06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 17 NİSAN 2021 CUMARTESİ İKSV’den 23 Nisan’da aile boyu atölyeler İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) bünyesinde, kültürsanat etkinliklerine erişim ve katılım imkânlarını artırmayı amaçlayan İKSV Alt Kat, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Zorlu Holding desteğiyle yeni atölye çalışmaları ile kutluyor. 23 Nisan’ı evlerinde geçirecek olan çocuklar, müzik, görsel sanatlar ve tiyatro alanlarında farklı yaş gruplarına özel hazırlanan atölyelerle bayram coşkusunu yaşayacak. Çocukların gün boyu aileleriyle birlikte katılabilecekleri çevrimiçi atölyeler, Zoom platformu üzerinden ücretsiz yapılacak. Sınırlı kapasitesi bulunan atölyelere rezervasyon için: http://rezervasyon.iksv.org/altkat Atölye programı İKSV Alt Kat 23 Nisan çevrimiçi atölyelerinin programı ve içeriği ise şöyle: 4 Sera Çamaş ile Beden Müziği ve Ritim Atölyesi, 11.0011.45 (3+ yaş): İKSV tarafından kurulan Birlikte Güçlü Sesler Korosu koristi ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yarı Zamanlı Piyano Bölümü öğrencisi Sera Çamaş’ın yürüteceği atölyede çocuklar, 23 Nisan sabahına müzikle ve canlı ritimlerle başlayacak. Atölye sırasında hep birlikte öğrenecekleri keyifli bir şarkıya, bedenleriyle ritim yaparak eşlik edecekler. 4 Atölye Pikolo ile “Bütün Renkler El Ele” Sanat Atölyesi, 13.0014.00 (6+ yaş): Bu atölyede çocuklar, du¨nyanın farklı u¨lkelerinden do¨rt farklı sanatc¸ıyı ve onların eserlerinde kullandıkları renkleri, s¸ekilleri, desenleri, teknikleri inceleyecek ve ebeveynlerin asistanlıgˆında 23 Nisan’ı kutlamak için kendi pencere su¨slerini tasarlayacak. Ato¨lyede, Hollandalı ressam Piet Mondrian, Meksikalı sanatc¸ı Frida Kahlo, Amerikalı sanatc¸ı Roy Lichtenstein ve Tu¨rk ressam Semiha Berksoy’un eserlerinden ilhamla c¸ocuklar, krikami teknigˆi ile resmi bir araya getirecek, kâgˆıttan el ele tutus¸an cam su¨slemelerle evlerinin pencerelerini renklendirecek. 4 Sevinç Erbulak ile “Bir Hayal Bir Oyun” Atölyesi, 15.0016.00 (8+ yaş): İKSV tarafından 2019’da yayımlanan “Tiyatro’da Bir Gün” çocuk kitabının yazarı ve oyuncu Sevinç Erbulak, çocuklarla bir araya geleceği bu özel etkinlikte, 23 Nisan’da çocuk olmak, hayaller ve oyun üzerinden sohbetli bir atölye yürütecek. Zorlu Holding’in “Bir Hayal Bir Oyun” Öykü Yarışması’nda birinci seçilen “Acayip Teknolojik Masallar” öyküsünün okunmasının ardından etkinlik, öyküden ilham alan yaratıcı bir sohbetle devam edecek. Sera Çamaş Sevinç Erbulak Atölye Pikolo Genco Erkal ifadeye çağrıldı Genco Erkal Usta tiyatrocu Genco Erkal, “Cumhurbaşkanlığı’na hakaret” iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadeye çağrıldı. 83 yaşındaki Erkal, sosyal medya paylaşımları nedeniyle pazartesi günü saat 14.00’te İstanbul Adalet Sarayı’nda ifade verecek. Türk tiyatrosunun usta isminin 2016 yılından bu yana yaptığı paylaşımlar hakkında ifadeye çağrıldığı öğrenildi. Dostlar Tiyatrosu’nun kurucusu olan, 60 yıldan fazladır tiyatro yapan Erkal, geçmişte de siyasi baskılarla karşılaşmıştı. 80’lerin sonunda “Hakkâri’de Dört Mevsim” filminin ardından yurtdışından gelen çeşitli teklifler, Erkal’ın pasaportuna el koyulması sonucu hayata geçememişti. Usta sanatçının pasaportu 8 yıl boyunca verilmemişti. Genco Erkal, 80 darbesi sonrası gözaltına alınmış, Dostlar Tiyatrosu’nda sahnelediği “Her Gün Yeni Baştan” adlı tek kişilik oyunu da yasaklanmıştı. Geçen aylarda Cumhurbaşkanlığı’na hakaret iddiasıyla yine usta oyuncular Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında da dava açılmış, sanatçılar beraat etmişti. l Kültür Servisi Lenin, Moskova’ya Yönetmen Tufan Taştan’ın senaryosunu Barış Bıçakçı ile birlikte yazdığı “Sen Ben Lenin”, dünya prömiyerini 2229 Nisan tarihlerinde düzenlenecek 43. Moskova Film Festivali’nde yapacak. geri dönüyor! “Sen Ben Lenin” filminde başrolleri Barış Falay ve Saygın Soysal paylaşıyor. Ödüllü yönetmen Tufan Taştan’ın ilk uzun metraj filmi “Sen Ben Lenin”, 43. Moskova Film Festivali’nde ilk kez seyircisiyle buluşacak. Filmin senaryosunu Tufan Taştan, Barış Bıçakçı ile birlikte yazdı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Rusya kıyılarından denize atılan Lenin heykellerinden birinin 2000’li yıllarda Düzce’nin Akçakoca ilçesinde karaya vurmasıyla yaşananlar çok konuşulmuş ve dünya basınında da yer bulmuştu; filmin senaryosu bu gerçek olaydan yola çıkıyor. “Bugün Akçakoca Belediyesi’nin deposunda kaderine terk edilmiş duran Lenin heykeli, kasabanın meydanına dikilseydi ne olurdu” sorusunun yanıtıyla gelişen olaylar filmde polisiye ve kara mizah türünde kurgulanıyor. Filmin başrollerini Barış Falay ve Saygın Soysal paylaşırken Nur Sürer, Hasibe Eren, Binnur Kaya, Sarp Akkaya, Şerif Erol gibi güçlü isimler de kadroda. Konuk oyuncu olarak Özcan Alper’den Pelin Esmer’e ilginç isimler de filmde rol alıyor. Müzikleri Barış Diri’ye ait olan filmin şarkısı Edip Cansever’in “Mendilimde Kan Sesleri” adlı şiirinden bestelendi ve Seyyal Taner tarafından seslendirildi. Yapımcılığını İstanbul Digital (ID) Film ve Yapımeki’nin birlikte üstlendiği “Sen Ben Lenin”, Moskova Film Festivali’nde “Russian Trace” bölümünde 24 Nisan Cumartesi günü seyirci katılımıyla gösterilecek. Yönetmen Taştan da gösterimin ardından izleyicilerin sorularını cevaplayacak. ‘İstanbul’da alkış sesleri BirYolculuktanNotlar yeniden yükselecek’ ‘Rüyanın Öte Yakası’ Kundura Sinema’nın çevrimiçi izleme platformu Kundurama’nın yeni seçkisi “Rüyanın Öte Yakası” yayında. İngiliz sanatçı ve yönetmen ikili Daniel & Clara’nın 2019 yapımı belgeselleri “Notes From A Journey / Bir Yolculuktan Notlar” gösterilecek uzun metraj film. Berlin ve Cannes festivallerinin geleceğin yönetmenleri arasında gösterip desteklediği Hindistanlı genç yönetmen Payal Kapadia’nın rüyalardan ve efsanelerden beslenen ödüllü kısa filmleri de izleyiciyle buluşacak. “Rüyanın Öte Yakası” seçkisi, 19 Temmuz’a dek Kundurama’da Türkçe altyazılı ve ücretsiz izlenebilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), müzisyenlerin İstanbullularla buluşmasını sağlayacak projesinin ardından bir destek programını da tiyatro emekçileri için başlatıyor. “İstanbul’da Perdeler Kapanmasın” ilkesiyle başlatılan projenin İstanbul’da çalışmalarını sürdüren tiyatrolara güç vermesi amaçlanıyor. Projeyi sosyal medya sayfasından duyuran İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tiyatro sanatçılarına seslenerek herkesi projede yer almaya davet etti. ‘Perdeler kapanmasın’ İBB Kültür Daire Başkanlığı’nın üstlendiği projeyle bir yılı aşan süredir zor günler geçiren tiyatrolar perdelerini yeniden açacak. İBB tarafından belirlenen alanlarda (açık/ kapalı alan veya dijital mecralarda) yeniden seyircileriyle buluşacak. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, projeyi sosyal medya hesabından paylaştığı bir video ile tanıttı. Tiyatro sanatçılarını projeye başvurmaya davet eden İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: “İstiyoruz ki bu kadim şehirde perdeler kapanmasın. İstiyoruz ki sanatçılarımız oyunlarını İBB’nin tahsis edeceği güvenli alanlarda veya dijital mecralarda sergileyebilsin. Oyunlarını İstanbullularla paylaşmak isteyen değerli tiyatro sanatçılarımız... Hemen sitemize girin ve kriterlerimize uygun bir şekilde başvurunuzu yapın. Güzel İstanbulumuzda alkış sesleri yeniden yükselsin.” Son başvuru tarihi 22 Nisan. Ayrıntılar ve başvuru: https://forms. ibb.gov.tr/kultur/ [email protected] Seyyal Taner ‘Alladı Pulladı’ (Güneş Plak) Hakan Özer ‘O N C A G Ü N L E R’ (People Make Music) Memleket doksanlı yıllara girdiğinde sadece toplumun dokusu değişmemiş, müziğimizde de pop yeniden patlamıştı. Seyyal Taner’in 1991 yılının ekim ayında yayımladığı dördüncü solo albümü “Alladı Pulladı”, arabeski yerinden eden bu pop fırtınasıyla karaya vuranları toplayan lodosçu kuşağı zayıf yerlerinden yakalamayı başarmıştı. Hayli güncel bir jargon kullanılan albüm milyon barajını geçmiş, doksanlı yılların en popüler işlerinden biri olmuş, yeniden dirilen pop müziğine katkı koymuştu. Günel Plak kurucusu Mustafa Güneş tarafından prodükte edilen, şarkıların düzenlemeleri EdaMetin Özülkü ikilisi tarafından yapılan albüm, Levent Altındağ, Cezmi Başeğmez, Candan Erçetin gibi isimleri ağırlamıştı. Doksanlı yıllar pop müziğine meraklı dinleyicinin raflarındaki en favori parçalarından olan efsane albüm, şimdi 30. yıla özel olarak plak formatında yayımlandı. Her şey yerli yerinde olmakla birlikte plak baskısında ufak bir değişiklik yapılmış; “Hata” adlı parça A2’ye yerleştirilmiş. Albüm çıktığında kulağından walkmen’i eksik etmeyen (artık orta yaşı geride bırakmış) genç kızlar, delikanlılar, şimdi plaktan dinleyecekleri bu şarkıların 30 yıl önce dillerine boş yere dolanmadığını bir kez daha anlayacak. Güzel sanatlar resim bölümünden arkadaşım Hakan Özer. Kafa dengiydik, iyi anlaşırdık. Çok yetenekliydi Hakan, kantinde, rıhtımda, gitar çalar şarkı söyler; elini attığı her işin altında alnını akıyla çıkardı ama kendini layığı ile takdim edemezdi, kaba tabirle pazarlayamazdı. Benden daha istikrarlıydı; akademisyenlikte sebat etti, resim yapmayı sürdürdü ama müzik defterinde biriken birbirinden güzel besteleri düzenleyip çalarak bir albümde toplaması on yıllar aldı. Sağda solda pek çalmadı, harcı âlem yapmadı. Bu da piyasadaki yeteneksizlerin şansıydı. İlk albümü “O N C A G Ü N L E R”; evet büyük harflerle yazılıyor ve araları açık. Zira Hakan’ın şarkılarının çok şeyle arası açık. Almış başını giden zamanla, vefasız eşledostla, bir yudum mutluluğu çok gören adaletsiz dünyayla... 15 şarkıdan oluşan bu gecikmiş akustik albümün kadrosu minimal, gitar ve vokalde kendisi, basta ve çalgı programlamada Burak Güngörmüş, vokalde Nilipek ile Demet Çizenel. Bir parça da elektrik gitarıyla Tuğhan Garip. Müziği singersongwriter, indiefolk olarak tarif edebiliriz, ancak samimiyetle tınlayan ses örgüsünü, şarkı tarzını, sıradan gibi görünen hikâyelerini, aralardaki nahif detayları o kadar kolay tarif edemeyiz. Köy Enstitüleri halk hareketidir Köy Enstitüleri 81 yaşında. Köşeme, 17 Nisan 1990 günü İstanbul’da düzenlenen paneldeki tarihi konuşmasından bölümlerle Uğur Mumcu konuk olacak. Ya laiklik ya İslamcılık “…Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devrimi yaptı. İtalya’dan ceza yasası, Fransa’dan idare hukuku ilkeleri, İsviçre’den medeni hukuku, Almanya’dan ceza yargılaması hukukunu aldık… O dönemde böyle yasaların alınması zorunluydu, çünkü toplum bir yol ağzındaydı. Ya Batılı laik sistem ya şeri hukuk. Mustafa Kemal ve düşün arkadaşları Batılı ve laik sistemi benimsediler. 1928 yılında anayasadan devletin İslamcı devlet olduğunu belirten madde kaldırıldı, 1930 yılında okullardan din dersleri, 1939 yılında da köy okullarından din dersleri kaldırıldı. Bunlar ne için yapıldı? Laiklik için yapıldı. Çünkü dünyada ya olayları teokratik açıdan göreceksiniz, böyle bir eğitim anlayışınız olacak ya da laik anlayışınız olacak. Karma ekonomi gibi hem İslamcı hem laik anlayış olmaz. Ya laiklik ya İslamcılık. Eğitim bu. Mustafa Kemal ve düşün arkadaşları, laisizmi benimsediler... 40’lı yıllar Köy Enstitüleri olayını bu süreç içinde değerlendirmek gerekir. Köy Enstitüleri 40’lı yılların başında çıktı, 40’lı yılların ortalarına, sonlarına doğru yıkıldı. Niçin? Çünkü Türkiye 40’lı yıllarda da bir yol ayrımındaydı. Dünyada büyük bir savaş yaşanmaktaydı… Türkiye bu sıcak savaşa katılmama siyaseti gütmekteydi. Ve bir… denge politikası izliyordu. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Köy Enstitülerini destekledi. Köy Enstitüleri fikri bugün önemi daha çok anlaşılan Tonguç Baba’nın çalışmaları, düşünce ve ideolojisiyle ortaya çıkmıştı. Saffet Arıkan’ın bakanlığı döneminde genel müdürlüğe getirilen Hakkı Tonguç, daha sonra Hasan Âli Yücel’le birlikte çalıştı… Yücel, bugün bakıyoruz, yeniden değerlendiriyoruz, oğlu Can Yücel’in şiirinde yazdığı gibi ‘Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi’, gerçekten bu toplumun özlediği, hümanist ilerici bir aydın… Halk, din sömürüsünü affetmiyor Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmış, mutlaka yıkılmıştır. CHP iktidarı, 1949 yılında din derslerini kabul etti. Yıkıldı, kurtaramadı bu ödün. DP, 1957’de Saidi Nursi’nin cüppesini bayrak yaptı. Ne oldu? Yıkıldı. Süleyman Demirel 1960’ların ortasında Nurcuların, tarikatların, Süleymancıların sakallarını okşadı. Ne oldu? Yıkıldı. Hac seferleri düzenleyen ANAP ne oldu, yüzde 20’ye indi. Halka güvenmek gerekiyor. Her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yararlı olur belki ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar. Halk din sömürüsünü affetmiyor. Bu son derece önemli bir sonuç, olgu ve çok önemli bir gerçektir… Kuvayı Milliye ve Köy Enstitüleri Köy Enstitüleri üretim içinde eğitim, eğitim içinde üretim ilkesini benimsemişti ve köy çocuklarını Atatürk devrimlerinin ve Kemalizmin toplumsal yapısını kurmakla görevlendirmişlerdi... Şimdi ne oluyor? Aynı köy çocukları… imam hatip okullarına gidiyorlar… Bunlar imam, hatip olmuyorlar, hukuk fakültelerine gidip yargıç ve savcı… siyasal bilimler fakültelerine gidip kaymakam oluyorlar… 2000 yılına doğru baktığımızda, vali ilahiyat fakültesi mezunu, Emniyet müdürü İslam enstitüsü mezunu, kaymakam imam hatip mezunu olacak… Türkiye’de bugüne kadar sonuç almış en güçlü örgüt Kuvayı Milliye örgütüdür, Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Kuvayı Milliye, toplumun en önemli sivil örgütlenme modelidir. İkincisi 40’lı yıllara rastlayan Köy Enstitüleridir. İkisi de sivil toplumun vazgeçilmez kurumlarıdır. İdeolojide Kuvayı Milliye tam bağımsızlık ilkesi, eğitimde Köy Enstitüleri. İki hedef bu...” Ulusal yarışma heyecanı başladı İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 40’ıncısı düzenlenen İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışma bölümünde yarışacak filmler belli oldu. Pandemi nedeniyle gösterimlerin hem çevrimiçi hem de fiziksel olarak yapılması planlanıyor. Ulusal yarışmada yarışacak 13 film şöyle: “Av” / Emre Akay, “9,75” / Uluç Bayraktar, “Sardunya” / Çağıl Bocut, “Bir Nefes Daha” / Nisan Dağ, “Beni Sevenler Listesi” / Emre Erdoğdu, “Yeniden Leyla” / Barış Hancıoğulları, “Zîn ve Ali’nin Hikâyesi” / Mehmet Ali Konar, “Af” / Cem Özay, “Çatlak” / Fikret Reyhan, “Cemil Şov” / Barış Sarhan, “İnsanlar İkiye Ayrılır” / Tunç Şahin, “Dirlik Düzenlik” / Nesimi Yetik, “Sen Ben Lenin” / Tufan Taştan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle