27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 3 MAYIS 2021 PAZARTESİ HABER DİYANET VAKFI’NIN, BİNGÖL’DEKİ KİRACI ESNAFI İSYANDA: ‘ DİRENİŞTE MÜTEAHHİT BOŞ DURMAMIŞ Faizini de istiyorlar Diyanet Vakfı, salgında kapalı kaldığı için kirasını ödemekte zorlanan esnaftan avukatlık ücreti talep etti. Esnaf , “Vakfın dinle ilgisi kalmamış, sömürü düzenleri var” diye konuştu. Bingöl’de salgın nedeniyle kirasını ödeyemeyen kiracı esnafını icraya veren Türkiye Diyanet Vakfı, şimdi de esnaftan avukatlık ücreti istemeye başladı. Vakıfta üç tane kiralık dükkanı bulunan Muammer Sontepe, “Mesela ben vakıftan üç dükkân kiraladım. Vakıf bu ZEHRA ÖZDİLEK üç dükkânı ayrı ayrı icraya verip ayrı ayrı avukatlık ücreti talep etti. Bir de kiralara geciktiği için faiziyle istemişler. Faiz haram değil mi? Bu dönemde bize en büyük kötülüğü Diyanet Vakfı yaptı” diye konuştu. Bingöl il merkezinde Türkiye Diyanet Vakfı kiracısı olan esnaf, salgın döneminDİYANET TV’NİN SERMAYESİ 25 MİLYON OLDU Türkiye Diyanet Vakfı’nın iştiraki olarak kurulan Diyanet TV, üç yılda sermayesini 275 bin TL’den 25 milyon 275 bin TL’ye çıkardı. Diyanet’in medya şirketinin yöneticisi olduğu vakfın mütevelli heyeti başkanlığı görevini ise Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş yürütüyor. Türkiye Diyanet Vakfı, 17 Mayıs 2018 tarihinde medya alanında Vakıf Medya Sanat Radyo Televizyon Anonim Şirketi’ni 275 bin TL sermaye ile kurmuştu. Türkiye Diyanet Vakfı’nın mütevelli heyetinde, Ankara Ticaret Odası Başkanı ve Emine Erdoğan’ın kuzeni Gürsel Baran da yer alıyor. l ANKARA de kiralarını ödeyemediği için vakıf tarafından icraya verildi. Vakıf ayrıca geciken kiraları faiziyle istemesinin yanı sıra iki üç dükkânı olan esnaftanda ayrı ayrı avukatlık ücreti talep etti. ‘Bağımsızmış!’ Salgın nedeniyle kirasını ödeyemediği için Diyanet Vakfı’nın icraya verdiği esnaf Muammer Sontepe, “Dükkânlarımız kapalı, işletemiyoruz. Bu şartlarda Diyanet’in bize yaptığı zulümdür. Bize destek olmaları gerekirken köstek oluyorlar. Biz bu süreçte sahipsiz kaldık. Dükkânlarımızdan atılma korkumuz var. Cumhurbaşkanı sesimize kulak versin” dedi. Diyanet vakfı’nın icraya verdiği bir başka esnaf ise Vakfın temsilcileri tarafından telefonun engellendiğini belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nı aradım. CİMER’e tekrardan başvuru yaptım. Verdikleri yanıt ‘onlar bağımsız biz karışamıyoruz.’ Bu ülkede bağımsız bir kurum varmış onu öğrenmiş olduk. Bingöl AKP İl Başkanlığı’nı da aradım. İlgileneceklerini söylediler. Vakfın dinle ilgisi kalmamış, sömürü üzerine bir düzenleri var” diye konuştu. TGC, TGK ve Basın Konseyi ve RSF’den 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü mesajı Genelge yok hükmünde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK) ve Basın Konseyi tarafından 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yapılan açıklamalarda, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “Polislerin görüntülerinin alınmasını yasaklayan” genelgesine tepki gösterildi. TGC, Anayasal hak olan basın özgürlüğünün engellediğine dikkat çekti. TGK, “Haber alma hakkı, Anayasal bir haktır ve genelgelerle elimizden alınamaz, yok hükmünde sayıyoruz” açıklamasını yaptı. RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, “Otoriterlik güçlendikçe hukuk devletinin sonunu getirildiğini de birlikte görüyoruz” dedi. İktidarın, gazetecilerin haber yapma halkın haber alma hakkını genelgelerle yok etme girişimine meslek örgütlerinden tepki yağdı. TGC’den yapılan açıklamada, TGC, cezaevindeki gazetecilerin serbest çağrısı yaparak “fiziksel saldırıya yol açan nefret söyleminden” vazgeçilmesi istendi. Açıklamada, “Medya kuruluşlarının yüzde 90’ının iktidarın denetimi altında olduğu, 12 bin gazetecinin işsiz bırakıldığı, yazdıkları ve düşünceleri nedeniyle haklarında binlerce dava açıldığı, 43 gazetecinin hapishanede olduğu Türkiye’de özgür bir basından söz edemiyoruz. Az sayıdaki bağımsız gazete, Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan kesme cezalarıyla, televizyon kanalları ise RTÜK’ün yayın durdurma ve para cezalarıyla baskı altında tutulmaya çalışılmaktadır. Gazeteciler, hedef gösterilmekte, saldırıya uğramakta, saldırganlar cezasızlıkla ödüllendirilmektedir. Son olarak Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesiyle 1 Mayıs’ta polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılmasına karar verilmiştir. Bu genelge anayasaya aykırıdır” denildi. Özgürlüklere aykırı TGK’den yapılan açıklamada ise Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan ve “ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan” genelgenin, 1 Mayıs’ta uygulandığına dikkat çekilerek, “Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi’ ve ‘görevin yerine getirilmesine engel olunması’ gerekçesiyle yayımlanan genelge, gazetecilerin haber alma özgürlüğüne taban tabana zıttır. Basın özgürlüğüne, yasalara, insan hak ve özgürlüklerine aykırı olan söz konusu genelgeyi, basın çalışanları açısından yok hükmünde sayıyoruz” denildi. Basın Konseyi tarafından yapılan açıklamada ise Türkiye’nin Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında hâlâ 153’üncü sırada bulunması anımsatıldı. Açıklamada, “Basın özgürlüğü listesinde Bangladeş, Rusya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi ülkelerin arkasında olduğumuz için utanıyoruz” ifadesine yer verildi. Açıklamada, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesinin hukuka aykırı olduğu ve geçerliliği olmadığı belirtildi. RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ise “Uzun süre en çok gazeteci tutuklayan bir ülke olarak Türkiye, yaygın adli kontrol pratiğiyle mahpusluğu zihinlerde yaygınlaştırma yoluna gitti. Son aylarda Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay’ın geç de olsa verdiği olumlu kararlar var. Ancak otoriterlik güçlendikçe hukuk devletinin sonunun getirildiğini de birlikte görüyoruz” dedi. l Haber Merkezi ÇAKIRÖZER’DEN NİSAN AYI BASIN RAPORU 50 gazeteci hâkim karşısına çıktı CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in, nisan ayına ilişkin hem de yürürlükteki anayasa ve yasalara aykırıdır. Sınırları aşan ve suç hazırladığı basın özgürlüğü ihlalleboyutlarına ulaşan müdahalelere ilişri raporuna göre, nisan ayında yaklakin ses ve görüntülerin, yetkili idari şık 50 gazeteci hâkim karşısına çıkve adli makamlar nezdinde hak ihlaltı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün eylerini ispatlamak amacıyla ya da balemlerde görüntü alınmasını engelsın özgürlüğü kapsamında kaydedilleyen genelgesinin de ilk günden itimesi özel hayatın gizliliğine ya da kibaren basın özgürlüğünü kısıtladığışisel verilerin korunması hakkına aynı vurgulayan Çakırözer, “1 Mayıs’ta gösteri yapmak isteyenlere yönelik Utku Çakırözer kırılık oluşturmaz. Genelge ile suç işleyen emniyet mensuplarının korupolisin orantısız şiddetini görüntülemek iste ması hedeflenmektedir” dedi. yen basın mensupları engellendi. Genelge ilk günden ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlaya‘Meslek örgütleri karar vermeli’ cak biçimde uygulanmaya başlandı” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, başta gaCHP’li Çakırözer, nisan ayına ilişkin hazırladı zetemiz olmak üzere gazete ve yazarları hedef ğı basın özgürlüğü ihlalleri raporunu yayımladı. aldığını kaydeden Çakırözer, Radyo ve TelevizRapora göre, nisan ayında 50’ye yakın gazeteci yon Üst Kurulu’nun ise (RTÜK) nisan ayında da hâkim karşısına çıktı. Karikatürist Nuri Kurtcebe bağımsız gazetecilik yapan televizyon kuruluş2 yıl, Erol Mütercimler ise 10 ay hapis cezasına larına ceza yağdırdığını belirtti. Halk TV, Tele1 çarptırıldı. 6 gazeteci gözaltına alınırken, 2 ga ve KRT’ye, yayımlanan görüşler nedeniyle ağır zeteci fiziksel müdahale ile karşı karşıya kaldı. para cezaları uygulandığını aktaran Çakırözer, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, eylemlerde gö bazı haberlerin erişime engellendiğini de belirtrüntü alınmasını yasaklayan genelgesini anım ti. Basın kartlarının keyfi olarak iptali ya da ensatan ve 1 Mayıs’ta gösteri yapmak isteyenlere gellenmesi uygulamasının son bulması gerekpolisin müdahalesini görüntüleyen basın men tiğini de kaydeden Çakırözer, “Türkiye’de kisuplarının engellendiğini, telefonkameralarına min gazeteci olduğuna devlet değil gazeteciler, el konarak görüntülerin sildirildiğini vurgulayan meslek örgütleri karar vermeli, basın kartını onÇakırözer, “Bu genelge hem evrensel hukuka lar vermelidir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet 1 MAYIS’TA GÖZALTINA ALINMIŞLARDI 237 kişi serbest bırakıldı İstanbul’da 1 Mayıs boyunca 246 kişinin gözaltına alındığı, bunlardan 237’sinin serbest bırakılırken geri kalanların savcılığa sevk edileceği öğrenildi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi’nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Vatan Emniyet’teki ifadeler de tamamlandı. Verilerimize göre 1 Mayıs boyunca İstanbul’da toplam 246 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 237’si hakkında ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakma kararı verilirken 9 kişi hakkında savcılığa çıkarılma kararı verildi” ifadelerine yer verildi. İzmir’de gözaltına alınan 31 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. 31 kişiye sokağa çıkma kısıtPolis, Taksim’de 1 Mayıs kutlaması yapmak isteyenlere sert müdahalede bulunmuştu. lamasını ihlal ettikleri gerekçesiyle para cezası verildi. Trabzon’da gözaltına alınanlara da para cezası uygulandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Halkın koruduğu ağaçlar kökünden söküldü. Köylüler ve Mahmut Tanal suç duyurusunda bulundu. İkinci taşocağına izin LEYLA KILIÇ Rize’de İşkencedere Vadisi’nde AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cengiz İnşaat tarafından yapılmak istenen taşocağına karşı direniş kapanmaya karşın sürdürülürken, köylüler “doğa talanı yapıldığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Yöre halkı yaşama alanlarını savunma mücadelesi verirken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 11. Bölge Müdürlüğü’nün yeni bir taşocağına izin verdiği ortaya çıktı. Rize İkizdere’de karşı çıkılan taşocağına karşı yöre halkının direnişi devam ederken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 11. Bölge Müdürlüğü’nün yeni bir taşocağına izin verdiği ortaya çıktı. 4 milyon 200 bin TL’ye bedelle yapılmak istenen ikinci ocak olan Gürdere Köyü mevkiinde olacak. Yapılacak olan taşocağından elde edilecek malzemenin İyidere Lojistik Merkez ve Limanı yapım, bakım ve onarım faaliyetlerinde ve bölgedeki yol yapımı projelerinde kullanılmasının planlandığı belirtildi. ‘Yalan söylüyorlar’ Yeni taşocağını Cumhuriyet’e değerlendiren İkizdereli Jeofizik Mühendisi Mehmet Baş, “İyidere Lojistik Merkez ve Liman İnşaatı için yapmak istedikleri taşocağı için alanda 3 yıl çalışacaklarını belirtiyorlardı. Madem öyleydi yeni ocak için neden izin aldınız? Yetkililerin hepsi yalan söylüyor. Mücadelesini verdiğimiz ocak için kapasite artışı istemişlerdi, kapasite artışı ÇED sürecine girdiği için Çevre Bakanlığı’ndan döndü. Onlar da yapmak istedikleri 1. taşocağının hemen ilerisinde ve köylere daha yakın bir mevkide 2. taşocağı iznini aldı. Burası da 23 hektarlık bir alan. İki ocağı birbirine bağlayacaklar. Cengiz bu işin müteahhitliğini yapıyor, burayı işaret eden de veren de devlet” dedi. Doğa talanı yapıldı Sokağa çıkma yasağına karşın İşkencedere Vadisi’ni korumak için alana giden köylüler ise patikaları, orman yollarını, vadi girişlerini tutan jandarma ile karşılaştı. Yurttaşlar alana giremeyince iş makineleri, önceki günlerde direnişçilerin kendini zincirlediği ağaçları yerinden kopardı. CHP Milletvekili Mahmut Tanal iş makinesinin üzerine çıktı. İş makinelerinin verdiği tahribat üzerine Tanal ve köylüler, jandarma karakoluna giderek “doğa talanı yapıldığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. YOL DEĞİŞİKLİĞİNE TEPKİ Tarım alanları yok edilecek CEMİL CİĞERİM İYİ Parti Perşembe İlçe Başkanı Şenol Anşin, OrduÇambaşı yolundaki güzergâh değişikliğine tepki göstererek, “Telafisi imkânsız tahribata yol açacak, Sağırlı Vadisi’ndeki yüzlerce dönüm verimli tarım alanı yok edilecek” dedi. Kurul Kalesi ve Sağılı Vadisi’nde Ordu İl Başkanı Ekrem Şentürk ile beraber yaptıkları incelemenin ardından açıklama yapan İYİ Parti Perşembe İlçe Başkanı Şenol Anşin, yolun güzergâhının değiştirildiğine dikkat çekti. Anşin, “OrduÇambaşı yolundaki güzergah değişikliği yanlış bir seçenek. Çünkü yapılan bu yanlışla, 2 adet yüzlerce metre uzunluğunda viyadük, 1 adet yüzlerce metre uzunluğunda tünel ve yine 1 adet yüzlerce metre uzunluğunda 75 metre genişliğinde kaba dolgu yapılarak, büyük miktarda kaynak israfı yapılmaktadır. Ayrıca bu değişiklikle, tarihi SİT alanı olan Kurul Kayalıkları’nda çok büyük oranda telafisi imkânsız tahribat yapan kum ve çakıl ocağı koruma altına alınmaktadır. Yanlıştan bir an önce dönülmelidir” dedi. l SAMSUN ALİ DEMİREL’İN AİLESİ TEPKİLİ Tahrik indirimi kahretti Konya’da üniversite öğrencisi Mehmet Ali Demirel’in öldürülmesiyle ilgili 3 sanığa verilen 12 yıl 6’şar aylık hapis kararı istinaf mahkemesi tarafından onandı. Demirel’in annesi “İkinci kez yıkıldık” diyerek karara tepki gösterdi. Geçen yıl Necmettin Erbakan Üniversitesi öğrencisi 23 yaşındaki Mehmet Ali Demirel, Viyana’da yaşayan ablasının, eşinden şiddet gördüğünü öğrendi. Habertürk’ün haberine göre Demirel, bu durumu konuşmak için yanına arkadaşını da alıp, eniştesinin ailesinin evine gitti. İddiaya göre konuşmak için dışarı çağırdığı eniştesinin babası Hüseyin Koç ile onun çocukları Adil Koç ve İsa Koç, Demirel’i demir çubuk ve sopalarla dövdü. Ağır yaralanan genç kaldırıldığı hastanede 3 gün sonra öldü. Baba ve oğulları tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucu Mehmet Ali Demirel’i öldürdükleri gerekçesiyle cezaevinde bulunan baba ve iki oğlu önce müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cinayetin haksız tahrik altında işlendiği gerekçesiyle sanıkların cezası 12’şer yıl 6’şar aya düşürüldü. Karar sonrası fenalaşan Mehmet Ali Demirel’in annesi Fatma Demirel hastanede kaldırıldı. Karar istinaf mahkemesi tarafından da onandı. Onama kararının ardından ikinci kez yıkıldıklarını gözyaşları arasında anlatan anne Fatma Demirel, “Çocuğum bir senedir yok. 12 yıl ceza çok az. Elbette benim oğlum geri gelmeyecek ama en azından yangınımız bir nebze azalacak. Yargıtay’dan gelecek sonucu ümitle bekliyoruz. Hepimiz perişan olduk” dedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle