04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 19 MAYIS 2021 ÇARŞAMBA İYİ PARTİ LİDERİ, GRUP TOPLANTISINDA İKTİDARA YÜKLENDİ: Sallama devri bitiyor Akşener, “helallik isteyen” Erdoğan’a, “Sandığı getireceksin, milletimiz sana ne diyecek göreceksin” diye seslendi. Akşener, Türkiye ile İsrail arasındaki 6 milyar doları aşan ticari ilişkilere dikkat çekerek “Kürecik’i kapat” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, esnaftan “helallik isteyen” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Ekmeği haram ettiğin işçiden, hayalleri haram ettiğin gençten, tok yatmayı haram ettiğin garibandan, siftahı haram ettiğin esnaftan helallik alamazsın” tepkisini gösterdi. İsrail Başbakanı Netanyahu için de “ergen tavırlı popülist” ve “Erdoğan’ın İsrail versiyonu” nitelendirmesinde bulunan Akşener, “Kürecik’in de kapatılmasını” istedi. ‘Savaş tüccarlarına yaradı’ Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail’in Kudüs’e yönelik saldırılarını değerlendirirken Netanyahu’nun kriz çıkardığını aktardı. Akşener, mart ayındaki seçimlerden sonra Netanyahu’nun yeni bir hükümet kurmasına izin verilmediğini anımsattı. “Bu gelişmeler üzerine Erdoğan’ın İsrail versiyonu olan Netanyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kastetmekten geri durmadı” diyen Akşener, İsrailli Arap partilerinin de yaşananlara tepki olarak koalisyon görüşmelerinden çekildiklerini anımsatarak bunun sonuçta “savaş tüccarları ve koltuk meraklılarına yaradığını” kaydetti. Bu insanlık ayıbı karşısında hükümetin de “İsrail’i caydıracak somut tek bir adım atmadığını” dile getiren Akşener, Türkiye ile İsrail arasındaki 6 milyar doları aşan ticari ilişkilere dikkat çekerek bu ilişkilerin askıya alınmadığını vurguladı. Akşener, “Mesela, Kürecik Radar Üssü var değil mi? İran’dan İsrail’e yapılacak bir Meral Akşener saldırıyı haber vermesi planlanıyor. Peki bu üs kapatıldı mı? Hayır. Bol miktarda hamaset, kürsüden tarih tiratları, A Haber’de, Yeni Şafak’ta ateşli yorumlar, yazılar var” dedi. Erdoğan’a, “Kürsüden sallamayı liderlik sananların devri artık bitiyor. Samimiyetsiz ağlak tavırlarınızla, Filistin için çok şey yapıyormuş gibi görünme çabanızı, artık kimse yemiyor. Boş konuşmayı bırakıp gerekeni yapacaksın. Bunu yaparken de dik duracaksın” diye seslenen Akşener, Netanyahu ve destekçilerini de kınadı. ‘AKP’nin balonu patladı’ “AKP’nin balonunun artık patladığını, milletin 19 yıldır sırtında taşıdığı bu iktidarın, 14 ay milletinin yanında duramadığını” kaydeden Akşener, Erdoğan’a şu tepkiyi gösterdi: “Bunca haramın ortasında, bir de utanmadan milletinden helallik isteyecek kadar yüzsüz. Milletimizin yakasından bir düşün. Sana doğru adresleri söyleyeyim. Mesela git, milletimizin alın teriyle kasalarını doldurduğunuz o beş müteahhitten helallik iste. Arpalığa çevirdiğin yönetim kurullarına atadığın, gelin, damat ve kayınçolardan helallik iste. Sarayda beslediğin, beş maaşlı danışmanlardan, yandaşlardan, trollerden ve malum vakıflardan helallik iste. Daha dün ‘İşyerleri kapanıyor diyenler yalan söylüyor’ diyordun, bugün utanmadan onlardan helallik istiyorsun. Ekmeği haram ettiğin işçiden, hayalleri haram ettiğin gençten, tok yatmayı haram ettiğin garibandan, siftahı haram ettiğin esnaftan, yazmayı haram ettiğin gazeteciden, düşünmeyi haram ettiğin akademisyenden, kadroyu haram ettiğin öğretmenden, emekliliği haram ettiğin EYT’lilerden, takdiri haram ettiğin sağlıkçıdan, aşıyı haram ettiğin milyonlardan, Kaz Dağları’ndan, İkizdere’den, Hasankeyf’ten, Salda Gölü ve Soma’dan helallik alamazsın” dedi. Akşener, “siyasetçilerin milletiyle kürsüden attığı nutukla değil, sandıkta helalleşeceğini” söyledi. Akşener, “Sandığı getireceksin, milletimiz sana ne diyecek göreceksin. Öyle kürsülerden üfürmekle olmaz. Madem helallik alacağına eminsin, buyur, hodri meydan” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet NETANYAHU TEPKISI İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, grup toplantısında İsrail Başbakanı Netanyahu’yu anlatırken “Erdoğan’ın İsrail versiyonu” benzetmesi yapmasına AKP’den tepkiler geldi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medyadan, “Filistin davasının en güçlü savunucusu Cumhurbaşkanımızı, Filistinli çocukların katilleri ile yan yana getirmek ahlakdışı bir sapmadır” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Bu sakil benzetme siyaset değil bir akıl ve vicdan tutulmasıdır” paylaşımında bulundu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise “Sayın Cumhurbaşkanımızı eli kanlı bir katile benzetmek, siyaset etmek değildir” şeklinde konuştu. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan ise, “Bu, Türkiye düşmanlarının, terör örgütlerinin sözcülüğünden ve çatışmayı destekleyenlerden başka hiç kimseye hizmet etmeyen bir ihanet duruşudur” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘TÜRK MILLETININ DESTANI’ Konuşmasında, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na da değinen Akşener, “19 Mayıs’ın Türk milleti için tarihi bir başlangıç olduğunu” vurguladı. Akşener, “19 Mayıs, iç cephedeki sayısız gediğe rağmen Türk milletini aynı kutlu ülküde buluşturan bir büyük destanın adıdır. Bugün de zor bir dönemden geçiyoruz. İşte o nedenle tıpkı 1919’da olduğu gibi bugün de o ilk adımı atacak cesarete sahip olmalı ve o umudu taşımalıyız. Bu topraklarda, yeni destanlar yazmak için, o ilk adımı mutlaka atmamız gerekiyor” dedi. Gençliğe hitabe Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek değil, mevkiini suiistimal edenlerden, mafya ile yola düşenlerden, dini siyasete alet edenlerden ve ülkenin kasasını boşaltıp üstüne üstlük bir de sağı solu tehdit edenlerden kaçıp kendi canını kurtarmaktır. Bundan sonra yaşayacağın hayatta, burada ya da başka yerde, demokrasiden ödün verenlere artık göz yummamaktır. Laikliğe burun kıvırmanın ne anlama geldiğini anlamaktır. Çağdaşlığın ve evrenselliğin değerini bilmektir. Hukukun ne anlama geldiğini asla unutmamaktır. Rasyonel düşüncenin ve değerlerin peşine düşmektir. Dogmatik ölçülerin belirlemeye çalıştığı yaşam tarzını ve siyasi anlayışı reddetmektir. Senin vazifen, senden öncekilerin göz göre göre yaptıkları ölümcül hataları yapmamak ve kendi yolunu çizerken hangi sorumlulukları taşıdığını doğru anlamaktır. Vazife kime düşer? Senin içine doğduğun bu sıkışmışlığın ve en baştan karartılmış istikbalinin temelini atanlar; kendilerine yüz yıl önce yapılan o kıymetli uyarılara kulak tıkayan, yakın tarihi doğru okuyamayan ve gelmekte olan tehlikenin farkına ısrarla varmayan dedenlerle ninenler ve babanlarla annenlerdir. Onlar hatalı tercihleriyle, “Bana ne”cilikleriyle, “Bir de bunu deneyelim”cilikleriyle, “Bir kereden bir şey olmaz”cılıklarıyla, şu anda iktidarda olan zihniyetin yolunu açtılar ve senin yolunu tıkadılar. Bugün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyeti o yüzden senin sorumluluğunda olan bir şey değil. Ne yapacaklarsa onlar yapacaklar ve sana ya yeniden ve bu sefer düşmandan değil, kendi kendisinden kurtarılmış bir ülke bırakacaklar... Ya da beceriksizlikleri yüzünden çökmüş bir cumhuriyetin enkazının altında kalarak arkandan el sallayacaklar. Sen şu noktada, bu ülke için değil, sadece kendin için hayatta kalmak ve gözünü para ve iktidar hırsı bürümüş siyasilerin korkunç emellerine gençliği kurban veren senden öncekilerin gafletini tarihe kazımakla yükümlüsün. Senin bugün bu durumda olmana neden olanlar, 70 yıldır, geleceği değil sadece o anki vaziyetin imkân ve şeraitini düşündüler. Vazifeye atılmaya üşendiler, vazifeye atılmaya önem vermediler, vazifeyi üstlerine alınmadılar. Dediler ki “İmkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür ediyor”. Dediler ki “İstiklal ve cumhuriyetimize kasteden düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessililer.” Dediler ki “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edildi.” Dediler ki “Bütün tersanelerine girildi.” Dediler ki “Bütün orduları dağıtıldı.” Dediler ki “Memleketin her köşesi bilfiil işgal edildi”. Dediler ki “Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulundular.” Dediler ki “Bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit ettiler.” Dediler ki “Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap.” Ve dediler ki “E, hal böyleyken ben ne yapabilirim ki!” Muhtaç olduğun kudret... Hukukçuların çoğu hukuktan vazgeçtiler, gazetecilerin çoğu gazetecilikten vazgeçtiler, doktorların çoğu doktorluktan vazgeçtiler, öğretmenlerin çoğu öğretmenlikten vazgeçtiler, işçilerin çoğu sendikalardan vazgeçtiler, siyasilerin çoğu siyasetten vazgeçtiler, bilim insanlarının çoğu bilimden vazgeçtiler, askerlerin çoğu ülkeden vazgeçtiler... Ve halkın çoğu sizden vazgeçti. Bu ülke gençlerinden vazgeçti. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde tek vazifen nasıl bir dünyaya doğduğunun bilincinde olmak ve sana dayatılan değerleri, ahlakı, hedefleri akıllıca sorgulamaktır. Dünle bugün arasında doğru bağları kurmaktır. Geçmişin hatalarını tekrarlamamaktır. Fırsat eşitliğini, ücretsiz eğitimi ve sağlık haklarını, insan haklarını, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmayan iktidarlara dönüp bakmamaktır. Özgürlüğün ve bağımsızlığın kıymetini bilmektir. Devletten, otoritelerden, diktatörlerden, reislerden değil... Diğer insanlara, canlılara ve doğaya zarar vermekten korkmaktır. Muhtaç olduğun kudret, bir tuşla ulaşabildiğin o sonsuz evrende ve senden öncekilere benzememe becerindedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle