02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 7 MART 2021 PAZAR HABER Atanmayı bekleyen öğretmenler, bu dönem de öğrencilerine kavuşamayacak Kullanışlı aptallar aranıyor! Cumhur İttifakı zorda... Tüm kamuoyu araştırmalarına göre, 50+1 sistemine göre seçimi kazanması olanaksız. MHP ile ortaklığı nedeniyle ittifakın çerçevesi de belli: Faşizan milliyetçilik ve siyasal İslamdan beslenen Türkİslam sentezi. Baktılar ki kendi oylarını artıramıyorlar, aksine azan enflasyon ve rekor seviyelere çıkan işsizlik yüzünden sürekli inişte, karşı ittifakı dağıtma çabasına girdiler. Formül şu: HDP’yi Meclis dışı bırakmak. CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için TBMM’ye gelecek fezlekeler konusunda ters düşerse, Millet İttifakı’nın dağılacağını düşünüyorlar. Seçim sistemini de kendilerini seçtirecek şekilde düzenleyip yeniden koltuklara yapışabileceklerini umuyorlar. AKP planının bozulması, Millet İttifakı’ndaki partilerin oyuna gelmemesi ile mümkündür. Türkiye’nin “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olma umudu da buna bağlıdır. Muhalefet partileri, fezlekeler konusunda atılan yemi yutmamalı, AKP iktidarının gerçek niyetini görmelidir! Arada farklı sesler çıksa da CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi liderlerinin kurulan tezgâhın farkında olduğu anlaşılıyor. Ancak Meclis’teki gruplarına hâkim olmaları hayatidir. Yeni aldatmaca: ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ Tam bu aşamada AKP’nin ortaya attığı “İnsan Hakları Eylem Planı” da iktidarın niyetini kuşku götürmeyecek şekilde ortaya koyuyor. Zaten anayasada var olan ama yıllardır keyfi şekilde elimizden aldıkları hakları yeniden vereceklerini taahhüt ederek, aslında anayasayı çiğnemiş olduklarını itiraf ediyorlar. Adaleti katledip yargı reformu öneriyor, İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmayı hedeflerken insan haklarını geliştirmekten söz ediyorlar. Yerseniz... Mevcut anayasanın değişmesi şart ama bu, ülkede faşizm rüzgârları estiren bir iktidarla değil, yapılacak seçimden sonra en geniş şekilde halkın onayını alan bir kurucu meclis ile! Ne tesadüf ki bu sırada, ABD’de 170’ten fazla Kongre üyesi, yeni Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a bir Türkiye mektubu verdi. Joe Biden yönetimini, “Türkiye ile kuracağı ilişkileriyle ilgili politikasını formüle ederken sorunlu insan hakları meselelerine de vurgu yapması” için uyardılar. Türkiye’deki hak ve özgürlükler konusunda endişelerine yer verdiler, “Erdoğan ve partisinin Türk yargısını güçsüz hale getirdiğini; muhaliflerini, gazetecileri ve azınlık gruplara mensup kişileri haksız yere hapse attığını” belirttiler. Stratejik müttefik olarak kalmanın iki ülkenin karşılıklı çıkarı olacağı ifade edilen mektupta, mevcut ilişkilerin onarılabilmesi için Erdoğan ve partisinin davranışlarını değiştirmesi gerektiği de yazıyor. Bu mektubun imzalanmasından altı gün önce ise AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin televizyon kanalında gerçekleştirilen programa video mesaj göndermişti. Mesajında kazankazan ilkesine vurgu yaptı: “Türkiye olarak, Amerika ile ortak menfaatlarımızın görüş ayrılıklarımızdan çok daha fazla olduğu inancındayız. Bu anlayışla uzun vadeli bir perspektifle kazankazan temelinde yeni Amerikan yönetimiyle işbirliğimizi daha da güçlendirmek istiyoruz.” Erdoğan’ın çalmayan telefonu İki ülke arasındaki durum, ABD derin devletinin sözcülerinden Foreign Policy dergisine de dert olmuş. Öyle ki, göreve geldikten sonra ilk ayını diğer ülke liderlerini arayarak geçiren Biden’ın henüz “kâinat lideri” Erdoğan’ı aramaması üzerine makale yayımladılar. “Biden, Türkiye’ye sessiz muamele uyguluyor” denilen makalede, S400, Doğu Akdeniz ve Suriye gibi krizler konu ediliyor. ABD’li siyasetçilerin ve Biden’ın, Türkiye’de demokrasiyi desteklemek için bu tavrı aldığını sanmayın. Belli ki kriz konularında pazarlık güçlerini artırmak istiyorlar. “İnsan Hakları Eylem Planı”nı ortaya atan AKP ise Türkiye’de yaşayan aklı başında insanların buna inanmayacağını çok iyi biliyor; amaçları ABD ve AB’ye mesaj vererek yeniden onların desteğini kazanmak. Nasılsa fanatik partizanlar hiçbir şeyi sorgulamadan inanıyor. Bu arada “kullanışlı aptallar” yine ortaya çıkarsa, o da bir tür sürpriz kazanç olur diyorlardır. Çok açık ki bu aşamada fezleke ve “İnsan Hakları Eylem Planı” aldatmacasına kanan herkes, tarihe “Kullanışlı Aptal” olarak geçecektir. Din dersi 4 bilime bedel EMNİYET VE JANDARMA Toplumsal olaylar için ihale üstüne ihale Emniyet Genel Müdürlüğü, biber gazı kapsülü, biber gazı spreyi, biber gazı solüsyonu ve binlerce şeffaf kalkan alımı için 10 Mart ile 17 Mart tarihleri arasında dört ayrı ihale düzenleyeceğini açıkladı. 600 bin gaz kapsülü, 5 bin adet kalkan ve TOMA suyunda kullanılmak üzere 40 ton gaz solüsyonu alımı yapılacağı belirtildi. Jandarma Genel Komutanlığı da 16 Mart tarihinde “6 Kalem Toplumsal Olaylara Müdahale Malzemesi” adı altında bir ihale düzenledi. İhale ilanında alınacak malzemelerin sayısına yer verilmezken “Vücut koruyucu teçhizat (robocop teçhizatı), vizörlü kask, şeffaf kalkan, cop, teleskobik cop ve göz yaşartıcı gaz” alınacağı ifade edildi. Ayrıca, Jandarma Genel Komutanlığı, 17 Mart’ta da “20 bin adet metal kelepçe” alımı için ihale yapılacağını açıkladı. Savunma, güvenlik veya istihbarat alanlarıyla ilgili ya da gizlilik içinde yürütülmesi gereken ihaleler Kamu İhale Yasası’na tabi olmadığı için ihalelerin sonuç ilanları açıklanmıyor. Bu tür ihalelerin sadece ilanı yayımlanırken ihalelerin hangi şirkete ve kaç milyon TL’ye verildiği gizli tutuluyor. l İSTANBUL / Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE 3 ÖĞRETIM ÜYESI CİMER VE YÖK’E BILDIRILDI İntihal iddiasıyla şikâyet ZEHRA ÖZDİLEK Bursa Teknik Üniversitesi’nde (BTÜ) bazı öğretim görevlilerinin, yüksek lisans ve doktora için yazdıkları yayınların, tezlerin, intihal ve dilimleme yöntemleriyle hazırladıkları iddia edildi. BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Özkan, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal ve Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ulukütük’ün YÖK ve CİMER’e şikâyet edildiği öğrenildi. Özkan hakkında CİMER’e yapılan şikâyette, akademik etik problemi olan ya‘İDDIALAR DOĞRU DEĞIL’ Hakkındaki iddiaları sorduğumuz Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, “Tezden yayın üretmek suç değil. Şartları var, bu şartlar yerine getirilirse suç değildir. Usulüne uygun bir tezden üretilmiş bir yayındır. İddialar doğru değildir. Birilerinin canı sıkıldığında hemen iftirayla gazetelere koşuyorlar” dedi. Özkan ve Ulukütük telefonlarımıza ve konuya ilişkin mesajlarımıza yanıt vermedi. yınlar taranıp eklenirken tezin Turnitin intihal programında tarandığında intihal oranının yüzde 40 olarak çıktığı ifade edildi. Şikâyette “Üniversitenin öğretim üyeliği atanma yönergesine göre de profesörlük ünvanına yükseltilme kriterlerini de sağlamayan Özkan’ın akademik çalışma dosyasındaki makalelerinin de birbirinin aynısı olduğu görülmektedir” denildi. Eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal’ın da doçentliğini aldığı dönemde doktora tezinden türettiği çalışmalarla doçentlik unvanını aldığını belirten akademisyen, “Ünal’ın doktora teziyle ilk basımını 2011’de gerçekleştirdiği ‘Toplumda Tabakalaşma ve Hareketlilik’ başlıklı kitabı birbiriyle aynı eserlerdir. Daha ilginci ise Prof. Ünal’ın Bursa Teknik Üniversitesi Etik Kurul Başkanı olmasıdır” dedi. Ulukütük’ün yüksek lisans tezinde de yüzde 45 intihal olduğunun tespit edildiğini aktaran akademisyen, “Ulukütük’ün 2013’te Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde savunmuş olduğu doktora tezinde 2008’deki bir yüksek lisans tezinden 12 sayfa kadar aşırdığı ortaya çıkmıştır. Söz konusu öğretim üyesinin bu durumu Twitter gibi sosyal medya ortamlarında tt olmuştur” ifadelerini kullandı. Mahkeme, bakanlığın Kumburgaz’daki proje için 14 kat izinli ruhsatını iptal etti ‘Yetkisi sınırsız değil’ kararı HAZAL OCAK İstanbul 12. İdare Mahkemesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Büyükçekmece’de yazlık bölgesi olan ve 23 katlı yapılaşmanın olduğu Kumburgaz’da bir inşaat projesine verdiği 14 kat izinli ruhsatı iptal etti. Mahkeme, bakanlığın yetkilerinin sınırsız olmadığına dikkat çekerek yapı ruhsatı düzenlemesi için ilk olarak ilçe belediyesine başvurulması gerektiğinin altını çizdi. Bakanlık aynı projeye daha önce de 35 kat izin vermiş mahkeme ruhsatları iptal edince izni bu kez 13 ve 14 kata indirmişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı projeye 18 Eylül 2015’te 3 katlı ve 35 katlı olmak üzere 2 blok için yapı ruhsatı vermişti. Büyükçekmece Belediye Başkanlığı projenin çevredeki kentsel dokuyu bozacağı gerekçesiyle İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı. Mahkeme ruhsatları iptal etmişti ve karar Bölge İdare Mahkemesi tarafından 18 Bakanlık projeye 18 Eylül 2015’te 3 katlı ve 35 katlı olmak üzere 2 blok için yapı ruhsatı verdi. Nisan 2018’de onanmıştı. Bayburtlu Grup İnşaat’ın sahipleri yeniden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na müracaat etmiş ve 25 Aralık 2019’da bu kez 13 ve 14 kattan oluşan 2 blok için yapı ruhsatı almıştı. İlçe belediyesi bu inşaat ruhsatlarının iptali için de mahkemeye başvurdu. İstanbul 12. İdare Mahkemesi kararında proje sahibi şirketin ilçe belediyesine müraacat etmeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ruhsat talebinde bulunduğu vurgulandı. Yapı ruhsatı düzenlenebilmesi için öncelikli olarak ilçe belediyesine başvurulması gerektiği ifade edilen kararda bakanlığın ruhsat vermesi hukuka uygun görülmedi. Mahkeme bu nedenlerle bakanlığın verdiği ruhsatı 30 Aralık 2020 tarihinde ipral etti. İlçe belediyesinden yapılan açıklamada “Yatay yapılaşmanın hâkim olduğu bu alanda böylesine yüksek kat uygulamaları ileride çok daha kötü örnekler teşkil edecek ve önü alınmaz bir noktaya gidecektir. İstanbul’un sayfiye alanı olarak bilinen Kumburgaz bölgesi betonlaşma tehdidiyle karşı karşıya kalacaktır’’ denildi. İSTANBUL’UN IKI ILÇESI IÇIN DEPREM UYARISI ‘POLISIM’ DIYEN KIŞI ÖĞRENCI AILESINI ARADI Dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerindeki Türkiye’de her yıl 17 Mart arası, Deprem Haftası olarak kutlanıyor. İstanbul’da beklenen olası deprem hakkında konuşan Jeolog, Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da minimum 7, maksimum 7.5 büyüklüğünde bir depremin olacağını ve en çok Avrupa yakasının kıyı kesimlerinin etkileneceğini söyledi. Görür, “BüyükçekmeceKüçükçekmece arası heyelanların olduğu yerler. Buralar şu anda bile kayıyor. Depremde haliyle bu kayma hareketi heyelanlara dönüşecektir. Muhtemelen ilk kırılacağını düşündüğümüz yer de Silivri açıklarıyla Yeşilköy açıkları arasında Kumburgaz kolu. Dolayısıyla bu depremden İstanbul genelde etkilenecek ama en fazla Avrupa yakası etkilenecek” diye konuştu. l DHA Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanan AKP’li Melih Bulu’ya karşı süren Boğaziçi direnişine destek eylemlerine katılan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğrencisi Ahmet S.’nin ailesi de dün, kendisini polis olarak tanıtan bir kişi tarafından telefonla arandı. Kendisini İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden “Memur Can” olarak tanıtan kişinin “Gençlerimizi kaybetmemek için böyle bir çalışma başlattık. Gençlerimizin böyle şeylere katılması bizi üzüyor” dediği öğrenildi. BirGün’ün haberine göre, kişinin, telefonda öğrencinin nerede yaşadığını ve çalıştığını sorduğu belirtildi. Aileyi tekrar arayan kişinin, “Twitter paylaşımları çok siyasi. Gözaltına alındı. Sen bir konuş istersen, memursun sorun olur. Sizin için söylüyorum” şeklinde konuştuğu ifade edildi. l Haber Merkezi Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) tepki çeken 20 bin sözleşmeli öğretmen atamasına ilişkin takvimi ve kontenjanları açıklandı. Buna göre, ön başvurular 1526 Mart’ta alınacak, sözlü sınavlar 17 Mayıs6 Haziran’da yapılacak, sonuçlar 8 Temmuz’da açıklanacak. İtirazlar ise 2 Ağustos’ta sonuçlandırılacak. Atama tercihleri 16 Eylül’de SEFA UYAR alınacak, sonuçları ise 8 Eylül’de duyurulacak. En çok atama yapılacak alanları ise 2 bin 883 kontenjanla sınıf öğretmenliği, 2 bin 94 kontenjanla özel eğitim, bin 938 kontenjanla İngilizce, bin 805 kontenjanla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği oluşturdu. Fizik, kimya, matematik ve biyoloji alanlarına ayrılan toplam kontenjanın bin 834 olması da dikkat çekti. Atama takviminin, 7 aylık sürece yayılması da öğretmenler ve eğitimciler tarafından tepkiyle karşılandı. Takvimin yayımlanmasının ardından sosyal medyadan tepki gösteren öğretmen adayları, “Ziya Selçuk istifa” ve “Öğretmenler için artık yoksunuz” gibi etiketlerle paylaşımlarda bulundu. Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, pandemi sürecinde 20 binin üzerinde öğretmenin emekli olduğunu, atanacak öğretmenlerin öğretmen açığını kapatmak bir yana, pandemi sürecinde emekli olan öğretmen sayısını bile karşılamadığını belirterek, “Çok sayıda öğretmen de yaz ayında emekli olacak. Bu atama, bu yılın emeklilerini bile karşılamaz” dedi. “Öğretmenler en ihtiyaç duyulan zamanda atanmayacaksa ne zaman atanacak?” sorusunu yönelten Yıldırım, ataması yapılacak öğretmenlerin en geç nisan başında öğrencilerle buluşması gerektiğine işaret ederek, “Bu durumu, eğitime verilen önemin ve ekonomik krizin yansıması olarak görüyoruz. 20 bin öğretmene maaş vermemek, erken başlatmamak için 78 ay sonraya işaret ediyorlar. Muhtemelen ekim ayında başlatmayı düşünüyorlar. MEB, öğretmen olmadan çocukların eğitim eksiğinin giderilemeyeceğinin farkında değil. Ek öğretmen alımı yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. ‘İhtiyaç varmış gibi gösterildi’ Din kültürü ve ahlak bilgisi ile Arapça gibi alanlara ayrılan kontenjanlara dikkat çeken Yıldırım, ders seçimi döneminde “öğrencilerin dini seçmeli derslere yönlendirildiğini” anımsatarak, “seçmeli derslerin asıl dersler gibi belirtildiğini ve bu şekilde dini derslere ilişkin öğretmenlere ihtiyaç varmış gibi gösterildiğini” vurguladı. “Çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu dersler, fen bilimleri dersleri. Alınacak fazladan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleriyle ne yapılacak? İdareci atamalarında din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri mi atanmaya çalışılacak?” sorusunu yöneltti. Yıldırım, akademik eğitim almak isteyen öğrencilere, seçmeli dersler aracılığıyla imam hatiplerdeki gibi dini dersler verdirilmeye çalışıldığını söyledi. l ANKARA KAZDAĞLARI’NDA IZINLER IPTAL Kazdağları direnişi sonuçlarını verdi. Kanadalı Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik tarafından Kazdağları’nda kurulmak istenen altın madeni projesine karşı “Su ve Yaşam Nöbeti” başlatan doğa savunucularının mücadelesi sonuç verdi. Kazdağları İstanbul Dayanışması, Alamos Gold’un Kazdağları’nda kurmak istediği altın madeni projesine verilen iznin iptal edildiğini duyurdu. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan bireysel başvurunun yanıtını Kazdağları İstanbul Dayanışması hesabı sosyal medyadan paylaştı. CİMER’den gelen güncel yanıta göre: “Alamos Gold’un izin iptalleri yapılmıştır. Alamos Gold’un iş makineleri tahliye edilmiştir. Proje alanı, Orman Bölge Müdürlüğü’ne geçmiş, rehabilitasyon için bütçe ve ödenek planlaması başlamıştır.” l İSTANBUL / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle