06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
l Zafer Temoçin l Erdoğan Başol 14 5 MART 2021 CUMA YÜKSEK YERİLİM HATTI / Erdinç UTKU İnsan Hakları EYYYlem Planı... H Mahkeme salonları, aynı zamanda kültür sanat merkezi olarak da kullanılsın! Hakaret davaları nedeniyle tiyatrocusu, yazarı çizeri.. sanatçısı hiç eksik olmuyor! H “10 kusurlu hareket” partisi... H Bizim rejimin de D vitaminine ihtiyacı var. “D”emokrasi vitaminine! H “Kontrollü normalleşme” diye diye normalleşme kontrolden çıkıyor... H Din ticaretinden vergi alınsa tüm ekonomik sorunlar çözülür... H Korona, renk körüdür. Kırmızı, turuncu, sarı veya mavi dinlemez. İlinizin rengine aldanıp “Mavi mavi masmavi” türküsü söylemeyin... H Enflasyon son 19 ayın zirvesinde... Yükselişe geçen fiyatlar bizden önce varacak Ay’a! H Acayip diyet yapıyorum. Bir oturuşta 13 günlük İsveç diyeti yemeğini yiyorum... H Felsefeye öcü muamelesi yaptılar yıllarca. Eflatun denince sadece “bir renk” geliyor aklımıza... H Yaşar Kemal ölmez, YAŞAR! l Burak Ergin l İbrahim Tuncay CUK Günel ALTINTAŞ İki gün önceki (3 Mart) Cumhuriyet’te “Cevap ve düzeltme” başlıklı bir yazı vardı. Şöyle başlıyordu o yazı: “Cumhuriyet Gazetesi’nin .... gerçek dışı, iftira niteliğindeki yazısına cevabımızdır”. “Yalanı meslek edinmiş kara propaganda merkezi...” gibi hakaretlerle devam ediyordu yazı. Cevap ve düzeltme hakkının hakaret etme hakkı olmadığını bilmez mi yargıçlar? Böyle bir yazının yayımlanmasına nasıl karar verebilirler? Sen gerçeği, sadece gerçeği açıklarsın, o kadar. Yargıç, yargıçlığını yapar, yayımlatmaz yoksa. H Kanal İstanbul, Türkiye’nin iç işi falan değildir. Karadeniz’e kıyısı olan bütün ülkeleri ilgilendirir. H Tanrı AKP’lilere iman vereceğine vicdan verseydi, Boğaziçi “şen gönüller yatağı” olmaya devam ederdi! H Muhalefet 128 milyar doların hesabını sorup duruyor. AKP’nin para buharlaştırma makinesi olduğunu öğrenemediler gitti. H AKePe ne demek? Arap Kültürü Pazarlamacısı. H Laiklik kendini koruyamadı. Demek ki eğitimin laik olması yetmiyor, laiklik eğitiminin de verilmesi, laikliği koruyacak kuşaklar yetiştirilmesi gerekiyormuş. H Yunanistan 20’nci adayı da işgal etmiş. Bizimkilerin gözü ve gönlü hâlâ Arap çöllerinde. H Hakaret olmayan lafları hakaret sayarak birileri aleyhine dava açan savcılar da hadlerini bilmelidir. Onlar Cumhuriyet savcılarıdır. Onun bunun savcısı değil. l Kürşat Coşgun l Kadir Doğruer HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN Kötü gecede düğümlere üflediler 1 MART: Gizli tanıklar pışpışlanıyor, emperyalist azgınlığa, küresel faşizme karşı durmuş insanlar zindanlara atılıyordu. Gizli tanıkların sırtları sıvazlanıyor, vahşi sermayenin, “yankee dollar” gevşeklerinin borusu ötüyordu. Gizli tanıkların ağızlarından bal damlıyor, namuslu insanlar aforoz ediliyordu. Açık tanıklarıydık açlığın, yıkımın, sefaletin. Çürüyüşün açık tanıklarıydık. Gizli tanıklar coşuyor, Türkiye’nin ciğerine giriliyordu. Gizli tanıklar kanaat önderleri halindeydiler, her kelimelerinde hikmet, göz süzmelerinde feraset. Türkiye kuşatılıyordu. Açık tanıklarıydık ülkenin iliklerine sızdırılan parazitlerin. Babaların açlıktan kendilerini yaktıkları, annelerin çocuklarının önüne bir tabak koyamayınca banyoda kendilerini astıkları memlekete gizli tanıklar şen sazın bülbülleri ve yine o koro efendilerinin hizmetinde. Açık tanıklarıyız tuzakların, pusuların, bağrımıza dayanan hançerin. İl kongrelerinde deve güreşi, parlamentoda “haydi şimdi bütün eller havaya...” her devirde gizli tanıklar hep egemenlerin düdüğünü çalıyordu, “liberal alaturka hicaz taksim darbuka...” Ahlak zekâya bağlandığında, zaaflarına en kolay teslim olanlar en aptallar oluyorlar; kemiğe işleyen ihanet ve kelamları rahatlarına düşkün tontiş sömürge münevverlerinin. 10 yıl önceki gizli tanıklardaki aklıselimin şakşakçıları bugünkülerden şekvacılar. Bunlar aynı herifler; el vermiyor mu gustonuz sezmeye? Gizli tanıklar şakıyor, yeni Türkiye yeni partileri, iktidar ve muhalefeti ve her devirde hacıyatmaz sermayesi ve falan filanıyla “dizayn” ediliyordu. “Gözünüzü toprak doyursun” dediler bize, “Göbek at da inanayım” da dediler, sonunda “Lanet olsun hepinize” de dediler, açık tanıklarıyız çünkü; “Hadi tıpış tıpış” da demişlerdi El Ezher’dekini Atatürkçü ilan edenler. Şimdi eller havaya, eller kalkar, iner... 50 yıl önce üç genç adamı asmak için grubunda kalkan elleri gerdan kırarak denetleyen genel başkan da geliyor aklımıza ama o zamanlar kurultaylarda “özgür partililer misiniz, kapıkulları mı” diye sorabilecek adamlar da vardı... Cumartesi günü Cumhuriyet’te Işık Kansu, İngiliz Muhiplerini anlatıyordu, pazar günü Cem Gürdeniz, “100 yıl önceki koşullar oluştu” diyordu. Bugün birinci sayfada çöpe atılmış pörsümüş patatesleri toplayan çocuklar var. Düğümlere üflediler, insanı insandan kopardılar. Gizli tanıklar anlatıyor, kapitalizm ölümden besleniyor; Türkiye direnir, açık tanıklarıyız çünkü, Türk istiklalinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin. “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense ölmek daha iyidir,” diyen Doktor Hikmet’in ve “Memleketler içinde bir şirin memlekettir Türkiye, bizim memleket” diyen Nâzım Hikmet’in. l Cem Koç l Birol Çün l Mehmet Selçuk l Murteza Albayrak l İsmet Lokman l Murat Özmenek l Cemalettin Güzeloğlu l Ahmet Öztürklevent
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle