06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ULUS DEVLET VE GÜVENLİĞİMİZ >> TUNCER KILINÇ yazdı 2’de PAZARTESİ 5 NİSAN 2021 96. YIL SAYI: 34876 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 2.5 TL KKTC’DE 3 TL HER GÜN BULMACA SAYFASI >> 10’da LE MONDE diplomatique Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 5 NİSAN 2021 Sayı: 15 BIDEN YÖNETİMİ, TRUMP’IN SİYASİ MİRASIYLA YÜZLEŞİYOR... ABD ve İran’ın zorlu diyaloğu İBRAHİM WARDE * Joseph Biden, seçilir seçilmez Amerika’nın “geri döndüğünü” ve ülkesinin “dünyadan uzaklaşmaya değil dünyayı yönetmeye, müttefiklerine sırtını dönmeye değil, düşmanlarıyla yüzleşmeye ve ülke değerlerini savunmaya hazır olduğunu” dile getirdi. Kendisinden önce Beyaz Saray’ı yöneten reality show yıldızı Trump da göreve başlarken özel sektörde edindiği rakipsiz müzakere becerileri sayesinde dünyanın tüm sorunlarını kendi yöntemiyle çözeceğine dair söz vermişti. Ancak diplomatik müzakere bilançosu hayal kırıklığına uğrattı. Dört yıllık kaostan sonra 2020 seçimi daha geleneksel bir yönetime dönüşü işaret ediyor. Yeni kabine büyük ölçüde Barack Obama yönetiminde görev alanlardan oluşuyor. Yeni Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Obama döneminde dışişleri bakanlığında en önemli ikinci kişiydi. Ulusal İstihbarat Müdürü Avril Haines ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan gibi göreve başlayan üst düzey yetkililer, Obama döneminde Blinken ile çalışıyorlardı. Yeni kabinenin Ortadoğu politikasının ana hatları biliniyor. Öncelik 14 Temmuz 2015’te Viyana’da imzalanan İran Nükleer Anlaşması’na geri dönmek (1). 2018’de Trump’ın kararıyla ABD bu sözleşmeden geri çekilmişti. “Ortak Kapsamlı Eylem Planı” (Joint Comprehensive Plan of Action JCPOA) olarak bilinen anlaşmanın mimarlarından biri olan Robert Malley, İran Özel Temsilcisi olarak atandı. Bu plan, uluslararası yaptırımların kademeli olarak hafifletilmesi karşılığında İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programını düzenlemeyi amaçlıyor. Prens Selman’a mesafe... Yürütülmesi kesin bir başka politika ise Suudi Arabistan ile ilişkilerin yeniden düzenlenmesi. ABD, Suudi Arabistan’ın eylemlerine karşı artık kayıtsız kalmayacak (2). Bununla birlikte, seçim kampanyası boyunca Suudi Arabistan Krallığı’nın bir “parya” olarak uluslararası toplumdan dışlanacağı yönünde açıklamalarda bulunan Biden’a stratejik çıkarlar adı altında kısıtlamalar geldi. Ancak ABD’nin Yemen’deki savaşa koşulsuz desteğini sona erdirmesi gibi bazı somut adımlar atıldı. Ayrıca, yeni Başkan Biden, Kral Selman ile doğrudan iletişim kuracağını duyurdu. Böylece Amerikan liderleriyle ve özellikle Trump’ın damadı Jared Kushner ile uzun süredir ayrıcalıklı bağlar kuran Veliaht Prens Bin Selman ile yapılan görüşmelere son vereceğini dile getirdi. Devamı 4. sayfada Yaşasın ‘sistemsel risk’! BU PAZARTESI LE MONDE diplomatique GÜNÜ SERGE HALIMI D onald Trump’ın Beyaz Saray’a girmesinden üç tıyordu... Biden planının en umut vegün önce, Çin Devlet Başka rici unsurlarından biri evrennı Şi Cinping Davos’u ziyaselliğidir. Yıllık geliri 75 bin ret etti. ABD’yi korumacılıdolardan az olan tüm Ameriğa karşı uyardı. Bugün ise Jo kalılar, kişi başına 4 bin doseph Biden’ın desteklediği larlık yeni bir hazine çeki alteşvik politikası Çinli liderle ma hakkına sahip oluyor. Oyri endişelendiriyor. Bu politi sa, Batılı devletlerin çoğu çeykayı mevcut ekonomik düzen rek asırdan beri sosyal poliaçısından “sistemsel bir risk” tikalarını giderek daha düşük olarak görüyorlar... gelir baremlerine, sürekli göABD, tarihinin en soszetim sistemlerine, istihdam yal yasalarından birini henüz için cezalandırıcı ve aşağılaonayladı. Bu son yıllarda uy yıcı “aktivasyon politikalarına 104 emekli amiral Zorluçalışmakoşullarınadayanamayıpkamudanayrılan,özelsektöregeçengençlerinsayısınınhergeçengünarttığınadikkatçekiliyor. gulanan ve sermaye gelirinin artışını destekleyerek “yaratıcılar” ve rantiyeciler bir arada halk sınıflarının fakirleşmesine yol açan iktisadi stratejilerden uzaklaşmadır. Enflasyonun yeniden nüksetmesi ve borçlanmada alevlenme korkusunun etkisindeki kamu politikalarından kopmadır. Uygulama, neoliberalleri ve gelirleri genellikle borsa(2)” şartlandırdı. Sonuç: İhtiyaç sahibi olmalarına rağmen artık hiçbir kamu desteği almayanlar kendilerine maliyeti olan ama başkalarına fayda sağlayan kamu politikalarından nefret etmeye teşvik ediliyorlar. Ve sonunda, medyanın da kışkırtmasıyla paralarının hilekâr ve asalaklara ödenmesinden şüphe ediyorlar. Covid19 krizi bu tür dedi‘Montrö’ ve ‘cüppeli amirale’ ilişkin açıklama yaptı. İktidar ‘darbe çağrısı’ dedi ya aktarılarak finansal balonu koduların önünü kesti. GerPERSONEL YETERSİZLİĞİ, ONLARCA SAAT FAZLA MESAİ şişiren fon yatırımcılarını artık çektende faaliyetleri aniden vergi indirimleriyle ikna etdurdurulan ücretli çalışanlameye çalışmıyor. ra veya serbest meslek sahipJaponya’da ölesiye çalışan memurlar... Ders çıkarmış gibi... 1.9 trilyon dolarlık acil durum planı (ABD’nin yıllık servet üretiminin neredeyse yüzde 10’u) ve onu takip edecek altyapı, temiz enerji ve eğitim yatırımları programı ile (on yılda 3 trilyon dolar) Barack Obama’nın eski başkan yardımcısı sonunda bu hikâyeden lerine hiçbir hata veya beceriksizlik atfedilemiyor. Bazı ülkelerde, acil pandemi yardımı alanların yüzde 60’ı daha önce hiç yardım almamıştı (3). Devlet onların imdadına “her ne pahasına olursa olsun” ayrım yapmadan ve ivedilikle yetişti. Finans basını ve Çin Halk Cumhuriyeti dışında şimdilik buna çok az sayıda muhalif var... Y Y UTA AGISHITA* upuzun taksi kuyrukları dev bakanlık binalarını çevreliyor. Son metroyu kaçırmurlarının Kasumigaseki’deki çalışma sürelerine hiçbir sınırlama getirilmiyor. Kebirtakım dersler çıkarmışa benziyor. Çok temkinli ve fazBH itmeyen ayatınsarsıntılarındanuzakyaşayan devlet memuru klişesi bir yana Japonya’nın üst düzey memurları ayda üç yüz saate ulaşan fazla mesailerle yıpratıcı koşullarda çalışıyorlar. Halihazırda çok az koruyuculuğu olan sosyal yasalar onlar için geçerli değil. Söz konusu memurların büyük bir kısmının bakanlıklardan istifa etmesi ile kamu hizmetinde bugüne kadar eşi görülmemiş bir kriz yaşanıyor. Saat sabaha karşı bir buçuk. Ülkedeki pek çok kamu binasının yer aldığı Tokyo’nun Kasumigaseki semtindeki mış, ağır adımlarla yürüyen memurlar gecenin karanlığında kaybolan arabalara doluşuyorlar. Grev hakkı yok Bu sahne Japon devlet memurlarının bir gününü özetliyor. İşsizlik riski olmayan ve imrenilen bir konuma sahip olsalar da hayatları cehennem azabı gibi. Çalışanlar için fazla mesaiyi ayda kırk beş saat ile sınırlayan iş hukuku, kamu yararına çalıştıkları ve acil durumlarda hazır ve nazır bulunmaları gerektiği öne sürülerek onlara uygulanmıyor. Kendi sendikaları bile grev hakkına sahip değil. “Kanyros” adı verilen ve Japon elit sınıfının en üst tabakasındaki bakanlık meio Üniversitesi (Tokyo) profesörlerinden Iwamoto Takashi’nin 2018’de yaptığı bir araştırmaya (1) göre, aylık fazla mesailerinin ortalaması yüz saati bulmakta. Bu sayı özel sektördeki fazla mesai süresinin yedi katı. Üstelik Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği ve ötesine geçildiğinde hastalanma riskinin arttığı belirtilen “karoshi line” yani “aşırı çalışma nedeniyle ölüm” eşiğinin de çok üstünde. Ayrıca, yasaların idari bütçenin çerçevesini kalın çizgilerle belirlemesi nedeniyle çoğunlukla bu fazla mesailer için ödeme yapılmıyor. Devamı 2. sayfada la merkezci olan eski “patronunun” 20072008 mali krizinden yararlanarak bir Yeni Düzen (New Deal) başlatmak istememesiyle uğradığı başarısızlığından da ders çıkarmış görünüyor. Obama açıklamasında “serbest düşüş halindeki bir dünya ekonomisi ile”, “öncelikli görevim ekonomik düzeni yeniden inşa etmek değil, fazladan bir felaketi önlemekti (1)” diyordu. Borç takıntılı Avrupa aynı dönemde on yıllık bir bütçe tasfiyesi uyguluyor, hastane yataklarını kapaÇeviri: Diane Dilek Cat (1) Barack Obama, A Promised Land, (Vaat edilmiş bir toprak) Crown, New York, 2020. (2) Anne Daguerre, “Sosyal yardım alanlar için zorla çalıştırma”, Le Monde diplomatique, Haziran 2005. (3) Danışmanlık firması BCG’ye göre, The Economist, Londra, 6 Mart 2021. mağduriyet Bu Telaş Neden? Emekli 104 amiral bir bildiri yayımladı. Montrö Sözleşmesi’nin milli çıkarlarımız açısından önemi belirtiliyor. Ayrıca, Deniz Kuvvetleri İkmal Komutanı Tuğamiral’in takke ve cüppe giyerek tarikata gitmesi üzerinde duruluyor. Bu bildiri üzerine, AKP’nin sinir uçlarına basılmış gibi dört bir koldan açıklamalar yapıldı. Meclis Başkanı Şentop, ardından AKP Genel Başkan Vekili Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Soylu bu bildiriye karşı çıktılar. Bu yetmiyor, bir kamu görevlisi, bürokrat olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun da kervana katıldı. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu bildiri üzerine soruşturma başlattı. MSB açıklama yayımladı. MHP, daha yüksek perdeden harekete geçti. Bahçeli, bildiride imzası bulunan amirallerin rütbelerinin sökülmesini, emeklilik haklarının kaldırılmasını, emekli maaşlarının kesilmesini istedi. 104 emekli amiral, milli çıkarlara dayalı olarak Montrö için bir uyarıda bulunuyor. AKP yetkililerinin açıklamalarında ise konu saptırılarak “darbe sevdalıları”, “milli iradeye karşı çıkmak” gibi kavramlara gönderme yapılıyor. “Bu telaş neden” sorusu tam yerine oturuyor. Ayrıca yandaş basın, bildiriyi “darbe bildirisi” olarak yorumlayıp servis etti. AKP’nin bir mağduriyete şiddetle ihtiyacı var. Cumhur İttifakı’nın bildiriyi bu mağduriyet mecrasına yönlendirerek kullanmak istediği anlaşılıyor. Demokrasilerde kişilerin ya da bir araya gelen vatandaşların açıklama yapmak haklarıdır. Bu hak, en temel demokratik haktır. Geçen hafta bir TV programında Montrö konusunu tartışmaya açan, Meclis Başkanı Şentop’tur. Bu tartışmaya karşı emekli amiraller görüşlerini bildiriyorlar. Onların yıllarca içinde yaşadıkları ve uzmanlık alanı içerisinde bulundukları bir konuyu kamuoyuna açıklamaları en doğal haklarıdır. Ancak AKP ve MHP, bir anda telaşa kapılıyor. Konu temel bağlamından koparılıyor. Bir yandan ekonominin altüst olması, öte yandan açıklanan anket sonuçlarına göre Cumhur İttifakı’nın sürekli oy kaybetmesi AKP ve MHP’de konuları soğukkanlı ele alıp hareket etme yeteneğine darbe vurmuş görünüyor. Bahçeli’nin geçen hafta hiçbir gereği yokken Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasını istemesi unutulmamalıdır. Milli çıkarlara dayalı bir açıklamayı, temel düşünce mantığından kopararak yorumlamak, AKP’nin soğukkanlı düşünce sistem ve mantığını kaybettiğini gösteriyor. Demokrasi, düşüncelerin açıklanmasına olanak veren bir sistemdir. Düşünceleri açıklama hakkı en temel demokratik haktır. Demokrasiye bağlılık, en önce siyasal iktidarın uyması gereken bir kuraldır. CUMHUR İTTİFAKI: Açıklama değil, ‘darbe bildirisi’ AKP’Lİ bakanlar ve TBMM Başkanı Şentop’tan, duyurunun “bir düşünce açıklama değil, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak” olduğu değerlendirmesi geldi. MHP lideri Bahçeli, “Muhtıra tarzında hazırlanan bildiriyi nefretle kınıyorum. Bu amirallerin rütbeleri sökülmeli, emekli maaşları kesilmelidir” dedi. >> 5’te MUHALEFETTEN TEPKI: Asıl gündem, halkın sofrası CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır” dedi. İYİ Parti lideri Akşener, emekli amirallerin bildirisi için, “Kişisel fikrimi söylüyorum: Bu bir zevzekliktir” yorumunu yaptı. HDP’den ise “İktidarın bildiriden darbe riski devşirmesi fırsatçılıktır” açıklaması geldi. >> 5’te HUKUKÇULAR: Açıklama ifade özgürlüğüdür MONTRÖ açıklamasına iktidardan gelen “darbe” imasına hukukçular tepki gösterdi. Açıklamanın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirten hukukçular, “Emekli amirallerin yayımladığı duyuru bir darbe çağrısı değil, tam tersine demokratik bir çağrıdır” dedi. >> HÜSEYİN HAYATSEVER 5’te ‘ÇAĞDAŞ ROTADA KALIN’ 104 emekli amiral, Montrö Sözleşmesi tartışmasına “gece yarısı bildirisiyle” karşı çıktı. Açıklamada, “Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına neden olabilecek her türlü söylemden kaçınılması gerektiğine” dikkat çekildi. “TSK’de Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşma çabaları” kınandı. >> 4’te SORUŞTURMA BAŞLATILDI EMEKLI amirallerin açıklamasının internet medyasında yer bulmasının ardından iktidar temsilcileri bildiriye tepki göstererek “darbe çağrısı imasında” bulundu. Milli Savunma Bakanlığı yargıyı göreve çağırdı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, emekli amiraller hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngören TCK 316’dan soruşturma başlattı. >> 4’te SARIKLI ASKER HANGI ELINIZI SIYASETIN TAŞLARI CEMAATTEN? >> BARIŞ TERKOĞLU 3’te ALTINA SOKUN >> ORHAN BURSALI 6’da CÜPPELI AMIRALE KARŞI BILDIRI >> MEHMET ALI GÜLLER 12’de RUSYA: MONTRÖ’YÜ DİKKATLİ İNCELEYİN >> 4’te Türkiye’yi terk eden ilahiyatçı Prof. Mustafa Öztürk, Cumhuriyet’e konuştu: Yarın hilafet istiyoruz derlerse şaşırmayın MYANMAR DARBEYE DİRENİYOR 4 TARIKAT ve cemaatlerin en son derdi din. Onların derdi, kolundan, bacağından, etkili bir uzvundan devlete kene gibi yapışmak. 4 AYASOFYA imamına İslamcı çevreleri coşturacak tweet’ler attırıyorlar. Yarın bir gün “Biz hilafet de istiyoruz” derlerse şaşmayın. 4 KENDI tabanlarını dinle, imanla tutmuyorlar, saadet zinciri şeklinde oluşturdukları menfaat ilişkisi içinde tutuyorlar. 4 YARIN “zina haramdır” diye yasa çıkarsalar, o alışkanlıklarından vazgeçemedikleri için iş, “çokeşliliğe de izin ver” noktasına gelecektir. 4 MUHAFAZAKÂR kitleler hayatın zevklerini yeni öğrendiler. Hiç de bırakacaklarını zannetmiyorum. >> 9’da AFP MYANMAR’DA askeri darbe ve seçilmiş hükümet üye keli göstericiler, protesto düzenledi. Protestoların lerinin gözaltına alınmasına karşı yapılan protestolar başlangıcından bu yana 2 bin 658 kişi gözaltında tutudevam ediyor. Yangon kentinde bir araya gelen mas lurken 235 kişi hakkında da gözaltı kararı alındı. >> 7’de AKP’nin hazırladığı torba teklif, işçinin hastalandığında aldığı ödeneği düşürüyor Rapor parasına tırpan PAKET SERVIS KURTARMAZ RESTORAN ve kafelerin ramazanda kapatılarak paket servise mahkum edilmesine tepkiler arttı. TURYİD Başkanı Kaya Demirer, “Türkiye’de 100 bin restoran varken yalnızca 5 bini paket servis hizmeti verebiliyor. İstihdam kaybı yüzde 10 olur” dedi. >> ALİ CAN POLAT 11’de AKP’NIN Meclis’e sunduğu “torba tekliften” işçinin parasına tırpan çıktı. SGK tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğine düzenleme gündemde. Öneri ile ödenek için esas alınan üç aylık kazanç, yasa ile 12 aya çıkarılıyor. Zam öncesi dönem de hesaplamaya katıldığı için ödenek otomatik olarak düşecek. >> MUSTAFA ÇAKIR 11’de HILAFET TOPLANTISI Dört kişiye hapis cezası İSTANBUL’DA, 2017’de, terör örgütü Hizbut Tahrir tarafından planlanan ancak valiliğin engellediği hilafet toplantısına ilişkin davada, 4 kişiye hapis cezası verildi. Eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, “Anayasayı hedef alan bir örgüt, anayasayı ihlalden yargılanmıyor” dedi. >> SEFA UYAR 12’de İSLAMIN RUHBAN SINIFI >> ÖRSAN K. ÖYMEN 12’de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle