02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 22 MART 2021 PAZARTESİ Kavcıoğlu piyasada gergin bekleyişi azaltmak için işe bankacılarla görüşerek başladı Dövizin ateşi yükseliyor Cumhurbaşkanlığı kararı ile sürpriz bir şekilde Merkez Bankası Başkanlığı’na getirilen Şahap Kavcıoğlu, piyasalarda yaşaMerkez Bankası’nın yeni Başkanı Kavcıoğlu ani bir politika değişikliğinin olmayacağı garantisini verdi ama dolar gece saatlerinde 8.38 TL’yi gördü. nan endişeleri gidermek için göreve bankacılarla bir araya gelerek başladı. Kavcıoğlu’nun banka genel müdürlerine ani bir politika değişikliği olmayacağını, öncelikli hedefin enflasyonu düşürmek olduğunu söylediği belirtildi. Ancak Asya piyasalarıyla başlayan dolardaki hareketlilik Kavcıoğlu’nun tansiyonu düşürna gelen Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla gerilen Türkiye, en büyük sürprizi daha 4 ay önce atanan Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasıyla yaşadı. Son birkaç ayda 875 baz puan faiz artışına giden ve son Para Politikası Kurulu’nda iki puan ni sarsacağı ve bugün TL’nin önemli oranda değer kaybedeceği yorumları yaparken yeni Başkan Kavcıoğlu, bu gerilimi azaltmak ve piyasaları yatıştırmak için dün bazı adımlar attı. Önce bir açıklama yayınlayan Kavcıoğlu, daha sonra ise banka genel müdürleri ile bir araya geldi. Olağanüstü bir Para Politikası Kurulu toplantısı yamekte başarılı olamadığı yorumufaiz artırınca görevden parak faizleri düşüreceği iddia edilen na neden oldu. Cuma günü 7.20 alınan Naci Ağbal’ın Kavcıoğlu açıklamasında piyasaya güTL’ye kadar gerileyen dolar dün yerine yüksek faizi ven vermek için şu vurguları yaptı: saat 23.30 itibarıyla 8.27 TL’den eleştiren Profesör Dok“Merkez Bankası enflasyonda kalıişlem gördü. tor Şahap Kavcıoğlu’nun cı düşüşü sağlama temel hedefi doğCuma günü İstanatanması, piyasalarda rultusunda para politikası araçlarıbul Sözleşmesi’nin ekonomi politikala nı etkin bir şekilde kullanmaya defeshinden, Gezi rına ilişkin yeni vam edecektir. Enflasyondaki gerileParkı’nın İstanbir gerilim dö me, ülke risk primlerindeki düşüş ve bul Büyükşehir neminin haber finansman maliyetlerindeki kalıcı iyiBelediyesi’nden cisi oldu. leşme yoluyla makroekonomik istikalınıp bir vakfa Piyasa ana rarı olumlu etkilerken, yatırım, üreverilmesine kaŞahap Kavcıoğlu listleri atılan tim, ihracat ve istihdamı artırıcı sürdar birbiri ardıadımın güve dürülebilir büyüme için de gerekli koşulların oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda Para Politikası Kurulu (PPK) toplantıları, daha önce kamuoyuna ilan edilen takvime uygun şekilde yapılacaktır.” Banka satışları yüksek Bankacılarla yapılan toplantıda ise Kavcıoğlu, ani politika değişikliği yapmayacağını belirtti ve birincil önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu, piyasaya müdahale etmeyeceğini vurguladı. Ancak Kavcıoğlu’nun piyasaların ateşini düşürmek için yaptığı toplantının ardından açılan Asya piyasalarında ilk kotasyonlarda dolar/ TL yüzde 16 yükseliş kaydetti. Dolar/ TL saat 22.30 itibarıyla yüzde 16.2’ye kadar yükselişle 8.3880’e kadar çıktı. Bankaların döviz alış ve satış sayfalarında da dolar alış ve satışı yüksek belirlendi. Dolar alışı 7.70’lerden başlarken satış ise 8.20’leri buldu. Avro ise 9 TL’yi aşarken satış rakamı 9.76’ya kadar çıktı. Geçen haftayı dolar 7.21 TL’den, Avro 8.59’dan kapatmıştı. l Ekonomi Servisi Artan zeytinyağ fiyatlarını düşürmenin çaresi dökme ihracatı yasaklamak oldu Fatura üreticiye çıktı IMF TEMKİNLİ İYİMSER Toparlanma var belirsizlik çok Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Geoffrey Okamoto, dünya ekonomisinde toparlanma sinyalleri geldiğini ancak salgın nedeniyle belirgin risklerin sürdüğünü belirtti. Okamoto, ocak ayında açıkladıkları, küresel ekonomik büyümenin yüzde 5.5 olarak öngörüldüğü raporun revize edilmesini gerektiğini belirterek “Küresel ekonomik toparlanma henüz tamamlanmadı ve eşitsiz gelişiyor. Toparlanma birçok ülkede ve sektörde farklı gelişiyor” dedi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde da ekonomik durumun genel olarak geçen yıla göre daha iyi göründüğünü, küresel talepteki toparlanma ve ilave mali önlemlerin Avro bölgesine katkı sağladığını söylese de kısa vadeli görünümün salgın ve aşılama ile ilgili belirsizliklerle çevrili olduğunu söyledi. l Ekonomi Servisi ÜNLÜ&CO’DAN BAŞVURU 25. yılda yüzde 25’ini halka arz edecek Yatırım ve varlık yönetimi hizmeti veren ve kuruluşunun 25. yılını kutlayan Ünlü Yatırım Holding AŞ (Ünlü&Co), hisselerinin yaklaşık yüzde 25’inin halka arzı için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu. Bu konuda Yapı Kredi Yatırım Menkul Değerler yetkilendirildi. “Yarattığımız değerleri, hisselerimizi halka arz ederek paylaşma yolunda ilk adımı attığımız için gurur duyuyoruz” denilen açıklamaya göre, merkezi İstanbul’da olan ve 500’e yakın çalışanıyla faaliyet gösteren şirketin ayrıca İstanbul, Ankara ve İzmir’deki şubelerinin yanı sıra New York ve Londra’da ise aracı kurumları bulunuyor. l Ekonomi Servisi ODE YALITIM AÇIKLADI Katma değer için 100 milyon liralık yatırım En büyük yalıtım şirketlerinden ODE Yalıtım’ın, RFlex elastomerik kauçuk köpüğü ısı yalıtım malzemesinde 100 milyon TL’lik yatırım başlattığı açıklandı. Verilen bilgiye göre, şirket bu yatırımla Çin ile Almanya arasındaki coğrafyada en büyük üretici konumuna gelecek. Yeni üretim tesisinde 150 kişiye istihdam sağlayacaklarını söyleyen ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Son teknolojileri kullanacağımız tesisimizde elastomerik kauçuk köpüğündeki katma değerli tüm ürün gruplarını üretip ihraç ederek ülke ekonomisine katkımızı sürdüreceğiz” dedi. Tesis 2021 sonunda devreye girecek. l Ekonomi Servisi Üretici ve ihracatçı, ekim ayına kadar sürecek yasağa tepkili. Üreticinin ürününün fiyatlarının düşeceği belirtilerek tüketiciyi korumak için KDV indirimi yapılmasını istiyor. ALI CAN POLAT Hükümet ayçiçek yağında yüzde 110, zeytinyağında ise yüzde 50’ye varan fiyat artışlarına karşı çareyi zeytinyağında dökme ihracatı yasaklamakta buldu. Ancak üretici ve ihracatçı kendilerine sorulmadan alınan karara tepkili. Tüketiciyi korumak için KDV oranlarının düşürülmesi ya da zincir marketlerin kârlarına bakılmasını isteyen üretici, bugün bakanlığa kararın geri alınması çağrısında bulunacak. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın talebi üzerine zeytinyağının dökme olarak ihraç edilmesine 31 Ekim tarihine kadar yasak getirdi. Ayrıca ayçiçeği, aspir ve kanolanın ithalatından ise 30 Haziran tarihine kadar gümrük vergisi alınmayacağı duyuruldu. KDV indirilmeliydi Kendisi de aynı zamanda bir üretici olan Edremit Ziraat Odası Meclis Başkanı ve Ulusal Zeytinyağı Konseyi Kurucu Başkanı Mustafa Tan, kararın ana üreticiyi vuracağını belirterek “Üretici zaten maliyetlerini dahi karşılayamıyordu. Üreticiler, 2728 TL gibi fiyatlarla satıyor bu ürünü. Şimdi ihracat olmayacağı için üreticinin elindeki ürünün fiyatı daha da düşecek” dedi. Tan, “Tüketici korunacaksa KDV’de indirime gidilebilirdi, zincir marketlerin ve aracıların yüksek oranlı kârları incelenebilirdi. Bunların yerine üreticinin sırtına binilmesi doğru olmaz” diye konuştu. Sektör olarak haberi basından öğrendiklerini belirten Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet ise şunları söyledi: “Hiçbir şekilde görüşümüz alınmadı ve bize danışılmadı. Genel kanı enflasyonu düşürmek ve zeytinyağı fiyatlarını aşağı çekmek için alındığı yönünde. Ancak sezona giTüketim yetersiz l Rekolte: 170220 bin ton l Kişi başı tüketim: 2 kilo l İhracat 70 bin ton. l Yarısı dökme yapılıyor. rerken zaten devreden stoklarımızla birlikte 250 bin ton ürünümüz var. Üstüne bir de bu sezonki üretimlerimiz eklenince hem iç pazara fazlasıyla yetecek hem de ihraç edilebilecek bol bol zeytinyağımız var. Bu karar üreticiyi mağdur etmekten başka bir işe yaramaz. Üreticimiz mevcut fiyatlarla bile maliyetlerini karşılamakta zorlanıyordu.” Yüzde 50 dökme İhracatın yüzde 50’sinin dökme yapıldığını söyleyen tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım ise “Bu yasak iç piyasadaki fiyat artışını durdurur ama ihracatçıya darbe vurur. İhracatçı ‘ülkem izin vermiyor bu ürünleri size gönderemeyeceğiz’ derse yabancı alıcı bir daha işbirliği yapar mı?”dedi. Hükümet kamulaştırmadan özelleştirmeye düzenleme rekoru kırdı Kararlar kasırga gibi esti MUSTAFA ÇAKIR İktidar acele kamulaştırmalardan nişasta bazlı şekere, kamu mallarının özelleştirilmesinden Katar’la su anlaşmasına kadar hafta sonu düzenleme rekoru kırdı. Hükümetin, hafta sonu aldığı çok sayıda karardan dikkat çekenler şöyle: n Hükümet, eleştirilere karşın iki günde 11 “acele kamulaştırma” kararı daha çıkardı. Kararda Rize İyidere Lojistik Limanı İnşaatı Projesi’nde kullanılacak deniz dolgu malzemelerinin getirileceği taşocağı ve bağlantı yollarından, Direktaş HES, Ömerli Rüzgâr Enerji Santrali’ne, Aşağı Kaleköy Barajı ve HES’ten iletim hatları ve İzmitKandıra yoluna kadar çeşitli projeler yer aldı. n Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi’ne 100 milyon TL sermaye tahsis edildi. 11.9 TÜRK HAVA KURUMU GAYRIMENKUL SATIYOR Yapılan düzenlemelerden biri de Türk Hava Kurumu (THK) ile ilgili oldu. THK Balıkesir, Adana, Aksaray, Elazığ, Eskişehir, Muş, Ordu ve Manisa’daki bazı taşınmazlarını satacak. Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, satış için gerçekleştirilecek ihaleler kapsamında, apartman, bağımsız bölüm, mesken, tarla ve fındıklık gibi gayrimenkuller yer alıyor. Söz konusu taşınmazlara ilişkin tekliflerin, 15 Nisan Perşembe günü saat 17.00’ye kadar “www.winvestate.com” internet adresindeki eteklif sistemi üzerinden verilmesi gerekiyor. Şartname de aynı internet sitesinden eşartname olarak temin edilebilecek. milyar TL bütçe başlangıç ödeneği olan bakanlığa neden böyle bir tahsis yapılmasına ihtiyaç olduğu ise belirtilmedi. n Yusufeli Barajı ve HES Projesi nedeniyle bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunanların yeni yerleşim alanına nakilleri, hak sahiplikleri ve borçlandırılmalarına yönelik düzenleme yapıldı. n 20212022 pazarlama yılı şeker kotaları belirlendi. Nişasta bazlı şeker kotası 67 bin 500 ton oldu. 29 bin 593 ton ile Cargill ilk sırada yer aldı. n DiyarbakırMuş il sınırı da yeniden düzenlendi. Diyarbakır Kulp ilçesi Alaca Mahallesi’nde Şenyayla olarak bilinen bölge Muş’a bağlandı. Cumhurbaşkanı kararlarında değişikliğin gerekçesi açıklarmazken İl İdaresi Yasası’nın 2. maddesine dayandırıldı. Bu madde Cumhurbaşkanı’na değişiklik için yetki veriyor. Sabiha Gökçen hareketlendi Sabiha Gökçen Havalimanı’nda salgın nedeniyle sekteye uğrayan dış hat uçuşları yeniden başlıyor. Yabancı havayolu firmalarının uçuşlara başlamasının yanında yerli havayolu firmaları da yurt dışı uçuşlarını artırdı. Sabiha Gökçen Havalimanı İşletmecisi İSG’den yapılan açıklamaya göre, dünya genelinde aşı programlarının devreye sokulması, havalimanları ve ülke genelinde sıkı salgın tedbirlerinin uygulanması ve turizm sezonunun da ağır adımlarla başlamasıyla mart ayında yeni uçuşların gündeme geldiği belirtildi. Air Arabia, Air Arabia Moroc, Qatar Airways, Nile Air, Salam Air, Pobeda, Flydubai ve Jazeera Airways gibi havayolu firmalarının ardından Azerbaycan’a ait Buta Airways de 14 Mart 2020’de iptal ettiği Sabiha GökçenBaku uçuşlarını 18 Mart’ta tekrar başlattı. Bu gidiş nereye? Pazar sabahı, Cumhuriyet gazetesindeki haberler kâbus gibiydi. İstanbul Sözleşmesi, Merkez Bankası Başkanı, HDP, Gezi Parkı, Kanal İstanbul… Birkaç gün önce de Boğaziçi öğrencilerinin davasında iddianame dini teamüllere dayandırılıyordu. Adeta, gizlice şeriat düzenine geçiyorduk. Ben “süreç olarak faşizmi” izlerken artık şaşırmıyorum ama rasyonel (neoliberal) ekonomi yönetimine uygun, demokratik hakları ve özgürlükleri genişletecek reform beklentileri içinde olanlar, şimdi şok yaşıyor olmalılar. Seçimlere umut bağlayanların da kaderi farklı olmayacak! İleri doğru büyük adım Aklıma şu karanlık fıkra geliyor: Yeni genel müdürün birinci yılını kutlamak için toplanan ofis partisinde genç bir memur, kadehini kaldırır ve şöyle der: “Şirketimiz bir uçurumun kıyısına gelmişti. Sayın genel müdürümüz ileri doğru büyük ve cesur bir adım attı.” Ancak bu kez durum biraz farklı. Gazetemizin yazarlarının bir süredir vurguladığı gibi rejim çıkmazda, kaotik bir ortam şekilleniyor. Şimdi, rejimin geldiği noktada önü de uçurum arkası da… Rejim, taviz vermeyi kabul ederek ekonomik, sosyal, yasal “reformları” uygulamaya koymaya başlasaydı, üzerinde durduğu zemin çözülmeye, 19 yıllık kazanımlarını kaybetmeye başlayacaktı. Rejimin doğası gereği, “süreci” ilerletmekten başka bir seçeneği yok. “Genel Müdürümüz” de ileri doğru, siyasal İslamın hem ekonomik (faizler, devlet garantileri) ve kültür savaşlarında kazanımlarını genişleterek (İstanbul Sözleşmesi, Gezi Parkı) hem tabanını konsolide edecek, hem de iktidar düzeyinde muhalefeti tasfiye etmeyi hızlandıracak büyük bir adım atmayı seçti. Galip Yalman dostumun deyişiyle “hem mevzi savaşı hem de cephe savaşı aynı anda”… İyi de rejim, önündeki uçuruma düşmeden “ileriye doğru” daha ne kadar kaçabilir? “Mevzi ve manevra savaşlarının” ekonomik kaynağı, yeterli toplumsal desteği, meşrulaştıracak söylemi ve uluslararası alanda meşruiyetini koruyacak siyasidiplomatik desteği var mı? Yoksa, rejim uçurumun dibine çarparken “öteki”lerin bedenlerini, şok emici yastık gibi kullanmayı mı hesaplıyor? ‘Önce kelam değil, madde vardı’ Ve de “iman eden, ne kadar zorlanırsa zorlansın mermeri delemez!” Rejimin “ileri kaçmakla” içine düştüğü çıkmazlardan neden kurtulamayacağını, neden sorunların daha da ağırlaştıracağını, “çıkmazlarının” “maddesine” ve “mermerine” bakınca görebiliyoruz. Artıkdeğer üretmeden, salt birikmiş olandan rant üreterek yaşamaya çalışan bir sınıfın ekonomik düzeni sürdürülemez, kaynakları eninde sonunda kurur; özellikle ekonomisi, sanayi girdileri, ticareti, hatta gıda sektörü ithalata, ucuz krediye, yapancı sermaye girişine bağımlı bir ülkede… Dış kaynak (uluslararası sermaye) girişini kolaylaştırmak için hem ona bir getiri garantisi (yüksek faiz vererek ülkedeki artıkdeğeri “carrytrade” ile hortumlama olanağı) hem de yatırım yapacak olanlara, ülkedeki varlıklarını yasal ve siyasi güvenceye alan, kişi kaprisinden bağımsız kurallar ve kurumlar sunmak gerekir. Bunu başarabilmenin tek yolu, uluslararası sermayenin birikim süreçleri, değerlenme devreleri içinde, ülke ekonomisine belli bir işbölümü bağlamında “uygun” bir yer bulmaktan geçer. Bu salt ekonomik bir sorun değildir. Bulunacak yer, uluslararası sermayenin dayandığı hegemonya düzeninin, güçler dengesi dinamiklerinin, sermaye hareketlerini destekleyen “kültürel biçimlerin” içinde yapılacak kimi kalıcı, sürdürülebilir tercihlerle yakından bağlantılı olacaktır. Siyasal İslamın AKP rejimi, “stratejik derinlik” fantezisi peşinde bir “yeni Osmanlıİhvan” sentezine koşarken ülkenin geleneksel müttefikleriyle, ait olduğu ekonomik askeri blokla ilişkilerini kırıp dökmeye başlamış ama ülkeyi yeni, tanımlanabilir bir “yere” taşıyamamıştır. Uluslararası alanda geçen hafta yaşanan gelişmeler (Biden Putin’e katil dedi, ABD ve Çin heyetleri Alaska’daki toplantıda kavga ettiler) ABD ile Rusya ve Çin arasındaki gerginliklerin tırmanmaya başladığını gösteriyor. Bu koşullarda rejimin, acilen bir tercih yapmaya zorlanırken hızla yalnızlaştığı ve olası seçeneklerinin maliyetinin de hızla arttığı görülüyor. Bu sürdürülemez durumun içinden “beklenmedik” bir şey, olasılıklar yelpazesini genişletmek üzere çıkmaya hazırlanıyor olabilir mi? Düşünmeye değer.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle