28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 7 MAYIS 2021 CUMA gorus@cumhuriyet.com.tr OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ABD’nin yaptığı SOYKIRIMLAR PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV Amerikan geçmişi bir yönüyle soykırımlar tarihidir. Geçmişte ve günümüzde ABD yöneticileri ve beyazlar göçmen ya da göçmen çocuklarıdır. Oralarda on binlerce yıldır her biri ayrı dil konuşan 286 yerli kabile yaşıyordu. Apaçilerden Zuhilere toplam yaklaşık 100 milyon nüfuslu 286 yerli kabile. İngiltereli beyazlar onları 1900’de ABD sınırları içinde 3.000’e indirdiler, tüm zenginliklerine el koydular. Çeyen, Haida, Hopi, Kutenai, Lakota, Novaho, Omaha, Sia, Sioux, Ute vb. yerli kabileler Amerikan ağır topları ve kovboyların silahlarıyla silindiler. Aztek, İnka ve Maya devletlerinden eser kalmadı. Ceronimo, Kohis, Gotebo, Oturan Boğa, Koca Ayak, Manuelito ve Kızıl Bulut gibi kabile başkanları karşı koyamadılar. ABD’nin kuruluş belgelerini yazanlar ezberden “İnsanlar özgür doğarlar” derken, köle sahibiydiler. Yurttaş yerine “bireyin özgürlüğü” dediler ama J.P. Morgan, Rockefeller ve Wall Street’in para babaları tekelleştiler. Sıradan yurttaş tarlada ya da fabrikada işçi ve varlıklı azınlığın ürününü tüketecek kişi oldu. Dolar milyarderleri, H. Radice’in kitabında belirttiği gibi, uluslararası şirketlere dönüştü, ayrıca çağdaş kapitalizmin kapısını açtı. H. Duong buna ABD’nin merkezde yer aldığı “baskıcı küreselleşme” der. Başka bir adı, J.B. Foster’in deyişiyle “çıplak emperyalizm”dir. Bunun yolu, A.J. Bacevich’in kitabında eleştirdiği “sürekli savaş”tır. T.P.M. Barnett, Pentagon’un dünya için “yeni bir harita” çizmekte olduğu görüşündedir. T. Engelhardt ABD’ye yeni bir ad takmış: “Korku Birleşik Devletleri.” Günümüzde tüm askeri harcamaların yüzde 47’sini ABD yapıyor. Muhaliflerine de ağız açtırmadığını J. Dyer’in kitabında okuyun. J. Carroll’un “Savaş Merkezi” adlı 656 sayfalık çalışmasında az bilinen gerçekler var. Pentagon’da (Le May gibi) birkaç general gizli bir örgüt kurup Sovyet Bloku ülkelerine birden nükleer silahlarla saldırmayı tasarlamışlar. Bundan Beyaz Saray’ın ve savunma bakanının bile haberi yokmuş. Gerçekleşseydi toplu soykırımın daniskası ve dünyanın sonu demekti. Çarpıcı örnek L. Rajiva’nın dediği gibi, ABD’nin (soykırım dahil) her konuyu anlatışı da ona göre değişiyor. Dünya ölçüsünde en büyük soykırımı ABD yaptı. 100 milyonluk yerliler birkaç bine indi. Yaşamda kalanlar verimsiz küçük yerleşim bölgelerindedir. Soykırımın çarpıcı örneği 29 Aralık 1890’da üniformalı Amerikan subay ve erlerinin sessiz duran Sioux kabilesinin tümünü top ateşiyle ortadan kaldırmasıdır. D. Brown’un şu başlıkta kitabı ABD, girdiği birçok yere kırım, ölüm ve gericilik getirdi. Bugün Orta Asya’da kendi üsleri ve askerleri var. Şimdi ise Karadeniz’i de bir Amerikan gölü yapma peşinde. “ABD ordusu bu toplarla 29 Aralık 1890’da yerli Sioux Kabilesi’ni tümüyle ortadan kaldırdı. Bu, açıkça devlet eliyle soykırımdır. Kanlı ABD tarihinin tek örneği de bu değil.” var: “Kalbimi Oraya Gömün.” Yerliler beyaz göçmenler geldikten bugüne kendi topraklarında gözyaşı döküyorlar. Beyaz göçmenin ikinci saldırısı siyahlaradır. Afrikalıları gemilerine doldurmuş, ölenleri köpek balıklarına atmış, sağları tarlalarında öldüresiye çalıştırmış, eşlerini ve çocuklarını satmış, sıradan suçları onların üstüne yıkarak asmış ya da yakmıştır. Bu yıkım bugün de sürüyor. Irkçı Ku Klux Klan (KKK) örgütünü bile kapatmamış, Hindistan’ın barışçıl yöntemler ustası Gandi’yi uygulayan (din adamı) Martin Luther King, Jr ve benzeri siyah sözcüleri öldürmüştür. Kanlı sicil ABD girdiği birçok yere kırım, ölüm ve gericilik getirdi. Her birinin sözü bir yazıya sığdırılamaz. “Monroe” gibi başkan adlarından ürettiği sözde doktrinlerle Latin Amerika’ya başka devleti sokmamış, orayı (Armas, Batista, Noriega, babaoğul Somoza, babaoğul Trujillo, Zahidi gibi) diktacılarla doldurmuş, kendi de 1898’de on bin adalı Filipinler’de yerli yurtseverleri cehennemde yaşatmıştır. 1941’de Pearl Harbor Japon saldırısına uğramıştı ama orası denizhava üssüydü. Albay Doolittle’ın Tokyo bombardımanı ve 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılması sivil hedeflerin vurulmasıydı. ABD, Savunma Bakanı McNamara’nın açıklamasıyla Vietnam’da 3.5 milyon yerli öldürmüştür. Irak’a 2003’te haksız yere saldırdığında petrol kuyularını ele geçirmiş, Bağdat Müzesi’ni soymuştur. Parmak büyüklüğünde çalınmış 5 bin mühürün her biri bile New York pazarında 424.000 dolara satılmıştı. Bir aslan başının fiyatı yüz katıydı. ABD Kore, Güneydoğu Asya, Afganistan, Çin, Kuzey Afrika, Latin Amerika ve Yugoslavya gibi uzak topraklarda sivillere karşı savaş suçları işlemiş, insan haklarını çiğnemiş, doğal çevreyi yok etmiş, barışa ve insanlığa karşı suçlarını sürdürmüştür. Bunun için dostum eski Adalet Bakanı R. Clark’ın Amerikan savaş suçları kitabına bakılmalı. ABD gizli polisi 1953’te İran’da yurtsever Başbakan M. Musaddık’ı devirdi. Bu olay Ortadoğu’ya ilk uzanışıdır. Küba’da ABD’nin adamı Batista 1959 başında ülkeden kaçmak zorunda kaldı. 1961’de Domuzlar Körfezi çıkarması ABD için gülünç bir fiyaskoydu. 1968’de Vietnam’da My Lai köylülerini yok eden Teğmen W. Colley üç gün hapis yattı. Şili’de özgür seçimle iktidara gelmiş toplumcu S. Allende’yi 1973’te faşist General Pinochet’nin kanlı darbesiyle öldürtüp yaygın kırım yaptırmış, 1976’da Arjantin’de askeri darbeyi kışkırtmış, Bolivya’da ve Peru’da halktan yana değişimci düzenleri 1971, 1976 ve 1979’da yıkmıştır. 1979’da solcu Sandinista’ya karşı Nikaragua limanlarını mayınlamış, 1986’da Libya’yı bombalamıştır. El Salvador’da 1979’da yaptırdığı darbenin ardından sivillere kitlesel ölüm yolu açıldı. 1983’te Grenada’da solcu düzeni devirdi, yerli kırımını başlattı. Şimdiki hedefleri Karadeniz Güney Afrika’da beyaz azınlığın beşikten gömütlüğe ırk ayrımını destekledi. Böyle bir insanlıkdışı uygulamaya karşı yılları kapsayan etkili savaşımım nedeniyle orada Bophuthatswana Üniversitesi’nden bir ödülüm var. Filipinler’de F. Marcos ve 3 bin çift ayakkabılı eşi 1986’da iktidardan kovuluncaya değin ABD desteğiyle halkın kanını emdiler. 1989’da Amerikan askerleri Panama’ya girip sivillere yaygın kırım yaptıktan sonra Devlet Başkanı M. Noriega’yı alıp kaçırdılar. Şimdi Orta Asya’da kendi üsleri ve askerleri var. Karadeniz’i de bir Amerikan gölü yapma peşinde. Oysa ABD’nin genişlemesinin sonuna geldiğini savunan Amerikan yayınları da az değil. ABD’nin şöyle bir gülünç savunması da var: “Bizimki ‘insancıl emperyalizm’dir.” Jean Bricmont’un bu başlıkta kitabı var. ABD şimdi de ayrıca savaş satıyor. Faşizme karşı mücadele Sevgili okurlarım, önce bilmemiz gereken bir gerçek var: Faşizmin temel gıdası korkudur! Bütün Faşistler korkaktır, zulümlerini korku besler... Ayrıca insanları da hem korkutarak hem de korkuyla besleyerek yönetmek isterler. HHH Bütün Faşistler Korkaktır: Çünkü bütün Faşistler hırsızdır... Çünkü bütün Faşistler yalancıdır... Çünkü bütün Faşistler yasakçıdır... Çünkü bütün Faşistler yeteneksizdir... Çünkü bütün Faşistler beceriksizdir... Çünkü bütün Faşistler cahildir... Çünkü bütün Faşistler ahlaksızdır... Çünkü bütün Faşistler baskıcıdır... Çünkü bütün Faşistler bulundukları mevkileri hak etmediklerini bilirler... Çünkü bütün Faşistler insanları aldatarak bulundukları yerlere geldiklerinden, her an kendilerinin de aldatılacaklarından korkarlar... Çünkü bütün Faşistler korkularından yetenekli kişileri yanlarına sokmadıkları için yeteneksiz kadrolara mahkumdurlar... Çünkü bütün Faşistler bir gün kendilerinden hesap sorulacağını bilirler... Çünkü bütün Faşistler sadece güçlüyken ve/veya iktidardayken cesurdur... Çünkü bütün Faşistler insanlıktan, tarihten, bilimden, sanattan, gerçeklerden, Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerinden korkarlar... Çünkü bütün Faşistler zalimdir, zulümleri arttıkça korkuları büyür... Çünkü iktidarda kalma süreleri uzadıkça, yanlışları, yolsuzlukları çok artar, dayanılmaz ve görünür bir hal alır ve bu yüzden korkuları da gittikçe derinleşir... Zamanla baskıları arttıkça, ülkeyi yönetemedikleri iyice ortaya çıkar, bu da korkularını artırarak onları paniğe sevk eder; paniğe kapılınca da daha çok hata yapmaya başlarlar... Çünkü kaldıramayacakları kadar sorumluluk ve yetki yüklenirler, bu durum, korkularını artırır... HHH Bütün Faşistler Korkutarak Hüküm Sürerler: İnsanları, gerçek veya hayali düşmanlar yaratarak korkutur, bu korkuya dayanarak destek isterler... Sürekli olarak nefret söylemleri ve eylemleriyle, toplumsal düşmanlıkları ve korkuları körükler, kendilerine verilen desteği canlı tutmaya çalışırlar... Hiç kimseyi sevmezler, kimseye saygı duymazlar, o nedenle tek önem verdikleri duygu korkudu... Kendilerinin en iyi bildikleri en önem verdikleri duygu korku olduğu için herkesi korkutarak yönetmek isterler... İktidarlarını, sevgiye, saygıya, hizmete değil, korkuya ve cezaya dayanarak güçlendirmek ve sürdürmek isterler... Hiçbir mukaddes değerleri yoktur, din gibi, milliyet gibi inançları, kimlikleri sadece iktidara gelmek, iktidarlarını güçlendirmek ve halkı korkutmak, baskı altına almak için kullanırlar... Yargıyı adalet ve hukuk için değil, insanları korkutmak ve cezalandırmak için sopa gibi kullanırlar... Güvenlik güçlerini ve orduyu, kesin bir disiplin içinde, kendilerine kayıtsız koşulsuz boyun eğecekleri bir yapıda eğitir ve örgütlerler, toplumu bunların gücüyle korkuturlar... Akıl, mantık, hukuk, gerçeklere uygunluk, tutarlılık gibi değerleri ve kaygıları yoktur, sadece ve sadece korkuyu bildiklerinden yalnız kaba kuvvetten anlarlar ve korkuyu kullanırlar... Kendilerinden daha güçlü olanların karşısında süt dökmüş kediye dönerler; tek ve gerçek duyguları korku olduğundan, korkularından her tavizi verirler, her istenileni yaparlar... HHH Faşistler içerde daha zalim, dışarda daha korkak davranırlar. Faşizm konusunda tarihin bize verdiği en önemli ders, Faşistlerin içerde daha acımasız, dışarda daha tavizkâr olduklarıdır. HHH Faşizmle Mücadele Yöntemi İçin Altı Madde: Madde bir, FAŞİZMİN, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KARŞISINDA MUTLAKA AMA MUTLAKA YENİLECEĞİNİ BİLECEKSİN... Madde iki, KABA KUVVETE PABUÇ BIRAKMAYACAKSIN... Madde üç, KORKMAYACAKSIN... Madde dört, AHLAKTAN, BİLİMDEN, SANATTAN, HUKUKTAN, TARİHTEN, LAİKLİKTEN, ADALETTEN, DEMOKRASİDEN, GERÇEKLERDEN, AYRILMAYACAKSIN; BUNLARDAN GÜÇ ALACAKSIN... Madde beş, FAŞİZME KARŞI (ASGARİ MÜŞTEREKLERDE) DAYANIŞMA ARAYACAKSIN... Madde altı, FAŞİZME KARŞI MÜTTEFİK BULACAKSIN; ÖRGÜTLENME VE EĞİTİM YAPACAKSIN... VE MUTLAKA KAZANACAKSIN! I. C lt, 13,5x21 cm, 488 Sayfa II. C lt, 13,5x21 cm, 504 Sayfa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle