06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 5 NİSAN 2021 PAZARTESİ HABER 104 emekli amiralden iktidarın başlattığı Montrö tartışması ve ‘cüppeli amiral’e karşı bildiri: Montrö tartışılamaz Emekli amirallerin bildirisinde, “Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz” ifadeleri kullanıldı. 104emekli amiral, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, “İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı kararıyla gerekirse Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden de çekilebileceğine” yönelik sözleri ve Kanal İstanbul projesi üzerine başlayan “Montrö tartışmasına” bir bildiri ile tepki gösterdi. Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın tarikat evindeki görüntülerinden de “rahatsızlık duyulduğu” vurgulanan bildiride, “Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına veya masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz” denildi. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Komutanı olan emekli Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun da aralarında bulunduğu 104 emekli amiral, önceki gece, “Emekli Amirallerin Duyurusu” başlığıyla ortak bir bildiriye imza attı. Bildiri şöyle: “Yüce Türk milletine... Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse uluslararası antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır. Türk boğazları, dünyanın en önemli su yollarından biri olup, tarih boyunca çokuluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk boğazİMZASI BULUNANLAR E. Amiral Ergun Mengi, E. Amiral Alaettin Sevim, E. Amiral Nazif Özdağdeviren, E. Amiral Işık Biren, E. Amiral Ahmet Şenol, E. Amiral Hasan Hoşgit, E. Amiral Vedat Ersin, E. Amiral Metin Açımuz, E. Amiral Atilla Kezek, E. Amiral Nurhan Kahyaoğlu, E. Amiral Önder Çelebi, E. Amiral Metin Poyrazlar, E. Amiral Mücahit Şişlioğlu, E. Amiral Engin Baykal, E. Amiral Hüseyin Çiftçi, E. Amiral Atilla Kıyat, E. Amiral Vehbi Alpman, E. Amiral Celal Parlakoğlu, E. Amiral Mustafa Ekmel Özdengil, E. Amiral Serdar Dülger, E. Amiral Abdullah Mete, E. Amiral Ertan Demirtaş, E. Amiral Orhun Özdemir, E. Amiral Ersin Güler, E. Amiral Nadir Kınay, E. Amiral Hüseyin Hoşgit, E. Amiral İlker Güven, E. Amiral Baha Eren, E. Amiral Abdullah Gavremoğlu, E. Amiral Şükrü Bozoğlu, E. Amiral Hakan Ercan, E. Amiral Mesut Özel, E. Amiral Taner Ezgü, E. Amiral İbrahim Akın, E. Amiral Ömer Akdağlı, E. Amiral Mehmet Otuzbiroğlu, E. Amiral Taner Balkış, E. Amiral İzzet Artunç, E. Amiral Hakan Eraydın, E. Amiral Mehmet Ali Çınar, E. Amiral Deniz Dağlılar, E. Amiral Yalçın Ertuna, E. Amiral Türker Ertürk, E. Amiral Aydın Canel, E. Amiral Sami Örgüç, E. Amiral Yalçın Kavukçuoğlu, E. Amiral Nazım Çubukçu, E. Amiral Ahmet Aksoy, E. Amiral Can Erenoğlu, E. Amiral Doğan Hacipoğlu, E. Amiral Abdullah Akgül, E. Amiral Aziz Öztürk, E. Amiral A.Serdar Akınsel, E. Amiral İlker Güven, E. Amiral Mustafa İpteş, E. Amiral Caner Bener, E. Amiral Nejat Berksun, E. Amiral Kadir Sağdıç, E. Amiral Tayfun Tansan, E. Amiral İskender Yıldırım, E. Amiral Ali Yüksel Önel, E. Amiral Uğur Yiğit, E. Amiral Mustafa Özbey, E. Amiral Cem Gürdeniz, E. Amiral Bülent Bostanoğlu, E. Amiral Murat Bilgel, E. Amiral Cengiz Alpözü, E. Amiral Serdar Okan Kırçiçek, E. Amiral Tufan Mimir, E. Amiral Turgut Tufan, E. Amiral Turhan Özer, E. Amiral Alper Tezeren, E. Amiral Mustafa Ültanur, E. Amiral Ruhsar Sümer, E. Amiral Cemal Üren, E. Amiral Gündüz Alp Demirus, E. Amiral Deniz Cora, E. Amiral Gürkan İnan, E. Amiral Atilla Tonguç, E. Amiral Mustafa Karasabun, E. Amiral Erol Yüksel, E. Amiral Özbek Gürgün, E. Amiral Bülent Olcay, E. Amiral Nejat Güldiken, E. Amiral Turgay Erdağ, E. Amiral İsmail Taylan, E. Amiral Aydın Gürül, E. Amiral Raif Naldemir, E. Amiral Numan Alansal, E. Amiral Tanzar Dinçer, E. Amiral Erol Adayener, E. Amiral Haluk Sayın, E. Amiral Ferhat Ferhanoğlu, E. Amiral Mehmet Ali Özgüven, E. Amiral Ali Sadi Ünsal, E. Amiral Doğan Denizmen, E. Amiral Taner Akkaya, E. Amiral Necati Kurt, E. Amiral Tayfun Uraz, E. Amiral Engin Heper, E. Amiral Hayati Bilgiç, E. Amiral Hasan Nihat Doğan, E. Amiral Ömer Bayram Çetin, E. Amiral Mithat Kemal Algül larından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşması’nı tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup, Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına, masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz. Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir. Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir. Türk milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, ‘Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu’ Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatan’daki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk denizcilerimizin yanındayız. Deniz şehitlerimizi anarak, saygıyla duyururuz.” l ANKARA/Cumhuriyet BILDIRININ ARDINDAN ANKARA CUMHURIYET BAŞSAVCILIĞI RE’SEN SORUŞTURMA BAŞLATTI MSB YARGIYI GÖSTERDI 104 amiralin Montrö bildirisinin ardından Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Bağımsız Türk yargısının gereğini yapacağına inancımız tamdır” denildi. MSB’den bildiriye ilişkin yapılan açıklama şöyle: “Türk Silahlı Kuvvetleri; Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yurtiçinde, sınır ötesinde Suriye’de, Irak’ta, Kıbrıs’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de ve daha birçok coğrafyada hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak, dost ve kardeşlerimizin de hakkını, hukukunu korumak için büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla hiç olmadığı kadar yoğun ve etkin bir şekilde mücadele ederken, böyle bir bildiri yayınlamanın demokrasimize zarar vermekten, TSK personelinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekten ve düşmanlarımızı sevindirmekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. Bağımsız Türk yargısının gereğini yapacağına inancımız tamdır. Uluslararası anlaşmaların kazanç ve kayıplarının da bilgi ve bilincinde olan TSK, hiçbir görev ve sorumluluğu olmayan kişi veya kişilerin hırs, ihtiras ve şahsi emellerine araç yapılamaz. Bağrından çıktığı asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla içeriden ve dışarıdan her türlü fitnefesat ve yıkıcı girişime rağmen gücüne güç katan Türk Silahlı Kuvvetleri; egemenlik, bağımsızlık ve bekamız ile hak, alaka ve menfaatlerimizin korunmasını dikkat ve hassasiyetle ‘Ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı içinde kahramanlık ve fedakârlıkla başarıyla gerçekleştirmektedir. 15 Temmuz hain darbe girişimi ile içdış fitne ve fesatlara rağmen, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridorunun parçalanması dahil, düşmanlarımızı hayal kırıklığına uğratan önemli başarılar elde edilmiştir. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri ile bir bütün olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başarılarını görmeyen, görmek istemeyenler hırs, ihtiras ve haset ile körleşenlerdir. Kahraman ordumuzun güçlendiğinin en açık göstergesi, başarıyla icra edilen operasyonlar ile sayısı ve kapsamı giderek artan tatbikatlardır. Sultan Alparslan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e kadar binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerler ile asil milletimizin bağrından çıkan ve ‘peygamber ocağı’ olarak da bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri; Atatürk’ün de belirttiği gibi akıl ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görev ve sorumluluklarının bilincinde, daima görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.” TCK 316’dan soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, emekli amirallerin açıklaması üzerine jet hızıyla soruşturma başlattığını duyurdu. Yapılan yazılı açıklamada “Açıklamayı hazırlayanlar ile varsa irtibatlı oldukları kişilerin tespiti ve yasal gereğinin takdir ve ifası amacıyla re’sen soruşturma başlatılmıştır” denildi. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Tunç, soruşturmanın Türk Ceza Kanunu’nun 316. maddesi uyarınca başlatıldığını açıkladı. “Anayasal düzene ve işleyişine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen “Suç İçin Anlaşma” başlıklı madde, “iki veya daha fazla kişinin, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşması durumunda, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası” öngörüyor. l ANKARA/Cumhuriyet Milli Savunma Bakanlığı açıklamasında, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başarılarını görmeyen görmek istemeyenler hırs, ihtiras ve haset ile körleşenlerdir” ifadesi kullanıldı. ‘DARBE ÇAĞRISI’ DEMEK YANLIŞ Montrö ve ‘cüppeli amirale’ yönelik tepki bildirisinde imzası bulunan emekli amiraller iktidardan gelen tepkileri eleştirdi. Emekli amirallarin yayımladığı bildiride imzası bulunan ve “Mavi Vatan” kavramının isim babası emekli Amiral Cem Gürdeniz, açıklamanın “Türkiye’nin menfaatlerini ve Mavi Vatan’ı korumak için yapıldığını” söyledi. Açıklamanın “Darbe bildirisi” olarak yorumlanmasına tepki gösteren Gürdeniz, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Son dönemde çıkan Montrö tartışmaları ve medyada tasvip edilmeyen fotoğrafları ortaya çıkan Deniz Kuvvetleri mensubu beni üzmüştür. Bir emekli amiral olarak, amirallerimizin ortak gündeme getirdiği böyle bir metni açıklamanın ve bu metne benim de imza koymamın sakınca olmadığını değerlendirdim. Bu en azından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir” dedi. Yıllarca, “Türkiye’nin menfaatleri için hareket ederek Mavi Vatan’a sahip çıktıklarını” söyleyen Gürdeniz, “Açıklama yapma özgürlüğüne sahibiz ve buradan bir mağduriyet oluşturulmamalı. Yapılan bir açıklamadır. bunu bir ‘Darbe çağrısı’ olarak yorumlamak son derece yanlıştır. Kaldı ki biz FETÖ’nün kumpaslarında hapis yatmış kişileriz” dedi. Emekli Tuğamiral Semih Çetin de “Ortalık yıkılıyor. Neymiş; 104 emekli amiral darbe yapacakmış. Gerekçe tek sayfalık bildiri. Bunu çağrıştıran tek kelime yok. Balık oltalarıyla mı darbe yapacaklar? Deniz bitti. Mağduriyet edebiyatı sığınacakları tek liman. Darbeyle değil, milletin oylarıyla sandıkta gidecekler” dedi. Emekli Tümamiral Ahmet Yavuz ise “General olarak altına imzamı atıyorum. Amiraller bildirisi üzerinden darbe, vesayet vb. ifadelerle mağdur rolünü oynamaya çalışanlara önemli hatırlatma: 15 Temmuz’da aranızdan birileri sessizliğini korurken, amirallerin bir kısmı fiziki olarak, geri kalanı ruhen darbeye direnmekteydi. Mağdur edebiyatı boşunadır” ifadelerini kullandı. Utanç duyacaklar Açıklamada imzası olan emekli Tuğamiral Türker Ertürk de “Emekli amirallerin Montrö bildirisi ifade özgürlüğü bağlamında anayasal arka planı olan demokratik bir tepkidir. İktidarın bildiriye tepkisi ise antidemokratik, gayrianayasal ve gayrihukukidir. Amaç mağduriyet yaratarak, gündemi değiştirmek ve halkı kandırmaktır” ifadelerini kullandı. Emekli amirallerin bildirisinde imzası bulunan Atilla Kıyat ise “103 Amiral imzalı bildirimize tepki verenler, belli ki uyku sersemi iken okumuşlar. Sabahleyin, uykularını aldıktan sonra bir daha okurlarsa yaptıkları suçlamalardan utanç duyacaklardır” ifadesini kullandı. l İç Politika ANKARA/Cumhuriyet DENIZ ASLANLARI’NDAN DA BILDIRI 104emekli amiralin bildirisinin ardından 19761984 yılları arasında Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu’nda eğitim alan “Deniz Aslanları” da bir bildiri yayımladı. Bildiride şunlar kaydedildi: “TSK’ye irticai ve bölücü görüşleri benimsemiş kişilerin alınmasına yol açabilecek son askeri yönetmelikyönerge düzenlemelerinin; TSK’nın birlik ve beraberliğine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilemez temel niteliklerine bağlılığına zarar verebilecek özellikte olduğunu görmekten büyük kaygı duymaktayız.” l İç Politika RUSYA: SÖZLEŞMEYI DIKKATLI INCELE Montrö Sözleşmesi’ne ilişkin tartışmalarla ilgili Rusya’dan da bir açıklama geldi. Rusya Devlet Duması Savunma Komitesi Başkanı Amiral Komoyedov Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, sözleşmeyi “daha dikkatli incelemesini” önerdi. Komoyedov TASS ajansına yaptığı açıklamada “Karadeniz filosu komutanı olduğum 2001’de, Türkiye ile bir ‘Karadeniz Gücü’ oluşturduğumuzu hatırlatmak isterim” diyerek sözü edilen kuvvetin “bölgesel güvenliği sağlamak için fazlasıyla yeterli olduğunu” söyledi. l Dış Haberler Vicdan zorbalığa karşı... Yıl 1563. Yer Cenevre. Kent halkı büyük bir coşkuyla “Üstat Calvin”i kentin yönetimine getirmektedir. “Üstat Calvin” Cenevre kentini Protestanlığın en katı biçimiyle yönetecek, kendi bağnaz yorumlarıyla halkı baskı altına alacaktır. Kendine karşı çıkmayı “Tanrı emrini aşağılamak” olarak kabul ederek diktasını en sert biçimde sürdürecektir. Bir kişi, bir tek kişi bu suskun ortamda “vicdanın sesi” olarak ayağa kalkacak ve sesini yükseltecektir. “Sebastian Castellio”, Basel kentinin bu üniversite öğretim üyesi, Calvin’in uygulamalarının dine ve Tanrı’ya değil, kendi zorbalığına hizmet ettiğini ileri sürecektir. Calvin, bütün şiddetini ona yönelterek savaşacak, zorbalığını dinin emri göstererek Castellio’yu suçlayacaktır. Stefan Zweig’ın bu eşsiz yapıtı insanlık tarihinin bu en ibret verici dönemini anlatır: Bir Vicdan Zorbalığa Karşı (İletişim Yayınları; 2018) . Sonunda kim mi kazanır? Sonunda “vicdan” kazanır, insanlık kazanır, uygarlık kazanır. Hümanizma, Aydınlanma ve Rönesans bu olaylarla insanlığın kazandığı uygarlık olur. Vicdan nedir? Vicdan, insanın doğruluk pusulası olan iç sesidir. Vicdan, insanı yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla yargılayan iç yargıcıdır. Vicdan, suçluyu huzursuz eden, doğruya huzur veren, insanı adalete çağıran sestir. Vicdan, tek başına kalan insanın da toplumların da en büyük gücüdür. Vicdan, doğruluğun gücüdür. Vicdan yoksunluğu, insanın da toplumun da en büyük kaybıdır. Her şeyiniz olabilir; gücünüz, yetkiniz, paranız, silahınız olabilir ama vicdanınız yoksa siz bir hiçsiniz. Vicdan yoksunluğu, her türlü gücü kendi içinde eritir, güçsüz kılar. Vicdan, en büyük güçtür. Ülkem de zorbalığı yaşıyor Partili Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi’nin “Tek Adam Kararnamesi” ile kaldırılışı sorusuna, “Kadını kâğıda yazılanlar değil, vicdan korur” demişti. Evet, kadını vicdan korurdu ama o vicdan neredeydi? Bu sözlerin söylendiği mart ayında (2021) 28 kadın öldürüldü. Vicdan nerde vicdan? Biz onu göremiyoruz. Ama “zorbalar” ortada, onları görüyoruz. Kocalar, sevgililer, eski kocalar. Anayasal haklarını kullanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri... Coplanıyor, toplanıyor, dövülüyor, tutuklanıyor. Anayasal demokratik haklar bunlar. Vicdan nerede vicdan? Vicdanı göremiyoruz. Ama zorbalar orada. Emir verenler, emir alanlar? Orada. İşsiz insanlarımız, iş bulamayan gençlerimiz, iş arayan üniversite mezunu gençlerimiz, atanamayan öğretmenlerimiz siz yöneticilerin vicdanını sızlatmıyor mu? Sizin, partinizin koruyup kolladıkları çift maaşlar alırken, üstüne huzur hakları alırken, üstüne danışmanlık ücretleri alırken vicdan nerede vicdan! Vicdan görünmüyor ama zorbalık ortada, haksızlık ortada, adaletsizlik ortada. Sokakta gördüğünüz vatandaşa ceza kesiyorsunuz, maskesini soruyorsunuz, mesafe istiyorsunuz. Sizin AKP kongreleri ne oluyor? Maskesi olan da var, olmayan da. Mesafe var mı orada. Başkanınız “Maşallah, tıklım tıklım” diyor, “Lebaleb dolu, ne güzel” diyor. Sonra da vatandaşa pandemi öğütleri veriyorsunuz. Vicdanınız sızlamıyor mu? Vicdanınız yok mu acaba? Aslında o kongre çağrıları ile suç işliyorsunuz. Ama ortada hesap soracak kimse bırakmadınız ki. Zorbalık ortada. Zorbalar görünüyor. Ya vicdan? Gece yarısı dolarları kapışıyorsunuz. Milyar dolarlar ucuz tarifeden birilerine kamanço ediliyor. Çıt yok. Sorulursa “devlet sırrı” oluyor. Ortadan kaybolan milyarlarca doların hesabı verilmiyor. Vicdan nerede vicdan! Sizin milyonlarca vatandaşınız asgari ücretle sürünürken, bir bölümü onu bile bulamazken... Vicdan ortalarda görünüyor mu? Ama zorbalıklar ortada, zorbalar orada, dolar sayıyorlar. Biz sizi yeneceğiz Evet, “Biz Sizi Yeneceğiz”. Biz sizi “VİCDAN” ile yeneceğiz. Ne gücünüz, ne yetkiniz, ne paranız, ne silahınız sizi kurtarabilecek. Biz sizi “VİCDAN GÜCÜ” ile yeneceğiz. Stefan Zweig’ın kitabının son sözleri gibi: “Her yeni insanla birlikte yeni bir vicdan doğar ve birileri daima insanlığın ve insaniyetin devredilemez hakları için verilen eski savaşı üstüne almayı düşünsel bir görev olarak aklına getirir, her Calvin’e karşı daima bir Castellio ayağa kalkar ve şiddetin tüm zorbalığına karşı düşüncenin yüce bağımsızlığını savunur...”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle