06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 5 MART 2021 CUMA ECZANELERİN ÇALIŞMA SAATLERİ Ankara Eczacı Odası, eczanelerin mesai saatlerinin düzenlendiğini bildirdi. Açıklamada, “Kontrollü normalleşme süreci kapsamında, Ankara’da bulunan eczane mesai saatleri hafta içi 08.3019.00, cumartesi 09.3019.00 olarak düzenlendi” denildi. 40/1 9 0 70/2 1 0 10/1 2 0 60/1 8 0 00/1 9 0 60/1 3 0 140/40 00/1 8 0 50/2 0 0 50/1 8 0 20/1 6 0 190/8 0 70/3 0 190/1 0 0 90/4 0 40/2 0 130/8 0 170/2 0 90/3 0 150/6 0 100/2 0 130/3 0 TARİHTE BUGÜN 1946: İkinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıkan ve Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa ülkelerini simgeleyen “Demirperde’’ kavramı, ilk kez İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in bir konuşmasında kullanıldı. Yüz yüze eğitim var, aşı yok Okullarda yüz yüze eğitim yapılıyor, sınavlar da 8 Mart’ta başlayacak ama öğretmenlerin aşılanma programı çok ağır FIGEN sürüyor. Yaygın eğitim mer ATALAY kezlerinde çalışan öğretmenler, henüz aşı kapsamına bile alınmadıklarını belirtiyor. Yalnızca kadrolular takvimde RİZE: Eğitim Sen Rize Şube Başkanı Ercan Özay, aşılama programının sadece köy okullarında çalışan öğretmenler için devam ettiğini belirterek Rize’deki durumu şöyle anlattı: “Onlar da tamamlanmış değil. Bu hafta yüz yüze eğitime başlanan okullarda çalışan eğitim emekçileri henüz aşılama takviminde yok. Öğretmen aşılaması sadece kadrolu öğretmenler için düşünüldü. Birlikte çalıştığımız vekil ve ücretli öğretmenler aşılama takviminde olmayacak. Halk eğitim merkezlerinde çoğunlukla vekil veya ücretli öğreticiler istihdam edildiğinden aşılama kapsamında olmayacaklar.’’ TRABZON: Eğitim Sen Trabzon Şube Başkanı Engin Nur’un verdiği bilgiye göre bu ilde de halk eğitim merkezleri ve diğer yaygın eğitim kurumları öğretmenleri aşılama programı içinde değil. Örgün eğitim kurumlarında ise köy okullarındaki öğretmenlerin aşılanması devam ediyor. Yüksek riskli Karadeniz illerinde sadece köy öğretmenlerinin bir bölümü ilk doz aşısını oldu. Örgün eğitimde çalışan öğretmenlere henüz randevu bile çıkmadı. Ücretli ve halk eğitim merkezi öğretmenleri ise aşı kapsamına bile alınmadıklarından yakınıyor. Tokat YÜZDE 10 BİLE DEĞİL Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, okullarda sadece öğretmenlerin değil, tüm çalışanların aşılanması gerektiğine dikkat çekerek “Türkiye’nin farklı illerinden bu kez de ücretli öğretmen ve halk eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenlerin hiç aşı listesine alınmadığı ortaya çıktı. 3 Mart 2021 itibarı ile aşı olan eğitim çalışanı sayısı, toplam çalışanın yüzde 10’u bile değildir. Üstelik 100 bini geçen ücretli ve halk eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenler henüz listeye bile alınmamıştır” dedi. Cenazede 40 kişi korona Trabzon’da hayatını kaybeden bir kişinin cenazesine yaklaşık 100 kişi katıldı, taziye ziyaretinde bulundu. Bu kişilerden 40’ı bir hafta sonra Covid19’a yakalandı. İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Benzer olaylarla karşılaşmamak ve salgınla mücadelede başarılı olmak için Trabzon’da taziyeler telefonla” paylaşımında bulundu. l DHA 10 noktada karantina Rize’de ek tedbirler alınmaya devam ediliyor. “Yüksek riskli iller” arasındaki kentte 10 farklı noktada koronavirüs vaka artışları nedeniyle karantina kararı alındı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon ve Rize’den toplanacak Covid19 örneklerinde, mutant virüs araştıracak. PERİHAN Sadece köy okulları ORDU: Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Sezgin Yılmaz, sadece 15 Şubat’ta yüz yüze eğitime başlayan köy okullarında çalışan öğretmenlere 1. doz aşıların yapıldığını belirterek şunları anlattı: “Yüz yüze eğitim vermeye başlayan öğretmenlere, halk eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenlere, okulöncesi öğretmenlerine aşı yapılmadı. Ne zaman yapılacağı ile ilgili de bir planlamanın olmadığını gördük. Vaka sayısının yüksek olmasından dolayı öğretmenler ve öğrenciler kaygılı. Ordu’da öğrencilerin yüzde 30’undan çoğu taşımalı eğitim kapsamında. Geçen hafta bir köy okuluna servisle giden öğretmenlerden biri pozitif çıktı. Bizler acil olarak tüm öğretmenlerin aşılanmasını istiyoruz.” Randevu bile yok BOLU: Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, yüz yüze eğitime 1 Şubat’tan itibaren 8. ve 12. sınıflar için destekleme ve yetiştirme kursları adı altında başlandığnı hatırlatarak ildeki durumla ilgili şunları söyledi: “Bağımsız anaokulları açıktı. 15 Şubat itibarıyla 6 köy okulumuz da açıldı. Bu süre içerisinde hiçbir eğitim emekçisi aşı olmadı ve aşı randevusu öncelikli olmadığımız uyarısıyla oluşturulamadı. Şubat ayının son haftası halk eğitim merkezlerinde de yüz yüze eğitime başlandı. Anaokullarının tamamı tam gün, ilkokul 1., 2., 3., 4. ve ortaokul 8. ve 12. sınıflarımızda haftada 2 gün seyreltilmiş bir şekilde yüz yüze eğitime başlandı. 8 Mart’tan itibaren de yüz yüze sınavların yapılması planlanıyor. Aşı konusunda köy okullarımızda çalışan eğitim emekçilerinin 1. doz aşıları henüz tamamlanmadı. Merkezde çalışan eğitim emekçilerinin aşı randevusu oluşturması söz konusu değil.” SAMSUN: Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Arzu Topaloğlu’nun verdiği bilgilere göre burada da merkez ve ilçelerdeki okullarda henüz aşı randevusu bile başlamadı. Sadece köy okullarında görevli bazı öğretmenler aşı oldu, bazıları da randevularını aldı. KAYGILI ÖĞRENCİDEN MEKTUP VAR Kendisini “Kaygılı lise öğrencisi” diye tanıtan lise son sınıf öğrencisi 18 yaşındaki Meltem Dönmez, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a bir mektup yazdı. Kalp rahatsızlığı bulunan öğrenci, “İçinde bulunduğumuz durumda bu dönem okulların açılması kesinlikle güvenli değil” diye yazdı. Mektubuna şu ana kadar bir dönüş almadığını söyleyen Dönmez, virüsün çocuklara bulaşma riskinin daha düşük olduğu yönündeki iddiaların tersini işaret eden çalışmalar olduğunu kaydetti. İndependent Türkçe’nin haberine göre öğrencilerin sınav iptali gibi taleplerinin arkasındaki gerekçenin düşünüldüğü gibi rahata alışmış olmalarından kaynaklanmadığını belirten Dönmez, yazısının sonunda, “Okullar açılırsa benim gibi kalp rahatsızlığı olan öğrencilerle beraber solunum yolu rahatsızlığı gibi sayısız sağlık sorunuyla baş eden öğrenciler de küçücük havalandırmasız sınıflara doluşacak ve birçoğu sınıflarına ulaşmak için toplu taşıma kullanmak zorunda kalacak. İçinde bulunduğumuz durumda bu dönem okulların açılması veya yüz yüze sınavlara devam edilmesi mantıklı değil, adil değil ve kesinlikle güvenli değil. Umarım duymuş ve dinlemişsinizdir” dedi. l Haber Merkezi 12 YAŞINDAYDI Okul duvarı öldürdü Adana’nın merkez Seyhan ilçesinde bulunan Yeşilyuva İlkokulu’nun bahçesine oyun oynamak için girmeye çalışan çocuk, yıkılan avlu duvarının altında kaldı. 12 yaşındaki Perihan Tutak hayatını kaybetti. Perihan Tutak’ın cenazesi, yakınları tarafından Buruk Mezarlığı’nda toprağa verildi. Anne Meryem Tutak ihmali olanların cezalandırılmasını istedi. l AA ISTANBUL’DA YAŞ SINIRLAMASI KALKTI 4 MART PERŞEMBE 137 BIN 885 11 BIN 322 33 MILYON 716 BIN 746 28 BIN 839 %3.6 İçişleri Bakanlığı genelgesi ile düşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan şehirlerde 65 yaş üstü ve 20 yaş altı için uygulanan toplu taşıma araçlarını kullanma kısıtlaması kaldırıldı. Yüksek risk gru685 bundaki İstanbul’da da 4 Mart 2021 itibarıyla yasak kalkmış oldu. Çok yüksek riskli şehirlerde kısıtlama sürüyor. l Haber Merkezi 68 7873 2 MILYON 746 BIN 158 1220 2 MILYON 601 BIN 137 Kadında izler daha derin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen 7. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi’ne video konferans yöntemiyle katıldı. Koca, “Pandemi sürecinin, hayatımızın her alanında derin izler bırakması kaçınılmazdır. Bu izlerin birçok sosyal konuda olduğu gibi kadınlarımızda daha derin olması muhtemeldir” dedi. Öte yandan Koca, koronavirüs vakalarında kırmızı renkteki Konya, Trabzon, Sakarya, Edirne, Adıyaman’ın il sağlık müdürleriyle görüştü. l ANKARA/Cumhuriyet VELILERE VIRÜS BELGESI IMZALATILDI Yüz yüze eğitimin başlamasının ardından okullarda alınan tedbirlerin yeterli olup olmadığı tartışma konusu olurken Adana’da bazı okullarda velilere, çocuklarının virüse yakalanması durumunda sorumluluğun kendilerinde olduğuna yönelik belge imzalattığı ortaya çıktı. Ceyhan ilçesindeki 5 Ocak İlkokul’unda velilere imzalatılan belgede, “Çocuğumun okulda karşılaşabileceği kaza, salgın hastalık vb. riskleri ile bu nedenlerden dolayı kendisine yapılabilecek tıbbi müdahalelerin sonuçları ve sorumluluğu tarafıma ait olup, bu sorumluluğu kabul edeceğimi taahhüt ederim” ifadelerinin yer aldığı görüldü. Velilere belge imzalatılmasına tepki gösteren CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, “Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı derhal bunun cevabını vermelidir” dedi. Sümer, “Sorumluluğu çocuklarımıza ve ailelere yükleyen herkese yazıklar olsun” ifadelerini kullandı. Sümer, söz konusu belgenin Urfa’da da bazı okullarda imzalatıldığına dair şikâyetlerin geldiğini konudan Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu belirtti. l Haber Merkezi MISC hastalığı ölümcül olabilir Koronavirüsü hafif atlatan çocuklarda farkına varılamayan MISC hastalığı, ölümcül olabiliyor. Dicle Üniversitesi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Dr. Kamil Yılmaz, hastalığın komplikasyonları henüz bilinmediğinden çocukları yakından takip ettiklerini belirterek “İlk başlarda bu hastalığı çocuklar asemtomatik olarak atlatır fakat 4 ile 6 hafta geçtikten sonra çocuklarda, ateşle devam eden ve birçok organı tutan hastalıklar gerçekleşir. Koronavirüsün kendisinden ölümü bu kadar görmezken, MISC’ye bağlı çocuklarda ölümcül vakalar görmeye başladık” dedi. l DHA Sağlıkçıların istifa yasağı sürecek Sağlık Bakanlığı, kademeli normalleşme sürecine geçilmesiyle birlikte, mesai saatlerini ve izinleri yeniden düzenledi. Söz konusu genelge ile çalıştırılma biçimlerine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında (Sağlık Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç) çalışan yönetici kadro ve pozisyonunda bulunanlar hariç 60 yaş ve üzerinde olanlar ile Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kronik hastalığı bulunanlar idari izinli sayılacak. Her ne sebeple olursa olsun bu süreçte istifa talebinde bulunan personelin talepleri kabul edilmeyecek. l ANKARA / Cumhuriyet Demek ki neymiş... Kurucu İrade’nin zihinsel yapı ve ideallerini bilmeden Türkiye’de hiç kimse anayasa konusunda konuşamaz, konuşmamalı. Yayımlanan beş yazıda Atatürk’ün “Anayasa, anayasada din kavramının bulunması, devrimler” konularındaki düşüncelerini ve sözlerini okudunuz, 21. yüzyıla, çağa ters düşen, onun gerisinde kalan herhangi bir görüş ve düşünce olabilir mi, geçerli ve etkin olabilir mi? AKP ve MHP zihniyetleri 1400 yıl geriden ilham alırken, Cumhuriyet tekrar çağın dışında kalmamak bilinciyle bu zihniyete karşı direnmekte. Çünkü aydınlanmış bir kafası ve karanlıkta gören ülküsü var. HHH Anayasa yapımında en basiti, en belirleyicisi şu: Toprakları üzerinde Müslümanların, Hıristiyanların, Musevilerin, Deistlerin, Ateistlerin, değişik felsefe ve inanç sahiplerinin yaşadığı bir devletin anayasasına “Bu devletin dini, İslamdır” diye yazmak mümkün müdür, demokrasi ve evrensel insan haklarıyla çelişmez mi? İskilipli Atıf Hoca’yı putlaştırdıklarına göre çelişki bir yana, “demokrasi, evrensel insan hakları ve inanç özgürlüğü” umurlarında bile değil, Cumhuriyet’e son vermek istiyorlar. HHH Atatürk bu gerçeği taa 1920’lerde biliyordu, anlatıyordu, onu savunuyordu. Ama bunu yobaz tayfasına anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zordu. Anayasaya İslamı devletin dini yazdıktan sonra halifeliği kaldırmanın bir anlamı olur muydu? Bu alacakaranlık dönemi, Atatürk’ün Söylev’inden okudunuz. HHH Sevgili arkadaşımın oğlu, saygı duyduğum Cumhuriyetçi bir ailenin mensubu, genç arkadaşım Örsan K.Öymen, 1 Mart tarihli ve Ulusal Güvenlik başlıklı harika yazısıyla benim de yazmak istediklerimi aydınlık bir üslupla dile getiriyor: “Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin olmadığı bir yerde ancak diktatörlükten, monarşiden, teokrasiden, oligarşiden söz edilebilir. Böyle bir ülkede ulusal egemenlik olmaz. Ulusal egemenliğin olmadığı yerde de ulusal güvenliğin bir anlamı yoktur. AKP hükümeti ve onun destekçisi MHP, bu nedenle ulusal güvenliği, milli güvenliği sağlayabilecek siyasi partiler değillerdir. Çünkü AKP’nin kendisi ulusun egemenliğine inanmamaktadır. AKP, teokratik monarşik bir düzen kurmak peşindedir.” HHH Örsan K.Öymen, Atatürk’ün Söylev’de yazıp söylediklerini güncelleştirerek saptıyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde devletin kimliğine ve kurucu değer ve ilkelerine aykırı bir parti iktidara gelemez. AKP’nin kuruluş tüzüğü kuşkusuz anayasaya ve Siyasal Partiler Yasası’na aykırı değil ama siyasal söylem ve eylemleri anayasaya da Siyasal Partiler Yasası’na kim bilir kaç kez aykırı. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi, Saray’ın denetimi altında olduğuna göre AKP aleyhinde herhangi bir dava açılması olanaksız. Yasama ve Yargı’nın denetim ve yönetimin bugünkü kadar etkisi altında olmadığı 2008’de bile bir uyarı ile yargının elinden kurtulmuştu. Kapatılmamış, hazine yardımının yarısı kesilmişti. HHH Bu uyarıdan sonra yürütme erki (iktidar), yasama (TBMM) ve yargıyı tamamen özelleştirerek kapatılma olasılığına, iktidar süresiyle sınırlı olmak üzere, son verdi. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti, anayasadan, yasama erkinden, partiler yasasından, bağımsız yargıdan, yürütmeyi denetleyen kurumların tamamından yoksun bir devlettir. Akademisyenler Türkiye’nin günümüz siyasal rejimini “Patrimonyal Sultanlık” diye adlandırıyorlar. Üstü kapalı, dolambaçlı bir adlandırma. Max Weber, patrimonyalizmin geleneksel bir tahakküm rejimi olduğunu yazar. Patrimonyalizm, tüm gücün doğrudan bir liderde toplandığı bir rejimdir, yönetim biçimidir. Bu rejimler otokratik ya da oligarşiktir ve alt, orta ve üst sınıfları iktidardan dışlar. Bu ülkelerin liderleri tipik olarak mutlak kişisel güce sahiptir. Genellikle bu ülkelerin orduları ve polisi millete değil, lidere sadıktır. Günümüz Türkiyesi’nin yönetim tarzı işte böyle bir rejimdir. HHH Bu rejimi seçimle bir daha iktidara gelmemek üzere göndermenin tek yolu birleşmektir. Dini hassasiyetler ve milli (ulusal) duyarlıklar bu birleşmede asla söz konusu olamaz. Çünkü T.C. laik bir devlettir. Günümüz milliyetçiliği, geçmişin “öteki”ni düşman belleyen, ötekileştiren bir anlayış değildir; “ulus devlet” birleştirici, kucaklaştırıcı bir anlayıştır. Hiçbir demokratik parti, HDP’yi ötekileştirmek hakkına sahip değildir. Eczacı teknisyeni yaşamını yitirdi Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan bir eczanede eczacı teknisyeni olarak görev yapan Hatice Özgümüşdağ, bir süredir tedavi gördüğü hastanede Covid19 nedeniyle hayatını kaybetti. Özgümüşdağ’ın ölümü üzerine Samsun Eczacı Odası’ndan yapılan açıklamada, “Çok zor bir yıl geçirdik ve hâlâ aynı zorlukta devam ediyor. Ailesi ve meslektaşımız başta tüm camiamızın başı sağ olsun” denildi. l İHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle