. 3 Mart 1924’teki devrim tün kapsamı ile medeniyetin en gerçek tarikat (yol), medeni- luluk” anlamında kullanılıyor. lusunda dizilmişlerdi. Bunla- ‘Varlıklarını ışığı karşısında filan veya fa- yet tarikatıdır (yoludur). Mede- yasalarının ardından mahal- Türkiye’de, önemli bir bölü- rın yanında geniş cüppeli, be- kabul etmiyorum’ le mektepleri ve medreseler ka- lan şeyhin uyarmasıyla maddi niyetin gerektirdiğini yapmak mü Nakşibendi tarikatına bağ- yaz ve yeşil sarıklı mollalar ve Atatürk ise tarikatlar yasak- ve manevi mutluluğu arayacak insan olmak için yeterlidir.” patıldı. 30 Kasım 1925’teki 677 lı çok sayıda cemaat var. Cema- hocalar da yer almıştı. Hep- si de yerlere kadar eğilerek Mustafa Kemal Paşa’yı selam- lıyorlardı. Bunların içinden bi- ri, bunların başı ve en nüfuzlu- su, Mustafa Kemal Paşa’dan ‘Devletten bağımsız bir güce dönüştü’ medrese sayısını artırmasını rica etti. Bu zat ayrıca medre- se öğrencilerinin askere alın- oç. Dr. Mehmet Nasturilerin isyanı ve mamalarını da rica etti. Hoca DEmin Elmacı, yine dış destekli Şeyh konuşurken Mustafa Kemal’in tekke ve zaviyeler- Sait İsyanı sürecin- kendini tuttuğu belli oluyor- de her grubun ken- de bu kesimlerin top- du. Ama medrese öğrencile- di istekleri çerçe- lum içindeki destekçi- rinin askere alınmamaları söz vesinde eğitim ver- leri, hep tekke ve za- konusu olunca artık kendi- diğini, buradaki in- viyeler ile türbe ve ni tutamadı ve yüksek bir ses- san gücünü kulla- dergâhlardaki tarikat- le, sertçe, ‘Ne o?’ dedi; ‘Yoksa nan grupların dev- çılardı” diye konuştu. sizin için medrese, Yunanlıla- letten bağımsız bir Atatürk’ün, “Tekke- rı yenmekten, halkı zulümden güce dönüştüğünü ler derhal kapatılma- kurtarmaktan daha mı değer- söylerken, bu yapı- lı. Türkiye Cumhuriye- lidir? Millet kan içinde yüzer- larda “sorgulama- ti her şubede yol gös- Mehmet Emin Elmacı ken, halkın en iyi çocukla- yan, üretmeyen ve terecek kudrete sa- rı cephelerde dövüşür, yurt yaşarken dünyadan hip. Hiçbirimiz tekke- için canlarını feda ederken uzaklaşan, akıl ve bilimden uzak lerin aydınlatmasına muhtaç de- siz burada genç, sapasağlam yetiştirilen insan topluluğunun ğiliz. Biz medeniyetten, ilim ve delikanlıları besiye çekmişsi- ortaya çıktığını” vurguladı. fenden kuvvet alıyoruz ve ona Başbakan Necmettin niz.’ Mustafa Kemal, konuş- Bu yapıların, devrimlere sözde göre yürüyoruz. Başka bir şey Cumhurbaşkanı Erdoğan Erbakan’ın iftar davetiy- tukça gözleri daha korkunç dini gerekçelerle karşı çıktığı- tanımayız” sözüne işaret eden 24 Haziran’da İsmailağa le cumhuriyet tarihin- bir hal alıyordu; ‘Bu besili cemaatinin lideri Mahmut nı belirten Elmacı, devrim yasa- Elmacı, tekke ve zaviyelerin ka- de ilk kez cemaat ve ta- Ustaosmanoğlu’nun delikanlılarınızın askere alın- larına dikkat çekerek, “Türkiye patılmasına ilişkin yasaya işaret rikat liderleri Başbakanlık tabutunu omuzladı. maları için hemen yarın emir Konutu’nda bir araya geldi. Cumhuriyeti özellikle eğitim ala- ederek, şunları kaydetti: 12 Ocak 1997 vereceğim.’” nında akılcı, sorgulayıcı ve mil- li bir sistem kurmak amacınday- ‘Köylülere dağıtıldı’ ‘Köylülerden alındı’ dı. Özelikle eğitim ve öğretimin “İki ay sonra yürürlüğe giren Atatürk’ün, “Anadolu’da birleştirilmesi yasasıyla tarikat- bu kanun sonrasında tekkelerin ‘Cumhuriyet tarikatların din dinç, sağlam delikanlıları as- ların yönettiği tekke ve zaviye- ve zaviyelerin arazi ve emlakla- kerden kaçıran 17 bin med- lerin kontrolündeki eğitime son rına el kondu. Böylece, hem ce- verildi” dedi. rese bulunduğunu söyledi- maat-tarikat-mezhep kimliğinin ğini” aktaran Aralov, bu ola- Bu yapıların önemli gelir kay- üzerindeki tahakkümüne karşı’ güçlenmesine ekonomik temel nağı olan vakıfların Vakıflar Ge- yın ardından araca dönen sağlayan yapılara büyük bir dar- nel Müdürlüğü’ne bağlandığını Atatürk’ün öfkesinin dinmedi- be indirildi hem de devletin ola- arihçi Prof. Dr. Hak- rın tasfiye edilip, yerlerine modern- laiklik noktasında getirilen eleştiri- kaydeden Elmacı, “Çıkan isyan- ğini belirterek, şunları söyle- nakları artırıldı. El konulan ara- Tkı Uyar, Cumhuriyet- lerinin getirildiğini, “laikleşme ve la- lerin çoğunun ya gerçek dışı oldu- larda tekke ve zaviyelerin etki- diğini aktardı: ziler, halkın üretime katkısı için le birlikte ulusal ege- ik bir milli kimlik yaratma politika- ğunu ya da içinde çarpıtma olduğu- sinin olduğunun ortaya çıkması “Savaş sona erince onlarla topraksız köylülere dağıtıldı. Ay- menliğin hâkim kılınma- larına direnç gösterilmesinin önlen- nu” söylerken, Kuran’ın ve başörtü- sonrasında bu durumun böyle rıcalık yaratan unvanların kaldı- daha ciddi konuşacağız. Her sı, Türkiye’nin çağdaş- mesi” amacıyla da Diyanet’in ku- sünün yasaklandığı iddialarının ya- gidemeyeceği anlaşıldı” ifadele- şeyden önce onları mali daya- rılmasıyla da toplumsal hayatta laştırılması ve hukuk dev- rulduğunu belirtirken, “Cumhuriye- lanlardan ikisi olduğuna işaret etti. rini kullandı. sınıflaşmanın önüne geçildi, naklarından, vakıflardan yok- letinin sağlanması tin dine değil, tarikatların din üze- Uyar, “Unutulmamalı ki Atatürk’ün birlik ve beraberlik duygu- için radikal mo- rindeki tahakkümüne karşı olduğu- Elmalılı Hamdi Yazır’a yaptırdığı Ku- sun etmek lazım. Yurt top- ‘Muhtaç değiliz’ su her alanda güçlendirildi. raklarının nerde ise üçte iki- dernleşme ha- nu” vurguladı. Uyar, “Laikliğin ol- ran tefsiri bugün hâlâ kullanılıyor ve Elmacı, “önemli devrimle- Aslında yapılmak istenen, reketinin baş- madığı bir toplumda ne çağdaş an- hatta onlarca ilahiyat fakültesinin si, belki de daha çoğu vakıftır. rin yapıldığı yıllarda yenileşme- tüm dünyada çok daha ladığını, “barış- lamda Cumhuriyet ne de demok- olduğu bugünün Türkiyesi’nde bile Bu topraklar mollaların var- ye, çağdaşlaşmaya ve devrimle- önce gerçekleştirilmeye çı, laik ve mil- rasi mümkün. Dolayısıyla Cumhu- hâlâ en önemli tefsir” diye konuştu. lık kaynaklarıdır. Bunların ço- re karşı olan kesimlerin birleşti- başlanan ‘tebaadan va- liyetçi politi- riyetin kurucu kültürünün dinle de- ğu köylülerin elinden alınmış ğini ve yeni devleti ortadan kal- tandaşlığa’ ve ‘cemaat- kaların benim- ğil, din adına hareket etme hak ve topraklardır. Buna son vere- YARIN: TARİKAT VE dırma planlarını yürürlüğe sok- tarikat-mezhep’ kimli- sendiğini” söy- yetkisini kendinde gören tarikat ve ceğiz. Bir de utanmadan hü- CEMAATLERE HUKUKİ VE tuklarını” vurgulayarak, “Devle- ğinden ‘ulus devlet’ kim- ledi. Uyar, ge- cemaatlerle sorunu var” dedi. kümetten yardım istiyorlar.” DİNİ BAKIŞ te karşı silah çeken Hakkâri’de liğine geçişi sağlamaktı.” Prof. Dr. Hakkı Uyar leneksel kurumla- Uyar, bu sürece yönelik “din ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle