28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2021 CUMA Patlamadan ilk iniş Tesla kurucusu Elon Musk’ın SpaceX şirketi çarşamba gecesi Starship roketini ilk defa patlamadan yeryüzüne indirmeyi başardı. Önceki prototipler ya iniş yapamayarak düşmüş ve patlamış ya da inişten kısa süre sonra infilak etmişti. Yaklaşık 10 kilometre yüksekliğe çıkan Starship, fırlatıldıktan altı dakika sonra yere indi. Starship’in Mars yolculuğu için kullanılması planlanıyor. eposta: hazal.ocak@cumhuriyet.com.tr 10 Temmuz 1929 Atatürk 96. YIL Orman Çiftliği BIR OKULDUR Eski Ankara Üniversitesi Rektörü ve Tarım ve Gıda Etiği Derneği Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ, kuruluşunun 96. yıldönümünde Atatürk Orman Çiftliği’nin tarihi değerini ve bugün nasıl kullanılması gerektiğini anlattı. Prof. Dr. Cemal Taluğ, Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş öyküsünü Cumhuriyet’e anlattı. Çiftliğin Cumhuriyet döneminin simge bir yapısı olduğunu ve üretici çiftçilik için kurulduğunu vurSARP gulayan Taluğ, “Atatürk Prof. Dr. Taluğ SAĞKAL Orman Çiftliği bir okuldur. Biz yapmazsak Bizim, orada yeniden bir okul yaratmamız lazım. Çokim yapacak? cuklar için öğrenme bahçeleri, gençler için toprağı, doğayı tohum yetiştirmeyi öğreten bir okul yapmamız lazım” dedi. Ankara’nın başkent ilan Atatürk Orman Çiftliği’nin arazisinin kurulmadan önce “bataklık” gibi kelimelerle anıldığına değinen Taluğ, “Kuruluş hikâyesinde Atatürk’ün bu tanıma çok ünlü bir yanıtı vardır: ‘Bunu biz yapmazsak kim yapacak?’ der. Başkentte bir yeri dönüştürebilmeliyiz edilmesinin ardından şehdiyerek işe koyulur” ifadelerini kullandı. rin inşa edilmeye başlandığını aktaran Taluğ, “Atatürk Orman Çiftliği de Cumhuriyetin ilk kurumlarından olmuştur. Atatürk’ün büyük vizyonunun, emeğinin eseridir. Cumhuriyet Ankara’yı inşa ederken Ankara da bir sorumluluğu üstlenmektedir. Bu da Cumhuriyet değerlerinin korunması, geliştirilmesi, hayata aktarılmasında bir okul görevi görmektir. Yani bir yandan Cumhuriyet Ankara’yı inşa ederken, Ankara da Cumhuriyeti inşa etmektedir” dedi. ‘Hiç demirlerle ‘Köylü milletin çevrilmemişti’ efendisidir’ Atatürk Orman Çiftliği’nin pek çok görevi olduğunu söyleyen Taluğ, “Bunlardan birisi, bir tarımsal üretim çifliği olmasıdır. Burada bitki üretilir, hayvan üretilir. İlk defa pastörize süt halkla burada buluşur. Bununla birlikte tarımsal bilgi de burada üretilir. Çiftçiler için örnek bir çiftliktir. Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ derken üretici çiftçilikten söz etmiştir. Atatürk Orman Çiftliği de bu üretici çiftçilik için çok önemli bir örAtatürk’ün 11 Haziran 1937’de çiftliği şartlı bağışla ulusuna bağışladığını anlatan Taluğ, “Bu bağış Atatürk’ün vizyonunu ve ulusal önderliğini gösteren bir bağıştır. Fakat 1950’den sonra özel yasalarla bu bağış, sağından solundan koparılmaya başlanır. Ne yazık ki Ankaralı da yeterince sahip çıkamamıştır. En son 2006’da plan yapma hakkı Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiştir. O tarihten sonra bugüne gelinmesi hızlanmıştır” ifadelerini kullandı. nektir” diye konuştu. Atatürk OrTaluğ, “Ne yazık ki Atatürk Orman Çiftliği’nin aynı zamanda bir man Çiftliği’nin bugünkü görünümü kamusal alan olduğunu da belir içler acısıdır. Bu halinin simgelerinten Taluğ, “Kamuya açık çay bah den birisi de Ankapark’tır. Atatürk çeleri, gazinoları, piknik alanları Orman Çifliği bir kamusal alandı, olan müthiş bir yerdir. Ankara’nın hiç Külliye gibi yüksek demirlerle akciğeridir” yorumunu yaptı. korunulan bir anı olmamıştı” dedi. Depremzede aileye ev yerine kredi çıktı Kurşunlu’da çok sayıda ağacın kesilmesine neden olan maden, antik kenti yok edecek Tarih de silinecek ÇEVRE Mahkeme maden ocağı projesine verilen “ÇED Olumlu” kararını durdurdu ve çarpıcı tespitlerde bulundu. İkizdere’nin ağaçları operatörün insafına bırakılıyor ‘Koruma altına alınmalı’ LEYLA KILIÇ İkizdere’de yapılmak istenen taşocağına karşı direnişe devam eden yöre halkı, koruma altına alınması gereken ağaçların da kesileceği endişesini taşıyor. Direnişçilerden Asuman Fazlıoğlu, “Alanda bir mühendis, uzman yok. Operatör önüne gelen ağacı katlediyor. Korumaya alınması gerekirken bir operatörün insafına bırakılıyor” dedi. Rize İkizdere’de İşkencedere Vadisi’nde AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cengiz İnşaat’ın yapmak istediği taş ocağına karşı direniş iki haftayı aşkın süredir sürüyor. İş makineleri taşocağı için yol yapım çalışmalarına devam ederken bölgedeki biyolojik çeşitliliğin kaynağı ağaçlar yıkılıyor, dereler taşlarla doluyor. Fazlıoğlu, çevresi yaklaşık 12 metre olan bir kestane ağacının korumaya alınması gerekirken yok edilmek istenmesine tepki gösterdi. Fazlıoğlu, “Bu ağaç bin yıllık bir ağaç. Anıt bir ağaç. Korumaya alınması gerekiyor. Vadimiz de koruma altında ama ona nasıl davrandıkları ortada. Alanda bir mühendis, uzman yok. Operatör önüne gelen ağacı katlediyor. Bu vadi böyle değerli ağaçlardan oluşuyor. Bunların korumaya alınması gerekirken bir operatörün insafına bırakılıyor” dedi. Günlerdir direnişini sürdüren köylülere siyasilerin desteği de devam ediyor. Sabah saatlerinde ilk olarak İYİ Parti’den istifa ederek Ay Yıldız Hareketi’ni başlatan bağımsız İstanbul milletvekili Ümit Özdağ yurttaşlarla bir araya geldi. Burada köylülerle bir açıklama yapan Özdağ, “Bir ülkenin ekonomisi salt rant anlayışı ile dönmez, dönemez” dedi. Özdağ’ın ardından İYİ Parti Doğa ve Çevre Politikaları Başkanı Arzu Önşen, Toplumsal Politikalar Başkanı Ünzile Yüksel, Trabzon milletvekili Hüseyin Örs, Mersin milletvekili Zeki Hakan Sıdalı da İkizdere’ye geldi. Direnişçilerle görüşen heyet, yok edilmek istenen bölgede incelemelerde bulundu. 4 kişiye gözaltı Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), dün İstanbul’da İkizdere’deki direnişçilere destek eylemi yaptı. Cengiz İnşaat önünde bir araya gelen eylemciler “Cengiz Holding elini Karadeniz’den çek.” “Karadeniz’de doğayı katlediyor, Cengiz Holding kendi sermayesi için İkizdere’de doğayı katlediyor” diyen eylemcilerin dördü gözaltına alındı. Ormanı delik deşik ettiler Sultangazi’de defineciler ormanlık alanı delik deşik etti, 20 metre derinliğinde devasa çukurlar açtı. Mahalle sakinlerinden Emin Aslan, “Ormanın her yeri böyle delik deşik. Şikâyetçiyiz. Bazı çukurlar oldukça derin. İçine girsem beni bir daha kimse bulamaz” dedi. Bir başka mahalle sakini Mustafa Kalkan ise “Zamanında adamın biri burada define bulduğunu iddia ederek ortaya bir laf atmış. Bu dedikodu üzerine buraya gelen herkes altın veya değerli bir şey bulma umuduyla ormanın her yerini kazıyor. Her yer kazılmış durumda. Burada adım atacak yer yok. İki hafta önce kazılmış olan bir çukurun içine düştükten sonra ölmüş olan bir hayvan çıkardık” diye konuştu. l DHA Defineciler Sultangazi’de ormanlık alanı tahrip etti Türkiye’nin oksijen deposu Çanakkale’deki Kaz Dağları’nda köylülerin açlık grevi yaparak durdurduğu maden ocağı projesi yeniden gündemde. Bölge sakinlerinin geçen sene projeye verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararına karşı açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Dava kapsamında Skepsis antik kentinin yanı başında, içme ve kullanma suyu kaynağı olan baraja yakın konumda yer alan maden ocağına ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu. Bölge sakinlerinin avukatı Ali Furkan Oğuz, 2013 yılından beri bu ocağa karşı mücadele ettiklerini belirterek “Kurşunlu köyü halkının yaşam alanlarını ve Skepsis antik kentini tamamen yok edecek bu projenin iptalini istiyoruz. Yaşam alanlarımıza, çocuklarımızın geleceğine ve de ait olduğumuz bu güzel coğrafyaya sahip çıkmalıyız. Kaz Dağları bir maden bölgesi değil, doğanın korunduğu, ekolojik dengelerin ön planda tutulduğu bir alan olmalıdır. Acilen bu konuda karar alınmalıdır” dedi. Yıllardır gündemde Kurşunlu köyünde Zafer Madencilik şirketinin başvurusu üzerine 7.74 hektar alanda maden ocağı işletmesi için 2011 yılında “ÇED Gerekli Değildir Kararı” verilmişti. 2013 yılında işletmeye 7.18 hektar ilave edilerek üretim kapasitesi de bakanlık izniyle artırılmıştı. Kurşunlu Köyü Muhtarlığı tarafından Çanakkale İdare Mahkemesi’ne dava açılarak “ÇED Gerekli Değildir” kararı iptal edilmişti. Bölge sakinlerinin mücadelesi sonucu 2014 yılında çalışmaları durduran şirket, projenin kapasite artışı için 2017 yılında tekrar bakanlığa başvurdu. Bakanlık da geçen yıl projeye “ÇED Olumlu” kararı vermişti. ‘Çevreye zarar verir’ Karara karşı bölge sakinleri dava açtı. Çanakkale İdare Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda özetle antik kentin maden ocağından olumsuz etkileneceği belirtildi. Raporda, keşfe gidildiği gün maden ocağının ağaçları kestiğini ve antik kent bölgesinde üç metre kazı yapılması gerekirken daha derin kazıların yapıldığının görüldüğü vurguladı. Mahkeme heyetinin ise rapora atıfta bulunduğu kararda “Yerleşim yerlerine, tarım arazilerine, bitkilere, tarihi sit alanına, su kaynaklarına ve doğal çevreye vereceği zararların kabul edilebilir bir düzeyde olmadığı, niteliği itibarıyla korumacı yaklaşımın sergilenmesi ve olası olumsuz etkilere karşı tedbirlerin alınması konusunda ciddiyetin korunması gerektiği kanun ve yönetmeliklerde açık iken ÇED raporunun koruma tedbirinin nasıl gerçekleştirileceği ile ilgili bilimsel bir yaklaşım ile hazırlanmamış olduğu anlaşıldığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi. SARP SAĞKAL İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremin ardından, hasarlı olduğu gerekçesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca evi yıkılan Balık ailesine, deprem yardımı kapsamında “güçlendirme kredi hak sahipliği” verildi. Duruma tepki gösteren TBMM Deprem Komisyonu üyesi ve CHP Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, “İzmir depreminden beş gün sonra Bayraklı’da yıkılan ev için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı güçlendirme kredisi veriyor. AKP’nin depreme ve kentsel dönüşüme bakış açısı budur. İktidar depremzedeleri mağdur etmek için büyük bir gayret gösteriyor. AFAD ayrı, TOKİ ayrı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise ayrı telden çalıyor. Kurumlar arası iletişimde büyük sorunlar olduğunu görüyoruz. Bu şekilde depremle mücadele etmiyor, felaketlere davetiye çıkarmış oluyorsunuz” dedi. Balık ailesi, evleri yıkıldıktan sonra AFAD’a hak sahipliği için başvurarak yerine yenisinin yapılmasını talep etmişti. Aile ayrıca 7 Aralık 2020’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden 6306 sayılı yasa gereği evlerinin yeniden yapılabileceğine dair belge aldı. İlgili yasa yıkılacak derecede riskli yapıların bulunduğu alanlardaki yapıların bakanlık tarafından resen yapılmasını düzenliyor. l ANKARA ‘Doğal hayat bozulur’ Yargı Yeşilırmak Nehri’nde yeni HES projelerini durdurdu MEHMET MENEKŞE ‘HES’e doydu’ Yeşilırmak’ın üzerinde yirminin üzerinde HES olduğunu, Yeşilırmak Vadisi’nin HES’e doyduğunu belirten Taşova Çevre Platformu Sözcüsü Fazlı Kuru, mahkemenin iptal kararını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Kuru, “Bu yöreyle ilgili başvurunun dahi alınmaması gerekiyor” dedi. Dava avukatı Mehmet Horuş da mahkeme kararının ivedilikle uygulanması gerektiğini vurguladı. Samsun Birinci İdare Mahkemesi, Yeşilırmak Nehri üzerine yapılması planlanan dört Hidroelektrik santrala (HES) ilişkin iptal kararı verdi. Taşova Çevre Platformu tarafından açılan davada mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan detaylı rapor doğrultusunda projeye verilen “ÇED olumlu” kararını iptal ederek dört HES’in yapımını aykırı buldu. Bilirkişi raporunda “yapılması planlanan HES’lerde sızma ve taşma olabileceği, Taşova’nın kanalizasyonuna zarar vereceği, balık geçitlerinin yapılmadığı, tesislerin bölgede önemli bozulmalara neden olacağı, tarım alanlarının, fauna bitki örtüsünün, doğal hayatın projeden olumsuz etkilenip geri dönüşü olmayan zararlara yol açacağı” belirtildi. Kararı bölge halkı ve Taşova Çevre Platformu sevinçle karşılandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle