04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 9 MART 2021 SALI SAĞLIK Çığlık 5yaşında bir kızın çığlığı… Sokağı inleten, oradan yankılanıp tüm ülkeyi sarsan bir çığlık… Babası yerde yatan annesini tekmelerken vahşeti izlemek zorunda kalan bir çocuğun çığlığı… Daha önce de gözlerinin önünde anneleri dövülen, katledilen çocuklardan birinin çığlığı… Toplumun suratına yumruk gibi inen yıkıcı bir çığlık! Türkiye’de her yerden çığlıklar yükseliyor, duyuyor musunuz? Şiddeti haber veriyor çığlıklar. Faşizmi duyuruyor… Erkek şiddetine karşı kadınların kâbusunu haykırıyor. Tecavüz edilen kadının tarifsiz öfkesini kusuyor. İstismar edilen çocukların korkusunu seslendiriyor. Özgürce yaşamak isteyen kadınların isyanını anlatıyor! Türkiye’de toplum ahlaken çürüdü Türkiye’de yaşayan bir kadınsanız, yolda yürürken her an tacize uğrayabilir, dövülebilir, tecavüz edilebilir ya da öldürülebilirsiniz. 92 yaşında olsanız bile 23 yaşındaki bir şeref yoksununun tecavüzüne uğrayıp katledilebilirsiniz. Eski eşiniz “Elimden kimse alamaz” diyerek sizi tehdit edince, zorlama hapsi için başvursanız da mahkeme “Kadın erkeği tahrik etti” diye reddedebilir. Devleti yönetenler, “Kadın ile erkek eşitliği fıtrata ters” diyebilir. Kadın katillerine devletin mahkemelerinde “namus indirimi”, “tahrik indirimi”, “kravat takma indirimi” uygulanabilir. Açıkça söyleyelim: AKP’nin 18 yıllık iktidarında 6 bin 732 kadının hayattan koparıldığı Türkiye’de CİNSKIRIM var, BARBARLIK kol geziyor! Şiddet öyle bir noktaya geldi ki bu tüm toplumun kâbusu. Çünkü kadın hakları, demokratik bir toplumsal düzenin olmazsa olmaz koşulu! En temel hak olan yaşama hakkının bu kadar kolay yok edilebildiği hiçbir toplum ilerleyemez, gelişemez, refaha ve barışa ulaşamaz. Öyleyse baskı uygulayarak kadınları sindirmek isteyen tüm barbarlar duysun: İstanbul Sözleşmesi’ne dokundurtmayacağız. Haklarımızı almak için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Cinskırımı durduracağız. Erkek egemen faşizmi, ataerkil düzeni alaşağı edeceğiz. Kadın erkek eşitliğinin her alanda sağlanması için acil eylem planı başlatacağız. Bedenimizin, geleceğimizin ve emeğimizin sahibi kendimiz olacağız! İtirazı olanlar varsa, onlar da kadınlar bir araya gelince yer nasıl yerinden oynar, yaşayarak öğrenecek. İmamoğlu’nun anısından çıkan hayat dersi Geçen hafta sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) “Yerel Eşitlik Eylem Planı”nın tanıtıldığı etkinliğe katıldım. Ekrem İmamoğlu, toplantıdaki konuşmasında, kendi ailesinden örnekler de verdi. Kadınların çalışma hayatına katılmasının öneminden bahsederken, kendisinin köyde büyüdüğünü, köyde üreten bir kadın olan annesinin bundan duyduğu mutluluğa 17 yaşına kadar tanık olduğunu ama ondan sonra kente geldiklerinde annesinin ilk kez babasından para istemek durumunda kaldığını anlattı. Annesi bu konuda rahat hissetmediği için araya Ekrem İmamoğlu’nu koyup para istermiş. O anlatırken düşündüm. Kim bilir kaç kadın hayatı boyunca bir erkeğin eline bakmak zorunda kaldı ve kalmaya devam ediyor… Bir insanın ekonomik özgürlüğünün olmaması, kendini yararsız biri gibi hissettirerek özgüven eksikliği yaratıyor. Ayrıca çoğu durumda erkeğin kendisini kadının “sahibi”, “koruyucusu” gibi görmesine de yol açan ciddi bir sorun bu. Kadının meslek sahibi olması, erkek hegemonyasına karşı durabilmesi açısından hayati derecede önemli. İBB’de yönetimi devraldıklarında İSPARK’taki yaklaşık 3 bin çalışanın hepsinin erkek olduğunu, o tarihten sonra çalışan kadın sayısını neredeyse üç katına çıkardıklarını söyledi İmamoğlu. Bunu anlatırken önemli bir hususun da altını çizdi: “Ama bu asla bir lütuf gibi değil. Fırsat eşitliği yaratarak yapıyoruz bunu, hak etmeyenler için ayrımcılık yapmak söz konusu değil.” İBB’nin uyguladığı Yerel Eşitlik Eylem Planı, AKP döneminde özellikle kadınlar açısından yaşanmaz hale gelen kentler için akılcı bir çözüm önerisi. Tüm kurumların kadınlara fırsat eşitliği yaratmak için seferberlik başlatması gerek. Toplumun her alanda öncü itici gücü kadınların önünü açmak gerek! BÖBREK KANSERI, ERKEKLERDE 2 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR [email protected] SİNSİ HASTALIK SAĞLIK Doç. Dr. İlker Tinay Böbrek kanseri, ürolojik kanserler arasında görülme sıklığı açısından prostat ve idrar torbasından sonra üçüncü sırada yer alıyor. Hastalığın genellikle belirti vermediğine dikkat çeken Üroonkoloji Uzmanı Doç. Dr. İlker Tinay, “Daha ileri evrede başvuran hastalarda; idrarda kanama, kilo kaybı, yorgunluk ve kemik ağSibel rıları gibi şikâyetler BAHÇETEPE sıklıkla görülmektedir. Bu bulgular hastalığın daha yaygın olmasının bir sonucudur ve bu hastalar tanı için geç kalmış hastalardır” diyerek erken tanının önemine dikkat çekti. Doç. Dr. Tinay, böbrek kanseri ile ilgili merak edilenleri yanıtladı. n Böbrek kanseri nedir? Böbrek kanseri, böbrek dokusunda oluşan kötü huylu kitlelere verilen genel bir isimdir. Sigara faktörü n Hastalığın sebepleri nedir? Bugün için böbrek kanserine neden olduğu bilinen en sık etken, başta sigara olmak üzere tütün ve tütün ürünlerinin kullanımıdır. Bunun yanında son yıllarda yapılan çalışmalarda daha sıklıkla dile getirilen diğer bir sebep de obezitedir. Bazı ailesel sendromlar, ki bunların en bilineni Von HippleLindau sendromudur, birden fazla kuşaktaki aile bireylerinin tekrarlayan böbrek kanseri tanısı almalarına sebep olmaktadır. Kronik böbrek yetmezliği nedeniyle rutin hemodiyaliz tedavisi alan hastalar da böbrek kanseri gelişimi açısından risk altındadırlar. ÜROONKOLOJI UZMANI DOÇ. DR. İLKER TINAY: En büyük risk altındaki kişiler sigara kullanan kişilerdir. Bunun yanında ailesinde böbrek kanseri hikâyesi olan kişilerde de böbrek kanseri gelişme ihtimali normale göre artmıştır. IDRARDA KANA DIKKAT n Belirtileri nelerdir? Günümüzde hastalar genellikle başka nedenlerle yapılan ultrasonografi, tomografi ya da MR görüntülemelerinde tesadüfen saptanan böbrek kitleleriyle başvurmaktadırlar. Bu hastalarda böbrek kitleleri genellikle erken evrede ve küçük böbrek kitleleri olarak saptanmaktadır. Daha ileri evrede başvuran hastalarda; idrarda kanama, kilo kaybı, yorgunluk ve kemik ağrıları gibi şikâyetler sıklıkla görülmektedir. Bu bulgular hastalığın daha yaygın olmasının bir sonucudur ve bu hastalar tanı için geç kalmış hastalardır. n Böbrek kanserinin görülme sıklığı nedir? 2018’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildirilen Globocan araştırması sonuçlarına göre, tüm dünyada 2018 yılında böbrek kanseri saptanan kişi sayısı 403 bin olarak rapor edilmiştir. Aynı araştırmanın Türkiye verilerine bakıldığında ise 2018 yılında toplam 5 bin 125 kişiye böbrek kanseri tanısı konduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalarda daha sık olarak erkeklerde görülen bu kanserin, son yıllarda yapılan çalışmalarda kadınlarda da sıklığının arttığı görülmektedir. Akıllı ilaç tedavisi n Tedavide ne yapılır? Tedavi, hastalığın evresine göre planlanmaktadır. Herhangi bir metastazı saptanmayan ve sadece böbrek kitlesi ile başvuran hastalarda, kitlenin yerine ve boyutuna göre sadece kitlenin çıkarılması ya da böbreğin tamamen alınması kararı verilmektedir. Metastazla saptanan hastaların ise metastaz yoğunluğuna ve hastanın genel durumuna göre yine böbreğin ameliyatla alınması ve beraberinde metastazlara yönelik “akıllı ilaç tedavisi” ile tedavi planlaması uygun olacaktır. Özellikle metastatik hastalık tedavisinde son yıllarda tedavi seçenekleri artmıştır. n Kapalı ameliyatların böbrek kanserlerindeki yeri nedir? Böbrek kanserinin cerrahi tedavisinde hem böbrek koruyucu ameliyatlarda hem de böbreğin tamamen çıkarıldığı ameliyatlarda kapalı yöntemler olarak bilinen laparoskopik ve robot yardımlı laparoskopik cerrahiler hem ülkemizde hem de tüm dünyada sıklıkla ve başarı ile uygulanmaktadır. ‘77 yaşıma rağmen ameliyat oldum ve o korkunç ağrılardan kurtuldum’ ‘Hareket edemiyordum’ Ankara’da yaşayan Necmiye Çubuklu (77), bel ve sağ kalçasında şiddetli ağrı yaşıyordu. Ağrının yürümesini engelleyecek boyuta ulaştığını ve 6 ay sonra hastaneye başvurmaya karar verdiğini anlatan Çubuklu, “Doktorlar omurgamın daraldığını söyledi, dar kanal tanısı kondu. Ayrıca iki kist de tespit edildi. Hiç hareket edemiyor, yürüyemiyordum. Ameliyat olmasaydım felç olacaktım çünkü” dedi. ‘Yürüyemez haldeydim’ 6 ay ağrı çektikten sonra hastaneye başvurduğunu anlatan Çubuklu, “Gerekli tüm tetkikler tamamlandıktan sonra ameliyata karar verildi. Önce yaşımdan dolayı kararsızdım ancak çok acı çektiğim için ameliyat olmaya karar verdim. Çok başarılı bir ameliyat geçirdim. Şu an belimin ağrısı ve sağ kalçamdaki ağrı tamamen geçti” diye konuştu. Kilosunun 80’in üzerinde olduğunu ve ağrılarının azalması için kilo verdiğini de anlatan Çubuklu, “Uzun süre ayakta kaldığımda veya çok yürüyünce beNecmiye Çubuklu şündüm ve ameliyat oldum. Doktorlarım bana güven verdi. ‘İyi olacaksın, mikrocerrahi ile ameliyatı yapacağız, bir sakıncası yok’ dediler. Ameliyatım 4 saat sürdü. Belimdeki, omurgadaki darlık açıldı, kistler temizlendi, omurga darlığının sinirlere baskı yapması gideŞİKÂYETLER İYİ rildi. Bundan sonra arDİNLENMELİ tık dikkat edeceğim. Yürümeyi çok özleBeyin ve Sinir Cerrahisi Uz miştim. Ameliyatmanı Prof. Dr. Selçuk Göçtan sonra ilk işim limde ağrı oluyordu. Bacaklarımda his kaybı olmadı ama çok ağrım vardı, yürüyemez duruma gelmiştim” dedi. Felç olacaktım men, “Özellikle yaşlı hastalar yü oğlum ve gelinimdvrruuüıhnrğmMmeuşeRlnailikikdpkhgâttaraöyaeoseordbtüdtrıalrntleele.oatğm6rürpieı0lineieryvdlyrdieeiaidanmşbkidbnaöuüilelrletsçüillltmaammvükaeeeüahğllnkiairb,aeısşsilrtüçıbaapoalalştırmtala.mkalldceaAuadaşrbm.kdisakiAaa,refâyslmelyyiidolkyüeçenıtamtrleuoliüteytlçpmazaraaioacntmerlamoakkçklaıaonrldir” dedi. kar çıkmaz ağrılarımın Çubuklu, şöyle devam etgeçtiğini hissettim. Kalti: “Ameliyat dendiğinde inçamdaki ağrı geçmişti ve iyisan bir korksa da çektiğim ızdıleştiğime inandım. 23 gün hastaraptan dolayı, ‘Ölsem de kalsam da nede kaldım, daha sonra evde dinlenben bu ameliyatı olacağım’ diye dü dim ve artık iyiyim. ” Geçirgen Bağırsak Sendromu Besin alerjileri, bağışıklık sistemi hastalıkları, cilt problemleri, nörolojik sorunlar, vitamin eksiklikleri, tedavi edilemeyen depresyon, sürekli olan baş ağrısı, fibromiyalji, kabızlık, ishal, irritabl bağırsak sendromu, kronik yorgunluk gibi pek çok belirtiyle kendisini gösteren geçirgen bağırsak sendromu, tedavi edilebilir bir durum. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Derya Fidan, kişilerde kabızlık, şişkinlik, ishal gibi sorunlar varsa bu durumun bir bağırsak hastalığının habercisi olabileceğini belirterek “Sızdıran bağırsak veya geçirgen bağırsak sorunu tedavi edilebilir bir durumdur. Bozulan bakteri dengesini düzeltmek, hasarlı, yaralı, ülserli, ateşli, sızıntılı bağırsak duvarını ve bağırsak epitel dokusunu iyileştirmek için özel bir beslenme programı uygulanması gerekmektedir” diye konuştu. NADIR HASTALARA NADIR ÇAĞRI Nadir Hastalıklar Ağı, Türkiye'de bilinmeyen ve fark edilmeyen nadir yaşamlara dikkat çekmek, toplumda empati ve bilinç yaratmak amacıyla “Nadir Çağrı Kampanyası” başlatıyor. “Sağlıklı birey, sağlıklı toplum için siz de ses verin” diyerek tüm nadir hastalığa sahip bireyleri özel bir projeye katılmaya davet ediyor. Proje kapsamında ağ, nadir hastalığa sahip bireylerin veya yakınlarının çekeceği kısa videoları duyurarak farkındalık yaratacak. Paylaşılan videolar Nadir Hastalıklar Ağı internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yayımlanacak. Nadir yaşamların sesini geniş kitlelere duyurmayı hedefleyen proje hakkında detaylı bilgi www.nadirhastaliklaragi.org.tr adresi üzerinden alınabiliyor. SAĞLIK REHBERİ Obezitenin 5 yol açtığı hastalık! Son bir yıldır küresel salgın hastalıkla mücadele kapsamında evde geçirilen zamanın artması, hareketsizlik ve atıştırmalar kilo alımını hızlandırırırken modern çağın tehlikeli hastalığı obezitenin de yaygınlaşmasına neden oluyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bilgi Baca, pandemide tehlikenin daha da artan obezitenin yol açtığı 5 sorunu anlattı, önerilerde bulundu. DIYABET: Tip 2 diyabeti olan çoğu insan aşırı kilolu veya obezdir. Kilo vererek, dengeli beslenerek, yeterli uyku alarak ve daha fazla egzersiz yaparak tip 2 diyabet geliştirme riski azaltılabilir. HIPERTANSIYON: Yüksek tansiyon, aşırı kilo ve obezite ile çeşitli şekillerde bağlantılıdır. Aşırı kilolu olmak kan basıncını artırabilir çünkü kalbin tüm vücut hücrelerine kan sağlamak için daha fazla pompalaması gerekir. KALP HASTALIĞI: Fazla kilo, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterole sahip olma olasılığını artırır. Bu koşulların her ikisi de kalp hastalığı veya felç olasılığını artırır. KANSER: Kolon, meme, endometrium (rahim duvarı), böbrek ve yemek borusu kanserleri obezite ile bağlantılıdır. Bazı çalışmalar ayrıca obezite ile safrakesesi, yumurtalıklar ve pankreas kanserleri arasında bağlantılar olduğunu bildirmiştir. DEPRESYON: Obeziteden etkilenen birçok kişi depresyon yaşar. Bazı çalışmalar obezite ile majör depresif bozukluk arasında güçlü bir ilişki bulmuştur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle