24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 19 MAYIS 2021 ÇARŞAMBA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ Artık gemiyi yüzdürebilmek için desteğe ihtiyaç var. Yoksa işsizlik, enflasyon, teröre kadar gidiyor Bıçak kemiğe dayandı TGSD Yönetim Kurulu Müşterek Başkanı Ramazan Kaya: Eğer haziran başı gibi açılmalar başlamazsa, arz talep dengesi bir yere gelmezse, mağaza kapanmaları, tahsilat problemleri had safhada yaşanmaya devam edecek. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Müşterek Başkanı Ramazan Kaya, piyasada tahsilat sorunları yaşandığını, ödeme vadelerinin 34 aydan 68 aya kadar çıktığını ifade etti. Kaya, üretim maliyetlerinin çok arttığına işaret ederek “Artık bıçak kemiğe dayanınca mecburen maliyetleri fiyatlara yansıtmanız gerekiyor. Kış sezonunda fiyatların en az yüzde 1015 artacağını düşünebiliriz” dedi. Bu yıl hazırgiyim ihracatının 18 milyar dolara çıkabileceğini ancak iç piyasada yüzde 3040’lara varan daralmalar yaşanabileceğini anlatan Ramazan Kaya ile pandeminin hazırgiyim sektörüne etkilerini konuştuk. n Sıkıntı yaşamayan sektör yok. Sizde işler nasıl gidiyor? 15 aydır pandemiyle geçiyor. Kapanmalarla özellikle yerel markalar, mağazalar sıkıntı yaşadı. 2021’e geçtiğimizde biraz normalleşmiş gibi gözükse de özellikle martta iç piyasada yine daralma başladı. Arz talep dengesi bozuldu. Online platformların iş hacmi iki üç kat arttı. Ama teknolojik altyapımız olmadığı için burada bazı sıkıntılar oluştu. İhracat ayağında çok sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. İç piyasada ise kapanmalardan, dur kalklardan dolayı sıkıntılar var. Ödeme vadeleri uzadı, tahsilat sorunları yaşanıyor. n Vadeler ne kadar uzadı? İç piyasada vadeler zaten uzundu. 34 aydan önce ödeme yoktu. Şimdi ortalama 68 aya çıkan ödemelerle karşı karşıya kaldı firmalar. Verilen siparişler kapanmadan dolayı durma eğilimine girdi. Faizlerin artmasıyla anormal bir enflasyon oldu. Özellikle bu yıl firmalar finansmana erişim konusunda sıkıntı yaşıyor. İhracat tarafında da 6090 gün olan vadeler 120150 güne çıktı. Tedarik zincirinde sıkıntılar oldu. Emtia fiyatları çok yükseldi. Fiyat tutturmakta ciddi sıkıntılar yaşadık. Pandemiden önce Çin’den Vietnam’dan 3 bin 500 dolara gelen konteynır 10 bin dolara kadar çıktı. Bunların hepsi işimizi olumsuz etkiledi. İş performansından yüzde 1520 eksiler yaşandı. Fiyat tutturmakta sıkıntı yaşıyoruz. Bu dönemde çok kâra, zarara bakmadan işin sürdürülebilirliği açısından herkes bir miktar sineye çekmeye çalıştı. n Daha ne kadar sineye çekersiniz? Sermayeniz yettiği müddetçe. Şu an en azından bir işimiz var. Kısa ve orta vadede özellikle ihracat tarafında hazırgiyim açısından çok büyük sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Krizi fırsata çevirmek için nitelikli insan sorununu halletmemiz gerekiyor. n Yıl sonu için öngörünüz nedir? 2020’de hazırgiyim ihracatı 17.4 milyar dolardı. Bu yıl 18 milyar dolarla yılı kapatırız. İç piyasa 1012 milyar dolar civarında. Burada yüzde 3040’lara varan daralmaları görebiliriz. Ramazan Kaya BU YIL YATIRIM OLMAYACAK n Sektörün borç yükü ne kadar? Firmaların borcu had safhada. Özellikle iç piyasada markaların mağaza açmasından dolayı borç yükü artmıştı. 2020’de 2.5 milyar TL teşvik yatırımı olmuş. 2021’de bu rakam duracak. Bu yıl hazırgiyim ve konfeksiyonda üretimsel anlamda bir yatırımı öngörmüyoruz. n İşten çıkarma yasakları ve kısa çalışma ödeneği sürüyor. Bunlar bittiğinde sektörde işsizlik artar mı? Tabii ki mutlaka. Temmuzdan sonra yerel iş yapan firmaların işçi çıkarmasını bekliyorum. n Hammadde fiyatları çok arttı diye şikâyetler vardı. Sıkıntı sürüyor mu? 3 dolar olan ortalama iplik fiyatı 4.70 dolara çıktı. 20202021 arasında ortalama maliyet artışı yüzde 3035. Üretici işler yürüsün diye zararı dahi göze aldı. Aslında bu yüzde 3035 net olarak fiyatlara yansıtmamız gereken miktar. n Bu zararı daha ne kadar göze alabilirsiniz? Bu durum sürdürülebilir değil. Mağazaların açılması, arz talep dengesinin oluşması lazım. Bu sağlanmadığı zaman tahsilat problemleri olacak. Alınan kredilerin geri dönüşünde sıkıntılar olacak. Bunun için iç piyasada orta ve uzun vadeli TL ve düşük faizli kredi verilmeli. İhracatta da yine orta ve uzun vadeli döviz kredisi gerekiyor. Bu sorunlar çözülmezse firmalar orta ve uzun vadeye kendilerini götüremeyecek. Kısa çalışma ödeneği en az eylül ayı sonuna kadar uzatılmalı. n Finansmana erişim konusunda adım atılmazsa nasıl bir sonuçla karşılaşacak sektör? Avrupa’da H&M ve Inditex’in ciddi mağaza kapatmaları var. Türkiye’deki global markaların da bazıları mağaza kapatıyor. Herkes gemisini bir şekilde yürütmeye çalışıyor. Artık bunu yüzdürebilmek için desteğe ihtiyaç var. Verilmediği zaman kaos durumlara, işsizlik, enflasyon, teröre kadar gidiyor. n Yasak ve kısıtlamalar nedeniyle mağazalar uzun süre kapalıydı. Mağaza kapanmaları artar mı? Bu çok sürdürülebilir bir durum değil. Eğer haziran başı gibi açılmalar başlamazsa, arz talep dengesi bir yere gelmezse, mağaza kapanmaları tahsilat problemleri had safhada yaşanmaya devam edecek. YÜZDE 1015 ZAM n Maliyet artışları ürünlere yüzde kaç zam olarak yansıyacak? Artık bıçak kemiğe dayanınca mecburen yansıtmanız gerekiyor. Hem üretici fiyat endeksi artıyor hem döviz kuru artıyor. Şu anda yerel markaların depolarında ciddi stoklar var. Bu ürünlere yansıtmayabilirler ama kış sezonunda fiyatların en az yüzde 1015 artacağını düşünebiliriz. n İhracatta kilogram birim fiyatları ne durumda? Maalesef, ortalama birim fiyatımız düşüyor. Hazırgiyimde ortalama kilogram birim fiyatımız 16 dolarlardan 13.5 dolarlara düştü. Yüz iki yıl sonra Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı, tarihimizin önemli kilometre taşı, Türkiye Cumhuriyeti kuruluş sürecinin başlangıcıdır. Aradan yüz iki yıl geçmesine karşın, amacı tam gerçekleştirememenin ezikliğini duyuyoruz. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıkışının hemen ardından amaçları doğrultusunda karar önceciliğini, inisiyatifi ele almıştır. 22 Mayıs’ta “Millet yekvücut olup hâkimiyet esaslarını, Türklük duygusunu hedef ittihaz etmiştir” ana temalı raporunu yayımlamış, 28 Mayıs’ta XV. ve XX. kolordu komutanlarına “Milletin esaretten kurtuluşu, hâkim ve müstakil olarak topraklarında yaşayabilmesi ancak azimkâr ve onurlu ellerin milleti doğru yoldan müdafaai hukuk ve istiklale sevki ile kabil olacaktır” bildiriminde bulunmuş, 22 Haziran’da mülki ve askeri makamlara adresli “Vatanın tamamiyeti, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır” Amasya Tamimi yayımlanmıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Mücadele sürecini başlatması, iç ve dış çevrelerce kaygı, kuşku ile karşılanmış, onu dışlamak, ortadan kaldırmak üzere karşı önlemler alınmaya başlanmıştır. Önce dönemin Harbiye Nazırı, Mustafa Kemal Paşa’dan İstanbul’a teşrifleri rica yollu istenmiş, Amasya Tamimi’nin yayımlanması üzerine de 23 Haziran’da Mustafa Kemal Paşa’nın azli, hiçbir resmi yetki ve sıfatının kalmadığı vilayetlere tebliğ edilmiş, 5 Temmuz’da İstanbul’a dönmesi emredilmiş, 8 Temmuz’da resmi memuriyetine son verildiğini bildiren padişah iradesi yayımlanmıştır. 29 Temmuz’da mülki makamlara Mustafa Kemal ile Rauf Bey’in (Orbay) derhal yakalanarak İstanbul’a gönderilmeleri, 3 Eylül’de de Elazığ Valisi Ali Galip’e Mustafa Kemal’in tutuklanması, Sivas Kongresi’ne engel olunması talimatı verilmiştir. İstanbul (hükümet ve padişah), yalnız Mustafa Kemal Paşa’nın azli, tutuklanması talimatıyla yetinmemiş, Anadolu’da başlayan hareketi bastırmak ve Kuvayı Milliye örgütlenmesine engel olmaya yönelik girişimleri de başlatmıştır. 20 Eylül’de Padişah Vahdettin, “İstanbul Hükümeti’ne yardımcı olunmasını, itidal ve sükunetin muhafazasını” bildiren padişah iradesini yayımlamış, etkisiz kalması üzerine de din faktörü devreye sokularak 10 Nisan 1920’de şeyhülislam Dürrüzade Abdullah, Kuvayı Milliye aleyhine fetva vermiş, ardından Damat Ferit Paşa Hükümeti, “Kuvayı Milliye denilen teşekkül Anadolu’yu korkunç bir istila tehdidine hem de devletin başını gövdesinden ayırmaya sebep oluyor” savlı bildiriyi yayımlamış, 16 Nisan’da da Kuvayı Milliye’yi ortadan kaldırmak üzere Kuvayı İnzibatiye kurulmuştur. BMM’nin açılışı, Ankara Hükümeti’nin etkinliğinin artması üzerine de İstanbul’da Divanı Harp, 24 Mayıs’ta Fevzi Paşa’yı (Çakmak); 6 Haziran’da da İsmet Bey’i (İnönü) ve Milli Mücadele’ye katılanların önde gelenlerini idama mahkum etmiştir. Alınan bu önlemler Amasya Tamimi’nden sonra başlatılan dış destekli, din motifi ağırlıklı iç isyanlarla desteklenmiş, iç isyanlar, zafer kazanılıncaya kadar sürdürülmüştür. İtilaf Devletleri’nden Fransa ile anlaşmaya varılmış, İtalya işgal ettiği Antalya ve Muğla dolaylarını çarpışmasız boşaltmış, İngiltere ise düşmanca davranışını, Yunanistan’ın Anadolu’yu işgalini desteklemeyi sürdürmüştür. İngiliz Yüksek Komiseri T. De Robeck, 11 Aralık 1919’da yayımlanan raporunda, Mustafa Kemal’i başlıca düşman ilan etmiş, 7 Nisan 1920’de Damat Ferit Paşa ile görüşmesinde milliyetçileri ezmek için hükümete her türlü yardımın yapılacağı vaadinde de bulunmuştur. 6 Ağustos 1921’de de İngiltere Başbakanı Lloyd George, Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada izlenen stratejiyi, “Kemalist ayaklanmayı bastırmak için, Anadolu içlerine İngiliz askeri gönderilmediğine göre, her iki tarafı sonuna kadar vuruşturmak” olarak açıklamış, 15 Eylül 1922’de İngiliz dominyonlarını ve İtilaf Devletleri’ni Türklere karşı, boğazları müdafaada birleşmeye çağırmıştır. 16 Kasım 1922’de Padişah Vahdettin, işgal orduları başkumandanı Harrington’a yazdığı mektupla “İstanbul’da hayatını tehlikeli gördüğünü, İngiltere devleti fahimesine (büyüklüğüne, ululuğuna) iltica ve bir an evvel İstanbul’dan başka bir mahale nakli” talebinde bulunmuştur. Bağımsızlık Savaşı’nda, Milli Mücadele’de ne yazık ki birlikte, tek vücut hareket edilememiştir. Bir grup, savaşa katılmak, destek bir yana, azil, cezalandırma, isyan teşviki, emperyal güçlerle işbirliğiyle, hareketi kösteklemeye çalışmıştır. Ülkede, bağımsızlığı, özgürlüğü, ulusal egemenliği önemsemeyen, İslamı, Arap biçimi yaşam olarak algılayan, dinden dünyevi ve uhrevi çıkar beklentisi olan, ulusal kimliği öncelik taşımayan bir kitle, Milli Mücadele’yi desteklememiş, zafere de hayıflanmıştır. Amorf olarak nitelendirebileceğimiz; yaşam biçimi seküler, Batı ile iyi ilişkiler kurma isteğinde olan, ulusalcı değil, küreselleşmeci, kişisel çıkarlarını gözeten bir grup da Milli Mücadele’ye tam destek vermemiştir. Bu grup Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışının hemen ardından İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni kurarak Milli Mücadele sürecinde emperyal güçlerle iyi geçinmenin yollarını aramıştır. Milli Mücadele’ye karşı farklı tutumla belirginleşen toplumsal ayrışım, Cumhuriyetin ilanından sonra da siyasal ve toplumsal yaşantımızı etkilemiş, günümüzde de etkilemektedir. 19 Mayıs’ın tam bağımsızlık, üniter ulusal devlet, halkın egemenliği, Türk kimliğini geliştirme amaçlarını gerçekleştirme mücadelesi, yüz iki yıl sonra da sürmektedir. DÖVIZ KURDA SIKINTI n Döviz kurunun geldiği seviyeyi nasıl görüyorsunuz? Bu, ihracatçı için ideal bir nokta mı? İhracatın yüzde 6570’ini Avrupa’ya yapıyoruz. Avro’da 10 liranın üzerindeki seviye doğrudur. Burada sıkıntı yaşanan dalgalanmalar ve dengesizlikler. 4 ay önce Avro 8.50’ler civarındaydı, şimdi 10 lira. Açıkçası neye göre fiyat yapacağımızı şaşırdık. ATAM; “U “U “Uve kararı ATAM; ATAM; kurtaracaktır” yerek, v1e9kvMaerkaaayrrıaısrkı1ku9ur1rt9aa’rdraacaacykatakırz”tmıra”yyeraeyke, rek, baş1la9dMı1ğ9ıanMyakısyuıs1rt19u91l1u99ş’d’ddaaeysaytzamnzamıymaaızyıan ve başAlabtdaaAtşıtülğaatrdıüknırğ’küıkn’üuAkArnuntrmutmulaaluu,, şGşGddeestsatnavımenvıSeızmpınSopıvrzeoınr ve AtBaatyüBraraykmr’aümı’Aı’ nma, G ve Spor cBoaşcykorşakmık’ ukutltuluyyoor, vvaattaannımımızıuzğuruğnrauna cocşakcnalnscaaalranysıranlgaıkynırıguııvnvıtvıvelveureryr or, vatanyıomyroruırzzru. ruz.ğruna saygı v yoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle