04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 9 MART 2021 SALI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.6680 16,7 kuruş 9.1110 15.5 kuruş 10.6100 23.4 kuruş 16.14 0.13 puan 1530 11.7 puan 2847.48 47.05 lira 419.56 9 lira Berat Albayrak’ın istifası sonrası başlayan yaprak dökümü, Borsa İstanbul’a sıçradı Hakan Atilla da gitti Berat Albayrak’ın, geçen kasım ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifa etmesi sonrası ekonomi yönetiminde de başlayan değişim, iç ve dış gelişmelerin etkisiyle devam ediyor. Bunun son örneği dün Borsa İstanbul’da (BİST) yaşandı. Şubat sonunda izne ayrıldığı öğrenilen BİST Genel Müdürü Hakan Atilla’nın dün istifa dilekçisini BİST Yönetim Kurulu’na sunduğu ve bunun kabul edildiği açıklandı: “Borsa İstanbul AŞ Genel Müdürü Sn. Mehmet Hakan Atilla’nın kendi isteğiyle 08.03.2021 tarihinden itibaren genel müdürlük görevinden istifa etmesi nedeniyle 08.03.2021 tarihli yönetim kurulu kararı ile istifası kabul edilmiştir. Borsamız kararı, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’na bildirilmiştir.” Hatırlanacağı gibi Hakan Atilla, Halkbank genel müdür yardımcılığı görevi sırasında ABD’nin İran yaptırımlarını delme suçlamasıyla bu ülkeye yaptığı bir seyahat sırasında tutuklanmış, daha sonra yargılanarak Mayıs 2018’de BİST Genel Müdürü Hakan Atilla’nın dün istifa ettiği açıklandı. Bunun ABD ile “iyi ilişkiler” isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni adımı olduğu belirtiliyor. 32 ay hapis cezası almıştı. Temmuz 2019’da tahliye edilen Atilla, Türkiye’ye dönüşünde havalimanında dönemin Hazine Bakanı Berat Albayrak tarafından karşılanmış, peşi sıra Ekim 2019’da Borsa İstanbul Genel Müdürü olarak atanmıştı. Hakan Atilla Biden bekleniyor Halkbank’la ilgili yaptırım davası ise halen ABD’de devam ediyor ve yakın zamanda bir kararın çıkması bekleniyor. Olası cezayla ilgili konuşulan rakam ise 20 milyar dolar. Atilla’nın istifasının nedenleriyle ilgili ise bir dizi kulis bilgisi hızla tartışılmaya başlandı. Bunun en dikkat çekicilerinden birini Financial Times (FT), gazetesi yaptı: FT istifayı “Bu ayrılık, ABDTürkiye ilişkilerini iyileştirmek için bir jest olabilir” şeklinde yorumladı. İç ve dış kulislerde de, bunun ABD ile “iyi Berat ilişkiler” isteyen CumAlbayrak hurbaşkanı Tayyip Erdoğan hükümetinin yeni bir adımı olduğu konuşuluyor. Bilindiği gibi Joe Biden’ın geçen kasımda başkan seçilmesi ve 20 Ocak 2021’de göreve başlaması sonrası, halen Erdoğan ile Biden arasında resmi olarak açıklanmış bir görüşme yapılmadı. Öte yandan OdaTV’nin haberine göre Atilla, aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanvekili de olan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan’la yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle bu kararı aldı. l Ekonomi Servisi DOLAR 7.72 LIRAYA KADAR YÜKSELDI Türkiye’deki mali piyasalarda özellikle ABD merkezli yaşanan iniş çıkış dün iyice sertleşti. ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvil getisinin yeniden yüzde 1.6’ya yaklaşmasıyla birlikte dolar/TL dün yine baskı altında kalarak dalgalı bir seyir izledi. Güne 7.53 liradan başlayan dolar kuru, daha sonra hızla yükselişe geçerek öğleden sonra 7.7215 liraya kadar yükseldi. Günü de 7.70 lira seviyelerinde kapattı. Avro ise 9.1685 liraya kadar çıkarken, günü 9.15 lira seviyesinde kapattı. Öte yandan Brent petrol 8 Ocak 2020’den beri ilk kez 70 doları aşarak Türkiye ekonomisi üzerinde enflasyon ve cari açık kanalından daha fazla baskı oluşturabilecek seviyelere yükseldi. GENEL MÜDÜR ZAFER SÖNMEZ Bir istifa iddiası da Varlık Fonu’ndan Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla’nın ardından Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdürü Zafer Sönmez’in de istifa edeceği öne sürüldü. Bloomberg’in konuya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre TVF Genel Müdürü Sönmez görevinden ayrılacak. Varlık Fonu yetkilileri konuya ilişkin açıklama yapmazken Hazine ve Maliye Bakanlığı Sözcüsü de soruları yanıtsız bıraktı. Sönmez, Eylül 2018’de Türkiye Varlık Fonu’na Genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak atanmıştı. Sönmez ayrıca Borsa İstanbul ile PTT’de yönetim kurulu başkanvekili ve Tüpraş’ta yönetim kurulu üyesi. l Haber Merkezi ŞUBATTA REEL GETİRİ LİDERİ Mevduat faizleri bu kez sevindirdi TÜİK’in “Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Şubat 2021” raporuna göre en yüksek aylık reel getiri, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 0.25 oranında mevduat faizinde (brüt) gerçekleşirken yurtiçi üretici fiyat endeksi (YİÜFE) ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) yüzde 0.06 oranında yatırımcısına kaybettirdi. Ayrıca TÜFE ile indirgendiğinde devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) yüzde 0.20 oranında yatırımcısına kazandırırken BİST 100 yüzde 0.89, dolar yüzde 5.11, Avro yüzde 5.71 ve külçe altın yüzde 7.88 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. Yıllık bazda ise altın yüzde 14.55 kazandırırken DİBS yüzde 7.12 kaybettirdi. l Ekonomi Servisi TUZLA’DA FABRİKA AÇTI OPPO, Türkiye’de test üretimine başladı Çinli dev akıllı telefon markası OPPO, İstanbul Tuzla’da yapımı devam eden fabrikasında test üretimine başladığını açıkladı. Tuzla’da 12 bin metrekare kapalı alana sahip bir fabrikayı, akıllı telefon üretim tesisine dönüştüren OPPO, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yatırım teşviki ile destekleniyor. OPPO’nun üretim tesisinde kurulum çalışmalarına kasım ayı itibarıyla başlandı. Verilen bilgiye göre deneme üretimi aşamasında önemli sayıda yeni istihdam oluşturuldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, çok yakında “Made in Türkiye” ibareli, OPPO marka akıllı telefonların raflardaki yerini alacağını duyurdu. l Ekonomi Servisi 1.7 milyon kişi Tarımda sigorta kaydı olmadan çalışan kadın sayısı. Yüzde 39.5 Tarımda çalışan emekçiler içinde kadınların payı. Yıpranma payı şart: Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, en ağır iş yükünün tarımda çalışan kadınların sırtında olduğunu belirterek “Kadın çiftçiler, çalıştıkları her yıl için ilave 90 gün, 4 yılda 1 yıl yıpranma payı almalı” dedi. Halen tarımda çalışan 4.5 milyon kişinin yüzde 39.5’inin kadın olduğunu hatırlatan Bayraktar, tarımda çalışan kadınların yüzde 94.1’i olan 1 milyon 677 bin emekçinin ise sigorta kaydı bulunmadığına dikkat çekti. Bayraktar, kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi yönünde teşvik edici önlemlere ihtiyaç bulunduğunu da belirtti. l ANKARA İŞKUR, Ocak 2021’de işsizlik ödeneği için başvuranların sayısını açıkladı 114 bin işçi işsiz kaldı Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) şubat ayıyla ilgili bülteni, ekonomik kriz ve salgının çalışanlar üzerindeki yıkıcı etkisinin devam ettiğini ortaya koyan birçok veriyi ortaya koydu. Bu kapsamda en önemli ise işten çıkarıldıkları için işsizlik ödeneğine başvuru yapan emekçilerle ilgili. Bültene göre Nisan 2020’den bu yana işten çıkarmak yasak olmasına rağmen, geçen ocak ayında 114 bin 441 emekçi daha işsizlik ödeneği almak için kuruma başvurdu. Bu kişilerin 34 bin 860’ı da bunu almaya hak kazandı. Geçen yılın tümünde 1 milyon 511 bin kişi başvurmuş, 509 bin kişi ödenek almıştı. Kadınlar zorda Yine İŞKUR’un bültenine göre işverenlerin işçi taleplerini gösteren “açık iş” sayısı geçen şubatta Şubat 2020’ye göre yüzde 35.6 azalarak 102 bin 975’e inerken “işe yerleştirme” de yüzde 25.6 azalarak 63 bin 328 kişiye indi. Yılın ilk 2 ayında ise açık iş sayısı yüzde 39.8 azalarak 200 bin 903 adet, işe yerleştirme sayısı yüzde 22.4 azalarak 133 bin 371 kişi oldu. Yine ilk 2 ayda, işe yerleştirilen kadın sayısı yüzde 28.5 azalarak 43 bin 856, erkek sayısı yüzde 19 azalarak 89 bin 515 kişiye indi. l Ekonomi Servisi ‘Kadınları teşvik ediyoruz’ Küresel finans piyasalarındaki en iyi rumlarca tasdik edilmesinden gurur dupolitika ve uygulamaları teşvik ama yuyoruz. İş hayatında kadınların ilerlecıyla kurulan Official Monetary and Fi mesini teşvik edecek her türlü girişimi nancial Institutions Forum (OMFIF), destekliyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın “Gender Balance IndexCinsiyet Den yüzde 53’ü kadın. Bire bir müşteri tegesi Endeksi” araştırması olan ekiplerimizde masının 2021 sonuçlarıoran yüzde 56, önümüznı açıkladı. Bu yıl bankadeki dönemde daha fazla ların da dahil edildiği enkonuşacağımız teknoloji dekste Akbank, bankalar üretimindeyse yüzde 40 arasında ilk 5’te yer alırki bu dünya standartlaken gelişmekte olan pirına göre çok yüksek bir yasaların en iyisi seçildi. oran. Üst düzey yönetici Akbank Yönetim Kupozisyonlarımızın önemli rulu Başkanı Suzan Sabir kısmının da kadın çabancı Dinçer, şu noktalalışanlarımızdan oluşmarın altını çizdi: “Eşitlikçi sından büyük mutluluk ve kapsayıcı uygulamaduyuyoruz.” larımızın uluslararası ku Suzan Sabancı Dinçer l Ekonomi Servisi ‘Geleceği eşitlikli inşa edebiliriz’ Şirketinin “Akıllı Hayat 2030” stratejisi kapsamında “Eşit Bi Hayat Mümkün” diyerek başlattığı toplumsal cinsiyet eşitliği uygulamalarını hatırlatan Zorlu Holding Yönetim Kurulu üyesi Selen Zorlu Melik, “Eşitlik doğamızda var. Birbirimizden güç almak, birlikte mücadele etmek ve var olma mücadelesi için birlikte emek vermek doğamızın en olağan parçası. Herkes için daha yaşanabilir, eşitlikçi ve iyi bir geleceği ancak sorumluluğu eşit şekilde paylaştığımızda inşa Selen Zorlu edebiliriz” dedi. Melik l Ekonomi Servisi İhracatçı şubatla yeniden umutlandı Ocak ayında 49.9 puan olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, şubatta yeniden eşik değer 50’nin üzerine çıkarak 51.5 puan oldu. İSO’nun açıklamasına göre ihracat pazarlarındaki talep koşullarında ılımlı düzeyde olmakla birlikte 2020 Eylül ayından beri en güçlü iyileşme gerçekleşti. Şubatta ihracat iklimindeki iyileşmenin ana kaynağı ABD’de olurken ülkede üretim güçlü bir şekilde arttı ve artış hızı ocakta kaydedilen yaklaşık 6 yıllık rekoru bile geride bıraktı. Ancak IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Kısıtlamaların ve tedarik zincirlerindeki aksamaların yakın dönemde büyüme potansiyelini sınırlamaya devam edecek olması nedeniyle, süreç boyunca pek çok zorlukla karşılaşılması olası görünüyor.” l Ekonomi Servisi Kadına şiddetin patlaması eşliğinde, üzerinden siyaset Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı’nın dün öğlen saatlerinde elimize ulaşan 8 Mart’a ilişkin açıklamasında “Geçen bir yıldan bugüne, saldırılar her yerden birden üzerimize üzerimize geliyor” gerçeğinin vurgulanması ile başlıyor. Erkek şiddetinin devlet eliyle yapılabilmesi için, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına karşı oluşturulan dirençle, içeriden icraatlar, uygulamadaki çarpıtmalarla, baştan kadınların haklarının fütursuzca saldırısıyla karşı karşıya kalındığının altı çiziliyor. Ayrımcılık, kadının haklarını hedef alan nefretin, şiddetin devlet tarafından adeta teşvik edildiği sonucunun çıktığı belirtiliyor. Kadınların haklarının korunamamasındaki trajik tabloya, geriye gidişe karşın, kadın haklarına yönelik duyarlılığın, örgütlenme, direnme gücünün de artmakta olduğunun, sevindirici yükselişinin de altı çiziliyor. Açıklamaya “Değişime inananların değiştirme gücü feminist dayanışmadan geliyor” cümlesi ile nokta konuluyor. 8 Mart’a uzanan günlerde bir yandan kadına yönelik, tabana yayılmış şiddetin ürkütücü örnekleri, saldırıları, acımasızlık, yüz kızartıcı insanlık dışı haberlerinin arka arkaya gelişiyle yüzleşme.. Diğer yanda kimileri reklam pastasından pay kapma amaçlı bile olsa, kadının yaşamın her alanında gerçekten “inadına” dercesine bu kez olumlu ataklarla “Ben de varım” demesinin, diyebilmesinin koşullarının, yollarının, önlerinin açılması, güçlerini kanıtlamalarının patlaması.. HHH Değişik bir 8 Mart ortamındayız. Kadının siyasetteki gücü keşfedileli çok oldu.. Aslında 8 Mart’ın kendisi dünya ölçeğindeki yaşanmışlıkların sonucu, eseri.. Sanayileşmiş, zengin güçlü toplumlarda kadın sömürüsüne karşı isyanların başkaldırıların eseriydi. Tarihine girecek değiliz, sadece 80’li yıllarda ikinci bir patlamayı yaşadığımızı anımsatarak hemen arkasından kadın üzerinden siyasetin yapılmasındaki çıkarcılıkların sonucu umutlu ileriye gidişin, ülkeler, koşullar, kültürler, dinlerin her tür alt kimliklerin kullanılması, ayrımcılıklar bağlantılı şiddete, tersine de çevrilebilmesinin çelişkileri içinde önceleri çok umutlanıp sonrasında çok çelişkili süreçlerin içine girip çıktık, girip çıktık.. Sanki ülkemiz özelinde dünyamızda bir başka örneği yaşanmamış partili başkanlık rejimi adı altında yapılabilenler sayesinde yaşanan özel çelişkilerin bu garabet çelişkili durumda katkısı biraz daha fazla. Ancak dünya ölçeğinde altından kalkmakta henüz çok uzakta göründüğümüz salgın, virüs, bulaş.. ne derseniz deyin, gidişinde bize düşen özel ve de genel sonuçların payları da yadsınamaz ağırlıkta.. HHH Ama bu kadarı da olmaz ki.. Alt tarafı kadınların kendi boyun eğmişlik, direnebilme, örgütlenebilme boyutları ile doğrudan bağlantılı aidiyet, siyasi örgütlenme, toplumsal örütlenmeleri ile gelinmiş, gelenekselleşmiş 8 Mart etkinlikleri diye de bir şeyler vardı, olmalı değil mi? Sabahın köründe ilk haberlerden, birkaç gündür yaşanan çok da haberleşemeyen örneklerde de yaşandığı üzere, geleneksel 8 Mart eylemini yapmak isteyen kadınlara akıl almaz, çok da medyaya yansıtılmayan yasaklamalar, polis şiddetinin örneklerini görebiliyoruz. Sosyal medyada 5 tane görüntüsü ile sabit kadının, fotoğrafa sığmayan yüzlerle polis tarafından kuşatılmışlığının görüntüsü dağıtılıyordu. İstanbul’un en klasik, gelenekselleşmiş kadınlarının düne dönük sokak kutlaması Taksim çevresinde toplanma ile başlardı. Dün için de öğleden sonra saat ikide buluşma çağrısı yapılmıştı. Yasak valilikten sabahtan gelmişti. Taksim günler öncesinden taşınmış polis barikatları ile hazırlıklıydı. Sabahtan Beyoğlu’na giriş barikat altına alınmıştı. Valilik kesinkes toplanmaya, geleneksel kutlamaya yasak koymuştu. Yetmemiş öğlen saatlerine doğru metrolardan Taksim Meydanı’na çıkışlar kapanmıştı. Yasağın haberi her televizyon kanalından bir daha bir daha duyurulurken, aynı öğlen saatlerinde AKP’nin kadınlar kurultayı özgür “lebaleb” Türkiye’nin 81 ilinden gelmiş kadın delegeler tarafından doldurulmuştu. Onlar için 8 Mart’ı hem de kapalı salonda “lebaleb” yapabilme özgürlüğü vardı. Kadın cinayetlerini protesto edecekleri, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını isteyecekleri bilinen ötekilerin kadınları için ise sokakta sınırlı, kontrollü toplanma için bile yasak gelmişti. Saat 14.00 sıralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Genel Başkanı kimliği ile uzaktan Ankara’da kapalı salonda yapılan AKP’li kadınların kurultayına katılmaktaydı. Bilindik söylemlerle elbette onlar da kadın cinayetlerini kınıyorlardı. Ama biz İstanbul Sözleşmesi’nin hak ve adalete uygun bir biçimde gereklerinin nasıl yerine getirileceği üzerinden bir kararlılık, verilen bir sözü hiç duyamadık. Başkan Erdoğan, AKP’li kadınların 6. olağan kongresini “Şahsım, eşim, milletim adına” giriş cümlesi ile açtı. Kadın haklarını, Allah’ın buyruğu olduğu için savunduğunu söyledi.. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü geçici mezuniyet belgemin aslını kaybettim. Hükümsüzdür. AYÇANUR KARAYIĞIT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle