05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 20 MART 2021 CUMARTESİ HABER HDP’nin yol haritası Hukuk Komisyonu’nun değerlendirmesine göre şekillenecek Kaçıştan teslimiyete Aziz Nesin, günümüzde giderek tükenen verici, fedakâr aydın tipinin yüklendiği sorumluluğu kendi deneyimi çerçevesinde günlüğüne şu sözlerle aktarmış (21 Temmuz 1987): “Aziz Nesin’in toplumsal kişiliği, bireysel kişiliğini çok aştı... Sanki bireysel Aziz Nesin’in kucağına o kırkelli tane olan ve gittikçe çoğalan Aziz Nesin’ler oturmuş ve ben Aziz Nesin onların ortasında ve ağırlığı altında kalıp ezilmiş, görünmez olmuşum.” Mum Hala’da geçiyor bu satırlar. Bizde aydının toplumsal öncüleşme konumuna ve bir süre sonra başkalarının eksik bıraktığı işleri de yüklenmek zorunda bırakılmasına dair eşsiz ifadeler. Aziz Nesin bu, yine de teslim olmuyor elbette. Çünkü o da “mecbur insan”, Yaşar Kemal’in anlattığı mecbur insanlar, yenileceklerini bilseler de teslim olmayıp direnmeyi sürdürüyor. Ama herkes için durum böyle mi? Kaçış ile teslimiyet arasındaki salınım bugün daha belirgin. Nesin’in bu satırlarını okurken, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Teslim adlı hikâyesi düştü aklıma. Akışa direnç, akıştan kaçış ve akışa teslimiyet tercihleri arasındaki gelgitlerin en iyi temsil edildiği edebi miraslardan birisi kanımca. Hikâyeye geçmeden, aydının bu öncülük konumuna dair Tanpınar’ın Yaşadığım Gibi’deki kimi saptamalarını hatırlayalım. 1943’te şöyle yazmış: “Hayat, şüphesiz bütün cemiyetindir. Fakat mesuliyetleri yalnız münevverindir.” 1951’de Varlık’ta çıkan bir söyleşide de bu görüşü sürdürmüş: “Hiçbir milletin münevveri, bizim kadar içtimai olamaz. Eğer ferde ait bazı tabii hakların bile peşinden koşmamışsak bu, daima bir tehlike içinde yaşamamızdan gelir... Muhasara şiddetlendikçe fert kendisini cemiyete bağışladı.” Bu topraklarda aydının içinde yaşadığı toplumun yükünü omuzlarında taşıma yazgısını Tanpınar saptamış, Aziz Nesin de yıllar sonra pratiğiyle defterine geçirmiş. İşte Teslim’deki kaçış ve teslimiyet arasındaki geçişliliği de bu çerçevede anlamak gerekiyor. Hikâye bir tren istasyonunda başlıyor ve yine orada bitiyor. Kahramanımız Emin Bey, istasyondaki kafileyle birlikte trenin gelmesini beklemektedir. Fakat içinde bulunduğu çevreye giderek yabancılaşmıştır. Tanpınar, Emin Bey’in ruh halini şöyle aktarıyor: “Hiçbir fikrini dinletemediği bu insanlar arasında kendisini lüzumsuz ve hatta yabancı bulmağa başlamıştı.” Kopuşta ilk aşama, bu aidiyet bunalımı, işlev kaybı ve yabancılaşmadır. Aydın değiştirmek istemekte, ancak sorumluluğunu hissettiği toplulukta bunun bir karşılığının olmadığını görmektedir. Ardından istasyondan ayrılıp gezintiye çıkar ve sorgulama derinleşir. Emin Bey’in bu kırılgan aşamadaki duruşunu, “Bu, mağlubiyetin, geriye çekilmenin, hatta kaçışın kendisi için hazırladığı bir biçim ve davranış tarzıydı” sözleriyle sunar Tanpınar. Sonunu bize böyle sezdirir. Asıl kopuş Politika tanımı da, Deleuze ve Guattari’nin Kafka’nın edebiyatını minör politika çerçevesinde inceleyen bakış açılarının bir başka habercisi gibi, daha küçük mekânlara, daha az sayıda insan arasındaki gündelik ilişkilere doğru genişler. “O zamana kadar politikayı büyük merkezlere mahsus, büyük meselelerin etrafında ve her şeyden evvel bir fikir davası addederdi.” Fakat Emin Bey, taşraya yaptığı bu küçük yolculukta bunun böyle olmadığını anlar: “...Doğum, ölüm, evlenme, her şey burada politika idi.” Biyopolitika çalışan arkadaşlara duyurulur. Görüldüğü üzere ikinci kırılma ve ayrışma siyaset tanımındadır. Kendisinin algıladığı siyasetin kalıpları ve zamanıyla taşradaki kalıplar farklıdır. Bir bakıma halkçı aydının buhranını temsil eder Emin Bey. Gündelik yaşamın içindeki politikaya pratik olarak nüfuz edememiş halkçı aydının elbette. Fakat asıl darbe, üçüncü kırılmayı sağlayacak olan karşılaşmadadır. Emin Bey, okuldan yakın arkadaşı Süleyman ile karşılaşır. Yüksek tahsillerini birlikte yapmışlar, “aynı kitapları okumuşlar, aynı şeyleri sevmişler”dir. Aslında Süleyman’ın ayırıcı özelliği, bizim öncü aydın modelimize olan uygunluğudur. “Çünkü Süleyman, neslinin deste başısı olmak için yaradılmış insanlardandı.” Oysa şimdi gördüğü Süleyman, taşraya teslim olmuş, gündelik ve sıradan dertlerin içinde, “sefil ve pejmürde” bir halde karşısında durmaktadır. Niye böyle olduğunu hikâyeyi okuyanlar görecek; ancak mesele, asıl kopuşun yerini doğru saptamakta. Asıl kopuş, Emin Bey’in direnip değiştirmeyi umduğu düzeneğin, en yakınındaki arkadaşlarından, öncüleşecek isimlerden birisini de kendi akışına teslim aldığını görmesiyle gerçekleşir. Artık direnç çözülmüştür; Emin Bey için de akıştan kaçış, yerini akışa teslimiyete bırakmak üzeredir. Nitekim son sahnede Emin Bey istasyona dönünce taşrayı temsil eden bir karakter olarak Cebbarzade’nin yanına oturur ve oğlunu görmeye karar verdiğini bildirir, ona babası Cebbarzade’nin haklı olduğunu söyleyecektir: “Bilirsin, oğlun beni sever ve dinler. Okuduklarını unutacak. Sana benzeyecek!” der ve sözlerini şöyle sürdürür: “Ben artık değiştim. Teslim oluyorum. Anladın mı? Teslim oluyorum.” Fakat Cebbarzade, okumuşların bu teslimiyetinden çok hoşnut olmadığını şöyle ifade eder: “Aramızda fark kalmazsa ne yaparız?” Sanırım bamteli de burası. Haftaya devam. Sinei millet düşünülmüyor MYK toplantısında yerel seçimlerde, HDP’nin büyükşehirlerde aday çıkarılmadığında sonucun değiştiğine dikkat çekildi. “Partisiz kalmanın iktidar açısından kâbusa dönüşebilecek bir seçenek olduğu” değerlendirildi. HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK), son gelişmelerin ardından düBuldan, HDP’nin kapatılması durumunda izlenecek yol haritasının henüz belirlenmedizenlenen toplantıda, bundan sonğini söyledi. Toplantıda; sinei ra izlenecek süreçler değerlendirildi. Toplantıda, “sinei milSEFA millet, başka bir partiye geçUYAR me ve davaya yönelik izleneletin, HDP açısından seçenecek bilecek hukuksal süreçler gibi olmayacağı” görüşünde birleşilirbaşlıklar masaya yatırıldı. Edinilen ken, Demokratik Bölgeler Partisi’ne bilgiye göre toplantıda sinei mille(DBP) geçmek veya yeni bir parti te dönme düşüncesinin, “HDP için kurmak, “güçlü bir seçenek” olarak hiçbir zaman seçenek olmadığı” ve masada. HDP yol haritasını, Hukuk “bundan sonra da olmayacağı” görüKomisyonu’nun değerlendirmeleri şünde birleşildi. nin ardından netleştirecek. HDP MYK, Ömer Faruk Hukukçular değerlendiriyor Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin Sinei milletin “sırça köşklerde, Sadüşürülmesi ve partiye kapatma da raylarda siyaset yapanlar için değervası açılmasının ardından önceki lendirilebilecek bir seçenek” oldugün olağanüstü toplandı. Toplantıya ğunun altı çizildi. AKP ve MHP’nin, ilişkin HDP Eş Genel Başkanı Mit HDP’siz bir Meclis ve siyaset istediği, hat Sancar ile birlikte açıklama ya sinei milletin, alanı AKP ve MHP’ye pan HDP Eş Genel Başkanı Pervin bırakma anlamı taşıyacağı ifade edildi. RAPORTÖR GÖREVLENDIRILDI Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davada bir raportör görevlendirdi. Raportörün ilk incelemeye ilişkin raporunu tamamlayarak AYM heyetine sunması gerekiyor. Bunun ardından heyet, davaya ilişkin ilk incelemesini yapacak ve iddianamenin kabul edilip edilmediğine karar verecek. Bu süre Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerine göre iddianamenin gönderilmesinden itibaren 15 günü geçemeyecek. Kabul edilmesi halinde iddianame ön savunma için HDP’ye gönderilecek. l ANKARA / Cumhuriyet Edinilen bilgiye göre HDP’nin hukukçuları; olası bir fesih durumundaki artı ve eksiler ile davayı hukuksuz bırakacak savlar üzerinde çalışıyor. Davaya ilişkin “güçlü bir savunma” için de HDP Eş Genel Başkanı Sancar ve Hukuk Komisyonu’nun öncülüğünde çalışmalar yürütülüyor. Yerel seçimlerinde, HDP’nin büyükşehirlerde aday çıkarılmadığında sonucun değiştiğine dikkat çekilen toplantıda, “partisiz kalmanın iktidar açısından kâbusa dönüşebilecek bir seçenek olduğu” değerlendirildi. Barış ve Demokrasi Partisi’nin adının değişmesiyle kurulan DBP’nin canlandırılmasının ve yeni parti kurmanın, “güçlü seçenecekler olarak masada durduğu” belirtilirken, DBP üzerinde durulmasınında, “seçim deneyiminin olmasının, belediye başkanlıkları kazanmasının ve Meclis’te temsil ediliyor olmasının” etkili olduğu kaydedildi. l ANKARA Eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, HDP’nin aynı adla kurulabileceğine dikkat çekti Feshedilirse, yeniden kurulur AHMET TÜRK: İMRALI’YA YÜZEREK GİTMEDİM Ahmet Türk HDP Eş Genel Başkanı Pevin Buldan’ı arayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, kapatma davası ve Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesini “demokrasiye aykırı bir tutum” olarak nitelendirdiği belirtildi. Meclis’e yer yatağı kuruldu Milletvekilliği düşürülen HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, Meclis’teki 3’üncü gününü tamamladı. Bekleyişinin ilk gününde koltukta sabahlayan Gergerlioğlu için önceki gün partinin grup odasına yer yatağı kuruldu. Dün akşam saatlerinde grup odasından bir video paylaşan Gergerlioğlu “Bu gece de Meclis’teyim. Hukukun üstünlüğü hakim olana dek mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcileri ile eski AKP milletvekili ve DEVA Parti Kurucular Kurulu üyesi Abdurrahim Aksoy, Gergerlioğlu’na dün ayrı ayrı ziyaretler gerçekleştirdi. İHD’nin ziyaretinde, Ahmet Türk de bulundu. Düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Gergerlioğlu, çözüm süreci sırasında, “Marmara Akiller Heyeti’ni Kocaeli’nde ağırladığını, bu süreçte ‘çok iyi işler yapan insan’ olarak görüldüğünü” kaydederek, “Ne zaman ‘çözüm süreci’ bitti, biz aynı şeyi söylemeye devam ettik, bu kez bize terörist demeye başladılar” diye konuştu. Gergerlioğlu, bir haberi paylaştığı için ceza aldığını söylerken, bu haberin halen erişime açık olmasına karşın kendisine ceza verildiğini kaydetti. İHD adına ziyarete katılan Gergerlioğlu’nun avukatı Kerem Altıparmak, dokunulmazlığın “temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamamasını” düzenleyen anayasanın 14. maddesine dayanılarak kaldırıldığını söyleyerek “14. maddenin son fıkrası bu maddede gösterilen durumların uygulanması için bir kanun çıkarılması gerektiğini söylüyor. Nerede bu kanun? Onun için Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığı kaldırılmamıştır” dedi. Gergerlioğlu, kapatılma davasına ilişkin iddianameye İmralı Günlükleri kitabının delil olarak sunulduğunu belirterek, “çözüm sürecinde ne yapıldıysa, İmralı görüşmeleri devlet bilgisi dahilinde yapılmıştır” dedi. Ahmet Türk ise bu süreçte İmralı’ya ilk gidenlerden olduğunu kaydederek “Herhalde yüzerek gitmedim, yüzme şansım da yoktu. Devletin sağladığı yollardan gittik, onların talebi üzerine bu görüşmeler başladı ve bir barış sağlanması konusunda bir mutabakat vardı ama istenilen netice alınmadı ve bu süreç sona erdirildi” ifadelerini kullandı. Türk, “Vekilliklerin kaldırılması, cezaevi süreçleri bize bir şeyi gösterdi. Hep güçlenerek çıktık” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet SEFA UYAR kapanma kararı alması durumunda AYM’nin Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARvereceği tek karar artık düşme kararı. Bu daSAV) Başkanı Ömer Fava sırasında kapanma karuk Eminağaoğlu, “kararı alan partinin, düşpatılma davası açılan me kararını beklemeden partinin kendini feshetbile aynı adla, hatta aymesi durumunda dava Eminağaoğlu nı tüzük ve programla binın düşebileceğini, aynı le kurulmasında artık enad ve tüzükle yeniden kurulma gel bulunmuyor. Yeni kurulacak sının önünde engel bulunmadı partinin önceki eylemlerde de ğını” söyledi. bir sorumluluğu bulunmuyor.” Hukukçu Eminağaoğlu, HDP’ye açılan kapatma davası ‘Mevzuat karmakarışık’ na ilişkin Cumhuriyet’e değerDava sürecinde üye kayıtlarılendirmelerde bulundu. Eminın, parti organlarının genel kunağaoğlu, Siyasi Partiler Yasa rul dahil faaliyetlerinin ve sesı’ndaki (SPY) “kapatma davası çimlere katılmasının durdurulaçıldıktan sonra bir partinin ge ması konularında ihtiyati tednel kurulunu toplayarak kapan bir uygulanabileceğini ve böyle ma kararı almasının, o davanın bir durumda davaya devam ediyürütülmesine ve hükmedilecek leceğini vurgulayan Eminağaoğyaptırımlara engel olmayacağı lu, “Her ülkede söz konusu olan nı” belirten maddenin, 2010’da bu davalar konusunda Avrupa AYM tarafından iptal edildiği Konseyi ülkeleri içinde mevzuani belirtti. Eminağaoğlu, şunla tı böyle karmakarışık hale sokurı kaydetti: “DEHAP örneğindeki lan başka bir ülke bulunmuyor” gibi genel kurulunu toplayarak dedi. l ANKARA İHD Başkanı’na gözaltı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın terör örgütü PKK’ye yönelik soruşturması kapsamında, aralarında eski HDP il başkanları ve yöneticileri ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın da bulunduğu 12 şüpheliden 10’u gözaltına alındı. Türkdoğan’ın gözaltına alınmasına, İHD ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ortak yazılı açıklama ile tepki gösterdi. “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TBMM Genel Kurulu’nda İHD’yi hedef gösteren konuşmasından kısa bir süre, İnsan Hakları Eylem Planı’nın gösterişli sunumlar ile kamuoyu ile paylaşılmasının üzerinden henüz iki hafta geçmişken gerçekleşen bu gözaltı hiçbir şekilde kabul edilemez” denildi. Türkdoğan dün akşam saatlerinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soylu hedef göstermişti Soylu, Meclis’te, “1984’ten bu yana terör örgütü, 6 bin 21 sivil katliam gerçekleştirdi. O, İHD denilen canı çıkasıcası dernek, bir tanesi için bir laf söyledi mi, onun peşine takılıyorsunuz?” demişti. İstanbul, Kocaeli ve Balıkesir’deki operasyonlarda da HDP yönetcilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. l ANKARA HDP İDDİANAMESİ: Demirtaş: Seçimin sonucunu HDP AĞIRALIOĞLU: HDP, MEZARDA SIYASET YASAĞI binası değil, HDP’liler belirleyecek PKK’YE SAVAŞ AÇMALI MEHMET MENEKŞE HDP’nin kapatılması istemi ile hazırlanan iddianamede siyaset yasağı istenen 687 kişiden biri de üç yıl önce kanserden hayatını kaybeden Naciye Çiğdem Atalay oldu. Çiğdem Atalay’ın yakını avukat Can Atalay, “Görünce içimiz acıdı, üç yıl önce hayatını kaybeden mezardaki birine siyaset yasağı getirildi. Bu durum bile hazırlanan iddianamenin nasıl olduğunu göstermeye yetecek bir örnektir. HDP’den aday oldu diye böyle bir suçlama yapılabilir mi?” diye tepki gösterdi. Emekli öğretmen Naciye Çiğdem Atalay 7 Haziran seçiminde HDP Amasya 1’inci sıra milletvekili adayı olmuştu. Can Atalay, “Geçen yıl Yargıtay Ceza Dairesi, 301 kişinin yaşamını yitirdiği Soma davası ile çok yerinde bir karar verdi. Kararı veren heyeti ocak ayının başında değiştirdiler. O zamana kadar itiraz etmeyen Yargıtay Başsavcılığı 8 Ocak’ta itiraz etti. Ve Soma davası kararı bozuldu. Savcılık, yeni üyelerin gelmesiyle itiraz ediyor. İşte bunu yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı şimdi de HDP’nin kapatılması iddianamesini yazıyor” diye konuştu. HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, gücünün yetmeyeceği HDP budur” diyerek HDP binasının ve kalabalık HDP’ye kapatma davası açılması bir miting fotoğrafını paylaşan Dena sosyal medyadan tepki gösterdi. mirtaş, “Önümüzdeki seçimlerin soDemirtaş “Bugüne kadar partileri nucunu HDP binası değil, HDP’liler ya darbeciler ya da statükocular ka Demirtaş belirleyecek” dedi. Seçim sandıpattı. İlk kez, bir partinin seçim kağı fotoğrafı ile de “Bu da HDP’lilerin zanması için başka partiye kapatma da zalimleri gömeceği yer” ifadesini kullanvası açılıyor. Bu sadece ahlaksızlığın dibi dı. “Sonuç ne olursa olsun, demokrasi ve değil, aynı zamanda ağır anayasal suçtur. barış yolundan sapmayacağız” diyen DeSusarak ya da kararın altına imza atarak mirtaş, Gergerlioğlu’nun vekilliğinin dübuna ortak olanları unutmayacağız” ifa şürülmesi için de “Gergerlioğlu her daim delerini kullandı. Mesajında “Kapatmak halkın vekilidir ve onurumuzdur” ifadesini istedikleri HDP ve kimsenin kapatmaya kullandı. l Haber Merkezi Pejcinovic Buric: Son derece sorunlu Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric, HDP’nin kapatılmasının “son derece sorunlu” bir durum yaratacağını söyledi. Alman Die Welt gazetesine açıklama yapan Marija Pejcinovic Buric, siyasi partilerin toplanma ve örgütlenme özgürlüğünü de güvence altına alan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) koruması altında olduğunu söyledi. Türkiye’de, hükümetin hayata geçirdiği terörle mücadele tedbirlerinin yöntem ve usullerini eleştirmek bir muhalefet partisinin yasaklanması için gerekçe oluşturamaz” diye konuştu. Türkiye’de daha önce de siyasi partilerin kapatıldığını ve bunların AİHM’nin gündemine geldiğini hatırlatan Pejcinovic Buric, yedi davanın altısında Türkiye aleyhinde karar verildiğini, HDP’nin yasaklanması halinde de benzer bir sonucun ortaya çıkabileceğini söyledi. l Haber Merkezi İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu, HDP’nin kapatılmasına ilişkin yaptığı açıklamada sadece HDP’nin değil, terörün gölgesinde hangi parti olursa olsun kapatılması gerektiğini belirterek “HDP, PKK’ye savaş açmak zorundadır” dedi. Ağıralioğlu, önceki gün Bursa’nın İnegöl ilçesinde partisinin ilçe kongresine katıldı. Soruları yanıtlayan Ağıralioğlu, “HDP, PKK’ye savaş açmak zorundadır. Açmadığı müddetçe terörün gölgesinde kalıp, meşruiyet alanını kendi kendine kapatacaktır. O iradeyi göstermediği müddetçe, bu tarz siyasi tartışmaların içerisinde, hukuk mutlaka kendi üzerine düşeni yapacaktır. O yüzden HDP, eğer siyasi olarak odak olmuşsa, sadece HDP meselesi değil, terörle problemi olan her parti, yani İYİ Parti de terörün gölgesinde kalırsa, AKP de terörün gölgesinde kalırsa, MHP de terörün gölgesinde kalırsa, onlar da kapatılsın. Kurallar partilere, şahıslara göre değil, suçlulara göre tanımlanmalıdır. Kim ihlal ederse cezasını ödemelidir” dedi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle