06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 3 NİSAN 2021 CUMARTESİ İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin içindeki Opera Binası’nın inşaatını gezdiren Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, merkezin 100 kişilik özel bir uzman grubu tarafından yönetilirken programların da Sanat Danışma Kurulu tarafından belirleneceğini anlattı. AKM’nin son projesinde diğer salonlar yan tarafa taşınırken Opera Salonu, ana binanın içinde kırmızı bir küre olarak müziğe açılan dünya oluyor. AKM’nin adı Atatürk YAZGÜLÜ ALDOĞAN Kültür Merkezi kalacak! İnşaatı hızla devam eden ve 29 Ekim’de açılması planlanan Atatürk Kültür Merkezi’ni medyaya gezdiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bir gazetecinin ismi ne olacak sorusu üzerine sunumdaki logoyu göstererek “Görüyorsunuz işte Atatürk Kültür Merkezi, logo üzerinde biraz daha çalışıyoruz” yanıtını verdi. AKM’nin yeni işleyiş planı üzerinde de bilgi veren Bakan Ersoy, burası için farklı bir yönetim modeli uygulanacağını anlattı. Buna göre DÖSİM içinde oluşturulacak 85 kişilik uzman kadro, bakanlıktan da gelecek 20 kişilik kadro ile birlikte merkezi yönetecek. Bu kadar büyük ve en son teknolojinin kullanılacağı merkezde bu gerekli bulunmuş. Programlar ise yerli yabancı sanatçı ve uzmanlardan oluşturulacak bir Sanat Danışma Kurulu tarafından belirlenecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlükleri ise merkezin içinde yer alacak. Kültür Sokağı Projenin mimarı, Hayati Tabanlıoğlu’nun da oğlu olan Murat Tabanlıoğlu’nun da verdiği bilgilere göre merkezin eskisinden farkı şu: eski binanın yerinde şimdi sadece en son teknolojiyle donatılmış, üç katlı, 2 bin 38 kişilik Opera Salonu bulunuyor. Eskiden bu alanda yer alan tiyatro, konser, sinema ve sergi salonları, artı kütüphane, müzik platformu, kayıt stüdyosu, çocuk sanat merkezi gibi diğer fonksiyonu olan yerler ise Kültür Sokağı adı verilen ve eski otopark alanının üzerine inşa edilen yeni binada bulunuyor. Bu kompleks Atatürk Kitaplığı’na kadar uzanıyor, oradan Nişantaşı’na kadar gidiyor. Hızlı ve ucuz Bakanın bu projede önemsediği bir unsur da maliyet ve sürat: bu büyüklükte bir proje 32 ayda ve sadece 1.8 milyar TL’ye mal olmuş olacak, ki uluslararası arenada benzerleriyle kıyaslandığında Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, inşaatın yüzde 80’i tamamlanmış Opera Salonu’nu ve binayı medya temsilcilerine gezdirdi. hem çok daha düşük maliyetle, hem de daha kısa sürede gerçekleşmiş oluyor. Opera Salonu olarak hazırlanan eski binayı Bakan Ersoy ve mimar Murat Tabanlıoğlu ile birlikte gezerken heyecanlanmamak mümkün değil. 30 bin m2’lik alanda tek bir salon! Devasa bir yapı ve son teknolojiyle donatılıyor, sanatçılar eskiden alt katta yapmak zorunda oldukları kostümlü son provalarını sahne arkasında yapabilecek ve hemen sahneye çıkabilecek. Mimari açıdan da etkileyici projede salon, kırmızı bir fanus içine yerleştirilmiş! Orada adeta ayrı bir dünyaya, sadece müziğin ve sanatın sesinin duyulacağı bir dünyaya giriyorsunuz! Bakan Ersoy’a Gezi Parkı’nı da sorduk. Kendisiyle ilgisi olmadığını, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün tasarrufu olduğunu anlattı ve “Geri kalan yerde Taksim Meydanı projesi yapılabilir ama bu yapının önüne büyük ağaçlar konmuş, doğru değil” dedi. İBB ile olan işbirliği konusuna gelince bu proje için Atatürk Kitaplığı önündeki yerle ilgili taleplerine ret cevabı aldıklarını, Kültür Yolu Projesi için de Tophane’deki sanat galerilerinin olduğu Cankurtaran sokağının altyapısının düzeltilmesini istediklerini ve yapılmadığını da sohbet sırasında aktardı. Saraydan merkeze merkezden nereye? MgetAeratlkrameitehzüyii’nrnedknineKk7büa0allştmyıüınalradlıık. Taksim’e bir opera binası açılması fikri hayli eski. 1934 yılında İstanbul planlanırken mimar Henri Prost, Taksim ve çevresi için yaptığı düzenlemede burayı yeşil alan, eğlence ve gösteri mekânı olarak tasarladı. Henri Prost’un 193637 yıllarında hazırladığı ve İsmet İnönü’nün onayı ile yürürlüğe giren bu nazım imar planına göre Topçu Kışlası ve çevresindeki mezarlıklar parka dönüştürülecek ve Taksim Meydanı’na bir opera binası açılacaktı. (Yani o zaman kışlayı sultan vakfına devretmek kimsenin aklına gelmemişti) Opera binasının tasarımı için Fransız Mimar Auguste Perre İstanbul’a geldi ama II. Dünya Savaşı nedeniyle proje gerçekleşemedi. Daha sonra Mimar Feridun Kip ve Rükneddin Güney’e ait opera binası projesi onaylandı, İstanbul Belediyesi’nin Elektrik İdaresi’ne ait konağın arazisini tahsis etmesiyle 29 Ekim 1946’da temel atıldı ama mali sıkıntılar yüzünde inşaat durdu. 1956’da mimar Hayati Tabanlıoğlu’nun düzenlediği projeyle devam edildi. ‘Aida’yla açıldı Hayati Tabanlıoğlu’nun revize ettiği İstanbul Operası projesi, İstanbul KülAtatürk Kültür Merkezi, 2013’te boşaltıldıktan sonra başlayan Gezi Direnişi süresince hem üzerine asılan afişlerle, hem göstericilerin eylemleriyle bir sembol haline gelmişti. tür Sarayı olarak 1969 Nisan ayında 4 perdelik Aida Operası’yla açıldı. Yazarınız da o açılış galasına herkes gibi uzun tuvaletiyle katıldığında lise öğrencisiydi! Muhsin Ertuğrul’un, Cumhuriyet gazetesinde “Neden Saray, neden Aida Operası?” diye eleştirdiği açılıştan bir buçuk yıl sonra 1970’te Kültür Sarayı, Arthur Miller’in “Cadı Kazanı” isimli oyununun temsili sırasında çıkan yangında harap oldu. Bu yangının ardından Hayati Tabanlıoğlu tarafından yeniden tasarlanan yapı, onarılarak 1978’de bu kez dönemin Kültür Bakanı Talât Sait Halman’ın önerisiyle Atatürk Kültür Merkezi olarak kullanıma açıldı ve 2000’li yıllara kadar kentin kültür merkezi olarak hizmet verdi. 1300 kişilik Büyük Salonu’nun geniş sahnesi ve yüksek mekanik kapasitesi farklı kullanımlara imkân sağlıyordu. Ayrıca 500 kişilik konser, 200 kişilik tiyatro, 250 kişilik sinema ve büyük bir sergi salonu bulunmaktaydı. AKM, İstanbul Devlet Tiyatrosu, Opera ve Balesi, Devlet Senfoni Orkestrası’nın daimi sahnesi olarak hizmet verirken ülkenin en gelişmiş kültür merkeziydi. Yıkım kararı 2005 yılında AKM’nin ekonomik ömrünü tamamladığını öne süren dönemin kültür bakanı Atilla Koç, yıkılmasını önerdi. Binada etkinliklere son verildi. Ancak mimarlık ve sanat çevrelerinin baskısıyla AKM kültür varlığı ilan edildi ve yıkım iptal oldu. 2008’in kasım ayında yenileme projesi için yeniden Tabanlıoğlu Mimarlık görev aldı. Sabancı Holding restorasyon projesine 30 milyon liralık mali destek vermeyi taahhüt etti. Çalışmalar başladı ama Mayıs 2013’te Kültür Bakanlığı durdurdu! Mayıs ayının son günlerinde Gezi Direnişi başlayınca AKM, üzerindeki protesto afişleriyle Gezi Direnişi’nin sembollerinden biri haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan için de “İnşallah yıkılacak” bir yer. Gezi olaylarından sonra AKM, bir yıldan fazla polis karakolu olarak kullanıldı. Bina 2018 yılında artık restore edilemeyecek kadar harap olduktan sonra yıkıldı. 2019 yılı şubat ayında Murat Tabanlıoğlu tasarımıyla Erdoğan tarafından yeni binanın temeli atıldı. Handan Ertuğrul alkışlarla uğurlandı Tiyatro sanatçısı Handan Uran Ertuğrul, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Aynı zamanda Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğrul’un da eşi olan sanatçının cenaze törenine oğlu Tanju Bilgen’in yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı Tayfun Öktem gibi isimler katıldı. Ekrem İmamoğlu konuşmasında “Handan Uran Ertuğrul tam bir Cumhuriyet kadınıydı. Kültür sanat dünyamıza yaptığı katkıların yanı sıra eğitime, yaşama, maneviyata duyduğu güzel duyguları da herkesçe biliniyordu” dedi. Törenin sonunda sanatçının naaşı karanfillerle Zincirlikuyu Mezarlığı’na uğurlandı. Tiyatrolar yaşasın diye acil çağrı! Tiyatro Kooperatifi, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü aracılığıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Politikaları Yönetimi ve Araştırma Merkezi işbirliği ve Tiyatro Kooperatifi ortağı tiyatroların katılımıyla yaptığı akademik araştırmanın ara raporundan veriler paylaştı. Kalıcı çözümler üretilmediği takdirde kayıpların telafisinin on yıllar süreceğine dikkat çeken Tiyatro Kooperatifi, özel tiyatrolar için harekete geçilmesi çağrısını yineledi. Kooperatif ortakları, devletten ve yerel yönetimlerden mevzuat düzenlemeleri, depo, ofis, nakliye, iletişim, kira, ücretsiz sahne tahsisi, bilet satın alma; özel sektörden sponsorluk ve tanıtım; seyirciden ise çevrimiçi gösterimlere katılım konusunda destek bekliyor. Kısa filmlerin ödülleri sahiplerini buldu 71 ülkeden toplam 2 bin 48 kısa filmin başvurduğu 17. Akbank Kısa Film Festivali yarışma sonuçları Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı ve Festival Direktörü Selim Evci tarafından önceki akşam açıklandı. Ulusal Yarışma bölümünde “En İyi Kısa Film” ödülü, yönetmenliğini Murat Uğurlu’nun üstlendiği “Tapınak” filminin olurken, bu bölümde mansiyona değer görülen yapım Serhat Karaaslan’nın “Suçlular” isimli filmi oldu. Uluslararası Yarışma bölümünde Sameh Alaa, yönetmenliğini yaptığı “I am afraid to forget your face” adlı filmiyle “En İyi Kısa Film” ödülünü alırken, bu bölümde mansiyona değer görülen yapımlar ise Brusi Olason’nun Dalia ve yönetmen Ali Asgari’nin Witness filmleri oldu. Edebiyat aydınlatır insanı Bir karanlık dönemin taşları döşenirken neler yapabileceğimizi düşündüğümüz bugünlerde 70. yaşımı kaygıyla kutladım. Mızrak çuvala sığmıyor artık. Yoksullaştırma, çaresizleştirme, fırsata dönüştürülen küresel salgının da can almasıyla amansızca sürüyor. Adımlar durmayacak, belli. Baş döndürücü bir hızla akarken yaşam, tüm kurumlara güvenin yerle bir edilmesi, yapişlet taahhütleri, maden ruhsatlarıyla yağmalamalar üst üste gelirken, Cumhuriyetle en büyük adımı attığımız özgürleşme savaşımı kirletilirken ulusal birliği yok etmek, düşman belledikleri laik devleti dönüştürmek, çökertmek için yıllardır uğraşanların dillerinin altındaki bakla çıkıverdi. Emperyalizmin ileri karakolu tarikatların, Atatürk’ün adına bile tahammülü kalmayanların tavrı şımarıklığa döndü. Sarı öküz gitti “Düşünceyi yaşamında kullanamıyorsan hiçbir etkisi olmamış demektir. Etkisi olması için o düşüncenin kullanılması gerekir” diyen Aziz Nesin’in “Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar” sözünü düşündüm. Korkulacak bir dönem yaşıyoruz, doğru ama marifet korkmamakta değil, korkuyu yenmenin doğru yordamını bulmakta, korkunun, korkuyu doğuran gerçekliğin üstesinden gelmekte. Ataol Behramoğlu ne dedi: Bu “amansız kötülüğü” ancak “örgütlü iyilik alt edebilir.” Edebiyatla yenmek Edebiyatta insanların korkuyu nasıl yendiklerinin örneği çok. 13 Mart günü yitirdiğimiz Erol Toy, Oğuz boylarının birleşerek kurduğu Selçuklu İmparatorluğu’nda kurultayın yerini saltanata bırakma dayatmasıyla kırılma ve dağılma yaşandığını, Anadolu Selçuklu Devleti’nin de saltanat dayatması nedeniyle çöktüğünü anlattığı Bade Harab ve din tüccarı sümüklü bir vaizi aktardığı Hocaefendi romanları gelecek öngörüsüyle bugünlere ışık tuttu. Başka örnek mi? Sefiller, Diriliş, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Gazap Üzümleri, Gerçek; Reşat Nuri Güntekin’in dipsiz karanlıktaki zihinleri Şahin Öğretmen’in gözünden anlattığı Yeşil Gece, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, İnce Memed, Kuyucaklı Yusuf okumanın zamanıdır. Edremit’te Sabahattin Ali’yi anmak Bir yazarımızın “Gerçek sanatçılar soylu atlar gibidir, gelen tehlikeyi önceden hissederler” sözü içime işlemişti, hiç unutmadım. Edebiyat, bu hissedilendir işte. 1948’de 41. yaşında öldürülmesinin yıldönümünde andığımız Sabahattin Ali tehlikeyi en iyi hissedenlerden biriydi. Çocukluğunun geçtiği Edremit’te yaşadığı, belediyenin sahiplenmesiyle müze haline getirilen Sabahattin Ali Sokağı’ndaki Sabahattin Ali Anı Evi, kızı Filiz Ali’nin de katılımıyla dün açıldı. Necdet Saraç ve Aydın İleri ile birlikte hazırladığımız kitap (Edremit’in Sabahattin Ali’si) Cumhuriyet Meydanı’nda halka dağıtıldı. Şükrü Tunar Kültür Merkezi’ndeki toplantıda belgeseller izlendi, bestelenen şiirlerinden şarkılar söylendi. “Kentler kendi kahramanlarıyla yaşar” diyen Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan, Filiz Ali, Adnan Özyalçıner, Ataol Behramoğlu, Ahmet Özer, Aysun ve Ali Kocatepe, Nebil Özgentürk, Ahmet Ümit, Serhan Asker, Necdet Saraç, Aydın İleri’nin konuşmalarıyla andığımız Sabahattin Ali, bugün de Halk TV’de, Görkemli Hatıralar’da. HHH Aydınlanmanın Öğretmeni Niyazi Altunya adlı “armağan kitap” yayımladığı için YKKED’i ve dün, Ankara Çiğdem Mahallesi Can Yücel Parkı’nda düzenlenen toplantıda 2020 Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü verdiği Dr. Niyazi Altunya Ağabeyimi kutluyorum. HHH Edebiyatla aydınlanan Tokat İlköğretmen Okulu’ndan dostum Mehmet Ali Yetkin’i kaybettik... Pandemiden etkilenen müzisyenlere destek Garanti BBVA’nın, pandemiden en fazla etkilenen sektörlerden olan müzik sektörüne destek vermek amacıyla hayata geçirdiği “Garanti BBVA ile Sesini Aç” serisi devam ediyor. YouTube’dan yayımlanan müzikli sohbet serisinin yeni konuğu Ceylan Ertem oldu. Babylon’da çekilen ve İpek Atcan’ın sunuculuğunu üstlendiği programda sahneye çıkan Ertem bir ilke imza atarak “Ne Güzel Gün” şarkısını saksafonist Korhan Futacı ile birlikte seslendirdi. Yayını izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=Yo6aA7kBEc
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle